Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Altın fiyatlarında geçen yıl başlayan ve geçen haftalarda rekorla sonuçlanan yükseliş, altına talebi patlattı. Geçen yıl temmuz ayında 54,2 milyar TL civarında seyreden yurtiçi yerleşiklerin kıymetli maden depo hesaplarının büyüklüğü, bu yıl aynı dönemde yüzde 261 artarak 196 milyar TL’ye ulaştı. Söz konusu miktarın 94 milyar TL’si mevcut altın yatırımlarının değer kazanımından kaynaklanırken 145 milyar TL’si ise yeni altın yatırımından oluştu. Miktar olarak bakıldığında ise kıymetli maden depo hesaplarının büyüklüğü 2019 Temmuz ayında 213 ton altına denk gelirken, ağustos ayında bu miktar 440 tona yükseldi.
Yükseliş fiziki altın talebine de yansıdı. Özellikle altın alım satımındaki vergi bankalardan vatandaşı serbest piyasaya yöneltti ve yoğun talep nedeni ile geçen haftalarda günlük ortalama 2 tonluk ziynet altın talebi oluştu. Bu nedenle Darphane üretim kapasitesinin de çok üzerine çıkarak, cumartesi günü bile üretim yaptı. Altına artan talebin dış ticaret rakamlarına yansıması ise külçe altın ihracatında artış olarak hissedildi. 2019’un ilk 7 ayında 1 milyar 82 milyon dolar olan altın takı ihracatı 504 milyon dolara gerilerken, külçe altın ihracatı ise 1 milyar dolar sınırına dayandı.
Günlük ziynet talebi 2 tona ulaştı
İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, bu yıl gurbetçilerin gelmemesi gibi etkenler nedeni ile perakendede altın satışlarının geçen yılların gerisinde kaldığını, düğün sezonunun buruk geçtiğini söyledi. Ancak fiyatlardaki artış nedeni ile sarrafiye olarak tabir edilen yatırım altınlara olan talebin arttığını dile getiren Atayık, “Ons altın ve gram fiyatlarının tarihi rekorlar kırması üzerine vatandaşlardan aşırı bir talep oluştu. Fiyat yükselmelerinden kaynaklı bu yoğun talep, geçtiğimiz haftalarda Darphane üretim kapasitesinin de çok üzerine çıkmıştı. Günlük ortalama 2 tonluk ziynet altın talebi oluşmuştu. Darphane Genel Müdürlüğü piyasadan gelen taleplere yanıt vermek amacıyla fazla mesai yaptı, cumartesi günü bile üretim yaptı ve kısa süreliğine arz konusunda yaşanan sıkışıklık tümüyle giderildi” dedi.
Kuyumcularda hareketlilik sürüyor
Altın fiyatlarının 2000 dolara kadar çıkması, pandemi etkisi, mevduat faizlerinin düşük olması ve jeopolitik gelişmelerin etkisi iç piyasada altının daha da yükselmesine yol açtı ve gram altın fiyatları da 500 lirayı aştı. Artış karşısında mayıs ayında alınan karar ile doların aynı sıra altın işlemlerinde de vergi oranları binde 2’den yüzde 1’e çıkarıldı. Ancak söz konusu vergi fiziksel altın alışverişinde uygulanmıyor. Bunun kuyumcular önünde kuyruklara yol açtığını belirten Atayık, söz konusu uygulamanın yerinde bir karar olduğuna dikkat çekerek, “Altın onsunun 2 bin doların üzerine çıktığı hafta gibi olmasa da kuyumculardaki hareketlilik devam ediyor” dedi.
İhracatta külçe arttı, takı azaldı
Peki söz konusu gelişmeler Türkiye’nin dış ticaret rakamlarına nasıl yansıdı? Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar, Türkiye mücevher ihracatının külçe ve altın takı diye ikiye ayrıldığına dikkat çekerek ilk 7 ayda altın takı ihracatında düşüş, külçe altın ihracatında ise artış yaşandığını söyledi. Tüm dünyada yatırımlık altına olan talebin bu değişime yol açtığını anlatan Kamar, “Mücevher ihracatındaki düşüş yüzde 50’ye yaklaştı. Ağustos ayında da yüzde 50 düşüş var. Külçe altın ihracatı da temmuza kadar sürekli yükseldi. İç piyasadaki talepten dolayı artık külçe altın ihracatı da yapılamıyor, iç piyasada satılıyor. Çünkü iç piyasada külçe altın yaklaşık yüzde 1-2 civarında daha primli satılabiliyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde hem külçe hem de mücevher takı ihracatımızda bir düşüş bekliyoruz. Nefesi kesilmeye başladı” diye konuştu. Altın talebinin bankalardaki altın mevduatlarına da yansıdığını söyleyen Kamar, şöyle devam etti: “İnsanlar kredi çekerek altın aldılar. Bankalardaki altın mevduatları artmaya başladı. İki ay önce kişi başı hane halkı tasarruf oranları yüzde 13.5 iken altın tasarruf oranlarında yüzde 30’a çıktı. Bu oran halihazırda yüzde 40-50’lere çıkmıştır.”
Altın ithalatında rekoru talep getirdi
Türkiye'nin ağustos ayında altın ithalatı 4 milyar 82 milyon dolara fırladı. Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu rakam geçen yılın aynı ayına göre yüzde 394 bir artışa işaret ediyor. İthalattaki bu sert yükselişin sebebini uzmanlar aşırı talep ve ons altın fiyatlarındaki artışa bağladı. Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Kamar vatandaşın talebinin altın ithalatındaki rekorda çok büyük bir rol oynadığını dile getirerek, “Şirketlerin, firmaların, şahısların altına yatırımından dolayı ithalat artmış durumda. Eylülde altın ithalatının bu derece yüksek olmasını beklemiyorum. Çünkü geri ödeme dönemi başlıyor. Ertelenen kredi ve vergi ödemeleri ile çeklerin ödeme zamanları geliyor. Şirketler ve firmalarda satış başlayacaktır. Ons altında tekrar bir ralli olursa o zaman bir hareketlenme yaşarız. Şu anda stabilize bir döneme geldik. Eski telaş, ateş tekrar olmaz” diye konuştu.
İstanbul Mücevherciler Kuyumcular ve Sarraflar Derneği Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Yıldırımtürk ise öncelikle altın alım satımına vergi getirilmesiyle beraber serbest piyasada aşırı bir yoğunluk olduğuna dikkat çekerek “Darphane'nin bile talebe yetişemediği günler oldu. İthalat rakamının içinde altının ton fiyatının 6263 bin dolarlara çıkmasının da etkisi var. Daha önce 55 bin dolar seviyesindeydi. Ons 1900-2000 dolarları görünce maliyet arttı. Ama aşırı bir de talep yaşandı. Pandeminin yarattığı gerginlik ve belirsizlik, negatif faiz ortamı, bölgemizdeki jeopolitik gerginlikler ve para birimlerine olan güvenin sarsılması talebi ateşledi” dedi.
Bu yaşadığımızın 15 yılda bir kere olan bir şey olduğunu belirten Yıldırımtürk, 1994 krizinde de bu şekilde bir patlama olduğunu ancak daha sonraki krizlerde böylesi bir taleple karşı karşıya kalınmadığını vurguladı. Vergi öncesi bankalardan alım satımın olduğunu ve bankaların hesaplarda fiziki altını yüzde 10 tuttuğunu ve talep durumunda TL karşılığını ödediğini hatırlatan Yıldırımtürk, vergi sonrasında bankadan talebin serbest piyasaya fiziki altın olarak kaymasıyla ithalatın da arttığını dile getirdi.
Basım %100 mevduat %300 arttı
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) haziran ayı verilerine göre geride bıraktığımız yılın temmuz ayında 54,2 milyar TL olan kıymetli maden depo hesaplarının büyüklüğü, 2019'u 80.9 milyar TL ile kapatırken, pandemi ile birlikte mart ayında 120 milyar TL, haziran sonu itibari ile de 196 milyar TL'ye çıktı. Fiziki altın talebi de bu dönemde önemli oranda artış gösterdi. Geçtiğimiz yıl temmuz ayında Darphanede 400 bin 160 adet olan çeyrek altın basım adeti 828 bin 990'a, 59 bin adet olan yarım altın 106 bin adete çıktı. Darphane'nin altın basımının altının zirveye çıktığı ağustos ayında ise çok daha büyük adetlere ulaşması bekleniyor.
Euro dolar paritesinden hedef: 1.25
Asya borsaları ABD'nin rekorları ardından yükseldi
Akdeniz'de sıcak çatışma ihtimali yükseliyor mu
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.