Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin, Türkiye'nin AB tam üyeliğine her türlü engelin gösterildiğini belirterek, ''Biz Serbest Ticaret Anlaşması yapanlardan daha ağır mükellefiyetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu konuda AB'yi akla, izana, insafa davet etmek istiyorum'' dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Direktörü Pascal Lamy onuruna düzenlediği toplantı öncesi gazetecilere ikili görüşmeye ilişkin bilgi veren Çağlayan, Lamy ile korumacılık alanındaki hassasiyetleri, tarım konusunda Türkiye'nin hassasiyetleri paylaştığını anlattı.
Ticaretin kolaylaştırılması konusunda Türkiye'ye ve Türk işadamlarına, özellikle AB ülkelerinin centilmen olmayan davranışlarına ilişkin görüşleri dile getirdiğini belirten Çağlayan, bugün hem mal hem hizmet ticaretinde ortalama binde 8'e yakın pay alan Türkiye'nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalaması için dünya ticaretinden almış olduğu payı 2'ye çıkarması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin dünya ticaretinden aldığı payı yükseltebilmesi için önündeki engellerin kaldırılması gerektiğine işaret eden Çağlayan, ''Türkiye bu konuda son derece açık uygulamaları olan bir ülke. Bir çok insanın elini kolunu sallaya sallaya, vize sorunu olmaksızın gelip gittiği bir ülke. Aynı şekilde iş birliği yaptığımız ülkelerden de bu anlayışı bekliyoruz. Pascal'a tarafsız, adil çabaları için teşekkürler. Pascal'ın görevi Ağustos sonu itibariyle bitecek. Yeni gelecek kişinin Pascal gibi adil yaklaşımlı olmasını temenni ediyoruz'' değerlendirmesini yaptı.
Gazetecilerin, AB-ABD arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanmasının Türkiye'yi olumsuz etkileyeceğine yönelik iddiaları sorduğu Bakan Çağlayan şöyle yanıt verdi:
''Gündeme geldiği günden bu yana üzerinde çalıştığımız bir konu bu. Türkiye Gümrük Birliği Anlaşmasını 1 Ocak 1996'da imzalarken Ankara Sanayi Odası'nın daha yeni başkanıydım. O tarihte de Türkiye'nin, AB Gümrük Birliği Anlaşması'nda üçüncü ülkelerle yapılacak anlaşmaya da taraf olması gerektiğini her fırsatta söylemiştim. Bu konu Bakan aldığım 4 yıllık dönemde de gündemimizde. Bu konuda haksız bir rekabet, haksız bir uygulama var. O dönemin hükümeti büyük bir hata yapmıştır, ama onların şu anda savunma hakkı olmadığı için isim söylemek istemiyorum.''
O gün o anlaşmaya Türkiye'nin taraf olmasını koymayanların bu işin vebalini çekeceğini fakat aynı zamanda bu vebali Türkiye'nin de çektiğini ifade eden Çağlayan konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz, AB Gümrük Birliği Anlaşmasını yaparken, tam üyelik mükellefiyetlerini yüklenmiş olan bir ülkeyiz. Oysa AB'nin Serbest Ticaret Anlaşması yapmış olduğu ülkelerle böyle bir mükellefiyeti yok. Biz de bir yerde, Gümrük Birliği Anlaşması ile Türkiye'nin AB tam üyeliğine her türlü engelin gösterilmiş olduğu bu ortamda, biz Serbest Ticaret Anlaşması yapanlardan daha ağır mükellefiyetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bu konuda AB'yi akla, izana, insafa davet etmek istiyorum. Sayın Egemen Bağış gününün tamamını bunlarla geçiriyor. Biz AB'nin 10-12 yıl önce Serbest Ticaret Anlaşması yapmış olduğu Meksika, Güney Amerika, 7-8 yıl önce anlaşma yaptığı Cezayir'le haksız bir rekabet içindeyiz.''
Bu ülkelerin, yapılan anlaşmalardan faydalanarak Türkiye'ye sıfır gümrükle girdiğini ifade eden Çağlayan, ''Ame benim ülkemin ürünleri, ihracatçı bu ülkelere yüzde 40-60 hatta yüzde 100'lere varan gümrüklerle giriyor'' dedi.
''AB ipe un seriyor''
Ekonomi Bakanı Çağlayan AB ile ABD arasındaki anlaşmanın büyük önem kazandığını belirterek değerlendirmesine şöyle devam etti:
''Bizim ABD ile dış ticaretimizde zaten aleyhimize seyreden önemli bir yapıdayız. 5 milyar dolar ihracat yapıp, 15 milyar dolar ithalat yapıyoruz. Türkiye, ABD-AB arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması'na aynı zamanda başlayamazsa bunun son derece olumsuz etkileri olacak. ABD bizim müttefikimiz, 3 alıp 1 sattığımız bir ülke. İkisi arasındaki anlaşmada taraf olamazsak, ciddi anlamda sıkıntı yaratacak. Bu konuda şunu çok net ifade etmeliyim ki, bizim AB'ye söylemlerimiz bundan sonra daha katı olacak. Onların anladığı lisanla konuşacağız. Ben bir kere konuşacağım. Yıllardır anlattık, onlar da yıllardır anlamama konusunda çok ciddi başarı gösterdiler.''
AB'nin de Türkiye'nin bu konuda karşılaşacağı sorunları bildiğini dile getirerek, ''Bu konuda sayın Başbakanımız başta olmak üzere, biz ABD'deki muhataplarımızla görüşüyoruz. AB ile görüşüyoruz. Mutlak surette Türkiye'de eş zamanlı olarak ABD ile Serbest Ticaret Anlaşmaları'na başlamak, başlatılmak durumundadır'' ifadelerini kullandı.
Zafer Çağlayan, bu konuşmaları sadece burada kızgınlıkla söylemediğine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek, konuşmasını şöyle bitirdi:
''Bunu her ortamda söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Sayın Başbakanımızın ABD Başkanı Obama ile yapacağı görüşmeler son derece önemli. Çünkü bu konuda AB ipe un seriyor. AB'nin stili zaten budur. Ama bu konuda bizim müttefikimiz olan ABD'nin Türkiye'nin karşılaşacağı duruma kayıtsız kalmayacağını umut ediyoruz. Biz teknik hazırlıkları yaptık, Başbakanımıza bunu ilettik. Ümit ediyorum çok kısa süre içinde bunun görüşmeleri yapılacak.
Aynı zamanda biz ABD ile şu an için, Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine başlamak için hazırız. Türkiye böyle bir haksız rekabetle karşı karşıya kalmamalı. Bizim suçumuz AB ile Gümrük Birliği Anlaşması yapmaksa, AB'ye tam üyelik konusunda önündeki tüm engellere rağmen ısrarlı olan bir Türkiye ise, ilgili bakanın sınırına girmemek kayıt ve şartıyla söylüyorum ki, oturup bazı durumları gözden geçirmek zorunda kalabiliriz. Bu artık bıçağın kemiğe dayandığı noktadır. AB ile ABD arasındaki anlaşmaya Türkiye kayıtsız kalamaz.''
Pascal Lamy de, soruya ilişkin yaptığı değerlendirmede, anlaşmanın içinde ne olduğunun bilinmesinin önemli olduğuna değinerek, ''Yargıya varmak için anlaşma içinde neler var bilmek gerek, bunlar açıklandıktan sonra ancak üçüncü taraflar açısından değerlendirebiliriz. Ancak Türkiye kesinlikle üçüncü taraf değil, çünkü AB ile Gümrük Birliği Anlaşması var. Ama tabii mallar alanında var, tarım alanında aynı şeyi söylemek geçerli değil. AB ile ABD arasında yapılacak anlaşma tarım alanını ne kadar etkiler, bu da Türkiye'nin alacağı tutuma bağlı. Kısaca, Türkiye bu noktada üçüncü taraf değil ama tarım alanını ve mallar alanını ayırmak gerekiyor'' ifadelerini kullandı.
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.