BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemBaşkanlık seçimi mi 'podcast' seçimi mi?----

Başkanlık seçimi mi 'podcast' seçimi mi?

Başkanlık seçimi mi 'podcast' seçimi mi?
18 Ekim 2024 - 17:52 www.finansingundemi.com

ABD’de politik tartışmalar, 'podcast’lerin spot ışıkları altında ilerliyor.

FINANSINGUNDEMI.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’de başkanlık seçimi atmosferi, politik tartışmaların platform bazında bir yeniliğe sahne olduğunu gösteriyor.

Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, bu seçimlerin, Amerika'nın ilk ‘podcast seçimi’ olabileceği düşünülüyor.

Cevap okyanusun ötesinde

Fortune’dan Oskar Serrander’ın haberine göre, eski Başkan Donald Trump'ın ‘This Past Weekend with Theo Von’ gibi podcast'lerde son zamanlarda yaptığı yüksek profilli görünümler ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in ‘Call Her Daddy'deki görünümü, politik tartışmaları podcast’lerin spot ışığına taşımış durumda.

Podcast endüstrisi gerçekten de patlama yaşıyor. 100 milyon Amerikalı her hafta podcast dinlediğini söylüyor. Kişisel gelişim ipuçlarından ve kariyer tavsiyelerinden gerçek suçlara ve ünlü dedikodularına kadar sesli içerik hayatımızın dokusuna işledi. Ancak ufukta bir seçim varken, bu gelişen medya alışkanlıkları, aldığımız politik bilgileri ve en önemlisi kime oy verdiğimizi etkileyecek mi?

Cevap okyanusun ötesinde olabilir. Temmuz ayındaki İngiltere seçimleri öncesinde, politik podcast türü büyümede patlama yaşandı. Seçmenler oylarını kullanmaya hazırlanırken siyasi podcast'lerin indirilme sayısı yüzde 50'den fazla arttı ve The News Agents gibi bazı diziler geleneksel basılı gazetelerden daha büyük kitlelere ulaştı. Seçmenler ilk kez akıllarının bir köşesinde bir podcast ile sandık başına gitti.

Samimi bir format

Sesli içerik, özellikle ‘podcasting’, hayatlarımıza uyum sağlama ve bizi en az korunan anlarımızda yakalama konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip gözüküyor. Genellikle başkalarıyla birlikte dinlenen televizyon ve radyonun aksine araştırmalar, podcast'lerin insanlar en çok yalnızken tüketildiğini gösteriyor.

İster kahvaltı yaparken ister işe giderken olsun, podcast'ler günlük rutinlerimizin bir parçası oluyor. Podcast, düzenli dinleyicilerin güvendikleri sunucular ve yayınlarla bağlantı kurduğu samimi bir format olarak öne çıkıyor. ABD'li podcast dinleyicilerinin yarısından fazlası sosyal medyada podcast sunucularını takip ettiğini ve 10 kişiden 6’sı bir podcast'in önerisine dayanarak bir film izlediğini, bir kitap okuduğunu veya müzik dinlediğini söylüyor. Podcast'ler kültürel tüketimimizi bir bölümün yayın süresinin çok ötesinde şekillendirebiliyor.

Büyük haberler manşetlere düştüğünde, en sevdiğimiz programların bakış açılarını ne kadar çok arzuladığımızı görmek ise gerçekten çarpıcı. Başkan Joe Biden yeniden seçimlere katılmayacağını duyurduğunda, podcast'ler dinleyici talebini karşılamak için bölüm üzerine bölüm çekmek üzere birbirleriyle adeta yarıştılar. Başkanın çekilmesinden sonraki beş hafta içinde, önde gelen siyasi şov Pod Save America, mevcut siyasi döngünün iniş çıkışlarına yönelik izleyici iştahını karşılamak için tam 22 bölüm yayınladı.

Podcast'lerin samimiliği göz önüne alındığında, siyasi podcast'lerin etkisi özellikle güçlü olabiliyor ve bu hem iyi hem de kötü anlamda gerçekleşebiliyor.

Podcast’ler dinleyicilere karmaşık konuları anlama fırsatı verebiliyor ve 24 saatlik haber döngüsünün veya sosyal medyanın sıcak yorumlarının izin verdiğinden daha ayrıntılı tartışmalara izin verebiliyor. İster açıklayıcı bilgiler sağlamak ister adayların geçmiş hikayelerini insanileştirmek olsun, podcast'ler siyasete erişilebilir bir yol sunuyor. Erişilebilir bir ses formatında sunulan bu tür içeriklerin, daha bilinçli kararlar alınmasına ve hatta seçmen katılımının artırılmasına bile yardımcı olabileceği düşünülüyor.

Olası riskler

Geleneksel medyanın aksine, hatalar yapıldığında podcast'lerin düzeltme veya geri çekmesi zor olabiliyor. Her gösterinin veya prodüksiyon evinin editoryal politikaları özel olarak belirleniyor ve denetim sağlayan bir düzenleyici bulunmuyor. Yanlış bilginin kasıtlı veya kazara sızması da bu nedenle kolay oluyor.

Podcast’ler yankı odası riski de yaratıyor. Gerçek şu ki çoğumuz şiddetle karşı çıktığımız içerikleri dinlemek için saatler harcamıyoruz. Ve birçok kişi bir öneri üzerine bir podcast'e gelebilirken, yalnızca politik olarak zaten uyumlu olduğumuz kişilerden gelen önerileri kabul ettiğimiz takdirde, bu kendi türünde bir yankı odasına dönüşebiliyor.

Bu sorunu çözmeyi amaçlayan panzehirler elbette var ve siyasi koridorun her iki tarafındaki iki sunucunun bir konunun her iki tarafını da tartışmak üzere bir araya geldiği programlarda artış olduğu gözleniyor. İngiltere'nin çılgınca popüler olan The Rest is Politics programı bunun bir örneği. Bu iki tarafı da kapsayan politik gösteri, kardeş yapımı Leading ile birlikte, İngiltere seçim kampanyası sırasında 20 milyondan fazla indirme sayısına ulaştı. 67 milyonluk bir ülkede böylesi bir rakama ulaşmak, hiç de kolay elde edilecek bir başarı değil. Breaking Points ve Beg to Differ gibi ABD yapımları da aynı dengeyi sağlamaya çalışıyor ve bu süreçte benzer bir başarı elde ediyor.

Podcast yapımındaki küresel artış, dinleyicilerin kendi ülkelerinin veya diğer ülkelerin politikalarına ilişkin uluslararası bakış açılarını duymalarını da sağlıyor. BBC'nin Americast podcast’i dinleyicilerinin yaklaşık yüzde 20'si ABD'de yaşıyor. The Rest Is Politics: US'in İngiltere'de büyük bir takipçi kitlesi var, aynı şekilde Pod Save America düzenli olarak İngiltere'nin en iyi 50'sinde yer alıyor ve The Ezra Klein Show gibi politik temalara sıklıkla dalan podcast devleri de kendilerine üst sıralarda yer bulabiliyor.

Etkiden yararlanma

ABD seçimlerinin podcast dünyasına etkisi henüz tam olarak bilinmiyor ancak, düzenli dinleyicilere dönüşecek yeni dinleyici kitleleri çekmek için her türlü şansı olduğu kabul ediliyor.

Artan dinleyici sayıları artan etki anlamına geliyor ancak podcasting, hem siyasi partiler hem de markalar için bu etkiden yararlanma konusunda hala nispeten yeni bir pazar olarak kabul ediliyor. Popülerliğine rağmen, şu anda dünyada yaklaşık 2 milyon aktif 'podcaster’ var ve buna karşılık 100 milyondan fazla YouTuber ve sayısız sosyal medya uzmanı içerik paylaşıyor.

Ayrıca yapay zeka da birçok kişinin daha büyük bir pay kapmak istediği bu alanı şarj ediyor; podcast'leri onlarca dile çevirerek, üretim süreçlerini hızlandırarak ve otomatikleştirerek veya reklam kampanyalarını hızla yineleyerek… Markalar ve siyasi partiler podcasting alanına daha fazla ilgi ve para ayırdıkça tüketicilerin rekabetin, kalitenin ve seçeneğin arttığını görmesi oldukça yüksek ihtimal gibi duruyor.

Formatın etkisi ve erişimi ve Kasım seçimlerinin sonucundaki rolü gelecek aylarda politikacılar, anketörler ve reklamcılar tarafından yakından incelenecek. Bu, Amerika'nın ilk podcast seçimi olabilir ancak kesinlikle son olmayacak.

ABD'de seçim harcamalarının rekor kırması bekleniyorABD'de seçim harcamalarının rekor kırması bekleniyor

 

ABD'de seçim heyecanı: Anketler kıyasıya yarışı gösteriyor!ABD'de seçim heyecanı: Anketler kıyasıya yarışı gösteriyor!

 

ABD'de başkanlık seçiminde yeni anket: Harris az farkla öndeABD'de başkanlık seçiminde yeni anket: Harris az farkla önde

 

 Harris ve Trump seçim yarışında başa baş gidiyor Harris ve Trump seçim yarışında başa baş gidiyor

 

ABD başkanlık seçimi sonucunu etkileyecek 7 kritik eyaletABD başkanlık seçimi sonucunu etkileyecek 7 kritik eyalet

 

Harris, seçim kampanyasında ne kadar topladı?Harris, seçim kampanyasında ne kadar topladı?

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)