Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirerek bankanın hedefleri hakkında bilgi verdi. Adnan Bali, 2015’in yoğun şekilde yaşanan belirsizliklere rağmen yurt içi ekonomik aktivitenin ılımlı performans sergilemeyi başardığı bir yıl olduğu tespitini yaparak “Seçimlerin ardından siyasi ve ekonomik açıdan genel olarak 2016’da istikrarın arttığı bir döneme girilmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünya’nın haberine göre, finansal piyasalarda Türkiye’ye özgü risklerden kaynaklanabilecek aşırı dalgalanmalar yaşanması olasılığının 2015 yılına kıyasla daha düşük göründüğüne işaret eden Bali, “2016 yılında faaliyet ortamımızda finansal sonuçlarımızı etkileyecek en önemli riskler, yasal düzenlemelerin sermaye yeterliliği üzerindeki etkisi ve global piyasalarda ABD’nin
faiz artırımları dolayısıyla beklenenin üzerinde dalgalanma yaşanması gibi finansal risklerin yanı sıra artan jeopolitik risklerdir. Biz söz konusu riskleri maliyet kontrolü, aktif kalitesi ve etkin fon yönetimi stratejilerimiz ile yöneteceğiz” değerlendirmesini yaptı.
2015’i belirsizlikler şekillendirdi
Fed’in ilk
faiz artırım kararını ne zaman alacağına ilişkin belirsizlikler ve Çin ekonomisindeki yavaşlamanın küresel büyümeyi olumsuz etkileyeceği yönündeki endişelerin yanında yurtiçi siyasi gelişmelerin de etkisiyle volatilite yıl boyunca yüksek seyrettiğine işaret eden Bali, “2015 yılında faaliyet ortamımızı geçmiş dönemlerden farklı olarak önemli bir belirsizlikler zincirinin şekillendirdiği söylenebilir” dedi.
Makro ihtiyati politikalar çerçevesinde bankacılıksektöründe kontrollü bir büyüme trendi gözlendiğini, ancak finansal piyasalarda artan volatilitenin, düşen karlılık ve sermaye yeterliliği oranlarını beraberinde getirdiğinin altını çizen Bali, “2011 yılından bu yana hem Merkez Bankası’nın hem de BDDK’nın aldığı önlemler kredi büyümesinin sürdürülebilir bir düzeyde gerçekleşmesine, ekonomide de herhangi bir sert iniş olmadan yavaşlamaya olanak sağladı. Bugün ise bankacılık sektörümüz, global ve yerel finansal piyasalarda artan volatilite nedeniyle yükselen riskler ile karlılık ve sermaye yeterliliğinin bu yüzden baskı altında kalması ve makro ihtiyati finansal istikrar tedbirlerinin büyümede yol açtığı ivme kaybı riskleri ile karşı karşıyadır” diye konuştu.
Adnan Bali, 2016 yılına ilişkin beklentilerini ‘Fed’in
Faiz artırım sürecinin oldukça kademeli bir şekilde ilerleyeceği varsayımı altında’ aktarırken, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’ye yabancı sermaye girişlerinin süreceğini tahmin ediyoruz. Öte yandan, bireysel kredilerde makro ihtiyati tedbirlerin devam etmesinin yanı sıra Basel III kapsamında sermaye yeterliliğine ilişkin yeni düzenlemelerin bankacılık sektörünün performansını etkileyeceğini öngörüyoruz. Son üç yıla baktığımızda sektörde kârlılık oranlarının gerilediğini; sermaye yeterliliğini mevcut seviyelerde tutmak ve desteklemek için gerekli olan oranlardan uzaklaştığını görüyoruz.”
2016 yılında TCMB ile BDDK’nın finansal istikrarı sürdürmeye yönelik attığı adımların bankacılık sektörünün büyüme performansı üzerinde etkili olmaya devam etmesinin beklendiğini vurgulayan Adnan Bali, Basel III düzenlemelerinin ise dünya bankacılık sektöründe ilave sermaye gereksinimi doğuracağınin bilindiğini de dile getirdi.
“Bu süreçten Türk bankacılık sektörünün doğrudan etkileneceğini ve bu çerçevede önümüzdeki dönemde risk ağırlığı yüksek varlıklara yönelimin düşen aktif ve özsermaye kârlılığı ortamında ihtiyatlı bir şekilde yönetileceğini değerlendiriyoruz” diyen Bali, bu doğrultuda mutlaka yapılması gerekenin, sürdürülebilir bir büyüme ve ülke ekonomisine destek için bankaların sermaye yeterliliğini kârlılığı gözeterek korumaları olacağını söyledi.
Kredi ve mevduat büyümesi yüzde 10-12 aralığında olur
Sektör genelinde kârlılık oranlarındaki gerilemeye sermaye yeterlilik oranlarındaki düşüşün eşlik ediyor olması nedeniyle, büyüme hızı açısından belirli bir sınırın geçilmesinin zor olduğunu anlatan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Bu çerçevede kredi ve mevduat büyümesinin %10-12 aralığında olacağını ve sermaye yeterlilik oranlarının da Basel III’e uyum kapsamında Mart 2016’da hayata geçecek düzenlemeler ile birlikte %14-15 bandında seyretmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Mevduat maliyetleri dikkate alındığında net faiz marjlarında artış imkânının ve ücret komisyon geliri büyüme hızının da yasal düzenlemeler paralelinde sınırlı kalıyor olması kârlılık oranlarının iyileşmesini zorlaştıracaktır. 2016 yılında verimlilik artışı sağlayabilen ve müşteri ilişki yönetiminde daha başarılı olan bankalarda kârlılık açısından iyileşme potansiyeli söz konusu olabilecektir” şeklinde konuştu.
Adnan Bali, TL’deki değer kaybının gecikmeli etkilerine ve kredi hacminin ılımlı büyümesine bağlı olarak varlık kalitesinde önümüzdeki dönemde yaşanabilecek bozulmanın sınırlı ve yönetilebilir düzeyde kalacağını tahmin ediyor. Bunun ilgili mevcut yasal çerçeveden de destek bulduğunu anlatan Bali, şu açıklamayı yaptı: “Nitekim, döviz kredisi kullanımına ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda firmaların döviz pozisyon açığı, genel olarak ihracatçı şirketlerden ve faaliyet alanını çeşitlendirmiş büyük ölçekli kurumsal firmalardan kaynaklanıyor. Bu durum, döviz kurundaki olası dalgalanmalara karşı firmaların dayanıklılığını artırıyor. Döviz açığı bulunan firmalardan sınırlı sayıda firmanın ihracat geliri bulunmadığı ancak, bu firmaların büyük bir kısmının da dövize dayalı gelirleri olduğu biliniyor. Dolayısıyla, döviz kurunda yaşanabilecek dalgalanmaların bazı firmaları olumsuz etkilemesi muhtemel görülmekle birlikte, yabancı para borcu olan firmaların çoğunluğunun döviz gelirine veya dövize dayalı gelire sahip olması bu durumun reel sektör firmalarının bilançolarında ve ödeme güçlerinde sistemik bir soruna neden olmayacağına işaret ediyor. Diğer taraftan, Rusya ile yaşanan gerginliğin uzun vadeye yayılması halinde ekonomi üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerin de varlık kalitesi açısından izlenmesi önem arz ediyor.”
Uzun vadeli yatırımlarımızda dijital önemli pay sahibi olacak
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, 2016 yılında
banka özelinde önceliğin sermaye yeterliliği, kârlılık ve aktif kalitesinin korunması olacağına işaret ederek “Büyüme stratejilerimizi, bu hedeflerimiz paralelinde belirleyeceğiz. 2016 yılında Basel III uyum çalışmaları kapsamındaki yeni düzenlemeler ile sermaye yeterliliği ve sermaye planlaması öncelikli gündem maddeleri içinde yer alacak” dedi. Müşterilerinin kanal kullanım tercihlerinde mobil hizmetlerin ağırlığının çok yüksek bir hızda değiştiğini gözlediklerini de belirten Adnan Bali, “Dijital bankacılığı, teknoloji alanındaki gelişmeler dahilinde kapsamı giderek genişleyen bir kavram olarak ele alıyoruz. Bireysel bankacılık alanında reel sektör şirketleriyle bankaların, telekom şirketlerinin, çeşitli start-up’ların bir ekosistem oluşturacak şekilde işbirlikleri geliştirmeleri, şirketlerin iş modellerinde ve teknolojik altyapılarında önemli dönüşüm yaşanmasını beraberinde getirecek. Yeni iş modellerinin bankaları şirketlerin ana iş ortağı haline getirmesi açısından stratejiler geliştirilmesi gerekiyor. Uzun vadeli yatırım planlarımızda 2016 yılında dijital stratejilerimiz önemli pay sahibi olmaya devam edecek" dedi.
Azerbaycan’da yatırım için istekliyiz
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, yurtdışında büyüme planları olup olmadığını sorduğumuzda “Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlar bu doğrultuda öne çıkan coğrafyalar arasında yer alıyor. Özellikle Azerbaycan, yakından takip ettiğimiz bir ülke. Uygun yatırım olanağı bulunduğu takdirde bu ülkede inisiyatif alma hususunda oldukça istekliyiz” dedi ve ekledi: “Yakaladığımız sınır ötesi genişleme dinamizminin sürdürülebilir olması bizim için çok önemli. Bu doğrultuda sınır ötesi genişleme faaliyetlerimizde, hedef bölgelerimizdeki siyasi ve ekonomik gelişmeleri de gözetiyoruz.” Yurtdışı şubeleri, iştirakleri ve temsilcilikleriyle beraber 14 ülkede faaliyet gösteren İş Bankası 'nın KKTC’de 16, İngiltere, Irak ve Kosova’da 2’şer, Bahreyn’de ise 1 adet olmak üzere toplam 23 şubesi, Kahire/Mısır ve Şanghay/ Çin’de 1’er temsilciliği bulunuyor. Şube ve temsilciliklerinin yanı sıra İş Bankası’nın yüzde 100 sahibi olduğu İşbank AG Avrupa’da toplam 17 şube ile faaliyet gösteriyor. Rusya’da 10 şubesiyle İşbank Rusya ve Gürcistan’daki 2 şubeli yapısı ile bu yıl içerisinde
banka statüsüne dönüştürülen İşbank Georgia bulunuyor.
10 yeni şube, 800 yeni personel
Adnan Bali, mevduat, kredi ve diğer bankacılık ürünleri açısından potansiyel taşıyan yerlerde şube açma çalışmalarına devam edeceklerini söyledi. Adnan Bali’nin verdiği bilgiye göre İş Bankası 2016 yılında 10 civarında yeni şube açmayı ve 800 dolayında yeni personel almayı planlıyor.
Seçici bir kredi büyümesi politikası izledik
Türkiye İş Bankası açısından 2015 yılını da anlatan Adnan Bali, geride bıraktığımız yılda mevcut ekonomik koşullar altında kârlılığın ve aktif kalitesinin korunmasını temel öncelik olarak benimsemeye devam ettiklerini kaydetti. Adnan Bali,
“Kârlılığın korunması amacıyla, seçici bir kredi büyümesi politikası izledik. Öte yandan, pasif yönetiminde de maliyet odaklı yaklaşım ortaya koyduk. Yıl içinde kredi büyümesinde görülen yavaşlamanın da etkisiyle, takipteki krediler oranında sınırlı bir artış meydana geldi, diğer taraftan söz konusu oran eylül ayı itibarıyla %1,7 düzeyinde oluşarak sektör ortalamasının oldukça altındaki seyrini sürdürdü” ifadelerini kullandı.
BALİ’YE GÖRE ORTA-UZUN VADEDE ÖZ KAYNAK KÂRLILIĞINI GÜÇLENDİRİMENİN REÇETESİ
- İş hacminin riske ayarlı getiriyi hedefleyen plasman politikaları yoluyla artırılması.
- Stratejik olarak çeşitlendirilmiş ve aktif olarak yönetilen kaynak kompozisyonu oluşturularak kaynak maliyetlerinin etkin yönetimine önem verilmesi.
- Başta komisyon gelirleri olmak üzere hizmet bazlı gelirlerin çeşitlendirilmesi.
- Dijital bankacılık teknolojilerinden müşteri ilişkilerinin etkinliğini ve gelir yaratma potansiyelini artırıcı yönde yararlanılması.
- Operasyonel giderlerin kontrol altında tutulması ve iş süreçlerinin etkin yönetimiyle üretkenliğin artırılması.