AİHM kararında şartlı tahliye vurgusu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dün PKK lideri Abdullah Öcalan ile ilgili verdiği kararına ‘şartlı tahliye’ uyarısı damga vurdu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) dün İmralı'da tutuklu PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili bir karar imza attı. Arzu Çakır Morin'in Hürriyet'teki haberine göre mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmlara ‘gelecekte şartlı tahliye umudunun verilmemesini’ Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesine aykırı buldu.
AİHM, İmralı’da tutuklu PKK lideri Öcalan’a cezaevinde uygulanan muamelenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ‘işkence kötü muamele ve insanlık dışı muamelenin önlenmesiyle’ ilgili 3’üncü maddesine ‘aykırı olmadığına’ hüküm getirdi. AİHM, ‘Bir mahkûmun şartlı tahliye umudu olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasının’ AİHS 3’üncü maddesine aykırı buldu. Mahkeme, İngiltere için aldığı bir kararı içtihat göstererek, bu konuda Türkiye’nin de yasal düzenleme yapmasını istedi. AİHM’in, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) İmralı ziyaretleri sonrasında hazırladığı raporları temel aldığı kararına, ömür boyu hapis cezasına ‘şartlı tahliye uyarısı’ damga vurdu. AİHM, İngiltere için alınan ‘Vinter’ kararına atıfta bulunarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını alan mahkumlara ‘gelecekte şartlı tahliye umudunun verilmemesini’ AİHS’in 3’üncü maddesine aykırı buldu. Kararda, “Bu, hemen bu konuda bir uygulamaya geçilmesini istediğimiz şeklinde yorumlanmamalıdır. Ancak, makamların iç mevzuatta bir prosedür yoluyla, müebbet hapse getirilen zorunlu bir süreden sonra, şartlı tahliye edilip edilemeyeceğinin kararlaştırılmasını içeren yasal düzenleme yapılmalıdır” ifadesi yer aldı.
Cezaevi koşulları 2009’dan beri uygun
CPT’nin 17 Kasım 2009 tarihli raporuna atıfta bulunan kararda, 2009’a kadar Avrupa normlarının dışında bir tutukluluk yaşayan Öcalan’ın, koşullarının ‘minimum normlara’ uygun olduğu belirtildi. Türkiye’nin CPT’nin uyarılarının ardından önemli gelişmeler kaydettiği vurgulanan kararda, “Adada yeni bir cezaevi inşa edildiği, 5 tutuklunun adaya gönderilerek Öcalan’ın ‘tek tutuklu’ olmaktan çıkarıldığı, ailesi ve avukatlarıyla görüşme koşullarının düzeltildiği, telefon ve televizyon olanakları, spor salonu, kütüphane ve satranç salonu ile pekçok etkinliğin olanaklı kılındığı” vurgulandı. AİHM, bu nedenle Türkiye’nin 2009’dan itibaren, AİHS’in 3’üncü maddesini ihlal etmediğine karar verdi. AİHM, mahkeme masrafları olan 25 bin Euro’nun karşı tarafa ödenmesini istedi. AİHM, Öcalan’ın ‘Kürt olduğu için farklı muameleye tabi tutulduğu’ ya da ‘aşamalı olarak zehirlendiği’ gibi iddiaları ise reddetti.
Yeniden yargılama anlamına gelmez
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AİHM’in, Öcalan kararına ilişkin, “Bu yeniden yargılama anlamına gelmez. Türkiye daha önce bu defteri kapattı. Kararı Büyük Daire’ye de götüreceğiz” dedi. Bozdağ, “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de Türkiye’nin, AİHM’in bu doğrultuda verdiği kararın gereğini yerine getirdiğini tespit etti. Yeniden açılması söz konusu değildir” diye konuştu. İdam cezasının, Meclis onayınca infazı yapılan bir ceza olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Yani idam cezası, infaz edilene kadar Meclis’te bekler, şartlı tahliyeden yararlanmaz. AİHM, zaten bu yöndeki iddiayı reddetmiş, bu konuda bir ihlalin olmadığını ifade etmiştir. Türkiye’nin lehine karar vermiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Ergenekon ve Balyoz’a da içtihat niteliğindedir
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Öcalan kararından telefonla görüşme hakkı sürprizi çıktı. BDP’nin Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, “AİHM bu kararıyla, telefon, mektuplaşma, aileyle görüşme gibi cezaevlerindeki diğer hükümlülerin ne hakkı varsa bunların ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerine de vereceksin diyor” yorumunu yaptı. AİHM kararını Hürriyet’e değerlendiren Kaplan, “AİHM bu kararıyla ağırlaştırılmış müebbette ölümüne kadar infaz olmaz diyor. Bu konuda Mandela örneğini vererek, ne kadar tehlikeli mahkum olursa olsun infaz haklarından kaynaklanan haklarını kullanabilir diyor, bunların da tahliye olabileceğinin işaretini veriyor” dedi. Kaplan, şöyle devam etti: “Bu karar Balyoz ve Ergenekon davaları için de içtihattır. O davalarda da ağırlaştırılmış müebbet var.”