Ali Koç'tan flaş açıklamalar!
Ali Koç, sarı lacivertli kulüpte yarın başlayacak olan seçim maratonu hakkında açıklamalarda bulundu
1907 Fenerbahçe Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, sarı lacivertli kulüpte yarın başlayacak seçim maratonu hakkında bir basın toplantısı yaptı.
İşte Ali Koç'un açıklamasından satır başları:
"Türkiye'de gündem Fenerbahçe seçimleridir. Kongremizin başarılı ve camiamıza yakışan bir şekilde geçmesini istiyorum. İki dönem Fenerbahçe'de yöneticilik yaptım. Son seçimde de affımı diledim. Özellikle ikinci dönemimde 3 Temmuz sürecini yaşadım. Bu zorlu süreçte Fenerbahçe'nin büyüklüğünü gördüm. Bu camia çok büyük sıkıntıları taraftarıyla birlikte atlattı. Kutsal Fenerbahçe taraftarlarına teşekkür ediyorum."
"Yönetimden ayrıldığım günden bu yana şahsımla ilgili birçok söylenti ortaya atıldı. Bugüne kadar hep sustum. 3 Temmuz süreciyle ilgili yaşananların çarpıtılarak anlatılması nedeniyle bazı bilgileri paylaşacağım. 3 Temmuz süreciyle ilgili hepimizin bildiği konuları özetleyeceğim. Yaşadıklarımız ve iddialarla ilgili konularda konuşacağım."
"1992'de rahmetli Hüseyin Çakıroğlu'nun anısına kurulan 1907 Fenerbahçeliler Derneği'nin amacı bu kulübü desteklemektir. Bağlılığımız Fenerbahçe'nin tüzel kişiliğinedir. Bu bağlılığımızın bilincindeyiz. Hepimiz geçiciyiz. Kalıcı olan Fenerbahçe'dir. Seçimlerde taraf olmamaya her zaman özen gösterdik. Bu nedenle bir grup olarak karar almak gibi bir durumumuz yok. Sadece bir adayı desteklemek derneğimizle çelişir. 1907 Derneği'nin seçimlerde grup kararı alması söz konusu değildir. 3 Temmuz sürecinde 3 milyon TL toplayıp basketbol şubesine destek olduk. Görüldüğü gibi derneğimiz Fenerbahçe aşığı kişilerin oluşturduğu bir platformdur. Üyelerimizi yönlendirdiğimiz şeklindeki haberler doğru değildir."
"Benim bugüne kadar Sayın Mehmet Ali Aydınlar ile ilgili herhangi bir kişisel sıkıntım olmamıştır. Kişisel sorunum olsaydı 2012'de Bakü'de Avrupa şampiyonu olduğumuzda, ilk onu tebrik etmezdim. İlk defa adını bu yoğunlukta telaffuz ediyorum. Bunu kişisel bir sorun olmadığını bilerek değerlendirin. TFF Başkanlığı olağan dönemlerde bile yapması zor bir görev. Buna bir de 90. saatte şike denilen süreç eklenince daha da güçleşmiştir. Bize göre spor hukukunun temel prensiplerine uyulsaydı, işler bu noktaya gelmezdi. Alınan kararları ve sergilenen yönetim anlayışını alt alta koyarsak, başarısızlık ve hayal kırıklığı yaşandığını görüyoruz. Zira bazı gerçeklerin olduğundan farklı gösterilmeye çalışılması nedeniyle bazı şeyler anlatacağım. Bize göre yaşanan hukuk ihlallerinden bahsetmeyeceğim."
"3 Temmuz'da eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla güne başladık. Gizlilik olmasına rağmen sanki bir halkla ilişkiler kampanyası gibi, ifadeleri bile takip edebilir hale geldik. Pek çok kez basın yasağı için başvurduk ama sağlayamadık. Basın yasağının getirilmemesi, benim bu operasyona çok farklı bakmama neden oldu. Ülkemizde taraftarlar arasında yıllarca tamir edilmeyecek nefret tohumları ekildi. Türk futbolunun imajı zarar gördü. Şahsen o gün başkan olsaydım, gizlilik ihlalinin önüne geçilmesi için çaba sarfederdim. Gerekirse devletimizin en tepesine giderek 'Lütfen basın yasağı getirin' derdim. Çok kısa sürede kimin neyle suçlandığını bilmezken sadece basında çıkan haberlerle Fenerbahçemiz suçlu hale getirilmeye çalışıldı. Yaşananlardan dolayı bazı rakiplerimizin fırsat kollaması; TFF ve UEFA'yı baskı altına aldı. Kamuouy baskısı altında kalan TFF, Etik Kurulu raporu diye bir şey ortaya attı. Savunma hakları kullandırılmadan kanaatin bizim için önemi olmaması gerekirken, ilerleyen dönemde bu rapor UEFA'nın temel dayanağı haline gelmiştir. Mehmet Ali Aydınlar, böyle bir raporun hazırlanmasına nasıl karar verdi! Mehmet Ali Aydınlar, gizlilik ihlaliyle ilgili bir çalışma yapmış mıdır? 100 yıllık şanlı kulübün kaderi Etik Kurulu raporundan dolayı bu noktaya gelmiştir. İstenilen her ortamda bunları Türk spor tarihinin iyiliği için tartışmaya hazırım. Ek raporlara rağmen Fenerbahçe'nin kaderi Etik Kurulu raporuna bırakıldı. Etik Kurulu raporunun basına nasıl sızdırıldığını biliyoruz. Sayın Aydınlar'ın üzerine büyük bir baskı kuruldu. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal da aynı açıklamayı bana yapmıştır. Aydınlar'ın üzerine kurulan baskı 'Fenerbahçe formasını sırtınızdan çıkaramıyorsunuz' idi. 'Bütün ülkeyi riske atamazdım' cümlesini de bu yüzden kurdu."
"UEFA'nın bu şekilde olağanüstü davranmasının arka planınında bazı TFF yöneticilerinin olduğundan şüphemiz yok. Rapordan birkaç gün sonra ülkemizi küçük düşürecek bir gelişme yaşandı. UEFA müfettişi geldi. Aslında burada TFF hiçe sayıldı. Ama Sayın Cornu'ya övgüler yağdırdılar. Halbuki 'UEFA sen napıyorsun! Senin muhattabın benim. Sen kimsin ki buraya geliyorsun!' denilmesi lazımdı. İnsanın gücüne gidiyor. Sayın Cornu neden yalan söylesin. Cornu'nun ziyaretinde skandal boyutunda işler var. Türk futbolunu temsil eden insanlar UEFA'ya karşı dik durmadı. Sayın Cornu 'Fenerbahçe'nin yüzde 1 bile şike yapmama olasılığı var mı?' diye sormuş. Bizim yetkililer 'Yok' demiş. Ben UEFA'ya kızmıyorum, UEFA ile muhattap olanlara kızıyorum. Cornu'nun ziyaretinde bir yol haritası çizildi ve ardından Infantino'nun mektubu geldi. Fenerbahçe yok yere cezalandırıldı. Bunun hesabını birileri er ya da geç verecektir."
"Futbol hukuku içinde kalmanın doğru olduğunu düşünerek yerel mahkemelere gitmedik. Çok önemli oyuncularımızla yollarımızı ayırdık. Ertesi sezon yarım puanla şampiyonluğu kaçırdık. Bizim kolumuzu, kanadımızı kırdılar. Dönemin başkanı Sayın Aydınlar ve yönetimi, Fenerbahçe'nin suçlu olduğuna peşinen inandı. Aydınlar ile ters düştüğümüz nokta da burasıdır. Sayın Aydınlar, Savcı ile ilk görüşmesinden sonra durumun 'vahim' olduğunu söyledi. 8 takımdan bahsediliyordu. Ne oldu diğer takımlara? İş Fenerbahçe ve Beşiktaş üzerinden yürütüldü daha sonra."
"UEFA'nın müfettiş ziyareti planlanırken 'Senin muhattabın benim' demesi gerekmez miydi! Sayın Aydınlar'ın spor hukuku konusunda tecrübesiz olması 3 Temmuz sürecini etkiledi. Sayın Aydınlar kararsızdı. Mesela liglerin başlama tarihi. Kendi istifasında bile kararsızlıklar yaşadı. Medyayla çok fazla konuştu. Sonra da çelişkiye düştü. Paylaşma kültüründen çok uzak bir yöneticilik yaptı. Kararsızlığı, yaşadığı gel-gitler, bilgi eksikliği nedeniyle süreç ne yazık ki manipülasyona açık bir duruma geldi. 'Fenerbahçe formasını çıkartmazsam ülkeye zarar veririm' düşüncesi nedeniyle bu noktaya geldi."
"Sayın Aydınlar bize 3 fırsat sunduğunu söylemişti ama bize göre ortada bir fırsat bile yok. 15 Ağustos'ta daha ortada kimin neyle suçlandığı bilinmezken 'Kendisinden şüphe edenler Avrupa'ya gitmesin' demenin neresi fırsat! Böyle bir yaklaşımı hangi Fenerbahçeli kabul ederdi! Mehmet Ali Aydınlar 'Bana sorsalardı Trabzonspor'un yerine Bursaspor'un gitmesini önerirdim' dedi. Bunu nasıl söyledi aklımız almıyor. Bu açıklama sansasyoneldir. 'Bana sorsalardı' diyor. Gerçekten mi! Bu benim için algılaması zor bir durum. Hadi başkan tecrübesiz. Danışmanlar niye anlatmıyor. 'Tecrübeli başkan yardımcısı' niye anlatmadı!"
"Mektup UEFA'yı zan altında bırakmayacak şekilde yazılmış. Şampiyonlar Ligi'ne Fenerbahçe'nin yerine Trabzonspor'un alındığı gece yapılan açıklamada 'UEFA istediği için yaptık' denildi. UEFA ile TFF birbirine topu atıp durdu. Mektubun bir paragrafında 'Fenerbahçe kendini Şampiyonlar Ligi'nden çeksin. Çekmezse TFF çeksin' diyor. Ama 'Olmadı ben çekeceğim' demiyor. Çünkü onu yapacak cesareti ve şartlar yok. Aba altından sopa gösteriyor. Zaten Aydınlar 'Fenerbahçe formasını çıkartmazsam ülke benim yüzümden yanacak' düşüncesi içindeydi. Sayın Aydınlar, yaptığı bazı açıklamalarla sanki bizimle dalga geçti."
"9 Ocak 2012'de Cenevre'de UEFA avukatıyla bir araya gelindiği bir gerçektir. 3 yönetici ve 1 avukatımız katıldı. Bu toplantıya aynı zamanda TFF avukatı da katılmıştır. TFF Başkanı'nın avukatının olduğu toplantıda TFF'nin temsil edilmediğini söylemek anlaşılır gibi değil."
"Mehmet Ali Aydınlar, yapılan pazarlıkların kendi göngördüğü şekilde olsaydı Fenerbahçe'nin 1 yıl ceza alacağını düşünüyordu. Şampiyonluk kupamızın kendisi sayesinde müzemizde olduğunu iddia ediyor. Aydınlar Fenerbahçeli yöneticilerin gizli olarak görüştüğünü ve sadece kendisinin arabuluculuk yaptığını söylemiştir. Bu toplantı tamamen TFF'nin tertip ettiği bir toplantıdır. Mehmet Ali Aydınlar, gizli pazarlıklar içinde olduklarını açıkça ifade etmiştir. Bizden pek çok feragat bekleniyor ama karşılığında hiçbir kazanç yok. Bunun bize teklif edilmesinin sebebi dik duramayan TFF'dir. Hem 2010-2011 sezonunu yok saymak istiyor. Hem de 'O kupa benim sayemde müzede' diyor. Bu çelişkiyi anlayamıyorum."
"Şahsımla ilgili bazı iddialar var. Burada fişeği ateşleyen haberlerden biri de bir yöneticinin oğluyla yemek yediğim şeklindeki haberdir. Böyle bir yemek yok. Fenerbahçe'ye katkı sağlamamız için resmi bir görevde olmaya gerek yok. Pazar günkü seçimde aday olmadığımı söylemek istiyorum. Aile şirketlerinde aldığım sorumluluklar nedeniyle bu kararı aldım. İleride şartların en müsait olduğu anda yeniden görev alabilirim."
"Sayın Aydınlar 'Fenerbahçe Başkanı olursam şike yapmayacağım' dedi. Bunu nasıl söylersiniz! İnsanlar çoluğunu, çocuğunu göremedi. Pazar günkü seçimde aday değilim. İnşallah Fenerbahçemiz için hayırlı bir sonuç çıkar seçimden. Fenerbahçe'ye hizmet etmem için yönetimde olmama gerek yok."
"Bu açıklamaları seçimden sonra da yapabilirdim. Ancak sağlıklı bir seçim olması için bunları söylemem gerektiğini düşündüm. Ben kulübümün çıkarlarını korumaya çalışırken Mehmet Ali Aydınlar hep beni hedef aldı."