Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ Dünya'da bu hafta iç ve dış ticaretin konusunu ele aldı. Ağaoğlu, yurtdışında bankaları Türkiye'nin ithalatını finanse etme konusunda iştahlı görmediğini aktardı. Güldağ ise, üretici ve sanayicilerin bankaların limitlerini günün gereklerine uygun artırmalarının çok kritik olduğunu vurguladı.
Güldağ: Bu sefer değişiklik olsun, Cenevre ziyaretinle başlayalım mı? Yediğin içtiğin senin olsun, neler gözlemledin?
Ağaoğlu: Doğrudan söyleyeyim; bankacılarla görüşmemde genel izlenimim; Türkiye’nin ihracatının finansmanında sorun yok ama ithalatını finanse edecek yöntemler itibariyle biraz uzak durmayı tercih ediyorlar.
Güldağ: İştahlı değiller anlaşılan...
Ağaoğlu: Benim baktığım cephe özellikle dış ticaretin finansmanı ile ilgili. Türkiye ile ilgili kredi limitlerini ortaya koyacak, hatta iş yapacak kişilerden önce Türkiye’ye limit verip vermeyeceğine karar verecek kişilerle konuştum. Görünen o ki, var olan limitlerini kesinlikle artırmıyorlar. Biz müşteri olarak onların ayağına gitmiş olmamıza rağmen adeta müşteri peşinde değiller.
Güldağ: Genel manzara ile mi ilgili problem? Telaşa mahal var mı?
Ağaoğlu: Genel resim itibariyle var olan riskleri, vadeleri kısaltma ve miktarlarını azaltma gibi bir çaba içindeler ama bunu çok hızlı yapma düşüncesinde değiller. Böyle bir panik hali söz konusu değil. Ama pek iştah da yok. Majör bir iyimserlik havası sezemedim doğrusu...
Güldağ: Aslına bakarsan bankaların kredi limitleri konusu içeride de iş dünyasının ciddi şekilde gündeminde. Herkesin gözü 31 Aralık'ta. Yeni yılda bankalar ne yapacak? Kredi limitlerini günün gereklerine uygun bir şekilde genişletecek mi? Müthiş fiyat artışları var. Yemde artık haftada iki kere zam görmeye başladık diyor üretici. Sanayici işlediği hammaddeyi nasıl yerine koyacağının derdinde...
Ağaoğlu: İşletme sermayesi ihtiyacı ciddi arttı hemen her sektörde...
Güldağ: Bankalar iştahsız davranırsa finansmanda çok büyük sorun yaşarız diyorlar. “Tefecinin eline düşeriz” dahi dediklerini duyuyorum. İSO’nun düzenlediği Sanayi Kongresi’nde bir yandan büyük ilgiyle sürdürülebilirlik meselesi izleniyordu salonda, bir yandan da molalardaki sohbetlerde sanayiciler kredi faizlerinde, Merkez Bankası'nın çok kısa sürede 400 baz puan indirerek politika fazini 15'e çekmesine karşın, ciddi bir gerileme olmadığını ifade ediyorlardı. Yine 24'ler, bilemedin 22'ler konuşuluyor. Bir ara 16.80'lere gerileyen rotatif krediler de yeniden yükselişe geçmiş. Üç ay öncesine göre çok daha tedirgin sanayici...
Ağaoğlu: Rotatiflerle iş göremezsiniz zaten, istenildiği an geri çağrılabilir. Kısa vadeli faizler de yükseldi.
Güldağ: Bu arada üretim ve siparişler konusunda işler büyük ölçüde yolunda gitmeye devam ediyor. Ancak önümüzdeki dönemde ihracat tarafında da bazı sıkıntılar yaşayabiliriz endişesi de artıyor gözlemlediğim. "Cesaretle uygun fiyat veriyorduk ama şimdi stoklarımız azaldıkça aynı rekabetçilikte fiyat vermemiz zor. Kurların bu aşırı dalgalanması, asgari ücret hepimizi düşündürüyor" diyorlar. Bir sanayici, "eğer kurlara kısa sürede istikrar gelmezse kasırganın gözüne doğru ilerliyoruz" dedi.
Ağaoğlu: Önünü göremiyor çünkü...
Güldağ: Ön görememekten dolayı bir stokçuluk işi de büyük rahatsızlık yaratan bir konu olarak gündeme oturdu reel sektörde. Matbaa sektöründe faaliyet gösteren bir hanımefendi ile konuştum. “Tedarikçimizde kağıt var biliyorum ama alamıyorum. Vallahi artık utanmadım gittim firmaya daldım içeri, baktım her yer kağıt dolu. O da belirsizlikten yakınıyor. Ama buna mutlaka bir tedbir bulmak lazım. Piyasa sıkışıyor" diyordu.
Ağaoğlu: Polisiye tedbirden bahsediyorsanız eğer, çözüm olmayacaktır. O kağıdı bugün görürsünüz, belki bir seferlik alırsınız. Polisiye tedbir ne getirir? İthal etmekten vazgeçer, o zaman hiç bulunamaz hale gelir.
Güldağ: Aynen, yaşandı zaten bunlar geçmişte. Stokçuluk yapılıyorsa tabii ki savunulur bir yanı yok. Ama asıl iş buna zemin hazırlamamak. Kök nedene bakmadan, cezalar, baskınlar filan işi daha da karıştıracak.
Ağaoğlu: Sorun o kağıdı satanın da fiyat yapamamasından kaynaklanıyor. Sorun beklentilerin bozulması. Enflasyon beklentilerinin bozulması. Bunları düzeltmediğiniz sürece polisiye alacağınız tedbirlerin hiçbir işe yaramayacağını size garanti ederim.
Güldağ: Biraz da çaresizlikten ifade ediliyor bunlar. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Nerede duracak bu hareketlilik öngörülemiyor. Merkez Bankası’nın yabancı yatırımcılarla olan sohbetinde artık faiz indirimine pek bir yer kalmadığı konuşulmuş. Tam acaba mı derken, yeni açıklamalar geliyor.
Ağaoğlu: Çok da bir önemi kalmadı aslında ama Türkiye’ye gelir gelmez yine ilk soru “Merkez Bankası önümüzdeki hafta ne yapar?” oldu
Güldağ: Ben de sormuş olayım. Çünkü yine beklentiler çeşitlendi...
Ağaoğlu: “Aramızda 100-200 baz puanın lafı olmaz” noktasına geldik. Faizin kendisi sağlam bir gösterge olmaktan ne yazık ki uzaklaştı. Faiz işi mevduat tarafında bankaların işini biraz kolaylaştırmakla birlikte kredi tarafında hiç kimsenin işini kolaylaştırmıyor. Hatta 'çoklu faiz ortamına giriyoruz' da demiştim hatırlarsan.
Güldağ: Yine de merak ediyoruz...
Ağaoğlu: Hemen yarına baktığımız zaman belki Faiz indirip indirmemesi bir önem arz ediyor ama mesele artık yarın öbür gün değil. Biz bir devalüasyon yaşıyoruz. 7,20’den 13,70’e baktığımızda yüzde 80’e yakın hareketin olduğu bir yerde 50-100 hatta 200 baz puanın pek bir önemi kalmamıştır.
Güldağ: Bunu beklentini paylaşmamak için söylemiyorsun değil mi?
Ağaoğlu: Hayır. Şu anda aynı politikayı devam ettireceklerse 100 baz puan indirmesi lazım. Ama ben bu patikanın doğru bir patika olmadığını, sonunun bizi çok da hayırlı bir yere götürmeyeceğini her seferinde söyledim. Ama diyorum ki, 100 baz puan yaptıktan sonra bir durmanız lazım kendi içinde tutarlı olması için.
Güldağ: 100 baz puan daha indirim kuru nasıl etkiler?
Ağaoğlu: Kuru pek etkilemez. Zaten etkisi çok daha fazlasıyla çıktı.
Güldağ: Bana bu kez 100’ün altında bir indirim gelecek gibi geliyor. Kurun da artık bir yerde sakinleşmesi lazım. Eğer bu kararlar tamamen ideolojik değilse, yarattığı tahribat bir noktada görülür, görülecektir. Enflasyon aldı başını gidiyor. Buna daha ne kadar kayıtsız kalınabilir ki. Tamam, sanayi büyüyor, yatırım iştahı yüksek. Ama bunu bozmamamız aksine güçlendirmemiz lazım. Piyasalar hiç durmadı. Çekler dönmedi. En büyük şansımız da bu bizim. Bunu bozarsak sonu çoklu organ yetmezliğine kadar gider maazallah...
Ağaoğlu: 16 Şubat 2021 tarihinde kur 6,8970’miş. Son günlerde gördüğümüz en yüksek seviye olan 13,92’ye göre - ki süre olarak 208 iş günü demek- yüzde 101,85 devalüe olmuş Türk Lirası. Zaten çok önemli bir oranda bu kur fiyatlandı. Bunun da önemli kısmı kasımdan bu yana geldi.
Güldağ: Dışarının bizi etkileme ihtimali hangi yönde şekilleniyor?
Ağaoğlu: Diyorlar ki “Türkiye’deki problem oraya gider buraya gider ve dünya piyasalarını etkiler.” Hayır etkilemeyecek. Çünkü zaten biz 2 sene önceki operasyonlarla swap köprülerini yıktık, yabancı swap piyasalarının neredeyse tamamı Türkiye’den uzaklaştı. Yoklar. Yurtdışındaki piyasaların bizi etkileme ihtimali azaldı.
Güldağ: Para piyasaları tamam da ticari taraftan etki mutlaka olur...
Ağaoğlu: Ticari kanaldan etkileyecek. O yüzden anlattım Cenevre kanalına ilişkin gözlemlerimi. Bizi etkileyecek kanal orası. Artık finansal taraftan gelecek bir kur baskısı, kur şoku zor. Artık son kullanıcıyı etkileyecek bir durum söz konusu. O da dış ticaret tarafından gelecek olan etki. Biraz evvel bahsettiğin kağıtçının kağıt tedarik edebilmesi için yurtdışına akreditif açıp açamayacağı sorusu. Parasını peşin verip mal alması gerekecek. O zaman Türkiye gerçekten cari açık veremez hale gelecek. Cari açıkla ilgili çok uzun zamandır büyük bir hata vardır söylemde, ‘fonladığımız sürece cari açık problem değildir’. Hayır fonlayabildiğiniz için cari açık verirsiniz. Cari açık verebilmemizin iki yolu vardır. Biri, uzun vadeli mal alırız, gelir Türkiye’de peşin satarız. Parayı sonra öderiz. İkincisi ise doğrudan yurtdışından kredi alırsınız, onunla malı peşin alırsınız sonra da kredi vadesini ödersiniz. Öyle de cari açık verirsiniz. Görüldüğü kadarıyla bu yönde yeni bir imkan şu an yok. Ancak eskileri ancak uzatırız. Bu da demektir ki sizin borçlanma tarafınız ve cari açık verebilme kapasiteniz azalmıştır, artık nakde döneceksiniz.
Güldağ: Bu çok ciddi bir problem Türkiye için. Umarım bu noktalara gelmeyeceğiz.
Önümüzdeki yıl nikelin yıldızı parlayabilir
Güldağ: Sanayi Kongresi’nden özel bir soru getirdim. Bir sanayicimiz özellikle sordu. Hangi metal önümüzdeki dönemde tırmanışa geçebilir?
Ağaoğlu: Altın ve gümüş, biraz platine yenildiler. Platine yenilmelerinin sebebi de otomotiv şirketlerinin kullandığı bir değerli metal olması. Onlar da çip nedeniyle üretim yapamıyorlar, çip nedeniyle üretim yapamadıkları bir durumda ister istemez platine olan talep büyük ölçüde azaldı, azalınca da diğer değerli metalleri de olumsuz yönde etkiledi diye düşünüyorum. Şu anda benim gördüğüm kadarıyla yılı böyle bitiririz. Önümüzdeki yıl hangi değerli metal nasıl performans gösterir sorusunda da; Yeşil Mutabakat’a uygun olarak nikel daha önemli metallerden biri olacak. Hayli dayak yemiş gümüşü de önümüzdeki dönem Yeşil Mutabakat içinde öne çıkacak değerli endüstriyel metal olarak düşünüyorum. Önümüzdeki yıl bakır tarafında çok önemli bir hareket beklemiyorum. Nedeni de önümüzdeki yılın ilk yarısında Çin tarafında yaşanacak yavaşlamanın bakır tarafında etkisi olacağını düşünüyorum. Ama elektrikli araçlar gibi nedenlerle nikel halen daha öncelikte. Tabii ki kobalt da buna eklenebilir ama onu çok yakından takip etmiyorum.
Paritede yavaş yavaş dibi buluyoruz Euro 2022’de biraz daha şanslı olabilir
Güldağ: Pariteyi soracağım. Orası da hareketli. Özellikle önümüzdeki yıl için ne beklersin?
Ağaoğlu: Pariteyle ilgili artık dibin bulunduğunu düşünen taraftayım. Önemli düşüşlerden bir tanesini geçtiğimiz 2 hafta ile birlikte gördük. 1,11 ile 1,12’nin altına indiğinde orası benim için son noktalardan bir tanesiydi. Paritenin 14,50-14,60’lara kadar çıkmasını bekliyorum. Yılı da bu seviyelerde kapatırız diye düşünüyorum. Benim geçen sene başında yaptığım 1,2150-1,2350 tahminim böylelikle bir tarih oldu. Tutturulamamış tahminlerimin içine altın harfl erle yazacağım onu. Ama önümüzdeki yıl Euro tarafında biraz iddialıyım. Özellikle Lagarde’ın söylediklerinden sonra. En azından faiz konusundaki dengesizliği önemli ölçüde aradan çıkartacağı için Euro tarafında önümüzdeki yılı biraz daha şanslı görüyorum.
Petrolde devletler üstü manipülasyon var hareket 65-85 dolar aralığında devam eder
Güldağ: Petrol de 6 hafta sonra yeniden yukarı hareketlendi. Yine ‘manipülasyon’ mu var?
Ağaoğlu: Devletler eliyle ya da ülkeler üstü diyelim, bu manipülasyon devam ediyor. Öncelikle Amerika stratejik rezervlerimi satacağım dediği için bir düşüş oldu. Rusya’nın Ukrayna’ya olan askeri yığınak meselesi var, orada halen daha NATO- Rusya arasındaki görüşmeler devam ediyor, savaş ihtimali az görünüyor. Benim için iyi haberlerden bir tanesi kısa vadenin daha uzun vadeye göre farkı önemli ölçüde azaldı. Bu istikrar açısından iyi bir haber. Yani petrol fiyatında daha istikrarlı bir döneme giriyor olabiliriz. Önümüzdeki yılın başı itibariyle eğer ki İran devreye girecek olursa, ki bu ihtimal geçen sene başında vardı, bu seneden itibaren daha da güçlenecek diye de düşünüyorum. Bir parça daha en azından 3 haneli rakamları biz 2022’de görmeyebiliriz düşüncesindeyim. Tahminim 65-85 dolar aralığında hareket edeceğimiz.
Kamu bankalarının döviz açığı arttı
İş Bankası, 5 milyar dolarlık borçlanma için yetki verdi
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.