<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaABD itici güç oldu----

ABD itici güç oldu

ABD itici güç oldu
06 Eylül 2017 - 17:00 www.finansingundemi.com

Başkan Trump'ın piyasaları hayal kırıklığına uğratması, ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımında önünü kesince gelişmiş piyasalar yeni rekorlara ulaştı

ABD ekonomisi, işsizlik konusunda büyük bir başarı sağlamış olsa da büyük ölçüde faiz oranlarının seyrine ve Fed'in bir türlü yükselmeyen enflasyon ortamında faizleri ne ölçüde artırabileceğine kilitlenmiş durumda... Ekonomideki mütevazi büyüme devam ederken, otomobil satışları, kişisel gelirler gibi hayati ekonomik verilerin parlak çıkmaması da sıkıntı yaratıyor. Diğer taraftan da doların değer kaybının ihracat ve ekonomi üzerindeki etkileri takip ediliyor.
Trump yönetimi ekonomiyi canlandırmak ve yüzde 3 büyüme hedefine ulaşmak için büyük altyapı yatırımları ve vergi indirimleri vaat etti. Ancak şimdilik önemli bir adım atılmadığı gibi ikinci çeyrek yılda GSYİH, tüketici harcamalarındaki artış sayesinde yüzde 2,6 büyüdü.
Faiz konusuna dönecek olursak... Enflasyon ve gelirler artmadıkça faiz artışının sıkıntı yaratacağını savunanların sayısı az değil. 5,4 trilyon dolara ulaşan müşteri ve kurumsal portföyüyle dünyanın en büyük yatırım şirketi olan BlackRock'un yatırım müdürü (CIO) Rick Rieder, Fed Başkanlığına Janet Yellen'in yerine kim getirilirse getirilsin Faiz oranlarının bir süre düşük kalmaya devam edeceğini söyledi. Rieder, Fed'in normalleşme adımları atmasına rağmen faiz oranlarının düşük olmasından dolayı borsalarda yükselişin devam edeceğini de vurguladı.
Tahvil gurusu Bili Gross da faizler konusunda sert bir uyarıda bulunarak, merkez bankalarının dünyayı durgunluğa itebileceğini savundu. Faiz artışlarının borç yükü altındaki küresel ekonomiyi zora sokabileceğini ifade eden Bili Gross, Fed ve diğer merkez bankalarının faizleri artırırken ihtiyatlı olması gerektiğini vurguladı.
ABD büyüme ve enflasyon konusunda tam anlamıyla olmasa da işsizlik konusunda önemli bir başarı sağladı. Sekiz yıldır aksak da olsa devam eden ekonomik canlanma sonucu, temmuz ayı itibarıyla işsizlik oranı yüzde 4,3'e geriledi. Bu oran 2001'den bu yana en düşüğü olurken, işgücü piyasasının tam istihdama yaklaştığı yorumları yapılıyor.
Bu veriyle iş sahibi Amerikalıların sayısı bir kez daha artarak 153,5 milyona çıkarken, istihdamın nüfusa oranı, Şubat 2009'dan bu yana en yüksek seviye olan yüzde 60,2'ye çıktı. Goldman Sachs işsizliğin gelecek yıl yüzde 3,8'e düşeceğini tahmin ediyor. Yatırım bankasının daha önceki tahmini yüzde 4,1'di.
ABD'de 2007-2009 krizi sonrasında başlayan ekonomik büyüme dönemi de devam ediyor. Wells Fargo'nun kıdemli ekonomisti Sam Bullard, istikrarlı mütevazi büyümenin sonsuza kadar devam etmeyeceğini, iki ya da üç yıl daha sürmesinin beklenebileceğini vurguluyor.
Bu konuda yaklaşık 100 ekonomist arasında yapılan anketin sonuçlarına göre büyüme döneminin en az iki yıl daha sürmesi bekleniyor ancak büyüme hızı Trump yönetiminin beklediği kadar olmayacak. Eğer Amerikan ekonomisi beklenildiği gibi iki yıl daha büyüme gösterirse bu son 150 yılın en uzun dönemli büyümesi olacak. Büyüme hızının ise Trump yönetiminin hedeflediği gibi yüzde 3 yerine, yüzde 2,6 civarında olması bekleniyor.
Fed, enflasyonda yüzde 2 hedefine bir türlü ulaşılamaması nedeniyle faiz artırımında çekimser kalıyor. Enflasyon da bir türlü beklenilen seviyeye gelemiyor. Tüketici fiyatları endeksi Temmuz ayında yüzde 0,1 arttı ve yıllık oran yüzde 1,7 oldu. Üretici fiyatları endeksi temmuzda yüzde 0,1 düştü. Yıllık artış da yüzde 2'den 1,9'a indi. ABD'de enflasyon hizmetler ve enerji ürünlerinin maliyetlerinin düşmesi, ücret artışının yavaşlaması nedeniyle artamıyor.
Temmuz ayında perakende satışların son yedi ayın en büyük artışını kaydederek yüzde 0,6 artması, ekonominin üçüncü çeyrekte de ivme kazandığını gösteriyor. Ekonominin üçte ikisinden fazlasını oluşturan tüketici harcamaları ise ikinci çeyrekte yılık yüzde 2,8 arttı ve fabrika siparişleri haziran ayında son 8 ayın en yüksek artışını gösterdi.
Ancak tüm göstergeler de parlak değil. Örneğin kişisel gelirler ya da otomobil satışları gibi önemli göstergeler de beklentilerin altında geliyor. Ücretlerde artış temmuz itibarıyla yıllık bazda yüzde 2,5 oldu. Motorlu araç üretimi üç çeyrek yıldır art arda düşerken, haziran ayında otomobil satışları yüzde 6,1 geriledi.

Euroda işler yolunda

Bir zamanlar küresel ekonominin kriz noktası olan Euro Bölgesi, üye birçok ülkenin toparlanma sürecine katılmasıyla olumlu sinyaller veriyor. Yıllardır devam eden eşi benzeri görülmemiş parasal teşviklerin meyvelerini vermesiyle, yılın ikinci çeyreğinde bölge ekonomisi yüzde 0,6 büyüyerek beklentileri karşıladı. Yıllık büyüme hızı da yüzde 2,2 oldu.
Özellikle itici motor Almanya'da süren büyüme ve İspanya'nın neredeyse iki yılın en güçlü performansını sergilemesi, Euro Bölgesi'nin ikinci çeyrekte gerçekleştirdiği yüzde 0,6'lık büyümeyi destekledi.
Euro Bölgesi'nde enflasyon da beklentiler dahilinde yükseliyor. Temmuz ayında tüketici enflasyona yıllık yüzde 1,3 olurken, çekirdek enflasyonun yükselmesi umut verici oldu. Ayrıca Euro Bölgesi'nde haziran işsizliği yüzde 9,1'e gerilerken, Şubat 2009'dan bu yana en düşük noktaya indi.
Euro Bölgesi'nin büyüme motoru Almanya'nın ekonomisinin olumlu sinyaller vermesi de itici güç oluyor. Yılın ikinci çeyreğinde güçlü hane halkı harcamaları, artan devlet harcamaları ve yüksek şirket yatırımları ekonominin yüzde 0,6 büyümesini sağladı. İlk çeyrek büyümesi de yüzde 0,6'dan 0,7'ye revize edildi.
Bankhaus Lampe ekonomisti Alexander Krueger, Alman ekonomisinin kalıcı gücünü kanıtladığını ve Avrupa Merkez Bankası'nın düşük faiz oranlarının ekonomiyi ivmelendirdiğini sözlerine ekledi. ING Bank analisti Carsten Brzeski ise "Almanya'nın ekonomik başarısı devam ediyor" dedi ve mevcut performansın ani duraklaması konusunda korkmak için çok az neden olduğunu söyledi.
Euro Bölgesi'nin ikinci büyük ekonomisi Fransa, ihracattaki canlılık sayesinde ön verilere göre ikinci çeyrekte yüzde 0,5 oranında büyüdü. Üçüncü büyük ekonomi İtalya ilk çeyrekte yüzde 0,4 büyürken, İspanya ikinci çeyrekte yüzde 0,9 büyüdü.

JAPONYA SÜRPRİZİ

Yıllardır ekonomik uyuşukluk ile boğuşan Japonya'da beklentilerin üzerinde büyüme oranları kaydediyor. Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,5 olarak tahmin edilen büyüme oranı son iki yılın en yükseği olan yüzde 4 olarak açıklandı.
Böylece Japon ekonomisi son altı çeyrek yılda art arda büyüme sağladı. Bundan önceki altı çeyrek yıl art arda büyüme 2005'in ilk çeyreği ile 2006 ikinci çeyreği arasında gerçekleşmişti. Japon ekonomisinde güçlenen tüketici harcamalarının büyümeyi önümüzdeki çeyreklerde de güçlü tutması bekleniyor. GSYİH'nın yaklaşık üçte ikisini oluşturan özel tüketim harcamaları yüzde 0,9 artarken, bu göstergenin artık Japonya'nın ekonomik görünümünde zayıf bir nokta olmadığı vurgulanıyor. Güçlü iç talebin etkisiyle sermaye harcamaları da son üç yıldaki en yüksek oranda artış gösterdi. (Levent Gürses/Forbes Türkiye Dergisi)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)