Balbay, Davutoğlu'nu kızdırdı
Genel Kurul'da ilk kez konuşan Balbay'ın, "Davutoğlu'nu TV'de izlerken baştaki d harfi düştü mü diye sordum" sözü için Bakan, "Yakışmadı" dedi
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın TBMM Genel Kurulu'ndaki ilk gününde yaptığı ilk konuşma Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu kızdırdı. Balbay'ın, "Ben Sayın Davutoğlu'nun konuşmalarını TV'den izlerken, "Baştaki d harfi acaba düştü mü diye sormaktan kendimi alamadım" sözlerine Davutoğlu, "Balbay'a yakışmadı" şeklinde değerlendirdi.
MHP Isparta Milletvekili Nevzat Kormaz'ın kendi hakkını vermesi üzerine Balbay, Bütçe Tasarısının tümü üzerinde şahsı adına söz aldı.
Konuşmasına, "Gazeteciliğim sürecinde; özgürlükte, en kötü meclis bile kapalı bir meclisten iyidir diyen bir gazeteci olarak sizleri saygıyla selamlıyorum" diyerek başladı.
Bütçe açığına ilişkin görüşlerini paylaşmak üzere kürseye geldiğini belirten Balbay, bu açıklardan birinin özgürlük açığı olduğunu söyledi.
MECLİS'TEKİ ÖZGÜRLÜK AÇIĞI SÜRÜYOR
Balbay, "Şu an bu Meclis'teki özgürlük açığının sadece biri giderilmiştir. Bu özgürlük açığının altısı henüz bu Meclis'in kapalı damarları gibi gündemde durmaktadır. Bütün dileğim o milletvekillerinin de bugün benim yaptığım gibi yeminlerini etmeleri ve Meclis'in çatısı altında görevlerini yerine getirmeleridir" diye konuştu.
Bir diğer açığın ise hukuk açığı olduğunu söyleyen Balbay, Türkiye'deki hukuk güvenliği sorununun can güvenliğinden bile ciddi bir sorun olarak gündemde durduğunu söyledi. Hukuk açığının nelere mal olabileceğini tüm partilerin yaşadığını ifade eden Balbay, açıklardan birinin ise yargılamalardaki adalet açığı olduğunu savundu.
"Adalet açığı öyle boyutlara ulaşmıştır ki cezaevlerinde adalet bekleyen binlerce insan acaba 'Türkiye'de iç hukuk yolları tümüyle tükendi mi?' sorusunu sormaktadır" diyen Balbay, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son kararın Türkiye'deki adalet açığının giderilmesinde önemli bir başlangıç olması dileğinde bulundu.
İÇ BARIŞ AÇIĞI
Türkiye'de iç barış açığının da bulunduğunu ileri süren Balbay, şöyle konuştu:
"Hapishanede 4 ay değil, 4 yıl 8 ay yatmış bir kişi olarak iç barışa varım diyorum. Ancak tartışılmakta olan barış açılımının barıştan uzaklaşmak olduğunu görüyorum. Sözlüğü açıp bakarsanız açılımın aynı zamanda uzaklaşmak olduğunu göreceksiniz. Denize doğru açılmak karadan uzaklaşmak, gökyüzüne doğru açılmak yeryüzünden uzaklaşmaktır. Bu bağlamda ben Türkiye'deki iç barış açığının bütün partilerin bu bağlamda bir araya gelerek ortak gerçekleştirebilecekleri bir konu olduğunu görüyorum."
Çok sayıda ülke dolaştığını, bu ülkelerdeki iç barış sorunlarını gördüğünü anlatan Balbay, iç barış sorunlarının çözülememesinin iç savaşlara ve can kayıplarına yol açabileceğini kaydetti.
DAHA ÇOK DEMİR PARMAKLIKLAR KURULDU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında demir ağlardan söz ettiğini aktaran Balbay, "Evet, demir ağlar kurulmuştur. Ama daha çok demir parmaklıklar kurulmuştur. Kurulmuş olan demir parmaklıkların da yetersiz kaldığını sayın Adalet Bakanı söylemekte ve bunu gidermek için yapılacakları sıralamaktadır" dedi.
Hiçbir hükümetin ülkeye kötülük yapmak isteyeceğine inanmadığını belirten Balbay, ama seçim kaygılarının gelecek nesillerin önüne geçmemesi gerektiğine işaret etti.
BU MECLİSİN PEK ÇOK SORUNU ÇÖZECEĞİNE İNANIYORUM
Dış politikada da barış açığı yaşandığını ileri süren Balbay, Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde sorun yaşadığını söyledi. Balbay, "Ben Sayın Davutoğlu'nun televizyon konuşmalarını izlerken abaca baştaki d harfi düştü mü diye zaman zaman sormadan da edemedim" ifadesini kullandı.
Türkiye'de ciddi bir eğitim açığı yaşandığını da söyleyen Balbay, öğretmenlerin sorunlarına sahip çıkılması gerektiğine değindi.
Balbay, konuşmasını "Ben yaşamımın bundan sonraki dilimini her kim olursa olsun hukuk ve hak arayan herkesle birlikte olmaya adayacağımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu Meclis'in çatısı altındaki herkesin bu ülkeye karşı hukuk, adalet sorumluluğu var. Bunun giderilmesi için de özellikle cezaevindeki kişilere seslenmek isterim ki onların Meclis'teki hakkının aranmasında önemli bir ayak da ben olmak istiyorum. Ve sizleri bu konuda daha vicdanlı olmaya, vicdanınızın sesini dinlemeye davet ediyorum. Türkiye'nin içinden geçtiği süreçte bu Meclis'in pek çok sorunu çözebileceğine yürekten inandığımı vurguluyorum" diyerek tamamladı.
Balbay'ın konuşmasının ardından, TBMM Genel Kurulu'nda, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, maddelerine geçilmesi kabul edildi.
Tasarıların birinci maddelerinin okunmasının ardından, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yarın saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.
KÜRSÜYE YAKIŞMADI
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın kendisine yönelik sözlerine ilişkin, "Bu, bugünün Balbay için önemine de yakışmadı, Meclis kürsüsüne de yakışmadı. Ümit ederim en azından özür dileme erdemini gösterir ve bir daha da bu şekilde kişilerin isimleri üzerinden espri, son derece seviyesiz espri yapma hatasını ve seviye düşüklüğünü göstermez" dedi.
DAVUTOĞLU: ÜZÜCÜ BİR TABLO
Davutoğlu, Meclis'te gazetecilerin, CHP'li Balbay'ın Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Ben Sayın Davutoğlu'nun televizyon konuşmalarını izlerken baştaki d harfi düştü mü diye zaman zaman sormadan da edemedim" şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine, Balbay'ın ifadelerini son derece üzücü bir tablo olarak niteledi. Davutoğlu, toplantı düzeninin bozulmaması ve oylamanın gecikmemesi için sataşmadan dolayı söz almadığını söyledi.
Balbay'ın tahliyesi ile ilgili soruya hukuk devleti ve özgürlükler çerçevesinde cevap verdiğini anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Balbay için de Meclis'te ilk gün tarihi bir fırsattı, o 10 dakikayı nasıl kullanacağı. Beklerdik ki bunu birleştirici bir üslupla kullansın. Çünkü bugün eğer burada konuşma imkanı bulmuşsa, bunda hükümetimizin kabul etmiş olduğu ve anayasa referandumuyla gerçekleşmiş olan bireysel başvuru hakkının büyük rolü var. Öncelikle bunu takdir etmesini beklerdik. Sonra da ülkeyi birleştirici, bütünleştirici bir dil kullanmasını görmek isterdik. O bunun yerine maalesef kelime oyunlarıyla, bütün konuşmasında kelime oyunlarıyla bazı kendince, bazen de espri dozu son derece düşük düzeyde kalan bir yaklaşım sergiledi."
Davutoğlu, özellikle insani ilişkilerde isimler üzerinden yapılacak kelime oyunlarının edep ve medeni davranış bakımından son derece yanlış olduğunu vurgulayarak, bunun, hiçbir standarda uymayacağını söyledi. Davutoğlu, şunları kaydetti:
BALBAY'IN B'Sİ DÜŞERSE...
"Benim soyadım üzerinden kendince espri yapmaya çalıştı. Doğrusu orada bir an çıkıp eğer Meclis toplantı düzenini olumsuz etkilemeyeceğini düşünsem benim de şöyle demem beklenirdi: 'Balbay'ın B'sini düşürdüğünüzde sizin sivil olduğunuz halde albaylık yaparak bir darbe teşebbüsünde bulunduğunuz suçlamasını teyit etmiş olursunuz mu' demem beklenirdi. Yani Balbay'ın B harfini düşürdüğünüzde tabi albaylar silahlı kuvvetlerde görev yaptığı zaman şerefli bir görev yürütürler ve hepsi saygıdeğerdir. Ama sivil hayatta olup da militarize yöntemlere yönelmeye niyet ettiğinizin dolaylı ifadesi anlamına gelecek şekilde böyle bir şey söylesem hoşuna gider miydi? Çünkü suçlandığı, hakkında yürüyen mahkeme süreci onun bir darbe teşebbüsüyle ilgili bir mahkeme süreci. Şimdi ben buna bağlı olarak onun soyadı üzerinden yorum yapsam hoşuna gider miydi? Bu, bugünün Balbay için önemine de yakışmadı, Meclis kürsüsüne de yakışmadı. Ümit ederim en azından özür dileme erdemini gösterir ve bir daha da bu şekilde kişilerin isimleri üzerinden espri, son derece seviyesiz espri yapma hatasını ve seviye düşüklüğünü göstermez."