<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkBali: ZK hamlesi tutarlı bir adım ----

Bali: ZK hamlesi tutarlı bir adım

Bali: ZK hamlesi tutarlı bir adım
25 Şubat 2021 - 12:47 www.finansingundemi.com

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Merkez Bankası'nın dün aldığı zorunlu karşılıkların hamlesini değerlendirirken, kararın son aylarda sürdürülen politikayla tutarlı bir adım olduğunu söyledi.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, katıldığı canlı yayında gündeme ve bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Döviz mevduatlarında bir türlü yaşanmayan çözünmelerden, faizlerin seyrine kadar birçok gündem maddesiyle ilgili konuşan Bali'nin açıklamalarında öne çıkan ifadeler şu şekilde:

Kasım'daki sıkıntılı günlerden sonra yeni dönemde parasal politikalarda normalleşme ve sadeleşme gördük. Para politikasında atılan adımlarla söylem uyumlu. Piyasalarda bunun olumlu tepkisini de gördük. Dün atılan zorunlu karşılık adımları da bu politikaların devamlılığı açısından önemliydi. Ama bence piyasalar bunu daha olumlu fiyatlamalıydı.

Zorunlu karşılık adımını parasal sıkılaşmaya paralel ama plase edilen kaynağı azalttığınız için kredi tarafına da müdahale eden bir hamleydi. Parasal politika setinin içinde değerlendiriyorum. Bence bu tutarlı bir adımdı.

Döviz mevduatlarında hızlı çözümlere ihtiyaç var

Politika setinin doğal sorumlu bir parçası olarak hareket etmeliyiz. Bu koordinasyonunun TCMB Başkanı ve Bakan Elvan ile olduğunu düşünüyoruz. Ciddi sorunlarımız var. Buna karşı hızlı çözümlere ihtiyacımız var. Yılın ikinci yarısındaki performansı önemli buluyorum.

Bizim banka iyi bir örneklemdir. Daha önce de söyledim. 7,05-6,75 arasında döviz alımlarının yüzde 50'si yapıldı. Kasım sonrasında gerçek kişiler döviz satmaya başladı.

Faizin çok sayıda yan etkisi var

Parasal sıkılaştırma üzerine kurduğumuz bu yapıda faizin tek başına bütün sorunları çözecek sihirli bir enstrüman olduğunu düşünmüyorum. Aslında epey bir yan etkisi var. Bizim faizi istediğimiz gibi bir algı vardır ama hiç de öyle değil. Mevduatlar bizim kaynaklarımızın yüzde 64'ünü oluşturuyor. Kredilere bu maliyetleri yansıtmamız zaman alıyor. Bankacılarla sanayiciler arasında bu konuda bir çıkar çatışmamız yoktur.

Faizi kemoterapiye benzetmiştim. Keşke bunu alma gereği doğmasa da finansal istikrar içinde işleri yapabilsek.

Faizde baz senaryomuz şu. Bu yılın biraz katılaşan bir enflasyon trendi var. 2. çeyrekte 100-150 baz puan gittikten sonra parasal sıkılaşmanın ve düşük kurun etkileriyle yılın ikinci yarısında geriye dönmesi gerektiğini bunun da faiz indirimlerine zemin sağlayacağını düşünüyorum.

Bu biraz zaman alacak. Tahammüllü olmalıyız bu konularda. Enflasyondaki dönüşle birlikte beklentilerin değişmesi, ters dolarizasyon, rezerv birikim süreci ve pandemide kontrollü toparlanma görürsek bu bizim baz senaryomuz olur. Finansal istikrarın sağlanması herkese elzemdir. İşin siyasi kısmı var elbette. Ama işin siyasi kısmı bizi zerre kadar ilgilendirmez.

Kredi-mevduat fiyatlamalarını bilanço gerekleriyle çatışsa dahil parasal sıkılaştırmaya uygun yapmalıyız. Bunu TCMB Başkanı Naci Ağbal ile yaptığımız istişarelerde de dile getirdik. Enflasyonu azdıracak kredi türlerinde kontrollü bir gidişe ihtiyaç var. Kredilerde bir yataylaşma söz konusu. Bu da amaca hizmet ediyor.

Yabancı para mevduatta 30 milyar dolar genişleme olmuştu geçen sene. Ama tam ters dolarizasyondan bahsetmesek de sınırlı bir geri çekilme var. Yılın ilk 10 ayında geçen sene 13,4 milyar dolar çıkış olmuştu. Yabancıların payı eylül 2020'de yüzde 3'e kadar gerilemişti. Burada iyileşme izliyoruz. 12 Şubat haftası itibariyle kurdan arındırılmış bakıldığında 4,8 milyar dolarlık giriş söz konusu.

Risk primlerinde de 280-290 baz puan seviyesine gerilediğini görüyoruz. Yani bu politikalar sonucunu veriyor. Bunların hemen olmasını beklememeliyiz.

Rezervlerde geçen yılın Mart ayından bu yana brüt rezervler en yüksek seviyede. Ama net rezervlerin de burada desteklenmesi lazım. 190 milyar dolara yakın 12 ay içinde ödenmesi gereken döviz borcu var. Bunun 75 milyar doları bankacılığa ait.

Reel kesimin net açık pozisyonu 158 milyar dolar civarında. Reel kesim de döviz borcunu azalttı.

2021 için yüzde 3,5 büyüme öngörüyoruz

PMI 50 eşik seviyesinin üzerinde seyrediyor. 2020 büyümesini yüzde 2 civarında öngörüyoruz. Bu yıla da hızla girdik ama bunun ikinci çeyrekte biraz durulmasını beklemeliyiz. Bu da sağlıklı bir şey. Yılının tamamı için yüzde 3,5 büyüme öngörüyoruz.

2020'de Türkiye salgın yılında büyümeyi sağlamış nadir ülkelerden biri olacak.

Eğer bahsettiğim baz senaryoyu uygularsak reel sektörü sorunlu görmüyorum. Ben çok kriz gördüm, biz bunları yönetebiliriz. Ama önemli olan operasyonel ortamı sağlıklı tutmak ve serbest piyasa ilkelerinden sapmamaktır.

Türkiye kendisini tamir edebilen bir ekonomi

Yabancılarla olan temaslarımızda özgüvenli bir tablo sunamıyorduk, gerçekçi olalım. Türkiye olarak uluslararası bazı mutabakatsızlıklarımız var, bunlar da sorun değil. Türkiye'nin tercihi ve bunların bedeli olmak zorunda. Ama bizim yaptığımız da yanlışlar var. Tüm bu resim birleşince sıkıntılı bir tablo çıktı. Türkiye ekonomisi kendini tamir edecek bir dinamizme sahip. Pandemi bu süreçleri tamir etme imkanını aldı.

YORUMLAR (3)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Ekonomi25 Şubat 2021 16:06

    18 martta şok faiz artırımı ancak dovizi çözer. %20 faiz ile olur ama öncesinde dovizin yatırımcıların maliyet seviyesine civarına çıkması gerek. Yerli yatırımcı tutucudur, maliyet altı sararına satmaz. Bu altın vuruşla ancak çözülmeler başlar bankalar doviz yükümlülükleri düşer. MB döviz pozisyonunu yükseltir. 31 şubat öncesi doviz mevduatı olan vatandaşların dovizleri ile almaları halinde, biraz daha yüksek faizli 1 yıl ve üstü tahvil satılış ve TVF kapsamındaki şirketlerin borsaya kote edilerek iskontolu hisse ihracı gibi peogramlarda başlatılabilinir.

  • EKRİST25 Şubat 2021 21:04

    para sende gani gani % 20 faiz olunca dövizlerini satıp faize basacaksın hemi fırsatcı seni.

  • Ekonomi 25 Şubat 2021 15:58

    18 martta şok faiz artırımı ancak dovizi çözer. %20 faiz ile olur ama öncesinde dovizin yatırımcıların maliyet seviyesine civarına çıkması gerek. Yerli yatırımcı tutucudur, maliyet altı sararına satmaz. Bu altın vuruşla ancak çözülmeler başlar bankalar doviz yükümlülükleri düşer. MB döviz pozisyonunu yükseltir.