BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaFinans KulisBDDK, siyaset ve çay----

BDDK, siyaset ve çay

BDDK, siyaset ve çay
21 Haziran 2010 - 08:15 www.finansgundem.com

Son günlerde kısa adı BDDK olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ilgili tartışmalar büyüyor

BDDK'nın işi nedir, ne yapar? Uzun adından da anlaşılacağı gibi, önce bankacılık sektörü ile ilgili düzenlemelerde önemli rol oynar, sonra da bankacılık sektörünü denetler. Ama artık yetkileri bankacılık sektörünü aştı. 2001 krizinden sonra bankaları denetlemek için kurulan özerk kuruma, bankacılık dışı finansal sektör de bağlandı… Bunların başında ise leasing, faktoring ve tüketici finansman şirketleri geliyor. Sırada ise sigorta sektörü var. Sigorta sektörü şimdilik Sigorta Denetleme Kurulu (SDK) tarafından denetleniyor. Orta vadede sigorta sektörünün de BDDK’ya bağlanacağı, SDK’da görev yapan murakıpların da BDDK bünyesinde görevlendirileceği bilinen bir gerçek. Yani her geçen gün BDDK’nın yetki ve sorumlulukları artıyor. Birkaç yıl sonra BDDK, tüm finansal sektörün kural koyucusu (düzenleyicisi) ve denetleyicisi olacak. Hemen belirtelim her ülkenin, özellikle gelişmiş yani bankacılık sektöründe söz sahibi olan ülkelerin BDDK düzeyinde bir kurumu var. Hem de bizdekinden daha etkin ve daha katı… BDDK son günlerde yaptığı iki açıklama ile gündeme geldi. Biri İkiyıldız Faktoring’in sahiplerinden Nurcan Uzunoğlu’nun gözaltına alınması, diğeri de yeni atanacak banka yöneticilerinin çay kahve sohbetine çağrılmasıyla ilgili… Kısaca ilk olayı hatırlayalım. Çek-senet tahsilatı, tefecilik iddialarıyla büyük bir operasyon sonucu gözaltına alınan İkiyıldız Faktoring'in sahibi Nurcan Uzunoğlu ile ilgili ilk haber Hürriyet gazetesinde yayınlandı. Adliye muhabirinin haberiyle olay ortaya çıktı. Ancak haberde BDDK yerine SPK yazılınca işler karıştı. Olayın ortaya çıkmasından sonra perde arkasını ise FİNANSGUNDEM araladı. Nurcan Uzunoğlu'nun BDDK'dan kimler aracılığıyla ruhsat aldığı ve birçok iddia FİNANSGUNDEM sayfalarında yayınlandıktan sonra SPK, konuyla hiçbir ilgisi olmadığını açıkladı. FİNANSGUNDEM'in ısrarlı yayınları üzerine BDDK da açıklama yapmak zorunda kaldı. Peki BDDK açıklamasında ne dedi? BDDK, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerine iki aşamalı izin süreci öngörülmesinin amacının, kuruluşta değerlendirilen bilgiler ile yetinilmemesi ve bu sürecin bir nevi gözlem süreci olarak değerlendirilip sisteme nihai girişlerin daha sağlıklı olmasının sağlanması olduğunu bildirdi. BDDK tarafından yapılan açıklamada finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin kuruluş ve faaliyet izin süreçleri hakkında bilgi verildi. Açıklamada, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin BDDK'nın sorumluluğuna devredildiği 1 Ocak 2006 tarihinden bu yana söz konusu şirketlerin kuruluşlarının, bankalarda olduğu gibi Kurul, iznine tabi tutulduğu ve bu sürecin ''Kuruluş İzni'' ve ''Faaliyet İzni'' olmak üzere iki aşamalı olmasının öngörüldüğü belirtildi. Kuruluş izni sürecinde mutad olduğu üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve tüm güvenlik birimlerinin kuruculara ilişkin görüş ve değerlendirmelerinin alındığı ifade edildi. Açıklama şöyle devam ediyor: ''Kuruluş izni alan bir mevduat bankasının faaliyet izni almadıkça mevduat kabul etmesi mümkün olmayacağı gibi kuruluş izni alan bir finansal kiralama, faktoring veya finansman şirketinin de Kurulca faaliyet izni verilmediği sürece bu konularda faaliyette bulunması izinsiz faaliyet olarak değerlendiriliyor. Ve Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin uygulanmasının talep edilmesi yoluna gidiliyor. Kuruluş izni sürecinde ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile güvenlik birimlerinin görüşlerinin aksine duyumlar ve/veya gelişmeler ortaya çıkması halinde Kurumumuz denetim birimlerince yapılacak inceleme sonuçlarına göre Kurulca faaliyet izni verilmemesi yoluna gidilmektedir. Buradan anlaşılacağı gibi, iki aşamalı izin süreci öngörülmesinin amacı kuruluşta değerlendirilen bilgiler ile yetinilmemesi ve bu sürecin bir nevi gözlem süreci olarak değerlendirilip sisteme nihai girişlerin daha sağlıklı olmasının sağlanmasıdır. Gerek kuruluş, gerekse faaliyet iznine ilişkin kararlar belirtilen çerçevede yapılan objektif değerlendirme süreçleri sonucunda alınmaktadır.'' Bu açıklama ne kamuoyunu ne de FİNANSGÜNDEM’i tatmin etti. Nedenini hemen açıklayalım. Evet izin süreçleri iki aşmalı. Biri; kuruluş izni... Diğeri ise faaliyet izni… Kuruluş izni, şirketin kurucularında yasal olarak aranan şartlar var mı yok mu ona bakılarak veriliyor. Şirketin kuruluşunda söz sahibi olan kişilerin sabıkalarına ve uygunluklarına bakılarak verilir. Burada devletin istihbarat örgütlerinden bilgiler alınır. Kişiler incelenir. Faaliyet izni ise kurulacak olan şirketin, faaliyete geçmek için gerekli araç gereçleri yani donanımları sağlayıp sağlayamadığına bakılarak verilir. Kuruluş iznini alan herkes yeterli donanımı sağlarsa, bunlar mali yekerlilik, yani para ile yapılabilir yatırımları kapsar, faaliyet iznini alabilir. Bunun için de BDDK’nın açıklaması tatmin edici değildir. Gelelim BDDK’nın ikinci açıklamasına. BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in yeni atanacak banka genel müdürleri ile yardımcılarını görüşmek üzere 'çay içmeye' Ankaray'ya çağıracaklarını söylemişti. Bankacıların Ankara seferleri başladı. Bilgin "4 bankaya atanacak genel müdür yardımcılarıyla da çay içtik, çok faydalı oldu" dedi. Ne kadar güzel, bir bankaya atanacak yöneticilerin BDDK’ya çağrılıp, sohbet edilmesinden kimsenin şikayet ettiği yok. Merak edilen konu şu… Acaba BDDK, özel ya da kamu her bankaya atanan genel müdür ile yardımcılarını çay içmeye çağırıyor mu? Biraz daha genişletelim hatta yönetim kurulu üyeliğine atanan yöneticileri de çay içmeye çağırıyor mu? Yoksa BDDK, çay içmeye çağırdığı yöneticilerin ‘kimler tarafından’ atandığına bakarak mı çağırıyor? Yönetiminde murakıpların olduğu bankaların yeni atanan yöneticilerini de çay içmeye çağırmış mıdır ya çağıracak mı? Bugüne kadar hakkında bankacılık suçu ile ilgili dava açılan ve ceza davaları devam eden Banka yöneticileri var mıdır? Hani her seçim sonrasında yapılan bir haber vardır ya… Milletvekillerinin yüzde kaçı sabıkalı diye… Aklıma gelmişken soralım, banka yöneticilerinde bu durum nedir? Çünkü yurtdışında CV’sini eksik ya da yanlış yazan yönetici adayları bile üst kurullar tarafından veto edilirken BDDK özel ve kamu bankaları yöneticilerinden kaç kişiyi veto etti acaba? Yoksa BDDK bankaların yeni yönetici adaylarına sadece kurumun Ankara’daki yerini göstermek için mi çay içmeye çağırıyor?…
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)