Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Amerikalılar ekonominin gidişatından mutsuz. Ekonomistler ise bu mutsuzluğun nedeni olarak Fed’i suçluyor.
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, başta ekonomist Larry Summers olmak üzere birçok üst düzey ekonomist, Amerikalıların ekonomi konusunda mutsuz olmasının nedeninin Fed'in enflasyon mücadelesi olduğunu öne sürüyor.
Her 10 Amerikalıdan 7’si endişeli
Fortune’dan Irina Ivanova’nın makalesine göre, ekonomistler ve Amerikalıların ekonomiye dair tapkileri giderek daha gürültülü hale geliyor. Tarihsel olarak düşük işsizliğe, güçlü işe alımlara ve kademeli olarak düşen enflasyona rağmen tüketicilerin ruh hali olumsuz olmaya devam ediyor.
Michigan Üniversitesi'nin anketine göre, tüketici hissiyatı şu anda, Büyük Durgunluğun sona ermesinden sonraki 10 yıldan fazla bir süre önceki seviyelere yakın seyrediyor. Conference Board'un yakın zamanda yaptığı, neredeyse aynı derecede etkili olan başka bir anket de, Amerikalıların ruh halinin birkaç aydır süren iyileşmeyi tersine çevirdiğini ve Şubat ayında düşüşe geçtiğini gösteriyor. Son olarak, Deloitte’a göre de her 10 Amerikalıdan yedisi hâlâ gündelik ürünlerin fiyatı konusunda endişeli bir tavır sergiliyor.
Peki neden tüketiciler bu heyecana katılıp enflasyonun düştüğünü kabul etmiyor? Eski Hazine Bakanı Larry Summers'ın yazdığı yeni bir makaleye göre suçlu, Fed'in ezici enflasyonu düşürmek için kullandığı araç; yani yüksek faiz oranları. İşin püf noktası ise, Summers ve diğer ekonomistlerin açıkladığı gibi, faiz oranlarının da gerçekte para olması. Bunun anlamı ise şu: “Tüketiciler, modern iktisatçıların aksine, paranın maliyetini yaşam maliyetlerinin bir parçası olarak görüyor.”
Para gerçekte nedir?
Geçen yıl Fed'in gösterge Faiz oranını 20 yılın en yüksek seviyesine çıkarması ve o seviyede sabit tutmasıyla birlikte, evlerden arabalara başlıca görece pahalı alımlar ciddi şekilde daha pahalı hale geldi. Summers, Harvard'lı meslektaşları Judd Cramer ve Karl Oskar Schulz ve International Monetary Fund’dan Marijn Bolhuis ile birlikte yeni bir Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu (National Bureau of Economic Research) çalışma belgesinde bu noktaya parmak basıyor. Yazarlar, “Ortalama bir ev için 30 yıllık yeni bir ipotek faiz ödemesi 2021'den bu yana üç kattan fazla arttı. Yeni bir araç kredisinin faiz ödemesi ise yüzde 80'den fazla arttı” diye yazıyor.
Ancak bunun planın bir parçası olması gerekiyor. Sonuçta politika yapıcılar pahalı malların maliyetini artırarak bunlara yönelik tüketici talebini azaltmayı ve buun da sonuçta fiyatları düşüreceğini umuyor. Ancak hükümetin kendi enflasyon hesaplamaları yüksek borçlanma maliyetlerinin etkilerini dışarıda bırakıyor.
Görece pahalı malları satın almalara ilişkin iki örneği düşünmek gerekiyor: Evler ve arabalar. Enflasyonun en yaygın kullanılan ölçüsü olan tüketici fiyat endeksi (TÜFE), ev sahiplerine evlerini kiralamak için ne kadar ödeyeceklerini soran bir anket yoluyla konut fiyatlarını ölçüyor; gerçek konut maliyetleri ise bu rakama dahil edilmiyor. Otomobil söz konusu olduğunda ise, Summers ve diğerlerine göre, tüketici fiyat endeksi, bayiler tarafından her ay bildirilen 250.000 işlemden oluşan bir veri setine dayanıyor; bu rakama finansman maliyetleri de dahil değil.
Dolayısıyla, Summers ve meslektaşlarının, eğer ekonomistler tüketicilerin neler yaşadığını anlamayı umuyorlarsa, bu ölçüm tercihlerinin açıkçası gerçekçi olmadığını bilmesi gerekiyor.
Asıl önemli olan paranın maliyeti
Faiz oranlarındaki artış Amerikalıları acımasız ödemelere yükümlü kıldı. Redfin'e göre ortalama aylık ipotek ödemesi 2021'de sadece 1.500 dolarken bugün 2.600 doların üzerine çıktı. Edmunds'a göre, ortalama aylık yeni araba ödemesi aynı dönemde yaklaşık 200 dolar arttı. Üstelik Summers'a göre, yüksek borçlanma maliyetleri bankaları kredi verme kararları konusunda daha cimri hale getiriyor; kredi verme koşulları bugün Küresel Finans Krizi sonrasındaki ve Kovid-19 salgınının başlangıcındakilere benziyor.
Araştırmada, “Bunun tüketicilerin ekonomi hakkındaki hislerini etkilemesi şaşırtıcı değil” diye yazıyor. Ancak resmi TÜFE ölçümleri paranın maliyetini hesaba katmadığı için uzmanların duyarlılık konusunda kafalarının karışık olmasının da şaşırtıcı kabul edilmemesi gerekiyor.
Aslında TÜFE her zaman bugünkü gibi ölçülmüyordu; 1983 yılında konut maliyetlerini doğrudan ölçmekten, esas olarak ev sahiplerine hislerini sormaya ve konut maliyetini yapay olarak düşürmeye doğru bir değişime uğradı. Bugünkü TÜFE yüzyılın ortasındakiyle aynı şekilde ölçülseydi, geçen yılın sonunda enflasyon yüzde 3 değil yüzde 8 olurdu. Bu ölçüme göre, Summers'ın tahminlerine göre, enflasyon 2022'nin ortasında yüzde 18 ile zirve yaptı; bu, resmi okuma olan yüzde 9'un iki katına karşılık geliyor.
Tüketici deneyimi ve politika yapıcılar arasında uçurum
Konuyu netleştirmek için Summers ve ekibi çalışmalarını birkaç çarpıcı rakamla bitiriyor. Amerikalıların faiz oranları nedeniyle araba almanın kötü bir zaman olduğunu söyleyen kısmı, Kasım ayında yüzde 34 gibi rekor bir seviyede seyrediyor. Ev almak için kötü bir zaman olduğunu söyleyen Amerikalıların oranı ise yüzde 68 ile son 40 yılın en yüksek seviyesinde.
Aslında Summers, çoğu Amerikalının ekonomiyi nasıl deneyimlediği ile uzmanların bu konuda nasıl düşündüğü arasındaki kopukluğa dikkat çeken ilk kişi değil. ABD'li siyaset yorumcusu ve yazar Matt Stoller da geçen sonbaharda enflasyon rakamlarının düzmece olduğunu söyleyerek ‘istatistiklerin politika yapıcıları yanıltmaya yönelik olduğunu’ söylemişti.
Stoller, “Paranın fiyatı, ödeme deneyimimiz açısından büyük önem taşıyor ve politika yapıcıların ekonomiye bakmak için kullandıkları enflasyon ölçütünün dışında tutuluyor. İşte bu yüzden politika yapıcıların kafası karışıyor. Günümüzün siyasi sınıfı neyi bilmediğini bile bilmiyor” demişti.
Yellen: Amerikalılar enflasyonun kontrol altında olduğuna inanıyor
Amerikalılar borç geri ödemede iyi durumda
Amerikalılar ekonomide ‘istikrar’ı özledi
Amerikalılar ekonomik durumdan memnun değil
ABD ekonomisi dördüncü çeyrekte beklentilerin altında büyüdü
ABD alarm veriyor: Yüksek faiz etkisini gösterdi!
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.