AK Parti'deki 3 dönem kuralı nedeniyle yeniden aday olamayan isimlerin en başında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan geliyor. Ekonomi yönetiminin başındaki isim olan Babacan, 7 Haziran'dan sonra şekillenecek hükümetteki yeni ekonomi yönetimine dışarıdan katkı verecek mi? Yeni hükümette Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak mı, eski Borsa Başkanı İbrahim Turhan mı olacak? Erdal Sağlam, Hürriyet'teki köşesinde bu konuyu değerlendirdi. İşte o yazı:
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, "Kişiler gelip geçicidir, herkes fanidir. Ama kurumlar ve kurallar iyi yerleştirilirse o ülkelere biz ileri demokrasi diyoruz" demiş.
Kuralın olmadığı ortada ve Babacan bence bu açıdan çok haklı.
Babacan zaten hep ekonomide kurumsallaşmadan yana tavır koydu ama şimdi niye böyle bir şey söyleme gereği duydu?
Başbakanın ve Babacan'ın son açıklamalarını bir araya getirince aslında niyet anlaşılıyor. Başbakan Davutoğlu, kişilerin önemli olmadığını, ekonomide sağlanan başarıyı bir ekip olarak sağladıklarını söylemeye başladı. Belli ki Babacan'dan da, "başarı kişinin değil" açıklamaları yapması istenmiş.
Çünkü AKP yönetimi de görüyor ki; Babacan'ın ardından ekonomik istikrarı koruyacakları konusunda ciddi endişe doğdu. Özellikle Cumhurbaşkanı ile Merkez Bankası arasındaki son tartışma, zaten bu yönde varolan şüpheleri kesinleştirdi. Özetle; iç ve dış piyasalarda Babacan'ın bakanlığı sona erdikten sonra çağdaş bir ekonomi anlayışından artık uzaklaşılması bekleniyor.
Yeni yönetimde adı geçenler piyasaların neden endişelendiğini ortaya koyuyor.
Babacan'ın ardından ekonomi yönetimine geleceği söylenen isimlere bakalım...
Son günlerde AKP kulislerinde çok yoğun biçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı olacağı konuşulmaya başlandı. Albayrak'ı iyi tanımıyoruz; bilgimiz köşe yazıları ve Erdoğan'ın danışmanlarıyla aynı görüş ve eylemler içinde olduğuna ilişkin söylentilere dayanıyor. Aslında yazdıkları da bu yakın ilişkiyi teyit ediyor.
Özetle; Albayrak açıkça bunu söylemese de; Babacan ve şimdiye kadar ki ekonomi yönetiminin görüşleri ve yaptıklarına tümüyle ters görüşte. Yani; dünyada hakim olacak bir Türkiye adına, uluslararası küresel gelişmelere uyumun gereksizliğini, çağdaş para politikalarına uyulmasına gerek olmadan Türkiye'nin kendi başına hareket ederek çok büyüyebileceğini düşünen bir isim.
Babacan'ın yerine adı geçen ikinci isim ise Davutoğlu'na yakın olduğu söylenen eski Borsa Başkanı İbrahim Turhan. Turhan'ın çıkardığı dergideki
faiz haramdır mealindeki makaleleri, Merkez Bankası'na atandığı günlerde gündeme gelmişti. Ayrıca, Reza Zarrap ile simgeleşen "İran ile ticaretin ambargoya takılmadan altınla düzenlenmesi" mekanizmasının kurucularından biri olduğu da söylenir...
BİR YANDA DERVİŞ, ÖTE YANDA…
Biz iyi tanımıyoruz ama Ali Babacan'ın bu iki ismi de çok yakından tanıdığını biliyoruz. Babacan, kendisinin bir büyük yabancı
banka ile yaptığı toplantıda neler konuştuğunu, sonradan bunu kimlerin araştırdığını, bu konunun bankacıların bile diline düştüğünü çok iyi bilir. Kendi yakın çevresine bu isimler ile ilgili yaptığı yorumlar, Turhan'ın Merkez Bankası Başçı'nın yerini almak için yaptığı girişimler bilinir. Babacan'ın, gözleri önünde dönen ama ses çıkarmadığı, "İran ile bir garip altın ticareti"ne karşı çıktığı da, Ankara'da konuşulur.
Başbakan Davutoğlu, Babacan'ın dışarıdan yeni yönetime yardım edeceğini söyleyerek piyasayı yumuşatmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı ve yeni ekibin buna izin vereceğini sanmıyorum ama talep edilse bile, Babacan'ın böyle bir yardıma yanaşacağını tahmin etmiyorum. Uygulamada böyle bir katkı zaten imkânsız.
Çok açık ki; Babacan ile yeni ekibin hem görüşleri hem uygulamaları tümüyle ters. Babacan "biat" kültürü nedeniyle çok hata yaptı ama bunu artık yapmaz.
Kemal Derviş'in "CHP iktidarında ekonomi yönetiminde görev alırım" sözleri ardından, mevcut ekiple AKP'nin işi iyice zorlaştı. AKP yönetimi bunu gördü ve bu nedenle "kişilere bağlı değil, eskisi devam eder" havası vermeye çalışıyor.
Bir yanda Derviş öte yanda Albayrak veya Turhan, tablo çok açık değil mi?