Türk bankacılık sektöründe aktif büyüklük kesintisiz devam ederken bir yandan kârlılık, bir yandan da sermaye yeterliliği oranlarında yaşanan düşüş trendi hız kazandı. 2013 yılı sonunda beş yıl öncesine göre, aktif kârlılığı yüzde 46, özkaynak kârlılığı yüzde 43, sermaye yeterliliği oranı yüzde 24 oranında eridi.
Dünya'dan Talip Ertürk'ün haberine göre, Sektörün net
faiz marjı da yüzde 40 düzeyinde daraldı. 2009-2013 arası dönemde bankaların sermaye yeterliliği oranında dörtte birden fazla, serbest sermayelerinde ise üçte bir oranında düşüş kaydedildi. Kârlılık ve sermaye yeterliliği oranları, bu yılın ilk üç aylık döneminde de düşüşünü sürdürdü. 2009 sonundan bu yılın ilk çeyreğine kadar olan dönemde düşüş oranları, aktif kârlılığında yüzde 46 ve özkaynak karlılığında yüzde 43'e ulaştı. BDDK ve Merkez Bankası verilerinden yapılan hesaplamalar, bankaların 2006- 2011 arasında yaşadıkları yüksek kârlılık döneminin hızla sona erdiğini ortaya koyuyor.
Ayrıca ortaya çıkan tablo, Türk bankacılık sektörünün aktiflerindeki büyümenin sürdüğüne, ancak aktif kalitesinin kötüleştiğine işaret ediyor.
Kârlılıkta büyük düşüş
2001 krizi sonrası bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması ve sermaye yapısının güçlendirilmesine yönelik uygulamaların devreye sokulması ve bu dönemde ekonominin makro dengelerindeki olumlu gidişe paralel olarak Türk bankalarını karlılığı da genel olarak yukarı yönlü bir eğilim izlemişti. Son yıllık dönemde bankacılık sektörü aktif karlılığında en yüksek orana yüzde 2.7 ile 2007 yılında ulaştı. 2008’de yüzde 2.1’e geriledikten sonra 2009 yılında yüzde 2.6’ya çıkan bu oran, 2012 yılı hariç olmak üzere izleyen dönemde ise aşağı yönlü bir seyir izledi. 2013 yılında yüzde 1.6’ya gerileyen net karın aktifl ere oranı bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 1.4’e indi.
Bankaların ana sermaye ve sermaye benzeri varlıklarının risk ağırlıklı aktifl ere oranını gösteren ve net karın bu varlığa oranını ifade eden özkaynak karlılığı da aktif karlılığı ile paralel bir seyir izledi. 2009 yılında yüzde 22.9 seviyesine ulaşan özkaynak karlılığı 2012 yılındaki küçük oranlı bir artış dışında aşağı yönlü bir trend izledi ve 2013 sonunda yüzde 14.2’ye geriledi, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 13’e indi.
Karlılığın bir diğer göstergesi olarak kabul edilen net
faiz marjında da inişli çıkışlı bir seyir izlenmekle birlikte trendin genel olarak aşağı yönlü olduğu dikkati çekiyor. Bankların net
Faiz gelirlerinin faiz getirili ortalama aktifl erine oranını gösteren net faiz marjı 2005-2009 arası dönemde yüzde 5’in üzerinde seyrederken, bu oran geçen yılın sonunda yüzde 3.7’ye, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 3.3’e kadar geriledi.
Sermaye yeterliliğinde erozyon
Basit tanımla bankaların kredi riski, piyasa riski ve operasyonel risklerini karşılayacak sermaye bulundurma zorunluluğunu ifade eden ve özkaynakların risk ağırlıklı aktifl ere oranı ile hesaplanan sermaye yeterliliği standart rasyosunda da genel eğilim iniş yönünde. 2001 krizi sonrasında getirilen yükümlülüklerle sermaye yeterliliği standart (SYR) rasyosu yüzde 30’lar düzeyine çıkarken, bu oran 2008 yılına kadar kesintisiz şekilde düşüş gösterdikten sonra 2009 ve 2012 yılındaki küçük çaplı yükseliş dışında düşüşünü sürdürdü. Gelinen düzey, her ne kadar Basel kriterleri uyarınca halen yüzde 8 olarak uygulanan sermaye yeterliliğinin oldukça üzerinde bulunsa da, oranın küresel kriz koşuları nedeniyle ertelenen Basel- II’deki yüzde 12’lik düzeye yakınsaması dikkati çekiyor.
Bankaların toplam aktifl erine göre bankacılık faaliyetlerine ne kadarlık bir sermaye ayırdıklarını gösteren serbest sermaye oranı ise, yüksek oranlı bir iniş çıkış izlemese de düşüş yönünde bir seyir izliyor. Nitekim, 2004-2013 arası 10 yıllık dönemde yüzde 9.9 ile en yüksek seviyesini 2010 yılında gören serbest sermaye oranı2013’te yüzde 8.17e, bu yılın il çeyreğinde de yüzde 8’e geriledi.
Bankaların kârları ilk çeyrekte yüzde 14 düştü
Bankacılık sektörünün karlılığında gerileme bu yılın ilk çeyreğinde de devam etti. Geçen yılın ilk çeyreğinden itibaren döviz kurlarında gözlenen artış, bankacılık sektöründe mevduat faiz oranları başta olmak üzere fonlama maliyetlerinde artışa neden oldu. Ayrıca bu yılın başından itibaren bireysel kredi kullanımını baskılayan önlemler yürürlüğe konuldu ve faiz oranlarında yükseliş yaşandı. Bu durum, bir yandan bankaların büyüme oranını bir yandan da karlılıklarını olumsuz yönde etkiliyor. Nitekim, bu yılın ilk çeyreğinde, bankacılık sektörünün dönem net karı geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 14 düşüş gösterdi. Karın düşmesinde, net faiz gelirlerinin azalması ve sermaye piyasası işlem kârlarının zarara dönüşmesine bağlı olarak faiz dışı gelir/gider dengesini bozulması etkili oldu.
Kâr sermayeye eklendi
Sermaye yeterlilk oranında gerilemeye BDDK’nın Türk Bankacılık Sektörü Genel Görünümü-Mart 2014 raporunda da dikkat çekildi. Raporda, sektörün özkaynaklarının mart sonu itibarıyla 202 milyar TL, pasifl er içindeki payının yüzde 11.3 düzeyinde gerçekleştiği belirtildi. İlk çeyrekler itibariyle son bir yıllık dönemde menkul değer değerleme fonlarındaki 10.4 milyar TL azalışa karşılık, “banka karlarının bünyede bırakılmasının teşvik edilmesi yönünde BDDK tarafından sürdürülen politikalar çerçevesinde” özkaynakların arttığı belirtildi. Raporda, 2002 baz yılı itibarıyla sektörün toplam aktif ve özkaynak büyüme oranlarının birbirine yakın değerlerde seyrettiği görülmekle birlikte, 2013'ün son çeyreğinden sonra aktifteki artışın, özkaynaklardaki artışı geçtiği vurgulandı. Raporda, “Bir yılda yasal özkaynaklar yüzde 16, risk ağırlıklı varlıklar yüzde 28.4 artmış,bu değişim SYR’ye 1.7 puanlık azalış olarak yansımıştır” denildi.