Başbakan'a ciddi bir saldırı görüyoruz

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Bizim adımız AK Parti. Biz hiçbir zaman suçun yanında olmayız, suçlunun yanında olmayız. Neyse cezası, adalet sistemi işler, cezası belli olan da gider cezasını çeker. Bu kadar basit" dedi.
Bingöl'de bir kafeteryada basın mensuplarıyla bir araya gelen Yılmaz, burada yaptığı açıklamada, son 10 yılda Türkiye'de ekonomik, siyasal ve sosyal alanda önemli gelişmeler yaşandığını söyledi.
Ekonomide, sosyal alanda ve demokraside yaşanan bu değişimler sayesinde dış politikada da Türkiye'nin farklı bir yere geldiğine dikkati çeken Yılmaz, Türkiye'nin bu gücüyle özellikle İslam aleminin iftihar ettiğini belirtti.
Bunun yanı sıra Türkiye'nin güçlenmesinden, değişiminden rahatsız olan ülkeler ve çevreler olduğunu dile getiren Yılmaz, "Kendi menfaatlerini, bu güçlü Türkiye tarafından tehdit gören bazı ülkeler, çevreler var. Türkiye'nin alışageldikleri bir ülke olmadığını gördüklerinde bundan rahatsızlık duyan çevreler var. Türkiye'nin güçlenmesine, gelişmesine bir şekilde engel olmaya çalışan, set çekmeye çalışan çevreler var, bunu da bilmemiz lazım" diye konuştu.
Türkiye'nin çok hassas bir dönemden geçtiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları söyledi:
"Birçok seçimin olduğu bir süreçten geçiyoruz. Burada da asıl saldırdıklarına bakarsanız, AK Parti ve Başbakanımız... Bu, çok açık ve net. AK Parti ve Başbakan'a yönelik çok ciddi şekilde bir saldırı görüyoruz. Bunu yapanlar, aslında millete saldırıyor çünkü AK Parti dediğiniz, Başbakanımız dediğiniz sonuçta bu milleti temsil eden yapılar. AK Parti'yi zayıflatınca, gücünü kırınca, Başbakanımızı zayıflatınca biliyorlar ki bu millet de zayıflamış olacak, gücü kırılmış olacak. AK Parti, milletin gücüdür. AK Parti, başından beri bu millete dayanan, bu milletin değerlerine dayanan, bu milletin menfaatlerini esas alan bir yapıdır. Bunun gücünü kırdıkları zaman biliyorlar ki milletin de gücünü azaltmış olacaklar ama hiçbir zaman bunda başarıya ulaşamayacaklar."

- İstanbul merkezli operasyon

Kalkınma Bakanı Yılmaz, ekonomisiyle, siyasetiyle dış politikasıyla yeniden güçlenen ve şekillenen bir Türkiye'yi istemeyenlerin AK Parti’ye saldırdığını savundu.

Birbirinden alakasız birçok hadiseyi bir araya getirip, birtakım sanal medyada veya medyada belli şeyler sunup toplumun kafasındaki düşünceleri değiştirmeye yönelik organize bir çaba olduğunu savunan Yılmaz, "Kim yolsuzluk, usulsüzlük yapmışsa, kim suç işlemişse sonuna kadar elbette ki araştırılmalı ve cezasını görmeli. Kim bireysel olarak bir suç işlemişse elbette adalet var, yargı var. Belgeleriyle, delilleriyle bu yargı süreçleri yaşanır. Kim bir suç işlemişse bunun cezasını görür. Bunu tartışmaya bile gerek yok" şeklinde konuştu.

Bazı basın yayın organlarında insanların suçlu olarak sunulmasını doğru bulmadığını dile getiren Yılmaz, suçu ispat edilene kadar herkesin masum ve suçsuz olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Ama bugün medyada, bazı medya kuruluşlarında maalesef, insanların yargılandığını, mahkum edildiğini, topluma adete suçlu diye sunulduğunu görüyoruz. Bu, evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaşmayan bir tavırdır. Suçluysa bir adalet süreci vardır. O süreç yaşanır, delilerine bakılır, gerçekten incelenir ve sonuçta ne karar verilirse hepimizin başının gözünün üstüne. 'Adaletin kestiği parmak acımaz' diye bir söz var. Kim suçluysa, kim suç işlediyse cezasını görsün, görür de zaten ama henüz bu süreçler neredeyse başlamadan, en başından itibaren insanları boy resim koyup, suçlayıp, mahkum etmek, hukuk ilkeleriyle bağdaşmaz."

Suçun bireyselliğine dikkati çeken Yılmaz, herkesin kendisinden sorumlu olduğunu ifade ederek, "Siz bir suç işlersiniz, bu, ailenizi bağlamaz veya mensubu olduğunuz bir partiyi, camiayı, milyonlarca insanı olan bir kurumu bağlamaz. Siz suçlusunuz ve suçun cezasını da sizin çekmeniz gerekir. Bunu alıp da aileye, kurumlara mal etmek de yine hukukun evrensel ilkeleriyle bağdaşmaz. Bunun da altını çizmek isterim. Bizim adımız AK Parti. Biz hiçbir zaman suçun yanında olmayız, suçlunun yanında olmayız. Neyse cezası, adalet sistemi işler cezası belli olan da gider cezasını çeker. Bu kadar basit. Türkiye'nin başka türlü düşünmesi de mümkün değil" diye konuştu.

Bazı dış mihrakların Gezi Parkı olayları ve daha öncesinden başlayarak, Türkiye'nin daha da güçlenmesini engellemek için çeşitli senaryolar uygulamaya çalıştığını belirten Yılmaz, "Geçmişte neler yaşandığını, bir gecede bırakın milyon dolarları, milyar dolarların, bankacılık sisteminin tamamının çökertildiğini, bankacılık sisteminin tamamen içinin boşaltıldığını geçmişte hep birlikte biliyoruz" ifadesini kullandı.

Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye'de bugün böyle bir durum olsa bu kadar hizmet, bu kadar sosyal politika kusura bakmayın hiçbir şekilde gerçekleşemezdi ama tabii milyonlarca insanın yaşadığı bir ülkede suç işleyen de olabilir, yanlış yapan da olabilir. Bunlar da cezasını görür. Bu kadar açık ve net ama bir taraftan da sadece bu son yaşadıklarımıza değil, Gezi olaylarından başlayıp daha öncesine gidin. Bu ülkede birtakım farklı senaryolar uygulanmaya çalışıldı. Kökü Türkiye'de olmayan birtakım çevrelerin, Türkiye'yi güçten düşürmek için, iktidarı sarsmak için, seçim süreçlerinde halkın gözünde itibarını kırmak için bir çaba içinde olduklarını da çok açık ve net bir şekilde görmemiz lazım."  A.A