Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Türkiye'nin ilk sanayici kuşağından Raif Dinçkök'ün kurduğu Akkök Grubu'nda mahkemelere düşen kardeş kavgasında 80 dava sürüyor. İlk kez konuşan Ömer Dinçkök, "Aile şirketlerinde güven yetmiyor. Üzgünüm ama ailemin hakkını arıyorum" diyor. Hürriyet'ten Jale Özgentürk kardeşler arasında yaşananları köşesinde okuyucuları ile paylaştı. İşte o yazı;
Türkiye’nin ilk sanayicilerinden biriydi Raif Dinçkök... Ailesi Balkan Harbi sırasında Türkiye’ye göç ederken Selanik’te dünyaya gelmişti. Baba mesleği ticarete Ankara’da başladı. 1943’te ise Türkiye’nin pek çok sanayicisini çıkaran İstanbul Sultanhamam’a geçti.
Raif Dinçkök, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye’de başlayan sanayileşme fikrinin etkisiyle ticaretten üretime yöneldi. İlerleyen yıllarda ise Türkiye’nin ilk özel sektör tekstil fabrikalarından Aksu’yu kurdu. Vehbi Koç ve Nejat Eczacıbaşı ile birlikte 1952’de İstanbul Sanayi Odası’nı kuran isimler arasında yer aldı.
Raif Dinçkök 1994’te vefat ettiğinde, tekstil ve kimya sektörlerinde Aksu, Akkim gibi önemli şirketlere sahipti. Kurucusu olduğu Akkök Holding de bugün 1 milyar TL sermayeli 20’ye yakın şirketi, 4 bin 500 çalışanı olan dev bir grup. Grubun şirketleri arasında Aksa, Ak Enerji, Akasya AVM gibi tanınmış şirketler var. Akmerkez ve Papermoon kamuoyunun çok yakından bildiği bu gruba ait markalar.
MAHKEME SÜRECİ
İki oğlu, bir kızı oldu Raif Dinçkök’ün. Ömer, Ali ve Nilüfer Dinçkök Çiftçi. Raif Dinçkök’ten sonra kamuoyunda grubun yüzü küçük oğlu Ömer Dinçkök oldu yıllarca. TÜSİAD Başkanlığı, İSO Meclis Başkanlığı, TOBB Sanayi Konseyi Başkanlığı, TEV Başkanlığı yapan Ömer Dinçkök, meslek örgütlerinde de aktif bir isim.
Üç kardeş Akkök Holding’e yüzde 33’er payla ortak. Her biri kendi kurduğu holdingle yer alıyor. Birkaç yıldır grupta üçüncü kuşak da görev almaya başladı. Ömer Dinçkök’ün kızları Ayça ve Gamze, Ali Dinçkök’ün oğlu Raif Dinçkök de artık yönetimde söz sahibi isimler...
Grupta yaşanan sorunlar kamuoyuna ilk kez 2012’de yansıdı. Fikir ayrılıkları artarken kardeşleri mahkeme kapılarına götürecek süreç başladı.
O tarihte yapılan Akkök Sanayi Yatırım ve Geliştirme A.Ş’nin genel kurulunda ilk kez yönetime Ömer Dinçkök ve ailesini temsilen kimse giremedi. Ali Raif Dinçkök ve Nilüfer Dinçkök Çiftçi aileleri birlikte hareket ederek Ömer Dinçkök ve ailesinin yönetime girmesine izin vermedi.
Ömer Dinçkök de bu kararı “Kendi ailesinin şirket yönetiminden dışlanmasına, kontrol haklarının ellerinden alınmasına yönelik haksız, hukuka aykırı ve iyi niyetten yoksun bir karar” olarak yorumladı ve 80’e yakın dava açtı. Sürmekte olan bu davaların bazılarında yönetimdeki kardeşler “görevi kötüye kullanmak”la suçlanıyorlar.
Bir süredir kamuoyuna yansıyan bu aile kavgasını izliyorum. Davalar kamuoyuna tutanaklardan yansıyor. Ancak aileden hiçbir üye bugüne dek neler olduğunu anlatmamıştı. Hem Ömer Dinçkök’e hem de Ali Dinçkök’e bu kavganın nedenlerini sordum. Temel bir gazetecilik ilkesi gereği her iki tarafın da görüşlerini objektif bir şekilde yansıtmak istedim.
Gönderdiğim sorulara Ali Bey cephesinden bir yanıt alamadım. Ali Bey’in yakın çevresi, konu yargıya intikal ettiği gerekçesiyle mahkeme sürecinde kendisinin konuşmak istemediğini belirtmekle yetindi.
UZAKLAŞTIRILDIK, DIŞLANDIK
Ömer Dinçkök ise uzun süredir yaşananları “kendi penceresinden” anlatmak istedi.
İki kardeşi Ali ve Nilüfer’in neden kendisine karşı böyle bir birlik oluşturduklarını “anlayamadığını” söyleyerek başladı Ömer Dinçkök konuşmaya. 2012’den sonra hiçbir konuda fikirlerinin sorulmadığını, görüşlerinin alınmadığını ekleyerek devam etti: “Muhalefet şerhlerimize rağmen çoğunlukla karar alıyorlardı. Tamamen uzaklaştırıldık, dışlandık.”
Ömer Dinçkök’ü asıl üzen ise sermaye arttırım süreci olmuş. Bu konuda şöyle konuşuyor: “İhanetle karşılaştık. 11 Ekim 2013’te Cuma günü Türkiye 10 günlük Kurban Bayramı’na çıkıyordu. 21’inde dönülecekti. Ticaret Sicil Gazetesi’nde bir ilan yayınlandı. Sermaye 13 milyon liradan 613 milyon liraya çıkarılıyor, 47 kat arttırılıyordu. 31 Ekim tarihine genel kurul tarihi konmuştu. Yasal en kısa sürede payımıza düşen 50 milyon doları bulmamız isteniyordu. Sermaye artışı gerekçeleri geçerli değildi. Kötü niyetti bu. Ödeyemeyeceğimiz hesaplanarak yapılmıştı. Hemen iptal davası açtık.”
Ömer Dinçkök sermaye artışı kararının mahkemede iptal edildiğini, daha sonra yapılan normal sermaye artırımına ise katıldığını ve kendisine düşen payı ödediğini belirtiyor. Kardeşlerine karşı açtığı 80’e yakın davadan söz ederken “Üzülerek söyleyeyim ceza davaları da var” diyor ve kardeşleriyle yaşadığı bu sorundan nasıl etkilendiğini şöyle anlatıyor:
“Üzüntülüyüm tabii ki. Dava açmadan önce geceler boyunca uyumadım. Ama bardağı taşıran damla bizi dışlama niyeti oldu. Ailemin hakkını korumak zorundaydım.” Bu duruma gelinmesinin nedenini aile değerlerini koruyacak bir yapının oluşturulamamasına bağlıyor Dinçkök. Babası Raif Dinçkök’ün uzak görüşlü bir işadamı olmasına rağmen iyi niyetinden bu yapıyı kurmadığını, kendilerinin de bir “ortaklık sözleşmesi” oluşturamadıklarını ekliyor. “Bu değerler, bu şirketler sadece bize ait değil, Türkiye’ye ait. İyi korunması iyi yönetilmesi” lazım diye de ekliyor.
Dünyada da Türkiye’de de aile şirketlerinin yaşaması zor. Ne yazık ki Türkiye gibi sınırlı kaynaklara sahip bir ülkede büyük fedakarlıklarla kurulan şirketlerin bir bölümü büyüyemeden parçalanıyor. Dinçkökler’de de yaşanan kavganın faturası geçtiğimiz günlerde somut olarak ortaya çıktı.
Bu yıl açıklanan Forbes Zenginler listesinde Dinçkök ailesinden hiç kimse yoktu. Bu 2005’ten bu yana ilk kez oluyor. Servet parçalanınca listeye girmek için gerekli olan minimum 375 milyon dolara hiç bir aile üyesi ulaşamadı.
Burada anlatıldığı gibiyse kesinlikle bir haksızlık var.Ne demek bir kardeşin dışlanması.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.