<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündem Ateş: Denizbank’ta hisse devri için 4 ülkeden 9 onay şart----

Ateş: Denizbank’ta hisse devri için 4 ülkeden 9 onay şart

 Ateş: Denizbank’ta hisse devri için 4 ülkeden 9 onay şart
02 Aralık 2018 - 13:17 www.finansingundemi.com

8. Uluslararası Resort Turizm Kongresi için Antalya'da gazetecilerle buluşan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankanın satış süreci, kur, faiz, konkordato ve turizm konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı

BERRİN UYANIK BEKAR – FINANSGUNDEM.COM / ANTALYA

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) tarafından Kundu Oteller Bölgesi'nde bir otelde düzenlenen, 8. Uluslararası Resort Turizm Kongresi için Antalya'ya gelen DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bir grup basın mensubuyla gerçekleştirdiği sohbet toplantısında, ekonomi gündemi ve bankacılık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

21 Mayısta Emirates NBD'ye 3,2 milyar dolara satılan Denizbank’ta hisse devrine ilişkin bir soru üzerine açıklama yapan Ateş, “Hisse devri için SPK, BDDK ve Rekabet Kurumu’ndan onay gerekiyor. Aynı şekilde Rusya ve Avrupa’daki iştirakimiz nedeniyle Avusturya ve Abu Dabi’nin de otoritelerinin onayları gerekiyor. Yani toplam 4 ülkeden 9 onay alınması şart. Dokümantasyonlar yeni tamamlandı, süreç devam ediyor” dedi.

Hakan Ateş’ten konkordato uyarısı

Son günlerde tartışma konusu haline gelen konkordato hakkında da bilgi veren Ateş, “İflas erteleme şirketler tarafından suiistimal edildi. Ancak konkordato bazı durumlarda şirketler için avantaj olurken bazı durumlarda dezavantaj oldu. Hiç ihtiyacı yokken ve bankalarla anlaşabilecekken avukatların yönlendirmesiyle bazı şirketler konkordato ilan ettiler. Bu davalarda hakim ya konkordato ya iflas kararı verebiliyor. Bu yüzden yaşayabilecekken iflas eden şirketler var. Biz bankaların amacı şirketleri yaşatmak. Şirketler borç yapılandırması için önce bankalara gitmeli. Uzlaşamazsa konkordatoya gitmeli” dedi.

Ateş, şu değerlendirmede bulundu:

"Bir firma düşünün artı değer yaratıyor ama iş ilişkisi içinde olduğu 20 kuruma borçlu. Bunların 15'i banka, 5'i piyasada olsun. 15 bankanın 4'ü bu firmanın büyük kreditörü, 11'i de küçük kreditörü olsun. Öyle durumlar yaşanıyor ki söz konusu işletmenin diyelim 100 lira borcu var, biri 5 vermiş, biri 15, biri 2 lira. 2 lira veren ısrarcı davranarak, 'Benim borcumu şimdi öde, yoksa sana ihtarname çekerim, yoksa şunu, yoksa bunu yaparım” diyor. Oysa, altın yumurtlayan tavuğu kesmemek diye bir atasözümüz var. Yani bu işletme bir değer yaratacak ve zaman içerisinde herkese borcunu ödeyecek. Örneğin, 1980 ortalarındaki Latin Amerika krizinde FED Amerikan bankalarını yüzdürmeseydi şimdi faaliyet gösteren bir sürü banka kalmazdı ortada. 2008 krizinde de aynısı oldu. Çok sayıda Avrupa bankasına büyük fonlar aktarıldı. Şimdi şirket perspektifinden bakacak olursak büyük alacaklılar 'Sen sürdür, bize 3 yılda değil 5 yılda öde.' diyor. Ama küçük alacaklılardan gelen bu tür ataklar firmanın ticari faaliyetini ortadan kaldırıyor. Yani burada hem konkordato ilan eden zarar görüyor hem onun piyasada borçlu oldukları hem de bankalar zarar görüyor. Bu da ticari sisteme çok zarar veriyor. Konkordato gerçekten gerekiyorsa elbette söyleyecek lafımız yok."

Bir iki sene fedakârlık etmeliyiz

Kur ve faizin önümüzdeki dönemde iyileşmeye devam edeceğini söyleyen ve “Önümüzdeki bir iki yıllık süreçte hepimizin fedakârlık etmesi gerekebilir. Türkiye’deki krizler hep aşılır” diyen Ateş, “Aşırı kur dalgalanması kamu, özel sektör ve bankacılığı etkilemiştir. Ekonomide bir iki sene de çok büyük bir büyüme olmasa da sonrasında toparlanma olacaktır” şeklinde konuştu.

Bugün bankacılık sektöründe yüzde 3,4 seviyelerinde sorunlu kredilerin olduğunu, faiz ve dövizde yaşanan son dalgalanma ile yüzde 13 -14’lere çıktığını da hatırlatan Ateş, “Birinci ve ikinci derece sorunlu krediler yüzde 13-14 e çıktı. Ancak sektör,  bilançosunda bunun karşılığını ayırdı. Artı sermayeye ihtiyaç var mı BDDK’nın yapacağı stres testi ortaya çıkartacaktır” dedi.

Ziraat Bankası dışında Türkiye’nin en büyük 10 bankasının halka açık olduğunu, üç ayda bir denetlenmiş bilançoların açıklandığını, sektörün son derece saydam olduğunu belirten Ateş sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye bankacılık sistemi son derece sağlam, iyi sermayelendirilmiş, sermaye yeterliği olan ve likiditesini çok iyi korumuş bir sektör. Gerçekten o kadar iyi çerçeve altına alınmış ve düzenlenmiş yani regüle etmiş bir sektör ki bankacılık, her kımıldayışınızda, milim hareketinizde bile dikkatli olmanız ve kurala uygun davranmanız lazım."

Kamu, bankacılık ve hane halkı dışında özel sektörün net açık pozisyonu 210 milyar doların üzerinde olması nedeniyle kurdaki dalgalanmadan kısmen etkilendiğini belirten Ateş, bunun giderilmesi için, iç ve dış talebin dengeleneceği bir ekonomik modele gidilmesinin doğru olacağını ifade etti.



Yabancı ilgisinden başımızı kaşıyamıyoruz

Türk bankacılık sektörüne son dönemde yabancı muhabir bankaların yoğun ilgi gösterdiğini söyleyen Ateş, “Yabancı muhabir banka ziyaretlerinden başımızı kaldıramıyoruz.  Muhabirlerin Türk bankaları için (kredi limitleri)  açılıyor” dedi.

Dolar 5 TL'nin altını görebilir

DenizBank Genel Müdürü Ateş, faiz ve döviz konusunda da enflasyon ve faizin bir süre yüksek seyredeceğini, enflasyondaki düşüş ile birlikte dolarda 5’in altını görmemizin mümkün olabileceğini de sözlerine ekledi. Doların 5'in altına sarkmasının ise çok sağlıklı olmayacağını belirten Ateş, “2019 yılında enflasyonun yüzde 15’lere inmesini bekliyorum. Buna bağlı olarak faizler düşme eğilimine girdi. Merkez Bankası bir süre daha faizde bu seviyeleri korumalı. 2020 ile birlikte ekonomide toparlanma göreceğiz” dedi.

DenizBank atm'lerinden TL, dolar ve euronun yanı sıra Rus Rublesi de çekilebildiğini, Rus Rublesi cinsinden konut kredisi verdiklerini kaydeden Ateş,  bunu başka bankaların da yapmasına engel bir durum olmadığını sözlerine ekledi.

Turizm Türkiye’nin petrolüdür

Turizm sektöründe kriz yıllarının ardından sektörün kullandığı kredilerde bir yapılandırma yapılıp yapılmadığına yönelik soru üzerine DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, turizmde yaşanan kriz yıllarında borç servisinde bazı sıkıntılar, gecikmeler olduğunu, fakat bunu proaktif bir yaklaşımla öngörerek yeniden yapılandırdıklarını bildirdi. Ateş, "Tam rakam söylemeyim ama 1,5 milyar doların üzerinde bir yapılandırma yaptık DenizBank olarak." açıklamasında bulundu.

Turizmin kriz yıllarının hemen arkasından yukarıya gittiğini ve sektörün dinamik yapısını koruduğunu kaydeden Ateş, sektöre geçen yıl ve bu yıl çok fazla sayıda yatırım da gelmeye başladığını dile getirdi.

İç talebin dış taleple dengeli hale gelmesi durumunda Türkiye'nin önünün son derece açık ve parlak olduğunu ifade eden Ateş, "Turizm de bu konuda Türkiye'nin petrolü gibidir. Her sene 30 milyar dolar ama potansiyel olarak 60-70 milyar dolar gelir getirebilir. 50'den fazla sektöre doğrudan artı değer yazacak bir sektörden bahsediyoruz." dedi.

Hakan Ateş: Sektör olarak çok doğru bir seçim yapmışız

Bu kongrenin 8’incisini yapıyoruz ve kongrenin ana sponsoru olmaktan gurur duyuyoruz. Bankamızın özellikle önde gelen sektörleri arasında gemicilik, tarım, eğitim, sağlık, alt yapı ve enerji ile birlikte turizm de var. Kaldı ki Türkiye’de bankacılık sektörünün toplam 17,5 milyar dolar civarındaki turizm kredisinden 3 milyarın üzerinde bir payla bir pazar elde etmiş durumdayız ve bu da açık ara Türkiye’deki en fazla turizmi finanse eden Banka konumuna sokuyor bizi. Turizm bir eko sistemdir ve her halkanın güçlü olması gayretiyle de hepsini gözetmek durumunda hissediyoruz kendimizi. Ama görünen o ki çok doğru bir seçim yapmışız sektör olarak. Çünkü geçtiğimiz 2015- 2016 yıllarındaki sıkıntılı bir döneme maruz kalan turizm sektörü 2017 yılında yine toparlanmaya başlayıp, 2018’de daha da yükselmiştir. Görünen o ki 2019, 2020 ve 2021’de de bu süreç hızlanarak devam edecek. Turist sayısı 40 milyona yaklaştı. Turizm geliri 30 milyar doları aştı. Aslında biz bu kadar güzelliklerle dolu tarihi kültürümüzü biraz ucuza satıyor konumdayız. KKTC’de 25 bin civarında yatak var bunun 11 bin 500 kadarı birinci sınıf yatak. Gururla ifade ediyorum ki Denizbank bunun yüzde 85’ini tek başına finanse ediyor. Bununla yetinmeyip Ercan Havaalanı’nın da tek finansörüdür.

AKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Yağcı: Hedef 50 milyon turist, 50 milyar gelir

Bu kongre çok önemlidir. İlkini 2011 yılında yaptık. Yerli ve yabancı dostlarımız sayesinde kötü günleri atlattık. 2023 yılında 50 milyon turist 50 milyar gelir hedefliyoruz. Pazara çeşitlendirmek istiyoruz. Turizm sezonunun 12 aya yaymalıyız. Türkiye’nin marka değerini artırmalıyız. Kültür varlıklarıyla öne çıkarmak için uğraşıyoruz. 50 den fazla sektörü katkı veriyoruz ve Türkiye’nin imkânlarına güveniyoruz. Bu güne kadar Türkiye pazarına giren hiç kimse pişman olmadı.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel: Altın bir yıla imza atıyoruz

Turizm kongresi 14 milyon turist hedefine adım adım yaklaşıyoruz. Son birkaç yıldır inişli çıkışlı bir süreçten geçtik. Bu süreci el ele vererek aştık,  hükümetimiz hep yanımızda yer aldı. Rekor bir yıl oldu. Altın bir yıla imza atıyoruz. Hedefimiz ise 12 ay turizm yapmak olmalı. Şu anda Antalya 20 milyon turiste ev sahipliği yapabilir ve ağırlayabilir. Turizm sezonu 8 aya yayılmış durumda. 12 aya doğru emin adımlarla ilerliyoruz. İç pazarın turizme katkısını da dikkate almalıyız. Antalya Mavi Bayrakta dünyada ikinciliğe sahip.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan: Turizmde çok iddialıyız

Sektörün başarısı önümüzdeki dönem için umutlandırıyor. Turizm çok canlı ve hızlı gelişiyor. Sektör dışı yaşananlar bizi olumsuz etkiledi. Tabi terör olayları da etkiledi. Dünyadaki gelişmeleri dikkate alarak daha hızlı hareket ederek yeni bir yapılanma içerisindeyiz. Turizm de çok iddialıyız. Ülkemizin geleceği ile ilgili çok umutluyum.

Jet2holidays Ceo’su Steve Heapy: Türkiye’ye yatırım yapacağız

Jetta gelecekte Türkiye’ye yatırım yapmak istiyor. Türkiye de uzun süreli bir işbirliğinden bahsediyoruz ve farklı bir model yapmak istiyoruz. Terör tehlikesi olmadığını görüyoruz. Hükümet tarafı çok güçlü ve hızlı hareket ediyor bu çok net. Birçok yerde uçuşlarımız artacak. Pazarlama Türkiye’de kampanya ve promosyonlarla yapıldı. İnsanlar Türkiye’ye gelmek istediler. Jet2holidays Türkiye’ye olan sınırlandırmalarını kaldırdı. Türkiye çok düşük maliyetli bir pazar. Fiyatlarını artırmadı. Oteller fiyat değiştirmediler ve çok akıllıca davrandılar. Türkiye’nin en büyük avantajı maliyetleri çok düşük ve müşteriler çok iyi hizmet alıyorlar. Müşteri memnuniyeti çok önemli ve fiyatların da kısa sürede artırılmaması lazım. Taleplerin arttırılması lazım. Türkiye’yi herkesin gözünün önüne getirmeliyiz. Türkiye’nin her olumsuzluğa karşı korunması lazım.

YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)