<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiAvrupa 2012’ye geri döndü----

Avrupa 2012’ye geri döndü

Avrupa 2012’ye geri döndü
22 Temmuz 2022 - 15:23 www.finansingundemi.com

Avrupa’da her şey eski karanlık günleri hatırlatıyor. 2012 yılında başlayan faiz artırımı döngüsü tam on yıl sonra Avrupa’yı yine ele geçirmişe benziyor.

FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ

2012 yılının hayaletleri Avrupa’yı yine ele geçirdi. Avrupa yeni bir faiz artırımı döngüsüne başlamış görünüyor. Enflasyonu başka bir borç krizini tetiklemeden kontrol edebilme görevini yerine getirmeye çalışan Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bunu başarabileceğine yönelik inanç oldukça düşük seviyelerde.

Bloomberg’den Craig Stirling’in haberine göre, Christine Lagarde’ın, ECB’nin geçmiş krizlerin hatalarından önemli dersler çıkardığına ve acil durum desteğini çok erken geri çekerek mevcut ekonomik toparlanmayı rayından çıkarmayacağına dair söz vermesinin üzerinden tam bir yıl geçti.

Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, ECB Başkanı Lagarde’ın yorumları, 2011 yılı Nisan ayında başlayan ve ardından Temmuz ayında bir başka artışla devam eden vahim faiz artırımları döngüsüne atıfta bulunuyordu. Sonrasında erken olarak nitelendirilen bu hamleler, Mario Draghi’nin görevi devraldığı yıl, tam da Euro bölgesindeki borç krizi daha tehlikeli bir aşamaya girmek üzereyken tersine çevrilmişti.

Yunanistan’da başlayan ve kısa süre sonra Avrupa’nın görece zayıf ekonomilerini de içine alarak genişleyen bu kriz, Draghi’nin euro’yu korumak için ne gerekiyorsa yapacağını açıklamasına kadar devam etmişti.

Yeni Faiz artırım döngüsü

O zaman için ECB, kısa süre sonra ermesi beklenen bir fiyat sarmalıyla mücadele etmek için erken davranıp faiz oranlarını artırmakla suçlanmıştı. Lagarde liderliğindeki Avrupa Merkez Bankası ise bugün 1999 yılında euro’nun Avrupa’nın resmi para birimi olarak tedavüle sokulmasından bu yana enflasyonun en yüksek seviyeleri görmesine izin verdiği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Dün itibariyle ECB, gelecek yıla kadar sürmesini öngördükleri yeni bir faiz artırım döngüsünü başlattı. İlk faiz artırımı yarım puan olarak geçekleşti. ECB, aynı 2012 yılının tekrarı gibi, bu kez de Yunanistan yerine İtalya’ya odaklanan yeni bir piyasa spekülasyonu dalgasıyla mücadele etmek zorunda. ECB, daha yüksek borçlanma maliyetlerinin İtalya’nın kamu maliyesini sürdürülemez hale getireceğine dair endişeleri gidermek amacıyla yeni bir kriz dayanağı tasarlamaya çalışıyor.

Lagarde liderliğindeki Avrupa Merkez Bankası, 1999 yılında euro’nun Avrupa’nın resmi para birimi olarak kullanılmaya başlamasından bu yana enflasyonun en yüksek seviyeleri görmesine izin verdiği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Enflasyon dizginlenemeyebilir

ECB, faiz oranlarında artışa giden son büyük merkez bankası olarak öne çıkıyor. Enflasyonun şu anda yüzde 8,6 seviyesinde seyretmesi ve yeni açıklanan verilerin beklentileri daima aşması, fiyatların kontrolden çıkma tehlikesini de beraberinde getiriyor.

Bu ayın başlarında Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan tahminler, gelecek yıl biraz olsun sönümlenmesi beklenen enflasyonun yüzde 4 olarak gerçekleşeceği yönünde. Bu tahmin bile ECB’nin hedefinin iki katı bir seviyeye karşılık geliyor.

Ukrayna’daki savaş zaten enerji, gübre ve gıda fiyatları yoluyla enflasyonu körüklüyorken, politika yapıcılar euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesinin ithalat maliyetlerini artırmada yaratabileceği olumsuz etkiyi ve Rusya’nın doğalgazı kesme olasılığını da düşünmek zorunda.

ECB, eğrinin epey gerisinde kaldı

Bloomberg tarafından yapılan anket sonucunda, 28 uzmanın 22’si, ECB’nin para politikasında sıkılaştırmaya gitme noktasında eğrinin epey gerisinden kaldığı görüşünde. Buna ek olarak, ECB henüz FED’in Haziran ayında gerçekleştirdiği 0,75 puanlık artış kadar yüksek oranlarda faiz artışına gitmeyi de planlamıyor. ECB’nin 27 Temmuz’da gerçekleştireceği bir sonraki toplantısında, yine yarım puanlık bir faiz artırımı karar alması bekleniyor.

Rusya’dan Avrupa’ya akan gazın kesilmesinden daha çok bir resesyonun Avrupa’yı vurmasından daha çok endişe ediliyor. Bu bile durumun ne kadar ciddi boyutta olduğunu gösteriyor. Bu durum, ECB’nin daha agresif bir yaklaşım benimseyip benimsememeyi bir kez daha düşünebileceğine dair görüşleri destekliyor.

Bloomberg anketine göre önümüzdeki bir yıl içinde dünya ekonomisinin resesyona girme ihtimali yüzde 45 olarak değerlendiriliyor. Bu ihtimal, Avrupa’nın en büyük ekonomisi konumunda bulunan ve doğalgaz için diğer Avrupa ülkelerine kıyasla Rusya’ya daha çok bağımlı olan Almanya ekonomisi için ise çok daha yüksek bir yüzdede seyrediyor.  

Önce Yunanistan şimdi İtalya

Faiz artırımlarında geç kalınmadığını ve acele edilmemesi gerektiğini savunan görüşün önceliği ise İtalya’daki karmaşanın daha da kötüleşme olasılığı. Euro’dan çıkma olasılığı Avrupa’nın genel bütünlüğünü tehdit etmeyecek kadar küçük bir ülke olan Yunanistan’a kıyasla bölgenin üçüncü büyük ekonomisi olan İtalya’nın euro bölgesinden ayrılması, Avrupa’nın geleceği için gerçek bir tehlike oluşturabilir. İtalya, Avrupa Birliği’nin öncüsü olan Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun kurucu üyesi konumunda bulunuyor. Bu nedenle, Avrupa’nın euro merkezli para projesinin İtalya olmadan devam etmesinin zor olduğu kabul ediliyor.

Avrupa’nın euro merkezli para projesinin İtalya olmadan devam etmesinin zor olduğu kabul ediliyor.

Haziran ayında Lagarde’ın faiz artırımı takvimi belirlemesiyle birlikte yatırımcılar, İtalya’nın GSYİH’nın yaklaşık yüzde 150’sine eşit olan kamu borcunu ödemesinin imkansız olacağına odaklanmıştı. Bunun üzerine Lagarde, spekülasyonlara son vermek için yeni bir araç oluşturma fikriyle acil bir toplantı düzenlemek zorunda kalmıştı.

Tahvil satın alarak zayıf ekonomileri koruyacak

Avrupalı politika yapıcıların hevesi, on yıl önce Draghi yönetimi tarafından açıklanan araçların başarısının yine tekrar edeceği varsayımına dayanıyor. Kesin Parasal İşlemler (Outright Monetary Transactions) olarak adlandırılan bu araç, ECB’nin, hükümetlerin ekonomi politikasının yürütülmesine ilişkin katı koşulları yerine getirmesi karşılığında, görece daha zayıf euro bölgesi üyelerinin getirilerini kontrol altına almak için devlet tahvilleri satın almasına izin veriyor. Bugün pek de popüler olmayan bu aracın spekülatörleri piyasadan uzak tutsa da, enflasyonu düşürmek noktasında ne kadar başarılı olacağı soru işaretleri barındırıyor.

Bu durum yatırımcıları hayrete düşürecek şekilde Lagarde’ı, Draghi’yi taklit etme göreviyle baş başa bırakıyor. Faizler artarken İtalya gibi borçlu ülkelerin daha da zor duruma düşmesini engellemek için tahvil ve bono alınmasını öngören ve Draghi yönetimindeki Kesin Parasal İşlemler aracına benzer bir mantığa sahip olan Aktarım Güvence Mekanizması’nın (Transmission Protection Instrument) bunu başarıp başaramayacağı önümüzdeki haftalarda, aylarda hatta belki de yıllarda ortaya çıkacak bir soru olarak karşımızda duruyor.

ECB'nin eylülde faiz artırımına devam etmesi bekleniyor

 

ECB'nin yeni tahvil alım programında İtalya detayı

 

ECB'nin dövize müdahale olasılığı düşük

 

ECB yeni tahvil alım programının detaylarını açıkladı

 

ECB, yeni bir tahvil alım programı başlatacak

 

ECB faizi 50 baz puan artırdı

 

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
  • Muhsin22 Temmuz 2022 23:45

    Oda bir seymi biz bu yönetimin yıkımı nedeniyle en az 50 yıl geriye gittik bir de göçmen kampı haline getirildik