<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBanka karları düşürülüyor!----

Banka karları düşürülüyor!

Banka karları düşürülüyor!
17 Şubat 2015 - 07:17 www.finansingundemi.com

Milliyet ekonomi yazarı Yaman Törüner, bankaların karlılık oranlarına ilişkin dikkat çeken bir yazı yazdı

FINANSGUNDEM.COM

Dönem dönem yöneticiler bankaların karlılığına dikkat çekerek yüksek olduğunu söylüyorlar. Bu açıklamaların ardından yeni bir düzenleme çıkıyor komisyon ve masrafların üzerine gidiliyor ve banka karları düşürülüyor. Milliyet yazarı Yaman Törüner'e göre,  bankacılığın kârını düşürmek, ulusal şirketlerimize verilecek olan kredilerin gittikçe azalması sonucunu doğurur. İşte Törüner'in banka karlılığına dikkat çektiği o yazısı;
 
Geçtiğimiz dönemde, yöneticiler, bankaların gereğinden fazla kâr ettikleri düşüncesine kapıldı. Bankaların aldıkları komisyon ve masrafların üzerine gidildi; Banka kârları düşürüldü. Oysa, bankacılıkta risk yüksek. Bankalar titizlikle yönetilmesi gereken, verimli çalışmaları kaçınılmaz olan, bilanço değerleri dengede olması gereken kurumlar.

Ülkemizde, kurumsal yönetimin en çok yerleştiği yerler, bankalar. Banka sistemi içinde, vergi kaçırılması olanaksız. Bankalar ülkemizin en iyi ve yoğun denetlenen kurumları. Bankalar getirilen her türlü kurala titizlikle uymaya gayret gösterirler.

Bankalar kârlılıkları düştüğünde, bilançodaki varlık kalitesini yükseltmek zorunda. Bilançolarındaki varlıkların büyük bölümü, verilen kredilerden oluşur. Satın alınmış olan tahviller de varlıklar arasında. Varlık kalitesi, öncelikle verilen kredilerin geri dönmeme riskini düşürmekle sağlanır. Sonuçta, bankalar riskli kredilerden kaçınır; sağlam şirketlere yönelir. Sağlam şirketlerin çoğu ise, yabancı şirketler arasındadır. Kısaca, bankacılığın kârını düşürmek, ulusal şirketlerimize verilecek olan kredilerin gittikçe azalması sonucunu doğurur.

Mevduat kredi dengesi

Kârlılığı azalan bankacılık sistemi, daha düşük kredi/mevduat rasyosuyla çalışmak zorundadır. Bizim gibi tasarruf oranı düşük ülkelerde, bankalardaki mevduat da göreceli olarak düşüktür. Dolayısıyla, kârlılığı düşük olan bankacılık sistemi giderek kredileri azaltmak durumundadır. Verilen krediler azaltılınca, ülkenin büyüme hızı ve yatırımlar azalır.

Bankalar yeterli miktarda ve ucuz mevduat toplayamadığı durumda dış kredi almaya yönelir; başka ulusların tasarrufunu veya parasal genişlemeden doğan yabancı merkez bankalarının karşılıksız bastıkları emisyonları kullanmak durumunda kalır. Yabancı kaynaklar nispeten ucuz olsa da kur riski getirir. Bu yıl özel sektörün dışarıya ödemek zorunda olduğu dış borç 71.7 milyar dolar. Bunun 50.7 milyar doları bankalara ait. Geri ödemelerin en yüksek olduğu aylar mart, mayıs, eylül. Bu aylarda döviz üzerinde baskı oluşuyor. Yabancılar, kendilerinden borç alınmasına devam edilmesini ve ülkenin ödeme gücünü sürdürmesini ister. İçeride faizin yeterince yüksek olmasını istemeleri bu nedenledir.

Yükselen fonlama maliyeti

Geçtiğimiz dönemde bankaların aldıkları ücret ve komisyonlar düşürüldü. Kredi kartları yoluyla kullandırılan kredilere % 1 civarı karşılık ayırılması zorunlu kılındı. Üstelik, önceden aldıkları komisyonların bir bölümünü müşterilere geri ödemek zorunda kaldılar. Önceden alınan komisyonların geri ödenmesi bankalar için büyük gider kapısı olmaya devam ediyor. Üstelik, geri ödeme sırasında, neredeyse komisyonun dörtte biri kadar masraf yapılıyor. BDDK sistemdeki bürokrasiyi gittikçe artırıyor. Fonlama maliyetlerinin yükselmesi, bu yıl bankaların kârlılığını % 2 düşürecek.

Bütün bu gelişmeler kredi hacminin büyüme potansiyelini kısıtlıyor. Bizde krediler yaklaşık yıllık % 19 büyürken, atılım yapan ülkelerde yıllık kredi büyümesi zaman zaman % 130’u buluyor.

Enflasyon düştükçe faiz düşeceğinden, bu süreçte, yeni denge kuruluncaya kadar bankaların kârlılıkları da azalır. Petrol fiyatlarının düşmesi enflasyon oranını düşürücü bir etki yaparken, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi enflasyon oranını yükseltici bir etki yapıyor.
YORUMLAR (2)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • hepsi beter olsun17 Şubat 2015 18:18

    bana ne banka kar edemiyorsa..verdikleri maaşları dörtte birine düşürsünler

  • db17 Şubat 2015 13:39

    Bankalarin asiri kari milletin cebinden haksiz yere hortumladiklaridir. Dolayisiyla bunlar basi bos birakilamaz asla. Bu karlar zaten yurt disina akiyor. Burda mi kaliuor. Kalsacda vatandasa ne!!!