İki kişinin gerçekleştirdiği düşünülen saldırıda, polis, canlı bombaların üzerindeki düzeneklerin olay yerindeki bir başka kişi tarafından uzaktan cep telefonuyla patlatıldığı iddiası üzerinde duruyor. Daha önce İstanbul Şişli’de bu tip düzenekler elde eden polis, canlı bombanın cesaretinin kırılması ihtimaline karşı örgütlerin bu yöntemi kullanabildiğini düşünüyor.
Canlı bombalardan biri tespit edildi: 25-30 yaşlarında erkek
Ankara'daki patlamayı iki ayrı canlı bombanın gerçekleştirdiği belirlendi. Olay sırasında parçalanan canlı bombaların kimliğini tespit edebilmek için polis ve adli tıp görevlileri 1500 metrelik alanda kopan parmak aradı. Yaralılardan ve cesetlerden de 163 kişinin parmak izi alındı. Canlı bombalardan birinin 25-30 yaşlarında ve erkek olduğu bu sayede tespit edildi. Bomba düzeneğinin ise 20 Temmuz'da Suruç'taki canlı bomba saldırısı ile benzer olduğu öğrenildi.
5'ER KİLOGRAMLIK PLASTİK PATLAYICI
Uzmanlar, canlı bombaların üzerine yerleştirilen düzenekleri ise “sıradışı” olarak niteledi. Benzer olaylardan farklı olarak her bir canlı bombaya 5’er kilogramlık plastik patlayıcı yerleştirildiğini, tahrip gücünün artırılması için de metal parçaları ve nizami kesilmiş bilyelerin yüzlercesinin bombaların içine konulduğu ifade ediliyor.
Polis, canlı bombaların kimliklerini tespit etmek için parçalanmış cesetler üzerinde araştırma yapıyor. Özellikle iki erkek ve bir kadın üzerinde duruluyor. Her iki patlamayla ilgili kamera kayıtlarında, patlamaların gözükmesine karşın, eylemcilerin tespit edilmesini sağlayacak herhangi bir görüntünün bulunmadığı öğrenildi. İlk patlamanın olduğu yerde, patlamanın park halindeki bir aracın önünde olmasına karşın araçta ağır hasar olmaması nedeniyle eylemcinin sırtını araca dönerek patlattığı anlaşıldı. Bu eylemciyle ilgili görüntünün diğerine oranla daha net olduğu ifade edildi. Ancak eşgal belirlenemedi. İkinci patlamanın olduğu alanda ise, zeminde herhangi bir tahrip izi olmaması, canlı bomba eylemi olduğu kanaatinin oluşmasına neden olduğu ifade edildi. Bu eylemcinin eşgaliyle ilgili net görüntü elde edilemedi. Bu bilgiler ışığında patlayıcıların uzaktan kumanda ya da zaman ayarlı olduğu iddiaları gerçek dışı kaldı
Adıyaman Grubu mu?
Suruç saldırısıyla benzerlik taşıyan olayın ardından gözler adıyamanlı Mustafa Dokumacı grubuna çevrildi. Suruç’taki patlayıcının bilyayla güçlendirilip hücüm yeleği içine yerleştirilmiş olması nedeniyle Ankara’daki eylemde kullanılan patlayıcıyla benzerlik taşıdığı görüldü. Eş zamanlı çifte canlı bomba eyleminin, yapılış tarzı, hedef kitle ve içinde bulunulan süreç dikkate alındığında Suruç’la birebir örtüşmesi nedeniyle, soruşturmayı yürüten birimler, Suruç eylemini gerçekleştiren ve IŞİD içinde faaliyet gösteren Adıyaman Grubu’nu mercek altına aldı.
Kardeşi kayıptı
Suruç eylemini gerçekleştiren canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ağabeyi Yunus Emre Alagöz’ün halen kayıp olması ve IŞİD içinde faaliyet yürüttüğünün belirlenmesi, Adıyaman Grubu’na yönelik dikkatlerin yönelmesine neden oldu. Adıyaman Emniyeti, Suruç eyleminin ardından aralarında yabancı uyruklu kadınların da yeraldığı IŞİD’e bağlı canlı bomba eylemcilerinin kimlik ve fotoğraflarının bulunduğu listeyi birimlere dağıtmıştı. Araştırmalarda, IŞİD’le bağlantısı belirlenen Adıyamanlı Mustafa Dokumacı tarafından eylem grubunun oluşturulduğu belirlenmişti. Bu listede, kayıp olan Yunus Emre Alagöz ile birlikte Utkar Mammadova, Fatma Kendah ve Walentina Slobodjanjuk isimli üç kadın eylemcini adına yer verildi. Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı, yakalanan iki canlı bombanın son 15 günde ele geçirildiği bildirildi. Bunun yanı sıra polisin, farklı operasyonlarda eylemlerde kullanılmak için hazırlanmış 33 intihar yeleği elde ettiği kaydedildi.
Twitter’a özel takip
Patlamadan önceki 24 saat içinde Twitter’da “Ankara patlayacak” benzeri bazı mesajların paylaşıldığı bildirildi. Başbakanlık’taki güvenlik zirvesinde de konu gündeme geldi. Twitter’da bir günde 8,5 milyar tweet atıldığı tespit edildi ve bu patlamaya ışık olabilecek tweet olup olmadığı da incelemeye alındı.
Kaçış yoluna tuzak!
Güvenlik uzmanlarının yaptığı ilk değerlendirmeye göre olayda iki canlı bomba kullanıldı. İlk bomba havuzun kenarında patladı. Kalabalığın içindeki canlı bomba fünyesini çektikten sonra panik başladı ve insanlar koşturmaya başladı. İlk patlamadan 3 saniye sonra ise ikinci canlı bomba faaliyete geçti. İlk patlamanın etkisiyle koşmaya başlayanların kaçış noktasında meydana gelen ikinci patlamayla da en fazla insan kaybı hedeflendi.
MİT’e 3 km
Uzmanlar olayın faili olarak IŞİD üzerinde yoğunlaşırken eylemin Suruç’taki eylemin ikiz kardeşi olduğunu vurguluyorlar. Ancak Ankara eyleminde hata yapılmaması için iki canlı bombanın kullanıldığı belirtiliyor. Güvenlik koridorlarında bombaların başkent Ankara’da patlatılması, olay yerinin TBMM’ye 4 kilometre, MİT’e ise 3 kilometre uzaklıkta bulunması bir meydan okuma olarak değerlendiriliyor.
1 Ekim’de mi planlandı?
Güvenlik uzmanları bu tür eylemin uzun planlama ile gerçekleşebileceğine dikkat çekiyor. Yapılan ilk değerlendirmede, miting için Ankara Valiliği’nden alınan izin tarihine dikkat çekilirken planlamanın 1 Ekim tarihinde başladığı tahmin ediliyor. Buluşma yeri olan ve üst aramasının yapılmadığı alan saptandıktan sonra keşif çalışması yapıldığına değinen uzmanlar, en az 1 Ekim tarihine gidilerek bölgedeki MOBESE kameralarının eylem için keşif yapanların tespiti için inceleneceğini söylüyor.
Bilyelerle güçlendirilmiş TNT
Ankara Valisi Kılıçlar ile Ankara Emniyet Müdürü Kartal, olay yerinde incelemelerde bulundu. Patlamaya iki canlı bomba üzerindeki metal bilyelerle güçlendirilmiş TNT patlayıcılarının infilakının neden olduğu tespit edildi. Ölenler arasında iki canlı bombaya ait ceset kalıntıları olduğu, kimliklerinin tespitine ilişkin çalışmaların devam ettiği öğrenildi.
MOBESE’LER İNCELENİYOR
Emniyet yetkilileri, patlamanın olduğu yer ve civarındaki gerek MOBESE, gerekse güvenlik kamerası kayıtlarının toplandığını, görüntülerin detaylı incelendiğini bildirdi.