Arınç: Bugünkü karar bir ara karardır
Bülent Arınç: "Bugünkü karar sadece 9'a 5 gibi bir sonuçla Yüce Divan'a gönderilmediği şeklinde bir ara karardır. Henüz gerekçesi yazılmamıştır"
Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen ve yaklaşık 6,5 saat süren Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Arınç, 2015 yılının ilk Bakanlar Kurulu toplantısını yaptıklarını, toplantının ve yeni yılın hayırlı olması temennisinde bulundu.
Toplantıda, Başbakan Davutoğlu’nun, azınlık temsilcileri ve farklı inanç temsilcileriyle geçen Cuma günü yaptığı toplantı ve yurt içi gezilerine ilişkin bilgi verdiğini, farklı inanç temsilcileriyle yapılan bu tür toplantıların devam ettirileceğini söylediğini belirtti.
Bakanların da yurtiçi ve yurtdışı gezileri, kendi alanlarıyla ilgili yapılan çalışmalarla ilgili sunum yaptığını anlatan Arınç, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin 2014 yılı ihracat değerlendirme ve teşvik sistemiyle ilgili yapılan düzenleme hakkında bilgi verdiğini kaydetti.
2014 ihracat rakamlarının rekor kıracak düzeyde olduğunu, 160 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu, ithalatta ise göreceli azalma kaydedildiğini bildiren Arınç, "Yeni teşvik sistemindeki düzenlemelerle ithalatı, özellikle lüks ithalatı kısıtlamak ve cari açık konusunda da önemli tedbirler almak, cari açığımızı olabildiğince azaltmak konusunda, 25 dönüşüm programımız var, bunların açıklanmasına ve uygulanmasına devam edilecek. Şüphesiz aynı şekilde, ekonomiyle ilgili olduğu için söylüyorum: geçtiğimiz ayın da enflasyon rakamları beklenenin çok altında kaldı. Başarılı bir rakam olarak ortaya çıktı. Bu konudaki gelişmeleri de Bakanlar Kurulunda Sayın Bakan tarafından sunum olarak yapıldı” diye konuştu.
Arınç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın da "elektrik enerjisi arz güvenlik" konusunda bir raporu takdim ettiğini, elektrik enerjisiyle ilgili bugüne kadarki uygulamalar ve bundan sonra alınacak tedbirler, yatırımlar konusunda, Bakanlar Kurulunu bilgilendirdiğini kaydetti.
AB Bakanı Volkan Bozkır’ın, her toplantıda olduğu gibi kendi bakanlığıyla ilgili bilgilendirme yaptığını anlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Ocak ayı itibarıyla Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı, Letonya’ya geçmiş bulunuyor. Letonya'nın dönem başkanlığı sırasında, aynı zamanda Letonya avroya da geçmiş oldu, Türkiye ile ilgisi, Türkiye’ye bakış açısı ve fasıllardan açılması düşünülenler konularda, Sayın Bozkır, hem bu konularda hem de eylem planları konusunda, Bakanlar Kurulumuzu bilgilendirmiş oldu."
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Arınç, Soruşturma Komisyonu'nun dört eski bakan hakkındaki kararına ilişkin, "Bugünkü karar sadece dokuza beş gibi bir sonuçla Yüce Divan'a gönderilmediği şeklinde bir ara karardır. Henüz bunun bir gerekçesi yazılmamıştır" dedi.
Hükümetimiz ile TSK arasındaki ilişki...
Arınç, başka bir gazetecinin, "Vatan gazetesi yazarı Hüseyin Yayman, köşesinde, IŞİD’in Erbil’e doğru ilerlediği günlerde, Barzani yönetiminin Türkiye’den askeri destek istediğini ve Ankara’nın siyasi iradenin onayına rağmen, TSK’nın askeri bir harekat yapmadığını, tankları harekete geçirmediğini yazdı. Bu bilgi doğru mu? Benzer görüş ayrılıkları yaşanıyor mu, TSK ile hükümetiniz arasında" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Kesinlikle böyle bir şey yok. Bahsettiğiniz yazıyı ben de okudum ama orada bahsedilen tarih, Haziran 2014 tarihidir. Bu tarihte bildiğiniz gibi 49 Musul Konsolosluk görevimiz, IŞİD tarafından maalesef alıkonulmuştu. Siz buna rehin diyebilirsiniz, bir başkası başka isim de takabilir. Hamdolsun ki hemen hemen 3 ay sonra, biz konsolosluk görevlilerimize büyük sevinçle kavuşmuş olduk. O da yine MİT’in operasyonuyla sonuç alıcı hareketle 46’sı Türkiye’den, 3’ü yerel unsurlarından oluşan konsolosluk görevlerimizi, burunları dahi kanamadan Türkiye’ye getirmiş olduk. IŞİD’in elindeyken, Türkye'nin IŞİD’e bakış açısıyla ilgili çok şeyler söylendi. Hepiniz hatırlayacaksınız, bunların bir kısmı doğruydu, bir kısmı da abartmaydı ve spekülasyondu.
Sayın Hüseyin Yayman bizim çok iyi takip ettiğimiz, bu konulara vakıf bir arkadaşımızdır ama onun yazısını şu bağlamda okumanızı gerekir: 49 konsolosluk görevlisinin, IŞİD’in elinde rehine bulunduğu bir zamanda, herhangi bir operasyona doğrudan doğruya girmenin mümkün olup olmadığını da herkes düşünmelidir. Yalnız eğer Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden bahsediyorsak Sayın Barzani'nin ismi geçiyorsa veya o kastediliyorsa onlar bilecekler ve takdir edeceklerdir ki Türkiye her zaman onların yanında bir şekilde olmuştur ve destek sağlamıştır. Bu sadece Erbil konusunda değil, bildiğiniz gibi Kobani'ye geçişler konusunda da fevkalade önemli bir desteği Türkiye temin etmiştir. Bu desteği yaparken, elbette TBMM’nin hükümetimize verdiği yetkilerden hareket edilmiştir: bir. Bir konsolosluk görevlilerinin zarar görmemesi açısından büyük bir itinayla yapılmıştır: iki. Bu kapsamda yazıya baktığınız zaman çok farklı bir şey görmeyeceksiniz. O da hükümetimiz ile TSK arasındaki ilişki, hiçbir zaman olmadığı kadar bu dönemde fevkalade önemli, dürüst ve olması gereken bir ilişki şeklindedir. Kesinlikle bir aykırılık veya tenakuz söz konusu edilemez.”