Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
“Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasının sonuçları, GMF Kıdemli Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan, GMF Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan tarafından 29 Nisan 2021 Salı günü, düzenlenen çevrim içi basın toplantısında açıklandı. Araştırma, GMF (Marshall Fonu – The German Marshall Fund of the United States) tarafından, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) desteğiyle 2017’den beri yürüttüğü GMF - TOBB Türkiye, Avrupa ve Küresel Konular Programı kapsamında yapıldı. “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırması, koronavirüs salgını nedeniyle oluşan zor koşullara ve kısıtlamalara rağmen, Türkiye’nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 2.000 kişiyle, 29 ilde 2021 Mart-Nisan aylarında yapılan yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi.
Türkiye kamuoyunun AB’ye yaklaşımının detaylı fotoğrafını çeken araştırma sonuçları, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine güçlü bir desteğin olduğunu gösteriyor. Araştırma, özellikle 18-24 yaş arası gençlerin AB’ye katılımı daha yüksek oranda desteklediklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’nin AB’ye katılımı güçlü bir şekilde desteklenirken üye olabileceğine ilişkin inanç ise daha düşük kalıyor. “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırması, Türkiye kamuoyunun Türkiye-AB ilişkilerine; üyelikten, Gümrük Birliği’ne, iklim anlaşmalarına kadar uzanan geniş ve detaylı bakışını gösteren dikkat çekici bulgular ortaya koyuyor.
“Sonuçlar, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine güçlü desteğin olduğunu gösteriyor”
GMF Kıdemli Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan, araştırmaya ilişkin şunları söyledi: “Son on yılda, Türkiye’de, AB’de ve küresel düzeyde yaşanan dönüşümler, AB-Türkiye ilişkilerini de sarstı ve ilişkiler zamanla şekil değiştirdi. 2016 göçmen kriziyle Türkiye-AB ilişkileri, zaten zayıflamaya başlamış olan normatif ilişki modelinden daha da uzaklaşarak, çıkar temelli bir ilişki modeline doğru yönelmeye başladı. İlişkilerdeki tüm bu çalkantılara rağmen, araştırma sonuçları gösteriyor ki Türkiye kamuoyunun Avrupa ve Avrupalılar hakkındaki düşünceleri olumlu ve Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine güçlü bir destek var”.
“AB defteri kapanmış değil”
Araştırmanın genel olarak varsayılandan farklı bir Türkiye profili sunduğuna dikkat çeken GMF Ankara Ofisi Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Avrupa Birliği Üyeliği’ne desteğin hala yüksek olduğunu belirtti. Ünlühisarcıklı, “18-24 yaş grubunda bu desteğin daha da güçlü olduğunu görüyoruz. Dış politikada da Avrupa Birliği ülkeleri ile birlikte hareket etme eğilimi ön plana çıkıyor. Bunun yanı sıra çevre ve iklim konularındaki bilinç Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de yükselişte. Türkiye kamuoyu açısından AB defteri kapanmış değil” diye konuştu.
İşte “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasının dikkat çeken bazı sonuçları;
18-24 yaş arası gençlerin yaklaşık yüzde 70’i Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine “evet” diyor
“Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırması, Türkiye kamuoyunun ülkenin AB’ye üyeliğine desteğinin yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya katılanların yüzde 60,1’i ‘Bu pazar Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için referandum yapılacak olsa’ sorusuna “evet” oyu kullanacağını belirtirken, yüzde 29,7’si “hayır” oyu kullanacağını söylüyor. “Eğer bu pazar Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusunda bir referandum olsa, nasıl oy kullanırsınız?” sorusuna 18-24 yaş arası gençlerde “evet” oyu vereceklerin oranı ise çok daha yüksek. 18 - 24 yaş arası katılımcıların, yüzde 68,8’i bugün bir referandum yapılması halinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için evet oyu kullanacağını, yüzde 21,3’ü ise hayır oyu kullanacağını ifade ediyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 55,9’u Türkiye’nin AB üyeliğinin iyi bir şey olduğunu belirtirken, yüzde 24,9’u ise Türkiye’nin AB üyeliğinin kötü bir şey olduğunu düşünüyor. Araştırma, Türkiye’nin AB üyeliğine 18-24 yaş arasındaki gençlerin daha yüksek oranda destek verdiğini gösteriyor. “Genel olarak düşündüğünüzde, sizce, ülkemizin Avrupa Birliği’ne üyeliği iyi bir şey midir yoksa kötü bir şey midir?” sorusuna 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 66,2’si “iyi bir şey”dir yanıtını verirken, yüzde 16,2’si ise “kötü bir şey” olduğunu belirtiyor.
Araştırmaya katılanların, yüzde 56,7’si Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri için kişisel bir fayda sağlayacağını, yüzde 36,8’i ise kendileri için kişisel bir fayda sağlamayacağı görüşünde. 18-24 yaş grubundaki katılımcıların yüzde 67,2’si Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri için fayda sağlayacağını, yüzde 26,4’ü ise kendileri için kişisel bir fayda sağlamayacağını düşünüyor.
Avrupa ve Avrupalılar hakkındaki düşünceleri olumlu GMF tarafından gerçekleştirilen “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırması sonuçları, Avrupa ve Avrupalılar hakkındaki düşüncelerin de olumlu olduğunu gösteriyor. Araştırma, Türkiye AB üyeliği konusunda olduğu gibi Avrupa ve Avrupalılar hakkında da gençlerin, nüfusun geneline kıyasla daha yüksek oranlarda olumlu düşünceye sahip olduğunu işaret ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 59,6’sı Avrupalılar hakkında olumlu, yüzde 33,1’i ise olumsuz düşünceye sahip olduğunu belirtiyor. 18-24 yaş grubundaki katılımcıların ise yüzde 72’si Avrupalılar hakkında olumlu düşündüklerini söylüyor. Bu yaş grubunda Avrupa hakkında olumsuz düşüncelere sahip olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 20.
Türkiye’nin AB’ye üye olabileceğine olan inanç zayıf
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusunda destek yüksek ancak üye olabileceğine yönelik inanç düşük. “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasına katılanların yüzde 21,5’i Türkiye’nin üzerine düşenleri yapması durumunda AB’ye kesinlikle üye olabileceğini belirtirken, yüzde 52,1’i AB’nin Türkiye’yi üyeliğe kabul etme niyetinin olmadığını, sadece oyaladığını, yüzde 22,9’u ise AB istese bile Türkiye’nin üyeliğe hazır olmadığını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 12,9’u beş yıl içerisinde, yüzde 17,1’i on yıl içerisinde, yüzde 19,2’si on beş yıldan daha uzun bir sürede de olsa Türkiye’nin AB’ye tam üye olabileceğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 39,7’si ise Türkiye’nin AB’ye hiçbir zaman üye olamayacağı görüşünü savunuyor. Katılımcıların yüzde 8,4’ü AB ülkelerinin Türkiye’yi gerçekten üye olarak görmek istediğini belirtirken, yüzde 29,2’si hepsinin değilse de çoğunluğunun istediğini, yüzde 57,82’i ise istemediklerini ifade ediyor. “Türkiye’nin AB’ye üye olmasını kolaylaştıracak en önemli iki faktör nelerdir?” sorusuna katılımcıların yüzde 58,9’u Türkiye ekonomisinin iyileşmesi, yüzde 47,2’si insan haklarının iyileşmesi, yüzde 29,8’si ise hukuk reformu yapılması cevabını veriyor.
“AB üyeliğinin Türkiye’ye en önemli yararı ne olacak?” sorusuna araştırmaya katılanların, yüzde 19,4’ü ekonominin gelişmesini, işsizlik ve hayat pahalılığının azalmasını, yüzde 17,5’i Türkiye’nin uluslararası alanda gücünün artmasını, yüzde 17,3’ü ise demokrasinin gelişmesi ve halkın yönetime katılımının yaygınlaşmasını sağlayacağı görüşünü savunuyor.
Araştırma, 18-24 yaş arası katılımcıların AB üyeliğinden beklentisinin genel katılımcılardan belirgin biçimde farklılaştığını gösteriyor. “AB üyeliğinin Türkiye’ye en önemli yararı ne olacak?” sorusuna 18-24 yaş arası katılımcıların yüzde 20,8’i demokrasinin gelişmesi ve halkın yönetime katılımının yaygınlaşması, yüzde 15.4’ü ekonominin gelişmesi, işsizlik ve hayat pahalılığının azalması ve yüzde 13,4’ü ise toplumsal huzurun artması olarak cevap veriyor. “Türkiye’nin AB’ye üye olmasının AB’ye en büyük faydasının ne olacağı” sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 25,1’i Türkiye pazarının Avrupalı firmalara açılması, yüzde 21,1’i kültürel çoğulculuğun sağlanması, yüzde 20,4’ü Türkiye’deki genç nüfusun Avrupa’ya dâhil olması şeklinde cevaplıyor.
Vize serbestisi Türkiye AB ilişkilerini iyileştirir
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine en önemli katkı yapacak politikalar sorulduğunda “Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırmasına katılanların cevaplarında, yüzde 53,5 ile vize rejiminin serbestleştirilmesi, yüzde 50,8 ile terörizmle mücadelede işbirliği, yüzde 45,1 ile göçmen ve mülteciler konusunda işbirliği yönündeki üç politika öne çıkıyor. Katılımcıların yüzde 51,8’i vize serbestisi için Türkiye’nin yerine getirmesi gereken kriterlerden biri olan terörle ilgili mevzuat ve uygulamaların Avrupa standartları ışığında gözden geçirilmesini desteklerken, yüzde 38,3’ü karşı çıkıyor. Yine cezai konularla ilgili olarak AB üyesi tüm devletlerle etkin bir adli iş birliğinin sağlanmasını katılımcıların yüzde 52,7’si desteklerken, yüzde 36,7’si karşı çıkıyor. Araştırmaya katılanların 50.9’u kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuatın AB standartlarıyla uyumlaştırılmasını desteklerken yüzde 37,1’i karşı çıkıyor.
Gümrük Birliği’nin fayda sağladığını düşünenlerin oranı yüzde 33,8’de kaldı
Türkiye AB ilişkileri açısından en önemli anlaşmalardan biri olan Gümrük Birliği’nin Türkiye’ye fayda sağladığını düşünenlerin oranı yüzde 33,8. Katılımcıların yüzde 11,4’ü ise Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisine zarar verdiği görüşünde. Katılımcıların yüzde 44,3’ü hizmetler, kamu alımları ve tarım sektörlerinin karşılıklı olarak Gümrük Birliği’ne dâhil edilmesini destekleyeceğini belirtirken, yüzde 18,2’si ise buna karşı çıkacağını ifade ediyor.
Dünyadaki sorunları AB çözebilir
Araştırma sonuçları, dünyadaki sorunların çözümünde AB’nin rol almasının insanlık için görece daha iyi sonuçlara yol açacağını ortaya koyuyor. Özellikle 18-24 yaş aralığında AB’ye olan bu anlamdaki inanç daha da yüksek. “Dünyadaki sorunların çözümünde hangi ülke veya ülkeler grubunun söz sahibi olması insanlığın çoğunluğu için daha iyi sonuçlara yol açar?” sorusuna araştırmaya katılanların yüzde 35,8’i AB ülkeleri cevabını veriyor. Katılımcıların yüzde 12,9’u dünyadaki sorunların çözümünde ABD’nin söz sahibi olmasının daha iyi sonuçlar yaratacağını düşünürken, yüzde 10,5’i Rusya ve yüzde 8,2’si ise Çin’in bu rolü oynayabileceğini düşünüyor. 18-24 yaş arası katılımcıların ise yüzde 42,1’i dünyadaki sorunların çözümünde AB’nin söz sahibi olmasının insanlığın çoğunluğu için daha iyi sonuçlara yol açacağını düşünüyor. Bu yaş grubunda ABD’nin bu rolü daha iyi yerine getireceğini düşünenlerin oranı yüzde 14,9, Rusya’nın 10,5 iken Çin’in bu rolü daha iyi yerine getireceğini düşünenlerin oranı ise 6,8 oranında kalıyor.
“Uluslararası meselelerde, Türkiye’nin hangi ülke veya ülkeler grubu ile en yakın işbirliği içinde olması gerektiği” sorusuna katılımcıların yüzde 37’si AB ülkeleri, 14,7’si Rusya, yüzde 9,1’i ABD, yüzde 6,5’i Çin cevabını verirken, yüzde 15,9’u ise yalnız hareket edilmesi gerektiğini söylüyor. Uluslararası meselelerde AB ülkeleri ile birlikte hareket etme eğiliminin 18-24 yaş arası katılımcılarda belirgin biçimde daha yüksek olduğu görülüyor. Bu yaş grubuna giren katılımcıların yüzde 42’si AB ülkeleri, yüzde 14,3’ü Rusya, yüzde 12,2’si ABD, yüzde 5,5’i ise Çin ile birlikte hareket edilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye’de iklim ve çevre bilinci artıyor
“Avrupa Birliği ve Türkiye – AB ilişkileri” araştırması kapsamında katılımcılara Paris İklim Anlaşması ve AB Yeşil Mutabakatı bağlamında iklim değişikliği ve çevre konusunda da sorular soruldu. Katılımcıların cevapları Türkiye’de iklim ve çevre bilincinin arttığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 71,6’sı yavaş bir ekonomik büyümeye ve iş kayıplarına sebep olsa da çevreyi korumaya öncelik verilmelidir görüşünü desteklerken, yüzde 23,1’i çevre zarar görse bile ekonomik büyüme ve iş imkânları yaratmanın öncelikli olması gerektiğini savunuyor. Katılımcıların yüzde 73,9’u Paris İklim Anlaşması ile ilgili bilgisinin olmadığını belirtiyor ancak yüzde 66,2’si Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması gerektiğini savunuyor. Katılımcıların yüzde 51,1’i Türkiye’nin AB’nin Yeşil Mutabakatı’na katılması gerektiğini belirtirken, yüzde 20,9’u katılmaması gerektiğini ifade ediyor.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.