Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Küresel finans sistemi iklim değişikliğine karşı önlem alınması gereken en önemli alanlardan birisi. Zira küresel karbon emisyonunu sağlayan şirketler hem hayatta kalabilmeyi hem de işletmelerini çevreye uygun olarak dönüştürebilmeyi sektörden sağlayacakları krediler yoluyla gerçekleştirebilirler.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre hem küresel finans kurumlarında hem de piyasa düzenleyicisi kurumlarda yeşil ekonomiye geçme yarışı gerçekleşiyor. Bununla birlikte Bloomberg International yazarı Paul J. Davies Finans sektöründe yeşil dönüşümün kolay olmayacağını belirtiyor. İşte Davies’in o yazısı:
“Tıpkı Facebook'un Metaverse'e dönüşmesi gibi, bankaları iklim değişikliği riskleri konusunda stres testine tabi tutmak da çoğunlukla fantezi ürünüdür. Bu vizyonu gerçekleştirmek için bankaların ve düzenleyici kurumların inşa etmesi gereken hala çok şey var.
Ancak Mark Zuckerberg'in paralel yaşamının aksine, bankaların doğru araçları henüz geliştirmemiş olmaları ise gerçek dünyada ciddi anlamda önemlidir.
Büyük Avrupa bankalarının gelecek yıl ilk kapsamlı iklim riski stres testleriyle karşı karşıya kalacakları iddia ediliyor. Avrupa Merkez Bankası, (ECB) bankaların doldurması için kapsamlı bir hesap tablosu hazırladı. Söz konusu tablo bankaların iklim riskine yaklaşımları hakkında uzun bir soru listesine sahip ve hem hacim hem de derinlik açısından sera gazı ver karbondioksit emisyonu konusunda her kredi alıcısının verileri isteniyor.
Ancak bu iddialı tatbikatın kirli sırrı, çok az bankanın bunu tamamlayabilecek olmasıdır. Birçok finans kurumu bu tür verileri toplamak ve analiz etmek için sistemler geliştirmeye zar zor başladı ve borçlularının çoğu bankaların ihtiyaç duyduğu rakamları üretmiyor.
Ancak tüm bunlar, tıpkı ECB'nin söz konusu çabasının zaman kaybına neden olmadığı gibi, ABD ve İngiltere’deki düzenleyici kurumların işlerini bırakmaları gerektiği anlamına da gelmez. Buradaki asıl mesele banklar ve müşterileri üzerindeki baskıyı sürdürmektir.
Son üçüncü çeyrek bilançoları sırasında bazı bankaların mali işler yöneticilerine bu stres testlerinin mümkün olup olmayacağı hakkında ne düşündüklerini sordum. Çoğu, portföylerindeki emisyonları geniş ölçüde özetleyen üst düzey verilere sahip olduklarından emindi. Ancak bu veriler ECB'nin istediği gibi sektörler arası ayrıntılı türden değildi. Bununla birlikte küçük ve orta ölçekli şirketler arasında da çok az veriye sahipler.
Diğer araştırmalar bu bilgiyi destekliyor: Dünyanın en büyük bankaları arasında bile çok az banka kredi defterlerinde iklim riski dayanıklılığını kontrol etmek için kendi testlerini yapmaya çalışıyor. Moody's Yatırımcı Hizmetleri tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, ABD, Avrupa ve Asya'dan 28 çok uluslu bankadan sadece beşi bunu yaptı.
Moody's Salı günü yayınladığı raporda, "Bankaların kredi ve yatırımlarının karbon ayak izini ölçme konusundaki genel olarak sınırlı yetenekleri, iklim değişikliğine karşı kendi kırılganlıklarını ölçmelerini zorlaştırıyor" dedi.
Derecelendirme kuruluşu, bu büyük bankalardan sadece altısının finansmanlarından kaynaklanan herhangi bir iklim etkisi rapor ettiğini tespit etti. Ve bu raporlar bile, her zaman kapsamlı değildir.
ABD'de JPMorgan Chase bir avuç kadar sektördeki müşterilerde ortalama karbon yoğunluğu hakkında veri üretiyor. Bu sektörler otomobil yapımı, elektrik enerjisi, petrol ve doğalgaz. İngiltere'deki Barclays de benzer bir şekilde veri üretiyor.
Citigroup tarafından yapılan araştırma, çok az sayıda Avrupa bankasının bu tür verileri açıkladığını gösterdi. Analistler sadece dört örneğe işaret ediyor: Hollanda’da ABN Amro Bank ve ING Grubu, Fransa'da Credit Agricole ve Avusturya’da Raiffeisen Bankası.
Ancak bu yetenek eksikliği bankaların cesur vaatlerde bulunmalarını engellemedi. 450'den fazla kurum, Glasgow Finansal İttifak Konseyi for net sıfır karbon emisyonuna evet diyerek portföylerindeki emisyonları azaltmayı taahhüt etti. Bloomberg News’in ana şirketi Bloomberg LP'nin Sahibi ve Kurucusu Michael R. Bloomberg ve eski İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney'in konseyin eş başkanlığını yaptı. Taahhüt, 2030 yılına kadar (karbon emisyonunda) %50’lik azalma ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyon maddelerini içeriyor.
Ancak finans sektöründe iklim riskilerini değerlendirme konusunun ilk savunucuları olan Carney yönetiminde İngiltere Merkez Bankası'ndaki (BoE) düzenleyiciler bile şimdilerde neyin mümkün olduğuna dair şüphelerini dile getirmektedir. BoE'nin bir parçası olan İhtiyati Düzenleme Kurumu, geçen ay yayınladığı bir raporda veri ve modelleme tekniklerindeki "güvenilirlik boşluklarını" olduğunu vurguladı. Ayrıca, bankaya özgü mikro-ihtiyatlı yaklaşımın veya sistem genelindeki makro-ihtiyatlı yaklaşımın iklim risklerine karşı koyma görevine uygun olduğundan da emin değiller. Mikro modeller çok kısa süreli görülürken makro modeller ise zaman gelişen ve kırılma noktası oluşturan riskler yerine daha çok ekonomik döngüyle ilişkili risklere göre hazırlanmıştır.
Yine de hem ECB hem de BoE, gelecek yıldan itibaren iklim risklerini azaltmak için ekstra sermaye bedeli tehdidinde bulunuyor. Neden? Görünürde bu sermaye bedeli ödemelerinin sebebi bankaların hangi kredileri verdiğine yön vermeye çalışmakla ilgili değil, risklere karşı doğru korunma mekanizmasına sahip olmalarını sağlamakla alakalıdır. Ancak şimdilik, bu ödemeler gerçekten de ev ödevini yapmayanlar için bir ceza niteliğindedir.
İngiliz bankaları iklim risklerini anlamak ve yönetmek için hangi yargı, uzmanlık ve araçları kullandıklarını göstermek zorunda kalacaklar. ECB için, 2022 stres testi gerçekten neyin mümkün olduğunu keşfetmek için: bankaların neler yapabileceği ve hangi iyi veya kötü uygulamaların halihazırda uygulandığını görmek için iyi bir egzersizdir.
Her iki pazarda da yeterince çaba sarf etmeyen veya bu konuda bir yaklaşımı dahi olmayan bankalar ekstra sermaye talepleriyle karşı karşıya kalacaklar. Bu haksızlık gibi görünebilir. Kesinlikle tam olarak doğru bir yöntem de değil. Ancak hükümet politikalarının yanı sıra, finans da ekonominin ve içinde neler olduğunu temel bir göstergecisidir.
Bu da bankacılığı önemli kılıyor. Metaverse'in aksine, yaşamaktan başka seçeneğimiz olmayan bir dünyayı finanse ediyorlar.”
Dev fintek şirketinin sınavı başlıyor
Borsalarda yükselişin süreceğini gösteren 3 işaret
JPMorgan: Genç bankacılar uzun çalışma saatlerine alışmalı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.