Aviva'da değişim devam ediyor

Önümüzdeki dönemde sigorta şirketlerine Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) trafik ve kasko poliçelerinde hastane masrafları nedeniyle getireceği ağır yükler olacağına dikkat çeken Ertan Fırat, “Geçmiş istatistiklerde bu alan çok fazla tecrübeli olduğumuz ve portföyde yer alan bir bölüm değildi, çünkü geçmiş yıllarda sosyal güvenlik sistemi rücu mekanizmasını işletmiyordu” dedi.

‘GELECEĞE İLİŞKİN UMUDUM SÜRÜYOR’
“2010 yılında sigorta şirketlerinin ajandalarını doğru alanlara odaklamaları, hizmet kalitesini arttırmaya yönelik çalışmalara yoğunlaşmaları, operasyonel verimliliğe yönelik çalışmaları geleceğe yönelik umutlu olmamızı hissettiriyor” diyen Fırat şöyle konuştu: “Eski alışkanlıkların geçerli olmadığını bütün şirketler gördü ve yeni ekonomik düzene uyum ve alışma evresindeyiz." Şirketler hizmet kalitesinin arttığı alanlara yoğunlaşmaya başladı. Operasyonel konular daha verimli ve daha etkin hale geldi. Müşteriyi anlama ve çalışma çabaları daha yoğun. Pazarı büyütmeye yönelik anlayış, strateji geliştirme, olaylara farklı bakış açıları, farklı inovatif uygulamaların hepsi, rakamsal değil ama soft dediğimiz alanların tümü bence geleceğin nüvesini oluşturuyor. Çok memnuniyetle görüyoruz ki sektöre çok ciddi kaliteli iş gücü girişi var.”

Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat, Avrupa’daki organizasyona paralel olarak şirkette yaşanan değişim sürecinin başarıyla devam ettiğini kaydetti. Aviva Sigorta’nın 2010’da çok yoğun bir ajandası olduğunu belirten Fırat, “İç organizasyonda bir takım değişikliklere gittik. 2009’da başlayan bu yapılanmanın etkilerini 2010’da hissettik. Bölge müdürlüklerindeki operasyonel hasar işlemlerini merkezi hale getirdik. Tahsilat ve operasyon işleri bölge müdürlüklerinden çıktı. Şirket içerisinde değişim ve dönüşüm projeleri başlattık” dedi.
Bu sürecin sancılı olacağını biliyorduk diyen ve değişim sürecinde büyük çaba harcayan Aviva çalışanlarına teşekkür eden Ertan Fırat şunları söyledi: “Aviva Türkiye ve Avrupa aynı zamanda değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Avrupa organizasyonunun etkilendiğimiz alanları da oluyor. Oradaki değişime pozitif reaksiyon vermek, kendi iç bünyemizdeki değişimleri doğru algılayıp gereğini yapmak ve sonuçlarını ortaya koymak, mevcut piyasa koşullarında pazarda var olmaya çalışmak durumundaydık. Bütün bunların hepsi eşzamanlı geldiğinden, bütün arkadaşlarımızın çok farklı inisiyatifleri büyük gayret ve çabayla koydukları için tüm Aviva çalışanlarına teşekkür ediyorum.”

‘HASAR ORANI EN DÜŞÜK ŞİRKELERDEN BİRİYİZ’
Genel Müdür Ertan Fırat Aviva Sigorta’nın 2010 çalışmalarıyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Rakamsal olarak performans analizine gelince kârlılık anlamında çok mutlu olduğumu söyleyemem. Yönetim olarak kendimize çıkarmamız gereken ders; bir-iki alanda vakitli hareket edemememizin sancılarını yaşadık. Trafik branşını sektöre göre iyi yönettiğimizi biliyorum, ama daha da iyi olabilirdik diye düşünüyorum. Eylül verileri ile baktığımızda ilk 12 şirket içerisinde hasar oranı en düşük şirketlerden biriyiz.”

‘2011 DAHA İYİ OLACAK’
Ertan Fırat, “Şirket olarak genç bir ekibiz. Satış teşkilatımızı, operasyonu merkezileştirerek, teknolojik destekleri devreye sokarak sadece satışa odaklı hale getiriyoruz. 2011’de satış gücümüzün kendisini daha doğru hedeflere, verimli ve ne yaptığını bilerek sevk edeceğini ve sonuç alacağını düşünüyorum. Bizim açımızdan 2010 senesi bazı şeylerden ders alarak kendimizi regüle ettiğimiz, geleceğe yönelik olarak da daha iyi rekabet edebilmek anlamında da özellikle operasyonel alanımızı güçlendirdiğimiz bir yıl oldu” diye konuştu.
2010 yılında sigorta sektöründe yaşanan gelişmelerle ilgili bir değerlendirme yapan Ertan Fırat, “2010 senesinde işletmeler açısından reel faizin limite geldiği, şirketlerin reel faiz kazancı yaratamadığı bir ortamda performansın sigortacılık işlemlerinden geleceği bir kurguya geçmesi gerekiyordu. Maalesef geçmişten gelen alışkanlıklar, refleksler yaşanan global krizle beraber buradaki adaptasyonun yavaş olmasına yol açtı. Şirketler portföylerini kaybetmeme çabası içindeydiler. 2010 senesinde sağlık branşında düzelme görüldü.  Sigorta şirketlerinin sağduyulu bir hareketle, işin teknik ve matematiğine uygun hareket ettiklerini gözlemledik” dedi.

Sektörün, trafik ve kaskoda bir sürü dışsal etkenin bir araya geldiği ve tablonun çok ağırlaştığı iki yıl geçirdiğini belirten Ertan Fırat şunları söyledi: “Eylül bilançolarına göre sektör, trafik ve kaskoda toplamda 650 milyon liralık zarara ulaşmış durumda. Trafik ve kaskonun toplam priminin eylül rakamları 4,5 milyar lira civarında diye tahmin ediyorum.  Minimum yüzde 15 civarı teknik faaliyet zararından bahsediyoruz. Bu durum ciddi bir performans problemine işaret ediyor.”
Eylül sonuçlarında yeni karşılıklar yönetmeliğinin yükümlülüklere getirdiği doğru tekniklerle gerçek maliyet hesabına yönelik bir takım inisiyatifler bulunduğunu ifade eden Fırat, “Amaç şirketlerin bilançolarında doğru maliyete yakın karşılık ayırması. Yönetmelik tartışılabilir, eksik birtakım yönler, hatalı işlemler olabilir ama bence geçmişe göre bizim pozisyonumuzu daha sağlıklı ortaya koyabilecek matematik ve gerçeklik var. Yönetmeliğin bize ne getireceğine bakmamız lazım. Süre içerisinde eksiklikler, hatalar düzeltilecektir” diye konuştu.  

Gerçek maliyet hesabına dönüldüğünde sektörün bu iki branşı iyi yönetemediğini belirten Ertan Fırat, “Çünkü alışkanlıklarımız kolay değişmiyor. Riske göre pozisyon alamıyoruz. Kaza tespit tutanağı nedeniyle sistemin zafiyetinden faydalanan insanları yeterince cezalandıramıyoruz. Sektörü dolandırmaya çalışan kişilere yönelik ortak mücadele alanlarını geliştiremiyoruz. Bunlar sürdükçe zafiyetimizin 2011 senesine de taşacağını düşünüyorum” dedi.

‘ARTIK YASTIĞIMIZ YOK’
“Mevcut ekonomik yapıda faaliyet dışı gelirler dediğimiz yatırım gelirleri artık işimizi çevirebilmemiz için bize yastık olamayacak” diyen Fırat şöyle devam etti: “İşin tekniğine uygun alanlara daha fazla konsantrasyon ve işi teknik anlamda doğru yönetmemiz gerekiyor. Nakite dayalı fiyatlamayla sigortacılığı doğru yönetebilme şansımız yok. Diğer finans kuruluşlarına bakarak sigorta sektörünün kârlılık oranının oldukça düşük olduğunu görüyorum. Biz finans sektörüyüz ama reel sektörün ruhuna daha yakın çalışma sistemimiz ve dinamiğimiz var. Biz risk taşıyoruz, reel sektörün yaşadıklarından bire bir ve hızlı bir şekilde etkileniyoruz. Bizim kendimizi doğru kurgulamamız halinde uzun vadede işi daha sağlıklı yönetebilme kapasitemiz var.”