Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''Biz bu yıl için açıkçası Avro Bölgesi'nden öte Japonya kaynaklı problemlere biraz daha odaklanmış durumdayız'' dedi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nda (SETA) düzenlenen ''AK Parti Dönemi Türkiye Ekonomisi'' konulu panelde konuşan Başbakan Yardımcısı Babacan, teoride, kağıt üzerinde mükemmel bir ekonomi programı yazılabileceğini, kağıt üzerinde bir ülkede yapılması gerekenlerle ilgili öneriler, reçeteler düzenlenebileceğini ama uygulama noktasına gelince ''istikrar ve güçlü bir siyasi iradenin olmazsa olmaz'' şartlar olduğunu vurguladı.
Bugün ekonomide başarının temelinde istikrar olduğuna ancak ekonomi programının özünde olması gereken güven unsurunun gözden kaçırılmaması gerektiğine dikkati çeken Babacan, ''Hangi program olursa olsun eğer güveni öncelemiyorsa, güven unsurunu ön plana çıkartmıyorsa ve güveni sağlamak, korumak ve güçlendirmek için özel bir çaba içerisinde değilse, bu ekonomik programın da yine başarıya ulaşması mümkün değil. Yine bunun özellikle olumsuz örneklerini dünyanın pek çok ülkesinde görüyoruz. Bugün dünyanın en büyük ekonomisine bakıyoruz, Amerika Birleşik Devletleri'ne, çok ciddi bir politikasızlık sorunu var'' eleştirisinde bulundu.
Babacan, ABD'de özellikle yönetimle Kongre arasındaki temel görüş ayrılıkları ya da ekonomik konuları bahane eden siyasi iç çekişmelerin, dünyanın en büyük ekonomisinin temel hedefleriyle ilgili ciddi bir belirsizlik alanı oluşturduğuna işaret etti.
Ekonomi politikaları konusunda bölge olarak en büyük ekonomik bölgesi olan Avrupa Birliği, daha özelde Avro Bölgesi'ne de değinen Babacan, burada 27 ülkenin, 27 ayrı hükümeti, 27 ayrı parlamentosu bulunduğunu anımsattı. Babacan, pek çok ülkede koalisyon ve azınlık hükümetleri bulunduğuna, bunun karar almayı güçleştirdiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Japonya'ya bakıyoruz. Dünyanın şu anda en büyük üçüncü ekonomisi. Orada da ekonomi politikaları konusunda ciddi bir belirsizlik var. Orada da hükümet ile Merkez Bankası arasındaki çatışma, Hükümet ile Merkez Bankası arasındaki farklı duruş, çok ciddi miktarda güven kaybına sebep olmuş durumda. Şu anda bakıyoruz; belli hedeflerden bahsediliyor, belli bir farklı ekonomik yaklaşımdan bahsediliyor. Fakat tartışmaların iç tutarlılığının olduğunu söylemek zor. Bu da bizi kaygılandırıyor. Hatta biz bu yıl için açıkçası Avro Bölgesi'nden öte Japonya kaynaklı problemlere biraz daha odaklanmış durumdayız. Çünkü Japonya sadece kendisi için değil, aynı zamanda pek çok ülke için önemli bir
finans ülkesi. Orada olabilecek bir sarsıntı, gerçekten küresel etkileri de beraberinde getirebilir.''
TÜKETİCİ KREDİLERİNE SINIR, İHRACAT KREDİSİNE DESTEK
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)'in yüzde 15 kredi limitinden muafiyet talebine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan yanıt geldi.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtlayan
Babacan, ''Banka kredileri sadece tüketime yönelik şekilde artıyorsa biz bundan endişe duyarız. Bu tür kredilerin ölçülü artması için özel çaba içerisindeyiz. Ama bu kredi, istihdam, üretim, yatırım ve ihracat içinse bunu sınırlamamak, önünü açmak gerekiyor'' dedi.
'HAK EDİLMEYEN REFAHI YAŞAMAK'
Babacan, bankadan kredi çekip tüketmenin bir bakıma "Henüz kazanılmayan, hak edilmeyen bir refahı yaşamaya çalışmak" olduğunu belirtti.
Babacan önümüzdeki dönemde tüketici kredilerini sınırlamaya yönelik hassasiyetin devam edeceğini ekledi.