Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Slevogt, "Türkiye'nin Avrupa üretim merkezleri için daha sağlam bir tedarik zinciri oluşturacağı düşünülüyor. Türkiye'de tarım sektörünü kesinlikle bir gelecek trendi olarak görüyoruz. Türkiye'nin bu alanda çok fazla potansiyeli var. Alman şirketleri, önümüzdeki dönem için Türkiye pazarında bu fırsatı değerlendiriyor." dedi.
Almanya ve Türkiye'nin, iki asırdan fazla bir sürenin ötesine geçen çok güçlü bir iş ve ticari ilişkisi olduğunu vurgulayan Slevogt, "Alman sermaye iştiraki olan veya Almanya ile iş ve ticaret yapan 7 bin 500'den fazla şirketimiz var. Avrupa ülkeleri ve Batı ülkeleri arasında en güçlü iş birliği ve ortaklığa sahibiz ve bununla gurur duyuyoruz." şeklinde konuştu.
Slevogt, Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ilişkilerin daha da gelişeceğini ifade ederek, "İki ülke arasındaki yatırım ve ticaretin ana itici güçlerinden biri olan Gümrük Birliği'nin farklı alanlar ve sektörlerin dahil edilip yenilenmesiyle Türkiye ile AB, özellikle de Almanya ve Türkiye arasındaki ticari ilişki daha fazla artacaktır." dedi.
Türkiye'nin Alman işletmeleri birbirine bağlayan büyük bir merkez olduğunu belirten Slevogt, Türkiye'nin doğal coğrafi konumundan dolayı bu ülkede farklı pazarlarda ve farklı alanlarda yer alan, farklı fırsatlara sahip Alman işletmelerin bulunduğunu aktardı.
Türkiye ve AB'nin stratejik ortaklar olarak birbirlerine ihtiyacı olduğunu ifade eden Slevogt, "Bu bölgede en geniş ağa ve en geniş etkiye sahip ülke olarak Türkiye, AB ve Almanya'nın da bu bölgede stratejik çıkarlarını güvence altına almasına yardımcı olacaktır." dedi.
"Türkiye ve Almanya arasında daha fazla ticari aktivitenin olacağına inanıyorum"
Markus Slevogt, Türkiye ve Almanya arasındaki ticaret hacminin 35 milyar dolar civarında seyrettiğini belirterek, şunları kaydetti:
İki ülke arasında çok önemli miktarda ticaret yapılıyor. Türkiye'de Almanya ile bağlantılı, sermaye iştiraki olsun ya da önemli bir ticareti olsun, 7 bin 500'den fazla şirketle bu temele sahibiz. Türkiye'nin bölgedeki stratejik önemi ve Alman şirketlerinin daha sağlam bir tedarik zinciri geliştirmesi gerektiği düşünüldüğünde, e-ticaret, kamu alımları, tarım ve diğer sektörlerin de yer aldığı genişletilmiş bir Gümrük Birliği ile doğal bir bağa sahip olan Türkiye ve Almanya arasında daha fazla ticari aktivitenin olacağına inanıyorum. Bu, çok fazla önlemle uygulamak zorunda olduğumuz bir şey değil. Bu, bahsettiğim koşullar göz önüne alındığında otomatik olarak gerçekleşecektir."
Türkiye'nin, küresel tedarik zinciri faaliyetlerinde önemli bir role sahip olabileceğini vurgulayan Slevogt, "Türkiye'nin Avrupa üretim merkezleri için daha sağlam bir tedarik zinciri oluşturacağı düşünülüyor. Asya'da Kovid-19 ile ilişkili tedarik zincirinde yaşanan problemleri gördük. İlgili virüsün şu anda hangi varyantı olursa olsun ağırlıklı olarak Vietnam ve Bangladeş'i ciddi şekilde etkilediğini görüyoruz. Üretim alanlarını kapatmak zorunda kaldılar. Tekstil, spor giyim veya spor ayakkabı üretim şirketleri şu anda çok olumsuz etkileniyorlar. Asya'da küresel tekstil ve spor üreticileri tarafından kullanılan üretim yerlerinin olması nedeniyle bu kış ve Noel'de spor ayakkabısı sıkıntısı olabilir." şeklinde konuştu.
"Türkiye, pandemide üretim sahalarıyla ilgili her şeyi çok iyi yönetti"
AHK Türkiye Başkanı Dr. Slevogt, Türkiye'de pandemi boyunca politikaların, işletmeler ve fabrikaları çalışır durumda tutmaya yönelik olmasının önemine işaret ederek, "Üretici kim olursa olsun, sektörü ne olursa olsun, Türk fabrikalarında en başından beri en yüksek hijyen standartlarına sahiptik. Türkiye, pandemide üretim sahalarıyla ilgili her şeyi çok iyi yönetti. Türkiye'nin, üretim sahaları ve endüstriyel faaliyetlerini içinde bulunduğumuz pandemi durumunun daha da zor şartlarında dahi devam edebilecek düzeye getirmede çok başarılı olduğunu gördük." ifadelerini kullandı.
Almanya'nın Türkiye'de çok iyi yerleşmiş üretim faaliyetleri olduğunu aktaran Slevogt, devamla şu değerlendirmelerde bulundu:
Avrupa ile çok iyi kurulmuş tedarik zincirlerimiz var. Avrupa, ucuz kaynaklardan tedarik etmek adına eski günlerde Asya'da bulduğu en uygun maliyetli çözüm için arayış içindeydi. Avrupa'da üretime yönelik yaklaşımlar 'tam zamanında üretim' odaklı. Bu, herhangi bir küçük kesintinin Avrupa'daki üretim tesislerinin kesintiye uğramasına ve durmasına yol açabileceği anlamına geliyor. Çünkü Asya'dan Avrupa'ya gelen her şey zamanında üretime göre organize edildi. Dolayısıyla herhangi bir kesinti, üretime devam edilememesine neden olabiliyor. Bu, muazzam bir maliyet sorunudur ve onu yeniden düzenlenmesi gerektiği anlamına gelir. Belki daha sağlam, coğrafi olarak daha yakın konumlara doğru ilerlenmesi anlamına gelir.
"Gümrük Birliği'nin eskimiş olması Türkiye'nin tek dezavantajı"
Markus Slevogt, maliyet denklemini aniden değiştiren başka bir etkenin de navlun ve lojistik maliyetlerinin yüksek seviyelere doğru önemli ölçüde artması olduğunu belirterek, Türkiye'nin Avrupa üretim sahaları için bu konuda ek bir avantaja sahip olduğunu söyledi.
Gümrük Birliği'nin eskimiş olmasının Türkiye'nin tek dezavantajı olduğunu vurgulayan Slevogt, "1995-1996'daki Gümrük Birliği, doğru yönde atılmış çok iyi bir adımdı ve Avrupa ile Türkiye arasında önemli yatırımları ve ticarette önemli bir artışı tetikledi. Ancak bu Gümrük Birliği eskidi. Bu arada Avrupa tarafı ve Türk tarafı daha fazla tarife dışı engel ekledi. Herkes bir anda korumacılık modellerini uyguladı. Bu biraz da pandeminin neden olduğu bir şey, zamanla hafifleyeceğine inanıyorum. Gümrük tarafı ve tarife dışı engel de çözüldüğünde, Türkiye'nin daha fazla işlev göreceğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Slevogt, Boehringer Ingelheim ile Türkiye'nin en büyük ilaç üreticisi Abdi İbrahim'in ortak girişimde olması nedeniyle gurur duyduklarını ifade ederek, "Bu da Alman şirketlerinin ülkenin potansiyelini çok iyi anladığını gösteriyor. Alman şirketler, konumun potansiyelini çok iyi anlıyorlar. Türkiye'yi sadece büyük bir yerel tüketici pazarı olarak değil, aynı zamanda 1,5 milyar nüfuslu bölgesel pazara erişim sağlayan bir merkez olarak görüyorlar." dedi.
"Türkiye'de tarım sektörünü kesinlikle bir gelecek trendi olarak görüyoruz"
Türkiye'de dikkate alınabilecek birçok farklı sektör olduğuna dikkati çeken işaret eden Slevogt, şunları kaydetti:
Her şeyden önce Almanya klasik sektörlerle tanınır. Burada yeni bir şeyden bahsediyoruz. Tarımsal kimya, Alman şirketlerinin ilgilendiği başka bir alandır. Gümrük Birliği'nin geliştirilmesi Türkiye'nin tarım potansiyeli ile ilgili. Yenilenmiş bir Gümrük Birliği'nde Türkiye'nin geleceği hakkında derinlemesine bilgi sahibi olunduğunda hangi sektörlerin öne çıkacağını görebiliriz. Türkiye'de tarım sektörünü kesinlikle bir gelecek trendi olarak görüyoruz. Çünkü Türkiye'nin bu alanda çok fazla potansiyeli var. Alman şirketleri, önümüzdeki dönem için Türkiye pazarında bu fırsatı değerlendiriyor.
Türkiye'de lojistik sektörünün diğer önemli bir alan olduğuna işaret eden Slevogt, "Türkiye'nin İstanbul Havalimanı ile yaptığı yatırımı çok memnuniyetle karşılayan Alman lojistik firmalarımız var. Bu yatırım ile Alman menşeli diğer lojistik firmaları da buradaki yatırımlarını daha da genişlettiler. Bakın navlun fiyatları yükseliyor. Dolayısıyla bu şirketler batı ile doğu arasındaki köprüyü bir şekilde daha da güçlendirmeleri gerektiğini görüyor ve Türkiye o köprü." ifadelerini kullandı.
"TEKNOFEST, Türkiye'nin yenilikçi teknolojiler üreten bir ülke olma arzusunu gösteriyor"
AHK Türkiye Başkanı Dr. Slevogt, Türkiye gibi gelişmekte olan bir pazarda finansal hizmetlerin de önemli bir yatırım alanı olduğunu, bu sektördeki şirketlerin gelişmekte olan bir pazardaki herhangi bir büyümeden çok faydalandığını söyledi.
Slevogt, otomotiv alanında dünyadaki mega trendlerin Alman-Türk iş birliğine fayda sağlayacağını belirterek, şöyle devam etti:
"Öne çıkan sektörler arasında yenilenebilir enerjiyi de görüyoruz. Yenilenebilir enerji, Almanya'nın çok ilgi gösterdiği bir alan. Bu alanda büyük Alman yatırımlarımız var. Almanya, yenilenebilir enerji teknolojisinde ve ayrıca yenilenebilir enerji yatırımlarında da ön saflarda yer almaktadır. Çekici konumu ve aynı zamanda bir enerji merkezi olması nedeniyle yurt dışından Türkiye'ye daha fazla ilginin geldiğini görüyoruz ve bu nedenle yenilenebilir enerji, kesinlikle daha fazla çekici gördüğüm başka bir yatırım alanı."
TEKNOFEST'in, Türkiye'nin daha yenilikçi teknolojiler üreten bir ülke olma arzusunu gösterdiğini aktaran Slevogt, havacılık ve savunma sektörlerinde de Türkiye'de gelecekte yatırımların artacağını söyledi.
Alman şirketleri gözünü Türkiye'ye çevirdi!
Güney Kore karbon emisyonunu yüzde 40 azaltmak istiyor
Erdoğan 2021 yılı büyüme beklentilerini açıkladı
Bundan sonra bizlere zor mal satarsınız.sonunda başardınız ve dövizi hortlattınız halkımızın alım gücü hergecen gün zayıpladı artık halkımıza zor mal ve ürünler satacağınızı düşünmekteyim.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.