MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Genel Başkanı Nail Olpak, Gezi Parkı tartışmalarını ve büyüme rakamlarını şöyle yorumladı:
“Gezi Parkı tartışmalarından yeni bir eylem çıkararak, amacından ve içeriğinden uzaklaştırılmış bir gündem oluşturma gayreti, Türkiye’nin itibarı kadar, gelecek vizyonumuzu da kötü etkiliyor.”
MÜSİAD Genel Başkanı OLPAK’ın açıklaması şöyle:
“Gezi Parkı’nda yaşananlar ve protestolar hakkında ilk söylediğimiz şey ‘Farklı düşüncelerin, şiddet içermeden ve şiddetle karşılaşmadan ifade edilebildiği bir ortama hepimizin acilen çok ihtiyacı olduğu’ydu. ‘Bunu sağlamak, olası daha üzücü durumlara fırsat vermemek, itibarımızı ve geleceğimizi korumak adına hassasiyetle davranmak, ülkesini seven herkesin üzerine düşen bir görevdir’ ifadesini kullanmış, ‘Geleceğimize hep birlikte sahip çıkmalı, duygusal, ötekileştiren, tepkilerden uzaklaşıp, sağduyulu davranmalıyız. Bu ülke hepimizin’ demiştik.
Maalesef, Gezi Parkı tartışmalarından, yeni bir eylem çıkararak, amacından ve içeriğinden uzaklaştırılmış bir gündem oluşturma gayreti, Türkiye’nin itibarı kadar gelecek vizyonumuzu da kötü yönde etkiliyor.”
“Gezi Parkı’ndaki demokratik tavır korunmalı”
“Dün bir televizyon kanalındaki canlı yayında ‘Gezi Parkı'nda fikirlerini ifade edenlerle, Gezi Parkı’ndakilerin de onaylamadığı, o çerçevenin dışındaki farklı grupları ayrıştırmak gerektiğini; marjinal gruplara dahil olmayanları ve o bölgedeki başka vatandaşlarımızı olası provokasyonlardan korumak üzere gerekli güvenlik tedbiri alınmasını önermiştim. Çünkü sosyal şartlar kadar, fiziki şartlar da manipüle edilmeye son derece müsait ve orada yaşanabilecek bir provokasyon hepimizi üzebilir. Bu açıdan, İstanbul Valiliği’nin bugün Taksim Meydanı ile ilgili düzenlemelerini yerinde bir karar olarak görüyoruz.”
“Basamakları hızlı çıkarken tökezlemeyelim”
“Bir yıldır gündeme getirdiğimiz ‘orta gelir tuzağı’ndan kurtulma yoluna girdik. Çözüm süreci, Türkiye’yi, yatırım yapılabilir ülke seviyesine taşıdı. Nükleer santral, 3. havalimanı ve 3. köprü projeleri sevindirici yatırımlar. Tüp geçit yakında açılıyor. Sırada Kanal İstanbul gibi projeler var. Türkiye, tarihinde ilk defa, kısa vadeli borçlanabilen ülke durumundan, uzun vadeli büyük yatırımlar alan bir cazibe ve güven merkezi durumuna geçiyor. Küresel krizden en az etkilenen ülke olan Türkiye, şimdi dünya piyasaları toparlanmaya çalışırken bu avantajlı pozisyonunu kaybederse, birkaç basamak birden çıkabilecekken, tökezleme riskiyle karşı karşıya kalır. İtibar dediğimiz, gelecek vizyonu dediğimiz budur ve bunu riske atmaya kimsenin hakkı yoktur.”
“Yersiz taleplerde bulunmak Türkiye’ye haksızlıktır”
“Türkiye buraya kolay gelmedi. Kolay kolay da istikrardan, güvenden, demokrasiden vazgeçecek değiliz. Gezi Parkı’nda eylemlerini sürdüren gençlerin samimi beklentileri arasına, farklı talepler eklemeye çalışmak, seçilmiş hükumetten dayatmaya varan yersiz isteklerde bulunmak, Türkiye’ye haksızlık yapmak demektir. Demokrasinin kötüye kullanılmasına karşıyız.”
“Türkiye kazanmayı ve büyümeyi öğrendi”
“Türkiye ekonomisi, önündeki engelleri aşabilecek bir seviyededir. Dün açıklanan sanayi üretimi rakamları ve bugün açıklanan Büyüme rakamları, Türkiye ekonomisinin gücünü ortaya koyuyor. 14 çeyrektir büyüyen, son 8 çeyrekte büyümeye devam etmekle birlikte büyümesinin hızı düşen ülkemiz, bugün açıklanan rakamlarla, bu yılın ilk çeyreğinde beklentileri aşarak %3 büyüyerek, büyüme hızını da arttırmaya başlamış huzur, güven ve istikrar algısını perçinlemiştir. Türkiye kazanmayı öğrenmiştir ve bundan vazgeçmeye niyetli değildir.”
“Bankaların kâr etmesine karşı değiliz ama ticaret yapsınlar
“27 Nisan’daki Genel Kurulumuzda yaptığım konuşmada, Türkiye’nin bankacılık sistemiyle ilgili uyarım, bugün tartışma konusu haline geldi. ‘Bankalar posta memurluğundan çıkıp sadece teminata kredi veren sistemden, makul teminatlarla projeye kredi veren sisteme geçmeli’ derken, faizi değil, yatırımı teşvik eden bir finansal mimarinin Türkiye’nin kalkınması adına kaçınılmaz olduğunu ifade etmiştim. Bankaların kar etmesine karşı değiliz ama bankaların da, bu ülkenin ticari kurumları olarak, bizler gibi ticari hayatın risklerini de sırtlanmaları gerektiğine inanıyoruz. Özel sektör olarak üzerimize düşen görevleri biz yerine getirelim, yasal düzenlemeler gerekliyse onları da talep edelim ama bankacılığın da, gerçek ticari hayatın içine girmesini sağlayalım. Aksi takdirde her devirde olduğu gibi, gerilimden ve kargaşadan beslenen
faiz lobisi ve bunun gibi fırsatçıların eline koz verilmeye devam edilecektir. Spekülatörlerin en sevdiği ortam, bugünlerde oluşturulmaya çalışılan kargaşa ortamıdır. Ancak amaçlarına ulaşamayacaklardır.”
“Borsa bir yansımadır"
“Son günlerde, hem FED’in yeni politikasının etkisiyle gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanan gelişmelere bağlı olan hızlı ve yüksek miktarda fon çıkışı, hem de maalesef ülkemizde yaşananlar, Menkul Kıymetler Borsamızı da olumsuz etkilemiştir. Ancak unutmamalıdır ki borsa bir yansımadır. Ne gerçeğin birebir kendisidir ne de gerçekten tamamen kopuktur. Yansımalar, üzerinde oynamalarla, farklı algılara dönüştürülebilir. Asıl olan, gerçektir. Asıl olan, gerçek ticarettir, gerçek üretimdir. İnanıyoruz ki toz bulutu dağılınca piyasalar da olması gereken yerini bulacaktır.”