<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemAK Parti'nin AK'ı kalmadı----

AK Parti'nin AK'ı kalmadı

AK Parti'nin AK'ı kalmadı
05 Mart 2014 - 23:27 www.finansingundemi.com

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ömrü tükenmiştir." dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ömrü tükenmiştir. Babalar oğullar ilişkisi çok farklı noktaya gelmiştir. AK Parti'nin AK'ı kalmamıştır" dedi

Tekirdağ'ın Ergene ilçesinde vatandaşlara seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart seçimleri için partisinin başkanlık divanı üyeleri, milletvekilleri ve merkez yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Türkiye'yi ilçe ilçe, il il gezdiklerini söyledi. 

Ergene'nin ilçe olması ve ilçe oluşuyla beraber kısa zamanda belediye başkanlığı seçimine katılmasının memnun edici bir gelişme olduğunu belirten Bahçeli, "30 Mart seçimlerinden önce, bir yasa değişikliği ile belediyelerimizin sayısı ve yapısı değiştirilmiştir. Şu an bin 394 seçim çevresinde belediye seçimleri olacaktır. Bunlardan 16 tanesi eskiden büyükşehirdi, 14 ilave yapılmıştır ve 51 ilde de belediye başkanlığı seçimi olacaktır. Geri kalanlar ise ilçe ve beldelerdir. İşte Tekirdağ böyle bir yasa değişikliği sırasında, 750 bin nüfusu aşan iller kapsamında olduğu için büyükşehir belediye başkanlığı niteliğine kavuşmuştur" ifadelerini kullandı. 

Tekirdağ sınırları içerisinde her alanda büyükşehir belediye başkanlığının hizmet alanı olarak kabul edilmesinin önemine işaret eden Bahçeli, şöyle konuştu: 

"Bu yeni bir belediyecilik anlayışı demektir ve yeni bir belediyenin de oluşumu demektir. Hal böyle olunca, buraya belediye başkanlığından önce kurucu başkan seçmek lazımdır. Kurucu başkan belediyeyi yeniden organize edecek, bütün il kapsamını kucaklayacak ve oralardaki hizmetlerin eşit adil dağılımına fırsat verecek kaynak ve imkanları buna göre yönlendirecek bilgili becerikli bir şahsın elinden geçerse, o zaman bir yönüyle çok daha güzel hizmet sunulabilinir ve bir belediye temiz eller üzerinde, temiz gelişmelerle, temiz hizmetle yol alabilecek bir imkana kavuşur. İşte bu anlayıştan hareketle MHP, Tekirdağ'ın bu yeni belediye başkanlığı statüsünü dikkate alarak çok değerli bir şahsiyeti Sayın Nail Yılmaz beyefendiyi büyükşehir belediye başkan adayı olarak takdim etti." 

Yeni ilçe olan Ergene'de, belediyenin kuruluşunun önemli olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: 

"Ergene Belediyesi için de bir başka kurucu başkana ihtiyaç vardır. Hele hele Ergene'nin önümüzdeki dönemlerle ilgili gelişmesi, özelleşmesi, her türlü kollektif ihtiyaçların karşılanması, altyapının oluşması, imarının yeniden gözden geçirilerek şekillenmesi, kurucu başkanın insiyatifi içerisinde bir disiplin altında yürütüldüğü takdirde, ilk 5 yıldan sonra becerikli bir başkan olduğu takdirde artık kimse Ergene'yi tanıyamaz hale gelmiş, 'Bu ne kadar güzel bir belde, bu ne kadar güzel bir şehir, bu ne kadar güzel bir ilçe' demeye başlar. Ve bunu dedittirebilecek bir kişiye ihtiyaç var. Bu kim olabilir dediğimizde Sayın Belediye Başkan Adayımız Mehmet Cebeci beyefendidir. Onun için Sayın Nail Yılmaz bey ile Mehmet Cebeci beyefendiye böyle önemli bir kuruluş görevi üstlenmelerinden dolayı bu birikime tecrübeye sahip olmalarından dolayı kendilerine başarılar diliyorum." 

Bahçeli, herkesin sandığa giderek demokratik hakkını kullanması gerektiğini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: 

"Sandığa giderek demokratik hakkınızı kullanmanız gerekiyor. İkinci olarak sandıktaki oylarınızın sahibi olmak lazım. Üçüncü olarak da sandıktaki görevli arkadaşlarınızın herhangi bir hile ile oylarını bir başka yere atmalarını engellemek, hırsız oylarla, çalınan oylarla sonuç almak isteyenlere fırsat verdirmemek için orada hizmetlerini sonuna kadar sürdürmeleri gerekir. Bu söylediklerimiz hafife alınacak bir konu değildir. Arkadaşlarımız olarak çalışıyorsunuz. Son 25 gün kalmış, şöyle yağmurlu bir havada dahi vazgeçmiyorsunuz, toplantılarınızı gerçekleştiriyorsunuz ve sandığa 30 Mart sabahı gidiyorsunuz. Akşama kadar oy kullanma, sonra da sayımı yapılıyor. Söz gelimi bir ilkokulda 50 tane sandık var. Bir tanesinde bir parti 11 oy almış. Akşam sayım sırasında, oradaki bir görevli, sonuna veya yanına 1 ilave etmiş olsa, o zaman oradaki oy 111 oy olacak demektir. 111 oyun 11'i var iken diğerleri hırsızlık yapılan oy demektir. Belediye başkanlığı için bu, bir oyla kazanıp, bir oyla da kaybettiğimiz birçok örneklerimiz bulunmaktadır. MHP'nin ilçe başkanlığı tarafından sandıklarda görevli arkadaşlarım, herşeyin son mührü sizsiniz. Davanıza sahip çıktığınız kadar onu temsil eden milli iradeye de sahip çıkmanız lazım. Bu milli irade ise sandıkta tecelli edendir. Sandıkta oyunuza sahip olmak MHP'nin bütünüyle hedefe varmasına katkı sağlamak anlamı taşır." 

"Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ömrü tükenmiştir" 

30 Mart seçimlerinin aynı zamanda bir sürecin başlangıcı olduğunu öne süren Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Türkiye'nin siyasi gelişimi sırasında, 3 siyasi olay üst üste gelmektedir. Bunlardan bir tanesi 30 Mart'ta belediye başkanlarımızı ve belediye meclis üyelerimizi seçiyoruz. 28 Ağustos'ta ilk defa cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesi yasa değişikliği ile cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacaktır. Üçüncüsü ise 2015 yılı en geç 12 Haziran'ına kadar 25. dönem milletvekilliği seçimleri olacaktır. Demek ki belediye başkanımız, cumhurbaşkanımız ve milletvekillerimizin seçimi. Eğer bu 3 siyasi olayı, 3 noktada bir doğru olarak tespit edebilir, ortaya koyabilirseniz, bunun kesin sonucu, 2015 yılı içerisinde Türkiye'nin siyasi şeklinin kesin olarak değişmesi demektir. Bunun bir başka ifadesi, kesin olarak değişim diyorsak bugünkü Adalet ve Kalkınma Partisi'nin gidici olması demektir. Bugünkü Adalet ve Kalkınma Partisi gitmeli midir? Evet gitmelidir. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ömrü tükenmiştir. Babalar oğullar ilişkisi çok farklı noktaya gelmiştir. Bakan ve bakan çocukları, Başbakan ve Başbakan çocukları Türkiye'de tartışılır bir hale geliyorsa, artık AK Parti'nin AK'ı kalmamıştır. Bunu da iyi düşünmek lazımdır." 

Bahçeli, şöyle devam etti: 

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan, zaman zaman konuşuyor, kalkıyor diyor ki, 'Ana muhalefet başkanı genel müdür' diyor. Güya kendine göre aşağılamış oluyor. Halbuki, birilerini aşağılatırken, kendisinin aşağılattığını görmesi için biraz daha aşağıda kalması lazım. Bize ise 'Yavru muhalefet' diyor. Kurdun yavrusu bile Recep Tayyip Erdoğan için tehlikedir. Aklını başına al Recep Ağa. Konuştuğunu bil. Güzel bir Türkçesi var. Bir kısmı Recepçe, bir kısmı Türkçe. Mesela diyor ki, 'Cehape, CHP' diyor. Bizim için de 'Mehape, MHP' diyor. Pe'ler doğru güzel bir Türkçe, ama CeHa ile MeHa Recepçedir. Partiler isimleri söylenirken baş harfleri ile kısaltılarak daha anlaşılabilir hale getirmek istiyorlar. Biz de kalkmışız Adalet ve Kalkınma Partisi'ne diyoruz ki AKP. Ne var bunda, bir sakınca mı var? O diyor ki, 'Bize AKP demeyiniz' peki ne diyelim size? AK Parti diyelim. Peki bazı vatandaşlarımız, AK Parti dedi. Özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerimiz. Fakat 17 Aralık'a geldiğimiz vakit kazan dibi karası gibi oldu. Onun için siyaseter üslubumuza dikkat etmek lazım." 

Bazı konuları anlatmak için güzel örneklerin siyaseti güzelleştirdiğini ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Kaba, kendini beğenmiş, gelecekte herşeyi de benim diyen, tek adamlığa heveslenen, arkasından cumhurbaşkanlığına gözünü diken, sonra da bunları elde edebilmek için otoriter bir rejime dönüştürmek, daha sonra da diktatör olmanın, eğer yolsuzluk ve rüşveti de bu arada başlamışsa sonu iflah olmaz. Niye olmaz? Tunus'ta Binali var, Mısır'da Mübarek var, Libya'da Kaddafi var ama bunlara çok benzer olan bir iki tane lider var ki, onu bu konuda araştırmak lazım. O da, Endonezya'daki iki devlet başkanı, yolsuzluk ve rüşvetten giderken kimisi yalın ayakmış, ayakkabısının altı delikmiş, kimisinin evi barkı yokmuş, sonra saraylarda yetişip, yolsuzluk ve rüşvetle halk ayaklanınca, birisi Amarika'ya kaçtı, birisi bilmem nereye gitti. Bu olaylar dünyada yaşanıyorsa Türkiye'yi bu hale sokmamak lazım. Onun için bu gidişata dur diyebilecek bir demokratik yol bulmak gerekiyor. Bu da demokrasi içerisinde seçimdir. Seçim, bir müessesedir ve çıkış yollarında milli iradenin kendi iradesiyle sorunları istediği gibi çözme yoludur." 
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)