<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılıkABD bankaları Avrupa bankalarını geride bıraktı----

ABD bankaları Avrupa bankalarını geride bıraktı

ABD bankaları Avrupa bankalarını geride bıraktı
22 Kasım 2021 - 14:23 www.finansingundemi.com

Dev ABD bankaları dijital girişimleri de dahil olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde iddialı büyüme planları yaparken, Avrupa bankaları aynı başarıyı yakalayamadı.

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

JPMorgan CEO’su Jamie Dimon geçtiğimiz hafta Londra’daydı. CEO ABD’nin bankacılık devinin en son büyüme hamlesini güçlendirecek, İngiltere’deki dijital perakende bankacılık girişimini başlattı. JPMorgan’ın iddialı küresel hedefleri, birçok Avrupa bankasının görünümüyle taban tabana zıt bir görüntü oluşturuyor. Geçtiğimiz aylarda Avrupa’nın kredi kurumlarının ABD operasyonlarını durdurduğuna yönelik haberler arttı. finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre geçtiğimiz hafta Fransa bankası BNP Paribas da San Francisco merkezli birimi Bank of the West’i satacağını açıkladı.

Bundan bir yıl önce ise İspanya bankası BBVA, ABD birimini PNC’ye sattı. Yaz aylarında HSBC, ABD operasyonlarının büyük bir bölümünü Citizens’a devretti. Citizens, şimdi NatWest’e ait. Daha önce İngiltere merkezli grubun batışıyla satışın zorunlu hale gelmesinden önce RBS çatısı altındaydı. Yabancı, özellikle de zayıf bir şirketin himayesinden kurtulmak, özgürleştirici oldu.

Daha önce RBS’in Finans Direktörü olan Bruce Van Saun’un liderliğindeki Citizens kendi halka arzını gerçekleştirdi ve normalde İngiliz bir grubun yan kuruluşunda çalışmayı düşünmeyecek olan donanımlı bankacıları bünyesine kattı. Bu durum büyük oranda getiriyle ilgili. Hisse temelli maaşlar, şirketin performansıyla doğrudan ilişkili. Londra ya da Edinburgh’daki merkezin sermaye dağılımında kayıp riski yok. Aynı zamanda Citizens hedefli bir genişleme faaliyeti de yürütüyor ve ticari bankacılık, şirket birleşmeleri ve satın alımlar ile temel bankacılık hizmetlerinde de yol kat ediyor.

Financial Times’ın haberine göre bir bütün olarak bunlar, maddi özkaynaklardan sağlanan getirilere yaklaşık %14 ek sağladı. Bu rakam ise şirketin RBS’ten ayrılığından önceki rakamın iki katından fazlası ve JPMorgan’ın %18’ine yakın. Avrupa şirketlerinin sahipliğinde, ABD operasyonlarının şansı çok daha kötü oldu. Birçok yabancı banka, ABD pazarının büyüklüğünün ve Avrupa’dan daha iyi durumda olan marjların büyüsüne kapıldı. Aynı zamanda ABD ekonomisinin de daha iyi bir görünüm sunması katkı sağladı.

Ancak hiç biri ABD’nin dev bankaları JPMorgan ya da Bank of America gibi oyunculara rakip olamadı. Fintek şirketlerinin yükselişi de rekabeti artırdı. Düzenlemelere uyumun maliyetleri, 2008 krizinin ardından yükseldi ve bu şekilde daha küçük gruplar için daha büyük yükler oluşturmaya başladı. Bunun sonucunda Avrupa bankaları daha düşük donanımlı çalışanları, daha düşük seviyedeki müşterileriyle birlikte daha düşük performans gösterdi.

Ancak Avrupa bankalarından Santander için bu durum bir strateji haline geldi. Santander’ın yüksek faizli taşıt kredisi birimi Scusa son yıllarda dikkat çeken bir yükseliş gösterdi ve anaakım bankalarda yer edinemeyen müşterileri çekmeyi başardı. Aynı zamanda ABD’de korona virüs teşvikleri kapsamında dağıtılan nakit de şirkete katkı sağladı. Milyonlarca aile taşıt da dahil olmak üzere harcama yaptı. Santander’ın ABD operasyonları sessiz bir şekilde İspanya, Brezilya ve İngiltere gibi ülkelerin bankalarını geride bıraktı ve bankanın en büyük karı sağlayan birimi haline geldi.

Birim bankanın, yılın ilk dokuz ayında sağladığı 11,4 milyar euroluk karın, 2,8 milyar eurosunu oluşturdu. İspanya bankası, Avrupa bankalarının gösterdiği düşük performansın istisnası olarak dikkat çekiyor ve genişleme planlarını sürdürüyor.

Bazı rakipler ise bankada sorunların yükseldiğini iddia ediyor. Borç döngüsünün zirvesinde, batık kredi riskleri de yükseliyor. Özellikle de yüksek faizli kredilerde bu oranın fazla olacağı düşünülüyor. 2007-2008 yıllarında ortaya çıkan yüksek faizli mortgage krizi, bu alandaki potansiyel tehlikeleri gözler önüne serdi. Grup ise bu yıl ABD otoriteleriyle, agresif kredi pratikleri nedeniyle 550 milyon dolarlık bir anlaşma imzalamak zorunda kaldı. Ancak banka yönetimi pratiklerin düzenlendiğini iddia etti. Santander’ın ABD operasyonlarına yönelik bir başka eleştiri de, bankanın faaliyetlerinin ve birimlerinin fazla karmaşık olması.

Banka yüksek faizli tüketici kredisi ve yatırım bankacılığı birimlerine ek olarak Miami merkezli bir varlık yönetimi birimine de sahip.

Aynı zamanda Boston’da yer alan düşük karlı perakende bankacılık birimini de yürütüyor. Şirket ilerleyen aylarda Boston’da bulunan perakende bankasının %20 hissesini satın alarak, mevduatların taşıt kredileri biriminde kullanılmasını sağlayacak. Sandander’ın Yönetim Kurulu Başkanı Ana Botín, JPMorgan’da başladığı kariyerine Santander’ı Avrupa bankalarının istisnası haline getirmeye çabalayarak devam ediyor.

ECB: Çoğu Avrupa bankasının hala iklim stratejisi yok

 

Banka hisseleri rekor ralliye hazırlanıyor

 

TCMB’den piyasaya 20 milyar TL

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)