Siyasi partilerin seçim vaatlerinin başında asgari ücrete zam geliyordu. Kimi parti 1.300, kimisi 1.400 dedi bu vaatler 1.500 TL'ye kadar çıktı. 1 Kasım genel seçimlerden tek başına iktidar olarak çıkan AK Parti'nin ise vaadi 1.300 TL idi. Şimdi işçilerin ve işverenlerin gözü yeni haberlere odaklandı. Yaklaşık 300 TL'lik zam devlete ve işverene ne kadar maliyet getirecek.
İşte The Lira yazarı Ekrem Öncü'nün yazısı;
Değerli okurlarımız 1 Kasım 2015 tarihinde genel seçim yapıldı ve seçimden tek parti iktidarı çıktı. Bilindiği gibi asgari ücretin 1.300.-TL olacağı Başbakan tarafından açıklanmıştı. Seçimlerden en karlı çıkanlardan biri de asgari ücretle çalışanlar olmuş oldu. Gelirlerinde aylık bazda 300.-TL artış olacaktır. Bugünkü yazımda asgari ücretin net 1.300.-TL olması halinde bunun devlete ve işverene ne kadar maliyet getireceğini ele alacağım.
Aşağıdaki rakamlar Eylül ayına aittir. Eylül ayı örnek olarak seçilmiştir. Asgari ücretin ilk altı aylık tutarı, muhtasar verginin ve SGK’nin diğer aylara ait matrahları gibi hususlar ihmal edilerek yalnızca Eylül rakamları ile yükün boyutunu görmeye çalışalım. İlk sütun asgari ücretin mevcut durumunu (net 1.000,54.-TL), ikinci sütun asgari ücretin net 1.300,00.-TL olması durumunu göstermektedir.
Türkiye’de çalışan toplam asgari ücretli sayısının 3 milyon kişi ile 5 milyon kişi arasında olduğu kabul edilmektedir. Biz asgari ücretli sayısının 3 milyon ve 5 milyon olması durumuna göre ayrı ayrı hesaplama yapacağız.
Asgari ücretin net 1.300.-TL olması halinde işveren asgari ücretle çalışana doğrudan 300.-TL fazla ödeme yapacaktır. Ancak bu tutar çalışana ödenen tutardır. Bu tutara ilave olarak ise aylık kişi bazında 192.-TL vergi ve SGK yükü gelecektir. Aylık bazda çalışan kişi başı yük toplamda 492.-TL olmaktadır. Bu da 3 milyon asgari ücretli olduğu kabul edildiğinde (3.000.000 x 492=) 1.476.000.000,00.-TL olmaktadır. Bu tutarın aylık bazda hesaplandığını da unutmamak gerekir. 12 ay için ise yükün tutarı 17.712.000.000,00.-TL olmaktadır. Bu da yıllık maliyetin yaklaşık 6 milyar 300 milyon dolar olması demektir.
Yani asgari ücretin net 1.300.-TL olması halinde 3 milyon çalışan olduğunu kabul edecek olur isek bunun işverenlere yükü 1.476.000.000,00.-TL olmaktadır. Asgari ücretle çalışan sayısı 5 milyon olarak kabul edildiğinde ise bu yük (5.000.000 x 492=) aylık 2.460.000.000,00.-TL olmaktadır. Senelik ise 29.520.000.000,00.-TL olmaktadır. Dolar bazında tutar ise yaklaşık olarak 10 milyar 500 milyon dolar olmaktadır.
Bu hesaplamalar yapılır iken işverenlerin asgari ücretin artışı nedeniyle gider yazabileceği tutarın ihmal edildiği varsayılmıştır. Şimdi de işverenin bu artışı gider yazarak vergi matrahından düştüğünü kabul edecek olur isek, (vergi oranının %20 olduğu kabul edilmiştir) 192.-TL’lik vergi ve SGK yükü yaklaşık 90.-TL’ye düşmektedir. Ancak hemen belirtelim ki, gelir ya da kurumlar vergisi bakımından kar etmeyen/zarar eden mükellefler için yük yine 192.-TL olmaya devam edecektir. Vergi ve SGK yükünün 90.-TL olduğu varsayılır ise de işverene toplam yük (asgari ücretli sayısı 3 milyon olarak kabul edilecek olur ise) (390 x 3.000.000=) 1.170.000.000,00.-TL olacaktır. Çalışan sayısı 5 milyon olarak kabul edilecek olur ise bu tutar 1.950.000.000,00.-TL olacaktır.
Bu yük kimin üzerinde kalmaktadır?
Hemen vurgulayalım ki bu yük işverenlerin üzerinde kalmaktadır. Devletin bu yükte payı var mıdır der isek devlet SGK ödemesinin gününde yapılması halinde %5 civarında indirim yaparak alacağından vazgeçmektedir. Bu da 3 milyon çalışanda yaklaşık 63.000.000,00.-TL, 5 milyon çalışanda yaklaşık 105.000.000,00.-TL olmaktadır. Bu indirimden yararlanabilmek için gününde ödeme şartı bulunmaktadır. Gününde ödenmez ise bu indirim hakkı ortadan kalkmaktadır.
Asgari ücretin 1.300.-TL olması halinde yükün bir miktarını devlet üstlenebilir mi ve devletin bu işten kazancı nedir?
Böyle bir durumda devlet sadece vergi ve SGK almaktan vazgeçerek ya da oranları düşürerek vergi ve SGK yükünü (kişi başı 192.-TL) düşürebilir. İşçiye ödenecek olan ek ödemeyi ise (300.-TL) işverenler yapacaktır.
Kişi başı 192.-TL vergi ve SGK yükü olduğuna göre devlet 3 milyon çalışan olduğu kabul edildiğinde 576.000.000,00.-TL aylık gelir elde edecektir. Yıllık ise bu tutar 6.912.000.000,00.-TL olmaktadır. Çalışan sayısı 5 milyon olarak kabul edilecek olur ise de aylık 960.000.000,00.-TL, yıllık 11.520.000.000,00.-TL devlet gelir elde etmiş olacaktır. İşverenlerin işçiye ödedikleri tutarları tamamen gider unsuru olarak vergi matrahından düşüldüğü varsayılır ise de kişi başı vergi ve SGK yükü 90.-TL olacağından bu rakamlar 3 milyon çalışan varsayımında aylık 270.000.000,00.-TL yıllık 3.240.000.000,00.-TL olacaktır. 5 milyon çalışanda ise aylık 450.000.000,00.-TL, yıllık 5.400.000.000,00.-TL olacaktır.
Kanaatimce de asgari ücretin net 1.300.-TL olması halinde devlet bu alacağının en azından bir bölümünden vazgeçmelidir. Aksi türlü kayıt dışı istihdam artabilir ya da daha az çalışana daha fazla iş yaptırmak istenebilir. Bu da işsizliğin artmasına neden olabilir.
Sonuç olarak asgari ücretin net 1.300.-TL’ye çıkartılması halinde gelecek yük toplam çalışan sayısına göre değişmekle birlikte yukarıda hesapladığımız üzere asgari ücretin net 300.-TL artırılması halinde yıllık bazda yaklaşık 6 milyar dolar ile 10 milyar dolar arasında bir yük gelebilmektedir.
www.dkrdenetim.com