Alpaslan Korkmaz neden ayrıldı?
Korkmaz, "Cuma günü Sayın Başbakanla vedalaştım. Aramızda kırgınlık yok dedi.
TÜRKİYE Cumhuriyeti Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Başkanı Alpaslan Korkmaz, geçtiğimiz günlerde açıkladığı istifasının sürpriz değil, 3 aydır planlanan süreç olduğunu belirtti. Korkmaz, görevi devretmeden önce Başbakan Tayyip Erdoğana yeni başkan, ajansın çalışma bilançosu, Türkiyenin yakın, orta ve uzun vadede uluslararası yatırımlardan daha fazla pay alabilmek için yapması gerekenleri içeren 2 ayrı stratejik rapor sunduğunu söyledi. Ajansın kurucu başkanlığının onurlandırıcı bir görev olduğunu kaydeden Korkmaz, Sayın Başbakan başından sonuna kadar hep yanımda oldu. Son kararımda da bana destek oldu. Ayrılmaya yaklaşık 3 ay önce Başbakanla görüşerek beraber karar verdim. Ayrılmayı ben istedim, Gerekçe çocuklarım dedim, Başbakan da O zaman gidebilirsin diye müsade verdi dedi.
Raporu cuma günü sundu
Başbakan ile son olarak geçen cuma günü görüştüğünü kaydeden Alpaslan Korkmaz, şunları söyledi: Bu görüşmemizde Başbakanımıza bir rapor sundum. Raporda 4 yılda neler yapıldığını, kimlerle hangi temasların kurulduğunu ve ne sonuçlar alındığını anlattım. Bu detaylı bilanço ile birlikte geleceğe dönük yapılması gerekenlere, Türkiyenin güçlü ve zayıf yönlerine dikkat çektim. Kısa, orta ve uzun vadeli bir strateji kapsamında hangi bölge ve ülkelerden yatırım beklenmesi gerektiğini anlatan bu raporda ayrıca ajansın daha iyi çalışması için yapılması gereken hukuki değişiklikleri de belirttim.
2011-2012 yatırım dalgası
Global krizin ardından dünyada 2011 sonunda başlayıp, 2012de hızlanarak devam edecek yeni bir uluslararası yatırım dalgası beklendiğini söyleyen Korkmaz, şöyle devam etti: Dünyada uluslararası yatırımların hareketlerini izlediğinizde belli aralıklarla bir yatırım dalgası oluştuğu görülüyor. 1975 yılından bu yana oluşmuş birkaç dalga var. Türkiye bunlardan hiç birinden pay alamamış. Son dalga 2003-2004de görüldü ve Türkiye ancak bundan pay alabildi. Bundan sonraki dalganın 2011 sonunda ve 2012de olması bekleniyor. Büyük bir uluslararası kaza olmazsa Türkiye bu süreçten esas payını alacak. Türkiye bu döneme süper hazırlıklı girecek. Çünkü Türkiye krizdeki performansı ile bu kez çok ciddi algılanmaya başladı.
İlk 10 ülke olabilir
Krizde sadece 12 ülkenin notunun yükseltildiğine, bunlar arasından Türkiyenin 2 kez not yükselmesi yaşadığına dikkat çeken Korkmaz sözlerini şöyle sürdürdü: 2011-2012 sürecinde başlayacak dalgada Türkiye en çok yatırım çeken ilk 10 ülke arasına girebilir. Türkiye başlattığı yapısal reform süreci ile ilk kez bu kadar ciddiye alındı. Bir yıl içinde yüzde 100lük artış yerine 2-3 yılda yavaş yavaş bir artış bekliyorum. Bu yıl 5-6-7 milyar dolar mı girecek, gelecek yıl bu 10-12 milyara sonraki yılda 15-20 milyar dolarlara ulaşabilir. Aslında Türkiye 20 milyar doları da aşabilecek bir ülke. Türkiye bir süre daha yeni yatırım çektikten sonra tıpkı İngiltere gibi çok değerli şirketlerin hisse satışları yoluyla da yabancı sermaye girişi elde edebilir.
Geldiğimden beri iş teklifleri alıyorum
ALPASLAN Korkmaz, görevi devredeceği 31 Ağustos sonrasına ilişkin planlarını şöyle anlattı: Öncelikle çocuklarımla 4 yıldır yapamadığım bir tatil yapmak istiyorum. Ardından İsviçrede ders vermeye eskisi gibi devam edeceğim. Türkiyede de Koç ve Boğaziçi üniversitelerinde ders vereceğim. 2-3 haftada bir Türkiyeye geleceğim. Bunun dışında bir çok değişik yerden teklifler aldım. Ajansın kurulduğu ilk dönemden bu yana uluslararası kuruluşlar başta olmak üzere özel sektörden, heryerden teklifler aldım. Bundan sonrası için kamuda görev almayı düşünmüyorum ama gelecekte özel sektörde çalışabilirim. Şu anda verilmiş bir kararım yok ama gelecekte olabilir.
Başbakan Tamam iyi demez, yeni hedef koyar
ALPASLAN Korkmaz, Başbakanın kendisinin performansı ile ilgili ne düşündüğü konusunda ise şunları söyledi: Sayın Başbakan bir iş yapıldığında, Evet tamam, çok iyi oldu demek yerine sizin önünüze yeni ve daha büyük bir hedef koymayı tercih eder. Bu da normal bir lider davranışıdır. Çok iyi mükemmel gidiyor demez, Arkadaşlar daha iyi daha çok yapabiliriz der bu onun tarzıdır. Bunu herkese karşı yaptığını gördüm. O nedenle sayın Başbakandan şahsıma dönük performans düşüklüğü ya da yetersizlik konusunda herhangi bir eleştiri duymadım. Kaldı ki Başbakan, beğenmediği bir şeyi de anında keser, kimseyi kara kaşı kara gözü için bir yerde tutmaz.
ABDnin ulusal yatırım ajansı bizi örnek aldı
GELİŞTİRDİKLERİ modelin bir çok ülke tarafından örnek alındığını belirten Alpaslan Korkmaz, şunları anlattı: ABDnin ilk ulusal yatırım destek ajansı şu anda kurulma aşamasında. Onlar da birçok ülke ile yaptığımız gibi bizim geliştirdiğimiz modelden esinlendiler. ABDde bugüne kadar hep eyaletlerin ajansları görev yapmış. İlk kez federal bir ajans kuruluyor. Biz de onlarla yakın işbirliği içinde olacağız. Bundan önce Hırvatistan, Makedonya, Saray Bosna, KKTC, Suudi Arabistan ve Azerbaycan gibi bir çok ülke ile işbirliklerine gittik.
Taklitçi Endonezya bizden helallik istedi
ALPASLAN Korkmaz, şu anekdotu aktardı: Bir gün Endonezya Yatırım Destek Ajansının başkanı aradı, benden helallik istedi. Bizim broşürleri bir yerde görmüş çok beğenmiş. Yazı karakterine kadar her şeyini tıpatıp aynı yaptırmış. Sadece dünya haritasında bizim broşürde Türkiye merkezde onlar haritada Endonezyayı merkeze almışlar. Sonra başkan beni aradı ve hakkını helal et, çok beğendik aynısını yaptırdık dedi. İzin istediler, verdik biz de.
Seçim değil ABden kopuş risk olabilir
ALPASLAN Korkmaz, Türkiyenin 2011de seçime gidecek olmasının yatırım çekme açısından bir risk oluşturmadığını savundu. Korkmaza göre Türkiyenin yatırım çekmesinin önündeki riskler şöyle: Biz ajansı kurduktan sonra bir yerel bir genel seçim gördük. Bu süreçte yatırımlar etkilenmedi. Yatırımların kapatma davasından etkilendiğini söyleyebilirim. Yani istikrar kaygısı daha etkili. Yatırımcıyı en çok etkileyen ise Türkiyenin Avrupa Birliği (AB) sürecinden kopuşu olur. AB süreci uluslararası yatırımcıları kesinlikle olumlu etkiliyor. Sadece Avrupalıları değil, örneğin Japonları da olumlu etkiliyor. Onlar da ABnin içinde olursanız gelirim diyor. Bir diğer önemli etken de yapısal reform sürecinin devam etmesi. Dünyaya açılan, yatırım ortamında istikrar sağlayan bir Türkiye yatırım kararında önemli rol oynuyor.
HÜRRİYET