Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Almanya'nın Hanau kentinde Müslümanların işlettiği bir nargile kafeye geçtiğimiz günlerde düzenlenen silahlı saldırı sonrasında 5'i Türk vatandaşı 11 kişi yaşamını yitirmişti. Olaydan sonra saldırıyı düzenleyen kişinin Nazi yanlısı ırkçı bir Alman vatandaşı olduğu ortaya çıkmıştı. Tüm bu yaşanan olaylar sonrası ülkedeki Müslümanlar tedirgin olmaya başlamış ve Alman hükümetinin seslerini duymadığını dile getirmişlerdi. Hürriyet gazetesinden Celal Özcan, ülkedeki Türklerin ne yaşadıklarını, Avrupa'da Müslüman göçmen statüsünün yerel halk tarafından nasıl algılandığını gözler önüne sermek için Berlin'deydi. İşte haberin detayları...
Frankfurt’tayız... Uçaktan inip daha bizi karşılayan dostumuza varmadan etrafımızı bizi tanıyan Türkler sardı. Türkiye’den gelen yakınlarını karşılamaya gelmişler ama yüzlerinde sevinç belirtisi yoktu. Tedirginlik okunuyordu. Hanau’daki elim ırkçı olayın etkisi altındaydılar. Offenbach’tan Karslı Recep, “Yalçın Bey” dedi, “Korkuyoruz, her an bizim de başımıza böyle bir felaket gelmesinden. Geceleri derin uykuya dalmaktan korkuyoruz. Tilki uykusu uyuyoruz. Kahveye gitmeye çekinir olduk. Bunun sonu nereye varacak?”
Yıllardır Almanya’ya gidip geliriz. Her defasında gurbetçi şikâyeti dinleriz ama artık son yıllarda şikâyetlerin konusunun değiştiğini görüyoruz açıkça. Nereye gitseniz artan ırkçılık, camilere, derneklere, spor kulüplerine saldırı... Türklerdeki korku artık ‘istenmemezlik duygusu’nu aşmış, nerdeyse can korkusuna düşmüşler...
12 bin ırkçı kol geziyor. Almanya’da gizli istihbarat kurumunun adı Alman Anayasayı Koruma Teşkilatı... Her yıl asayiş raporu yayınlar. 2018 raporuna göre ırkçı şiddet yüzde 70 artmış. Aynı rapora göre şiddete meyilli en az 12 bin ırkçı kol geziyormuş sokaklarda. Hatta 500’ü hakkında tutuklama emri de varmış ama ne hikmetse bir türlü yakalanamıyormuş rapora göre... Irkçılar öyle azıtmış ki, göçmenleri, mültecileri bırakın, siyasetçileri de hedef tahtası yapmışlar. Niyetleri onların da gözünü korkutmakmış. Nitekim kısa bir süre önce de Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’nin aşırı sağcı bir kişi tarafından evinin balkonunda öldürüldüğü biliniyor.
ÜÇ SİLAHI OLAN IRKÇI
Haberlerde okumuşsunuzdur. 43 yaşındaki ırkçı katilin silah ruhsatı ile her biri 9 milimetrelik Glock 17, Sig Sauer ve Walther marka tabancaları varmış. Kovboy filmlerindeki gibi geziyormuş anlaşılan... Önce bir nargile bara girip ölüm saçmış. Ardından otomobiline binip diğer bir kafe-bara gidip kan dökmeye devam etmiş. Yabancı nefreti o kadar yüksek ki göçmen avına çıkmış. Irkçı katilin peşine düşen polis, dört saat sonra evini basmış ama ırkçı Alman 72 yaşındaki annesini öldürdükten sonra intihar etmiş.
Daha önceki Almanya seyahatlerimizde Hanau’ya gitmiştik dostlarımızla... 1700’lerde yapılmış barok stili devasa Philippsruhe Sarayı’nı görmüştük. Bahçesinde gezmiştik. Teknoloji ağırlıklı firmaların olduğu kentin nüfusu yaklaşık 100 bin civarında. Çok sayıda göçmen olmasına rağmen herkesin huzurla yaşadığı bir kent demişlerdi. 10 bine yakın Türk veya Türk kökenlinin yaşadığı söyleniyor. Onlar burayı ikinci vatan edinmişler... Hatta Hanau’da yaşayan 17 yaşındaki Mustafa Alptuğ Sözen, bir süre önce Frankfurt’taki bir metro istasyonunda raylara düşen evsiz barksız bir Alman’ı kurtarmış ancak kendisi can vermişti. Türk gencinin ailesine ‘Hanau Büyükşehir Belediyesi Altın Onur Plaketi’ verilmişti...
Hanau böyle bir şehir... Şimdi bu ırkçı Alman’ın yarattığı şoku atlatıp nasıl eski günlere dönecek... Hanau aynı zaman bir masal kenti olarak tanınıyor Almanya’da. ‘Kırmızı Başlıklı Kız’, ‘Bremen Mızıkacıları’ gibi çok sayıda masalın yazarları Grimm Kardeşler’in memleketi...
61 yaşındaki Sosyal Demokrat Partili Belediye Başkanı Claus Caminsky de Hanau’da doğup büyümüş. 2003’ten beri de aralıksız bu görevde. Yıllardır Hanau’da yaşayan Burdurlu işadamı Mehmet Kuşçu’nun girişimleriyle Hanau, 2002 yılında Bursa’nın Nilüfer ilçesiyle kardeş şehir olmuş. Hanau ile Nilüfer arasında gidip gelmeler başlamış.
BU İLK IRKÇI OLAY DEĞİL
Almanya’da bu ilk ırkçı olay değil. 1979’da Hamburg’da Ramazan Avcı ırkçı şiddetin kurbanı olmuş, 1988’de Schwandorf kasabasında kundaklanan evde üç Türk ve bir Alman ölmüştü. 1992’de Mölln kasabasında üç ve 1993’te Solingen’de beş Türk yine kundaklama sonucu katledildi. Olayların faillerinin neo-Nazi gençler olduğu ortaya çıkmıştı. 2000 yılından itibaren ise sekiz Türk ile fizyonomisi Türk’e benzeyen bir Yunan ile bir kadın polis ‘Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü’ adlı neo-Nazi terör grubu tarafından öldürülmüştü. Bunlar bir çırpıda akla gelenler... Camilere, spor kulüplerine, derneklere, göçmenlere ait işyerlerine saldırıların sayısı da bir hayli kabarık...
‘ALMANYA’DA SAĞ TERÖR TEHDİDİ ÇOK YÜKSEK’
Almanya’nın Hanau kentinde 9 kişinin hayatını kaybettiği ırkçı terör saldırısı sonrası Almanya İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, Asayiş Şubesi Başkanı ve Federal Savcı dün ortak bir basın toplantısı düzenledi. Berlin’de Basın Merkezi’nde yapılan basın toplantısında konuşan Federal İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Hanau’daki saldırıyı “Çok açık bir ırkçı motifli terör saldırısı” olarak niteledi. Son birkaç ay içinde üç aşırı sağ terör saldırısı yaşadıklarına işaret eden Seehofer, “Aşırı sağ Almanya’da çok yüksek bir tehdit” dedi. Seehofer, Almanya’da polisin kamuya açık, hassas yerlerde varlığını yükselteceklerini vurguladı ve şöyle konuştu: “Biz son günlerde Almanya’da birçok yerde, aşırı sağcılara baskınlar düzenledik. Çok sayıda patlayıcı madde, el bombası ve otomatik silahlar bulduk. Tüm Almanya’da polisin varlığını artıracağız. Hassas yerlerde, özellikle camilerde, tren istasyonları, havaalanları ve sınıra yakın yerlerde sıkı güvenlik önlemleri alacağız.” Hanau’daki ırkçı saldırı gözleri aşırı sağ parti Almanya için Alternatif’e (AfD) çevirdi.
Alman istihbaratının AfD’yi izlemesi talepleri yeniden gündeme geldi. İçişleri Bakanı Seehofer, bu yöndeki bir soruya, bu kararın siyasetin değil, istihbaratın yetkisinde olduğunu söyledi. İstihbaratın alacağı kararların arkasında duracaklarını belirten Seehofer, ancak mahkeme kararlarını da dikkate almak gerektiğini, bu konuda çok sayıda davayla karşı karşıya olduklarını söyledi. Adalet Bakanı Christine Lambrecht de, AfD’nin ülkedeki toplumsal havayı değiştirdiğini söyledi. Lambrecht yeni hazırladığı yasayla bu besleyici zeminin üzerine gideceklerini vurguladı. Federal Savcı Peter Frank ile Federal Asayiş Şubesi Başkanı Holger Münch, failin cep telefonu, bilgisayar verilerini inceleme altına aldıklarını, yurtiçi ve yurtdışındaki ilişkilerini araştırdıklarını açıkladı.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.