Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Merkez Bankası’nın bankacılık sektörüne ilişkin son çalışması, sektörde mevduat tarafında yaşanan faiz yarışının önemli nedenlerinden birinin, dış kaynaklarla kredi tarafında gaza basılarak kredi/mevduat oranında (KMO) belli sınırların aşılması olduğunu gösterdi. 2010 yılında yüzde 80 olan kredi/ mevduat oranı 2014 yılında yüzde 120’ye yükseldi. Kredi mevduat oranı yükselen büyük bankaların daha çok mevduat için aksiyona geçmeleri bu defa diğer bankaları harekete geçirdi. Mevduat tarafında korumacılık duvarları yükselirken kredi/ mevduat oranında yüzde 110 altın oran haline gelmiş gibi duruyor.
Merkez Bankası’nın “Ekonomi Notları” bölümünde yayımlanan ve Koray Alper ile Tanju Çapacıoğlu tarafından yapılan ‘Bankacılık sektörünün likidite pozisyonu ve mevduat faizleri ile ilişkisi’ analizinde kredi mevduat oranının bir süreden beri yatay seyrettiği hatırlatılarak, “Önümüzdeki dönemde mevduat tabanı kredi büyüme oranları üzerinde belirleyici olacak. Daha açık bir ifadeyle krediler ile mevduatlar aynı hızda büyüyecek. Bu, ülkemizde tasarruf oranlarını daha yüksek seviyelere taşımaya yönelik atılan adımların gerekliliğini başka bir açıdan teyit etmektedir” tespitinde bulunuldu.
Kredi/ mevduat oranı sektör ortalamasının altında yer alan bankalarda söz konusu oranın sadece büyük montanlı tasarruf ve ticari mevduat faizleri üzerinde etkili olduğu değerlendirmesinin de yapıldığı çalışmada sektör ortalamasının üzerinde bir KMO oranı olan bankalarda ise tüm mevduat türlerine uygulanan faiz oranları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu ifade edildi.
Analizde yüzde 110 ve yüzde 120’lik kredi mevduat oranlarının yarattığı hassasiyete de bakılırken “KMO’su yüzde 110 ile 120 arasında ve yüzde 120’nin üzerinde olan bankalarda söz konusu oranın bankaların mevduat fiyatlamasında etkili olduğu görülmektedir” denildi. Son dönemde yüzde 110 seviyesinin aşılmasıyla giderek artan bir etkinin varlığına işaret eden analizde “Analizler, TL mevduat yarışında KMO’nun önemli bir etken olduğuna, özellikle KMO değeri yüzde 110 seviyesinin üzerinde seyreden bankalarda bu oranın mevduat fiyatlamalarına daha da güçlü etki ettiğine işaret etmektedir” ifadelerine yer verildi.
Dış borçlanmayı yüzde 100 çevirdiler
2014 yılının son çeyreğinden itibaren kısa vadeli piyasa faizleri ile TL mevduat faizlerinde belirginleşen ayrışmayı mercek altına alan Alper ve Çapacıoğlu’nun çalışmasında şu değerlendirmelere yer verildi:
• Son verilere göre, mevduatlar, Türk Bankacılık sistemi içerisinde yükümlülüklerin yüzde 56’sını teşkil etmektedir. Türk lirası mevduatlara uygulanan faizlerin diğer piyasa faizlerinden ayrışması mevduatın alternatif kaynaklara göre daha değerli hale geldiğini ima etmektedir. 2014 yılından itibaren bankacılık sektörünün yurt dışı kaynak kullanımı güçlü seyretmiş olup, dış borç yenileme oranının yüzde 100 seviyelerinde hareket ettiği görülmektedir.
• Bankaların varlıkları içeriiçerisinde en büyük payın kredilere ait olması ve en önemli çekirdek fon kaynağının da mevduat olması nedeniyle kredi/mevduat oranı (KMO), bankaların uzun dönemli veya yapısal likidite pozisyonları açısından yakından takip edilen göstergelerden biridir. Nitekim ilgili oranın bankaların yatırımcı sunumlarında da fonlama kaynaklarının istikrarına ilişkin bir gösterge olarak kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla, yapılan analizde bankaların fonlama istikrarını temsilen KMO kullanılmıştır.
Sektör kendi içinde de tartışıyor
• Sektör geneli KMO gelişmeleri incelendiğinde, söz konusu oranın 2010 yılında yüzde 80 düzeyinde seyrederken, 2014 yılı sonu itibarıyla yüzde 120’ye yakınsadığı ve tüm banka grupları için ilgili oranın bu seviyede yatay seyretmeye başladığı görülmektedir. Bu durum bankaların kendileri için bir sınır belirlemelerinin sonucu olabileceği gibi banka tercihlerinden bağımsız olarak makroekonomik gelişmelerin bir yansıması da olabileceği düşünülmektedir. Ancak, özellikle son dönemde bankaların yatırımcı sunumlarında KMO’nun daha fazla tartışılmaya başlandığı, yabancı ortaklı bankalarda ana ortağın bu oran üzerine bazen katı sınırlar getirebildiği ve yabancı yatırımcıların KMO’yu daha önemli görmeye başladıkları bilinmektedir. Dolayısıyla, bankaların kendi içsel değerlendirmeleri veya bankaya kaynak sağlayanların bu orana atfettikleri önem sonucu bu oranla ilgili içsel bir sınırlama getirmiş olmaları ihtimali yüksektir. Türk bankacılık sektörü KMO gelişmeleri diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin üst sıralarda yer aldığı, son dönemde bu oranda görülen artış açısından ise ilk sırada bulunduğu görülmektedir. Bu gözlem de Türk bankalarının KMO konusunda daha temkinli bir duruş izlemeye başlamış olabilecekleri ihtimalini güçlendirmektedir.
Büyüme hızı eşitlenecek
Son bir yıllık dönemde KMO’da görülen yataylaşmanın bankaların sıkı sıkıya uymayı hedefl edikleri içsel bir sınırlamanın sonucu olması, önümüzdeki dönemde mevduat tabanının kredi büyüme oranları üzerinde belirleyici olacağı, daha açık bir ifadeyle krediler ile mevduatların aynı hızda büyüyeceği anlamına gelmektedir. Bu tespit, ülkemizde tasarruf oranlarını daha yüksek seviyelere taşımaya yönelik atılan adımların gerekliliğini başka bir açıdan teyit etmektedir. Bu çerçevede, son dönemde bankaların KMO’ya ilişkin içsel sınırlara yakınsamış olmaları ve bu nedenle mevduat tabanlarını genişletmek veya hâlihazırda bulunan mevduatlarını kaybetmemek amacıyla faizlerde agresif fiyatlama yapmaya başlamış olmaları muhtemel gözükmektedir.
Kredi mevduat oranının mevduat faizi üzerinde yüzde 1 etkisi var
Çalışmada, kredi mevduat oranındaki yükselişin mevduat faizlerine yansıması da bakıldı. Değerlendirmede “KMO’nun mevduat faizleri üzerinde yüzde 1 seviyesinde pozitif ve anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermektedir. KMO’su yüksek bankalar TL mevduatlara daha yüksek Faiz uygulamış olup, KMO’daki 10 puanlık artış tasarruf ile ticari mevduat faizlerinde 18 baz puanlık artışı beraberinde getirmiştir. BIST gecelik repo faiz oranının gerek eş anlı değeri gerekse bir önceki döneme ilişkin değerinin TL mevduat faizleri üzerinde pozitif ve yüzde 1 seviyesinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu ve söz konusu piyasa faizinin mevduat faizleri üzerinde temel belirleyici olduğu görülmektedir. Ayrıca sonuçlar, daha yavaş büyüyen, görece yüksek takip oranına sahip ve öz kaynakları nispeten zayıf bankaların mevduata daha yüksek faiz uyguladığını göstermektedir” ifadelerine yer verildi.
Kredi mevduat oranı en yüksek Yunanistan'da
Çalışmada bazı ülkelerdeki kredi mevduat oranı seviyelerine de yer verildi. Gelişmiş ve gelişmekte olan 26 ülkenin kredi mevduat oranlarına bakıldığında yüzde 180 ile en yüksek oranının Yunanistan, Fransa ve Hollanda’da olduğu görülüyor. İspanya’da yüzde 150, Almanya’da yüzde 128 olan oran Türkiye’de yüzde 124. Kredi mevduat oranının en düşük olduğu ülke ise Japonya
Dünya
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.