Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Yüksek enflasyonun bir türlü istenilen düzeye çekilememesi, enflasyonun kökenleri hakkındaki tartışmaları alevlendiriyor. ABD’de enflasyonun arzdan mı talepten mi yoksa ikisinden mi kaynaklandığı, sorunun çözümüne de ışık tutabilir.
Bloomberg’den Tyler Cowen, ABD’deki enflasyonun kökenlerini araştırdığı yazısında, arz ve taleple ilgili olarak on yıl önce yapılan yanlış varsayımların, bugünkü durumun nedeni olduğunu savunuyor. Cowen yazısında, asıl sorunun enflasyon değil, iş gücü olduğunun altını çiziyor.
Hem talep hem arz
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, ABD’de yaşanan mevcut enflasyon dalgasının kökleri 2008-2009 yıllarına dayanıyor. 2008 ekonomik krizi ve ardından gelen resesyon, iş gücü piyasasındaki toparlanmanın oldukça yavaşlamasına neden olmuştu. Bu durumdan talep sorumlu tutuldu ve para ve maliye politikalarının toparlanmayı teşvik etmek için daha fazlasını yapabileceğine inanıldı. Ancak bugünden bakıldığında, o zaman için çok daha az popüler olan görüş, yani iş gücü piyasasındaki yavaş toparlanmadan hem talebin hem arzın sorumlu olduğu görüşü, çok daha fazla geçerliliğe sahip gözüküyor.
2008-2009 yıllarında asıl sorun iş gücü piyasasındaydı. ABD’de insan sermayesi açığı bulunuyordu ve pek çok insan tam zamanlı şekilde istihdama dönmeye hevesli değildi. İş gücü piyasasının toparlanması çok yavaştı çünkü piyasanın sadece talep tarafı değil hem talep hem arz tarafı oldukça yetersizdi.
Pandemi süreci ve 2021 yılı başlarına gelindiğinde ise talebin yetersiz olmasından ve arzın harcamalarda olası herhangi bir artışa yanıt vererek enflasyonist baskıları dengeleyebileceği düşüncesinden kaynaklı olarak, enflasyon yaratmanın çok zor olacağı yaygın bir kanı olarak öne çıkıyordu. Büyük Resesyon’dan sonra oluşan fikir birliği bu şekildeydi ve bunun feci şekilde yanlış olduğu ortaya çıktı. Şimdi ise ABD, bu yanlışların sonuçlarıyla, yani yüksek enflasyon ve olası bir resesyonla boğuşmak zorunda.
ABD’lilerin bir bölümü hayatta kalma mücadelesi veriyor
ABD'nin insan sermayesi açığından yetersiz olduğuna dair kanıtlar birikiyor. Örneğin, yakın tarihli bir rapor, ABD'de ortalama yaşam süresinin önce durduğunu, sonra düştüğünü gösteriyor. Başka bir deyişle, mevcut Amerikalılar, ya da en azından onların bir alt kümesi, hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Peki eğer şu anki Amerikalıların bir alt kümesi hayatta kalma mücadelesi veriyor ve bunda zorlanıyorsa, o zaman daha erken yaşlarda iş bulmakta ve çalışmakta zorlanmaları da makul değil mi? Bu elbette bir mantık meselesi olarak ele alınamaz ancak insan sermayesi açığının iki şekli, genel olarak ortak bir sosyal eğilimin parçası gibi görünüyor. Bunlardan birisine bir soruyla örnek vermek gerekirse, diyelim ki bir kişi 2021 yılında uyuşturucu bağımlılığından ötürü hayatını kaybediyor; peki bu aynı kişinin on yıl önce pek de mükemmel olmayan istihdam kararları vermiş olma ihtimalini güçlendiriyor olamaz mı?
Bu noktada, eski moda ahlak anlayışının yapacağı gibi bireyi mi yoksa şu an daha moda olduğu gibi daha büyük sosyal güçleri mi suçladığınızın hiçbir önemi yok. Gerçek şu ki, ABD nüfusunun bir alt kümesi, iyi kararlar alma yolundan sürekli olarak sapmış ve sapıyor görünüyor. Bu noktanın daha tartışmalı bir şekilde genişletilmesi, birçok Amerikalının da iyi siyasi kararlar alma yolundan çıktığını düşündürüyor. Bu suçlamayı hem sol hem de sağ için yapabilirsiniz.
Diğer bir eğilim ise, birçok insanın, özellikle alt sosyoekonomik tabakalara ait olanların, yaşamın epey ileriki dönemlerinde evleniyor ya da hiç evlenmiyor olması. Bu elbette mutlaka kötü bir şey olmak zorunda değil. Yine de evlilikte kılı kırk yarmak, iş seçimindeki aşırı özenle de karakterize edilebilir. Ve evliliğin kendisi, özellikle de erkekler için, iş bulma yolunda bir teşvik niteliği bile taşıyabilir. Yine, bireysel seçimler, yani sadece yetersiz talep değil, Büyük Resesyon sonrasında iş gücü piyasalarındaki toparlanmanın çok yavaş olmasının önemli bir nedeni gibi görünüyor.
Sessiz istifa yanlıları toplumun yüzde 50’si
‘Sessiz istifa’ denen olguya bakmak da öğretici olabilir. ABD ekonomisi, kısmen talebin aşırı uyarılması nedeniyle tam istihdama yakın konumda bulunuyor. Buna rağmen, insan sermayesi sorunları ve iş gücü piyasası arızaları ortadan kalkmıyor, aksine sadece iş yeri deneyiminin diğer yönlerine itiliyor. Yakın tarihli bir Gallup anketine göre, ABD’de iş gücünün en az yüzde 50'sini ‘sessiz istifa’ yanlıları oluşturuyor. Bu süreçte, emek üretkenliği çarpıcı biçimde düşüyor ve rakamlar kesin olmasa da, bu pek de iyiye işaret değil gibi gözüküyor.
Beşeri sermaye sorunu
Pek çok yorumcu, ABD'de insan sermayesi ile ilgili önemli sorunlar olduğu hipotezini kabul etmeye oldukça istekli durumda. Ancak tartışma, Büyük Resesyon’un ardından iş gücü piyasasının yavaş toparlanmasına döndüğünde, tüm suç zayıf bir parasal ve mali politikaya yükleniyor. Bu argümanın ileri sürülmesinin bir nedeni de elbette, güçlü bir yanıtın gerekliliğinin savunulmak istenmesi. Bu entelektüel dengesizliği düzeltmenin ve beşeri sermayeyle ilgili sorunların ne kadar yaygın olduğunu kabul etmenin zamanı geldi ve geçiyor.
Enflasyonu dindirmenin yolu: Rus yetenek göçü
İş gücü kıtlığına robotlar çare oluyor
Powell: İş gücü piyasası sürdürülemez derecede ısındı
Yapay zeka ucuz iş gücünün yerini alıyor
Enflasyon cini şişeden çıktı, tekrar girmesi yıllar alabilir
Ofise dönüş, enflasyonu düşürür mü?
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.