Ahmet Ertürk TMSF'yi bırakıyor

Önceki gün Halis Toprak’ın bütün şirketlerine TMSF’nin el koyma nedeni olarak Halis Toprak’ın yine kendisi çıktı. Toprak Grubu’nun 22 şirketinin tamamına el koyan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun Başkanı Ahmet Ertürk, Toprak’ın kızlarının babalarının şirketleri yönetemeyeceğini iddia ederek vesayetini istemelerini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna, “Borçluların yönetim kalitesi borç ödemeyi de etkiliyor. Toprak Grubu’nda bizim endişemiz de bu oldu, bu bize müdahale etme hakkı veriyor. Biz Toprak grubu şirketlerinin yönetimi konusunda bazı girişimlerde de bulunduk ancak aile içi sorun yarattığı için geri çekildik. Aslında bizim grubun yönetimine el koymamızın nedeni de budur. Halis Toprak tarafından iyiyönetilememesidir” dedi. KAMU VİCDANINI RAHATLATMAKTAN MEMNUNUZ Ertürk, hem aileden bir kişinin kız arkadaşını öldürmekle suçlandığı Garipoğlu şirketleri hem de 17 yaşında bir kızla evlenen Halis Toprak’ın sahibi olduğu şirketlere TMSF’nin yaşanan olayların ardından el konulmasıyla ilgili olarak “Bizim şirketlere el koymamız ile bu olaylar arasında bir bağlantı yok. Bu bizim borçlu kitlemizin kriminal boyutunun çok kapsamlı olduğunu gösteriyor. Karşı karşıya kaldığımız riskin ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor. Diğer yandan bu olaylarla TMSF’nin şirketlere el koyması ilişkilendiriliyor, ona yönelik olumlu mesajlar geliyor. Bu doğru değil ama biz bilmeden kamu vicdanını rahatlattığımız için memnunuz” dedi. “KÖTÜ NİYETİ GÖRDÜĞÜMÜZ İÇİN EL KOYDUK” Ertürk, Garipoğlu ve Toprak gruplarının şirketlerine aradan geçen zaman içinde borçlarını ödeyecekleri varsayımıyla bugüne kadar el koymadıklarını ancak beklentilerinin tam tersi ve kötü niyetli bir yaklaşım gördüklerini kaydetti. Her iki grubun da borçlarını ödemediklerini, yapılan protokollere uymadıklarını belirten Ertürk, “Garipoğlu Grubu ile yeni protokol yapmıştık. Varlık devirleri ile grubun borç yükünü azaltmaya çalıştık. Ancak bize bildirmediği şirketler ve bizim bildiğimizin dışında varlıkları, serveti olduğunu öğrendik. Protokolde bu durumlarda ne yapılacağı açıkça yazılı. Garipoğlu’nu bazı malvarlıklarını da satarken suçüstü yakaladık. TMSF’den gizli işler yaptıkları için el koyduk. Kötü niyetlerini gördük. Başka yerlere para aktardıkları için şirketler para kazanmamaya başladı. Taksitleri ödemediler, protokolü bozduk” dedi. ZİMMET AÇIK YAZILMALI Ertürk, Garipoğlu Grubu’nun 399 milyon dolar borcu olduğunu şimdi bu borcu grubun varlıklarını satarak tahsil edeceklerini, Toprak Grubu’nun ise yapılan protokolde 130 milyon dolar borcu olduğunu ancak protokol bozulduğu için bu rakama temerrüt faizlerinin ekleneceğini ve rakamın çok daha yükseklere çıkacağını kaydetti. “TMSF, Toprak Grubu’nda yasa gereği artık protokol rakamına bağlı değil. Yeni borç çıkaracak” diye konuştu. Ertürk, Bankalar Yasası’na 2001 krizi sonrası giren ve bankacıların korkulu rüyası haline gelen zimmet maddesinin daha açık yazılması gerektiğini de belirterek “Ancak bugün bankaların kredi verememesinde zimmet maddesi etkili değil. Bankalar ticari kredilerden daha az riskli buldukları alanları tercih ediyorlar. Piyasa ve talep daraldı, kredi riski arttı. Bence krediler bu nedenle kısıldı. Ancak yine de kanunun daha şeffaf olması lazım. Bankalar Birliği ilebu konuda çalışmalarımız oldu. TMSF ve BDDK bu madde değişirse nasıl etkilenir, bizim yürüttüğümüz işlere nasıl etkisi olur onu araştırıyoruz.” dedi. Zimmet kararını verecek olan kurumun mahkemeler olduğunu belirten Ertürk, “Bankacılar yargıya güvensin. Bu yasa TMSF’nin bugün uğraştığı ve kriminal suç unsurları barındıran bankalar için getirildi. Ama şimdi bu yasa iyi niyetli verilmiş ticari krediler için de risk olmaya başladı. Bu nedenle kanun daha açık yazılmalı” diye konuştu. 3 bin TLʼlik etleri işçiler yiyecek Önceki gün 20 şirketine el konulan Halis Toprak ile TMSF avukatı Özlem Şengelen arasında ilginç diyaloglar yaşandı. Şengelen, Halis Toprak’ın el koydukları Adapazarı’ndaki Toprak İlaç’ta olduğunu bilmediklerini belirterek, gelişmeleri şöyle aktardı: “Halis bey iki üç yılda bir kebap yemeye buraya geliyormuş. İçeri girdiğimde ‘Halis Bey lütfen burayı terkedin’ dedim. O da eşine ‘hadi Nazlıcan gidelim’ dedi. Ama gidecekleri lüks cip şirkete aitti. Bu üzden izin vermedim. Ben olsam ‘sana bir cip verirdim’ dedi. Gelen servis arabasının üstüne de Toprak yazıyordu. ‘Benimle alay mı ediyorsunuz’ dedim. Meğer servis arabası Altur’a aitmiş. Etler ve garsonlar için de 3 bin lira ödenmiş. Halis Bey bana kebap yedirmediniz size afiyet olsun dedi. Ben de etleri pazartesi öğle yemeğinde yesinler diye işçilere gönderdim.” ‘Kamuda devam etmeyeceğim’ Ertürk, 2010 Ocak ayında görev süresinin sona ereceğini belirterek “Artık kamuda görev almayacağımı rahatlıkla söyleyebilirim” dedi. Ertürk, görev süresinin son gününe kadar görevini layıkıyla yerine getirip sonra bırakacağını ifade etti. TMSF’nin tahsilatının 8.5 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Ertürk, bankalara el konulduğunda temerrüt faizleri dahil 65 milyar dolarlık borç çıkarıldığını ifade ederek “Faizi saymazsak 22.5 milyar dolarlık borç çıkarılmıştı. 4.5 milyar dolarlık TMSF kaynağı ile birlikte 27.5 milyar dolaraçıkıyordu. TMSF kaynağı hariç önümüzdeki günlere tahsil etmeyi beklediğimiz 3.5 milyar dolar ile birlikte faiz hariç bankaların batırdığı kamu kaynağını neredeyse tahsil ettik” dedi. ‘Avşar’ın hayranı bile dava açtı, bunlarla uğraşıyoruz’ Ertürk, TMSF için ‘astığı astık kestiği kestik yaptıkları sorgulanmayan bir kurum görüntüsü çizilmeye çalışıldığını ancak bunun doğru olmadığını dile getirerek “Hülya Avşar’ın Bursalı bir hayranı bile ona haksızlık yaptığımız gerekçesiyle bize dava açtı. Soruşturma açılıp açılmaması için savunma verdik. Binlerce böyle davayla uğraşıyoruz. Bu uygulamalar bizim de iş yapma mekanizmamızı ağır işletiyor. Haklı çıkmamıza rağmen TMSF’nin suç duyurusuna karşı bile dava açıldı. Bu hukuk literatürüne girer” dedi. ‘ABD’de de bankamız var krizin bitmesini bekliyoruz’ İktisat Bankası’ndan kalan borçları için Erol Aksoy’da tahsil güçlüğünün devam ettiğini söyleyen Ertürk, bu gruptan ABD’de Park Avenue Bank’ın hisselerinin de şu anda TMSF kontrolünde olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu bankaya yüzde 25 ortaklığımız var. Ancak ortaklık payları konusunda 2004’te bankanın yüzde 75 hissesinin satıldığı grup ile ihtilafımız var. ABD piyasasında çöküş bu bankanın değerini de etkiledi. Fakat düzelmesini bekliyoruz.” GAZETE HABERTÜRK - RAHİM AK