Bağımsız kimse kalmayacak

Türkiye son dönemde gece yarısı aninden gelen Kanun Hükmünde Kararnameler ile sürpriz üzerine sürpriz yaşıyor.
Sadece dün 6 tane KHK değişikliği yayınlandı.
Hükümetin bağımsız kurullar üzerindeki tasarrufunda keskin değişim dikkat çekiyor.
Bu sürecin en son örneği dün bomba etkisi yaratan İMKB kararı oldu. İMKB’nin yapısını değiştiren KHK ile yine bir gece yarısı operasyon ortalığı karıştırdı.
Bu sefer şaşkınlık büyük oldu. AK Partinin seçim vaatleri arasında yer alan İstanbul’un finans merkezi olması projesi dahilinde İMKB’nin şirketleşmesi beklenirken bir anda devletleştirilmesi soru işaretlerini arttırdı.
Özel sektörün İMKB’yi elinden kaçırdığı şeklinde yorumlanan gelişme ile bundan sonra İMKB’nin 5 olan yönetim kurulu üye sayısı 7’ye çıktı. Daha da önemlisi önceden sadece başkan seçiminde etken olan hükümet artık üyelerin seçiminde de aktif olacak.
Bu süreç hem İMKB içinde hem de dışarıda merak uyandırdı. Karar sonrasında acil toplanan İMKB yönetiminden ilk etapta İMKB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Osmanoğlu’nun yaptığı açıklamalar gündeme yansıdı. Yapılanın bir el koyma olduğunu kaydeden Osmanoğlu, ‘’25 yıllık geçmişi olan İMKB’nin kurulması ve bugüne gelmesi sektörün katkıları ile olurken kamunun beş kuruş bile katkısı yok’’ diyerek sitem etti.
YENİ ÜYELER 29 KASIM’DA GELİYOR
Gün sonunda genel kurul toplantısından çıkan İMKB Başkanı Erkan’ın açıklamalarında da 29 Kasım’da yeni üyelerin seçileceği bilgisi geldi. İMKB'ye yeni üye 29 Kasımda seçilecek
Erkan, bugün Borsa Yönetim Kurulu'nun rutin toplantısı olduğunu, bu konuyu da değerlendirdiklerini belirterek, alınan kararın kamunun takdiri olduğunu, İMKB'nin bir kamu kuruluşu olduğunu söyledi. Erkan, ''Bunu tamamen İstanbul Finans Merkezi hazırlıkları çalışmaları çerçevesinde atılmış bir adım olarak düşünüyorum'' dedi.
Erkan, düzenlemenin şahıslarla ilgili bir konu olmadığını vurgulayarak, ''5 kişilik yönetim kurulunun 7'ye çıkarılması söz konusu. Bunu da bir an evvel yapmaları gerekiyor ki ondan sonraki atılacak adımlarda daha hızlı karar alınabilsin. Aynı kişilerin tekrar atanmasını engelleyecek herhangi bir şey yok'' diye konuştu.
“KİT”LEŞME TEHLİKESİ
Piyasa uzmanları süreci değerlendirirken İMKB’nin devletleşmesinin sermaye piyasaları açısından olumsuz olduğunun altını çiziyorlar.
Sektörün meslek grupları tarafından idare edilen pazarların devlet eline geçerek atıl hale gelmesi riskinin altı çizilirken sektörün süreç dışına atılmış olmasının da SPK için büyük darbe olacağı konuşuluyor.
ÖRNEK TAHRAN MI?
Karar sonrasında gelen yorumlarda dikkat çeken bir başka nokta ise İran’da Tahran borsası dışında kamu ağırlığı yüzde 100’e yakın borsa bulunmuyor.
İMKB İLK DEĞİL
Bağımsız ya da özerk kuruluşların devlet kontrolüne geçmesi sadece İMKB ile de sınırlı değil.
2001 yılında kriz sonrasında gündeme alınan reformlar ile kurulan bağımsız kurullar oluşmuş özerk bir yapıya bürünmüşlerdi. Bunlardan 2002 yılında Merkez Bankası’nın özerklik kazanması en önemlisi olurken son dönemde Merkez Bankası’nın bağımsızlığı en çok tartışılan konular arasına girdi.10 yıl öncesinde alınan ve Türk ekonomisi açısından bir dönüm noktası sayılan bu imkânlar şimdi tek tek geri alınıyor.
BDDK’nin bankacılık krizi sonrasında performansı göz doldururken bugün dışarıda yaşanan fırtınalara karşı ciddi bir kalkan görevi görüyor. Özerkken sağlanan bu başarı yeterli olmayacak ki 17 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanan kararname ile bu dönem kapandı.
Resmi Gazete’de yayınlanan bir kararnameye eklenen son dakika ifadesi ile üst kurulların artık ilgili bakana bağlı gibi çalışacağı açıklandı.
Kanun hükmünde kararnamede “Bakan bağlı ilgili ve ilişkili kuruluşların her türlü faaliyet ve işlemlerini denetlemeye yetkilidir” ifadesinin içine ek yapıldı ve 5018 sayılı Kanuna ekli III sayılı cetvelde yer alan kurumlar dahil denildi.
Adı geçen kanuna cetvele bağlı olan kurumların o zaman kadar bağımsız olan kurumlar olması önemli sürecin noktası oldu.
Kararla birlikte; Radyo Televizyon Üst Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Kamu İhale Kurumu, Rekabet Kurumu, Şeker Kurumu, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu gibi bugüne kadar bağımsız üst kurul denetime tabi oldu.
TSE'NİN ÜST YÖNETİMİ GÖREVDEN ALINDI
Türk Standardları Enstitüsü'nün (TSE), Genel Sekreteri, Genel Sekreter Yardımcısı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Merkez Başkanı, Başkanlık Müşaviri, Genel Sekreterlik Müşaviri ve Grup Başkanı kadrolarında bulunanların görevleri sona erdi.
Resmi Gazete'nin 2 Kasım tarihli mükerrer sayısında yayımlanan “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname” ile TSE Kanununda çeşitli değişikliklere gidildi. Buna göre, 2 Kasım itibariyle Enstitüde, Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Merkez Başkanı, Başkanlık Müşaviri, Genel Sekreterlik Müşaviri ve Grup Başkanı kadrolarında bulunanların görevleri sona erdi. Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, Merkez Başkanı, Başkanlık Müşaviri ve Genel Sekreterlik Müşaviri kadrolarında bulunanlar Müşavir kadrolarına, Grup Başkanı kadrolarında görev yapanlar Uzman kadrolarına hiçbir işleme gerek kalmaksızın atanmış sayılacak. Müşavir ve Uzman kadrolarına atanmış sayılanlar, Yönetim Kurulu tarafından belirlenen birim ve görevlerde çalıştırılacak.
SİNYAL HAZİRAN’DA GELDİ
Babacan yaptığı açıklamada “EPDK ve Tütün Kurulu gibi bağımsız üst kurulların yetkileri gözden geçirilebilir. Kantarın topuzu kaçmış. Bazı yetkilerin hükümete devri gerekiyor. Pek çok konu siyasi irade gerektiriyor. Öyle konular oluyor ki problem çıkınca, mesela EPDK’da problem çıkınca Enerji Bakanı’nın üzerine bütün yük biniyor. Bakan, haksız eleştirilere maruz kalıyor. Bu yüzden bir miktar yetkinin Hükümet’e devri gerekiyor.” demişti. gazeteport