Ahmet Hakan, Akan'ın o fotoğrafını yazdı

Dün sabah Türkiye, ünlü aktör Tarık Akan'ın vefat haberiyle sarsıldı. Sanat dünyası ve sevenleri, ünlü aktörün ani ölümü üzerine üzüntülerini dile getirdi. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da, yazısında Tarık Akan'ın Ergenekon davası sırasında Silivri'deki protesto gösterilerinde çekilen fotoğrafını kullanarak, "Sadece bu fotoğraf bile Tarık Akan'a yeter" ifadesini kullandı. 

İşte Hakan'ın o yazısı:

Yıl: 2012. Burası Silivri.

Ergenekon duruşmasını izlemeye gelenlere yönelik müdahalede Tarık Akan, bariyerlerin en önünde mücadelede.

Hürriyet
TARIK Akan var ya

Tarık Akan...

Şu hayatta hiçbir şey yapmamış olsaydı bile...

Ya da...

Şu hayatta her şeyi yanlış yapmış olsaydı bile...

Sadece şu fotoğraf karesi...

Onun için yetip de artardı.

*

Dönem Fetullah’ın ülkeye egemen hale getirildiği bir dönem...

Kumpasçıların kalleş yumruklarının enselerde hissedildiği günler...

Korkudan kıyıya köşeye saklanılan bir zaman...

İşte o dönemde, o günlerde,

o zamanda...

Tarık Akan hiç korkmadan, çekinmeden ve yılmadan...

Zalimin karşısında, mazlumun yanında yer aldı.

*

Şahidiz. Şahidiz. Şahidiz.

MASUM PRENS HALİ

SİNEMAYA ilk başladığında Tarık Akan şöyle bir şeydi: Hayatta aşktan başka hiçbir şeyi kafaya takmayan, mahcubiyetini bir türlü üzerinden atamayan, politik tek bir kaygısı bile bulunmayan bir masum prens... Kötüye ve kötülüklere hiç maruz kalmamış masalsı bir ortamın kartpostal çocuğu... Biraz kartondu bu hali...


HEPSİNİ BİR BAŞKA SEVDİK TARIK AKAN’IN HALLERİNİN

ZÜPPE OĞLAN HALİ

Sıkılmış olacak ki kartpostallıktan biraz gülmece kattı işin içine: Zengin Ağa’nın şehre okumaya gelmiş şımarık ve yakışıklı çocuğu oldu... Halit Akçatepe’nin zıt kardeşi oldu... Vahi Öz’ün oğlu oldu... Ayşen Gruda’nın asıldığı çocuk oldu... Serkeş ve komik “dayı” oldu... “Kovaladıkça kaçan ateş böceği” oldu... Oldu da oldu.

DAMAT FERİT HALİ

“Hababam Sınıfı” günleri başlayınca bambaşka bir Tarık Akan olarak çıktı karşımıza: Sınıfın yakışıklısı “Damat Ferit” olarak... Güdük Necmi ve İnek Şaban’ın yakın adamı... Münir Özkul Bey’in en sinirlendiği öğrencisi... Adile Naşit Hanım’ın anne şefkatiyle yaklaştığı haylazı...

ÖDÜNSÜZ SOLCU HALİ

Ve işte bütün Tarık Akan hallerini yıkan yeni bir Tarık Akan hali: Grev kararı alan maden işçisi olarak belirdi... Hakikatleri yazan bir gazeteci oldu... Baraj inşaatında ustabaşı olarak çalışan inşaatçı oldu... Eşrafa posta koyan genç ve idealist kaymakam oldu...

BUNALIMDAKİ AYDIN HALİ

12 Eylül’ün silindir gibi geçtiği günlerde Tarık Akan da silindirden payına düşeni aldı. İşkenceler arasında şair bunalımına girdi... Sansürün, baskının ve de yaratma sancısının filmlerini çekmeye başladı. Konuşmak isteyip de konuşamamanın sıkıntısını yaşadı o filmlerde.

EZİLEN ADAM HALİ

Jilet gibi jön Tarık Akan gitmiş, yerine dağılmış saçları ve uzun sakallarıyla ezilmiş, horlanmış, ötelenmiş bir Tarık Akan gelmişti... O artık Yılmaz Güney’in ezilenlere dair anlattığı öykülerin önemli bir kahramanı olmuştu. Sürü’de harikalar yaratıyor, Yol’da performansını zirveye taşıyordu.