Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklardaki altın oranını yüzde 10’dan 20’ye yükseltmesi ve vatandaşın altına olan ilgisi bankalardaki toplam mevduat içinde altına dayalı mevduatın miktarını artırdı. Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, toplam mevduatın içinde altına dayalı mevduatın oranının yüzde 1.6’ya ulaştığını belirterek, 2011 başında 2.4 milyar TL olan bankaların kıymetli maden depo hesaplarının 14.3 milyar lirayı aştığı bilgisini verdi.
ALTIN fiyatındaki yukarı yönlü trend ve Merkez Bankası’nın zorunlu karşılıklarda altın oranını yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltmesi Türk bankalarının altına dönük uygulamalara ilişkin bakışını önemli ölçüde değiştirdi. VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, Merkez Bankası’nın son dönemde uyguladığı geleneksel olmayan para politikası bileşiminde altını da yoğun şekilde kullanmadığını belirterek, “Bankacılık sektörünün kıymetli maden depo hesaplarının son dönemdeki gelişimi incelendiğinde, 2011 başında 2.4 milyar TL olan tutarın 2011 yılı sonunda 14.3 milyar TL seviyesine kadar yükseldiği görülüyor. Söz konusu gelişme, bir yandan bankacılık sektörünün faiz geliri elde edemediği zorunlu karşılıklar uygulaması, dolayısıyla katlandığı maliyeti bir dereceye kadar hafifletirken, diğer yandan Merkez Bankası rezervlerinde artışa neden oluyor” dedi.
Altına yatırım arttı
Merkez Bankası’nın Ekim 2011’den itibaren yabancı para zorunlu karşılıkların yüzde 10’una kadar olan kısmının altın olarak tesis edilebilmesi imkanı tanındığını hatırlatan Hasan Ecesoy şunları kaydetti: “Kasım 2011’den itibaren de Türk Lirası zorunlu karşılıklar için benzer bir uygulamaya gidildi. Nisan 2012 itibariyle de Türk Lirası zorunlu karşılıklar için tesis edilebilen altın oranı yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltildi. Yasal düzenleyici kuruluşların bu tür düzenlemelerinin katkısıyla sektör de altına ilişkin yatırımlarını artırdı. Bu sürecin hız kazanmasını bekliyoruz. Önemli olan, altın bankacılığının geliştirilerek sistem dışındaki altın tasarruflarının bankacılık sektörü kanalıyla ekonomiye kazandırılması.”
Mevduatın yüzde 1.6’sı
Ecesoy geçen yıldan bu yana alınan kararlarla hızla artış gösteren altına dayalı mevduatın toplam mevduat içindeki payına ilişkin şu bilgileri verdi: “Son güncel verilere göre altına dayalı mevduat ve benzeri yatırım ürünlerinin toplam yatırım ürünleri içerisindeki payı yüzde 1.6 seviyelerinde. Bankaların kıymetli maden depo hesaplarının parasal büyüklüğünün de 14 milyar TL’yi aştığını söyleyebiliriz. Türkiye’de yastık altında tutulan önemli bir miktarda altın olduğu biliniyor. Bankaların altına dayalı yeni yatırım ürünleri ile yastık altında bulunan altınların belirli bir kısmının ekonomiye kazandırılması bile altına dayalı yatırım ürünlerinin oranlarının sektör içerisindeki payının önemli ölçüde yukarı çekilmesini sağlayacaktır.”
Altın, bankaların faiz dışı gelirlerini olumlu etkiliyor
TÜRKİYE’de altın bankacılığı, küresel finansal krizinin etkilerinin artması ve güvenli liman arayışlarıyla birlikte daha ağırlıklı olarak gündeme gelmesinin olumlu etkileri olduğunu kaydeden Hasan Ecesoy, şunları söyledi: “2008 yılında Türk Parası Kıymetini Koruma Kanunu’nun 32 sayılı kararında yapılan değişiklikle, altın kredisine paralel olarak altın mevduatı uygulaması da yaygınlaşmaya başladı. Altın ve altına dayalı ürünler bir yandan faize duyarlı kesimin alternatif yatırım aracı arayışına cevap verirken, diğer yandan altın işlemleri bankaların Faiz dışı gelirlerini olumlu yönde etkiledi. Türkiye ekonomisi açısından yastık altında tutulan altınların bankalarda yatırıma dönüştürülebilmesi, tasarrufların artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır diye düşünüyoum.” Bu yılın ilk yarısında ‘altın’ kredisini yetiştirmeyi planlıyor
VAKIFBANK’ın, altın bankacılığında son dönemde ürün çeşitliliğini artırdığını söyleyen Hasan Ecesoy bankanın altına dayalı ürünleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Emanet niteliğinde altın yatırım hesapları ve altına dayalı geleneksel B tipi yatırım fonuna ilave olarak bu yılın başında Anapara Korumalı Altın Fonumuzun ihracı gerçekleştirildi. Bu ürün ana paradan kayıp riskini göze almayan ve altın fiyatlarındaki yükselişten yararlanmak isteyen yatırımcılarımıza yönelik olarak tasarlandı. Yine bu yılın başında yeni bir ürün olarak mevduat niteliğindeki Altın Çağı Hesabı’nı yatırımcılarımıza sunduk. Banka olarak fiziksel altın satışına da aracılık yapıyoruz. Özellikle uluslararası geçerlilikteki saflık derecesinde ve standartlarda değişik ağırlıklardaki altınlar ile GAP, Sinan ve Osmanlı Vakıf Altını gibi özel koleksiyon altınları yatırımcılarımıza sunuyoruz. Son dönemde altın fiyatlarındaki gelişmelere ek olarak Merkez Bankası’nın rezerv ve zorunlu karşılıkların yönetiminde altının ağırlığını artırıyor olmasının, hem bankacılıksektöründe hem de yatırımcı kesiminde altın talebinin ve altına dayalı ürünlerin artışına neden olmasını beklemekteyiz.”
Kısa değil orta vadede altında yükselişin sürmesi bekleniyor
ALTIN fiyatında yükselişin devam etmesini beklediklerini belirten Hasan Ecesoy bunu şöyle açıkladı: “Ekonomik iyileşmenin henüz istenilen düzeye ulaşmaması, global likidite artışı, enflasyon beklentileri, altın talebindeki artış, ülkelerin altın rezervlerini artırma amaçları, önümüzdeki günlerde altın fiyatlarındaki yükselişin devam etmesini destekleyecek önemli faktörlerden. Özellikle, küresel ekonomik görünüme ilişkin riskler, bununla birlikte merkez bankalarının genişletici politikaları ve risk algılamaları, bu faktörler arasında öne çıkıyor. ABD ve Euro Bölgesi’nde devam eden ekonomik sorunlara karşın henüz yapısal anlamda kalıcı çözümlerin üretilmemiş olması, bu ülkelerin para birimlerine olan güveni de azaltıyor. Bu durum yatırımcıların, daha güvenli yatırım araçlarına yönelmesine neden olurken, altın da buna bağlı yüksek seyrini sürdürüyor. Piyasalardaki belirsizliğin devam ediyor olması, merkez bankalarının altın rezervlerini artırmalarına neden olurken, nispeten daha olumlu bir ekonomik görünüme sahip gelişmekte olan ülkelerden altına gelen fiziki talep de son yıllarda artış gösterdi. Ancak altın üretimi talebi karşılayacak kadar hızlı artmadı. Ayrıca tarihsel analizler de altının yukarı yönlü hareketinin devam edebileceğine işaret ediyor. Ancak bu analiz orta vadeli bir bakış açısını yansıtıyor.”
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansgundem.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansgundem.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.