<
BASIN TOPLANTISI - ETKİNLİK - KONFERANS
Basın Daveti Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği 06 Şubat 2020, 09:30

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...

Tüm Etkinlikleri Göster
BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaYaşam-Magazin7 film vizyona girdi----

7 film vizyona girdi

7 film vizyona girdi
14 Ekim 2016 - 10:43 www.finansingundemi.com

Bu hafta dördü yerli üçü yabancı yedi film vizyonda

İşte gösterime giren dördü yerli üçü yabancı yedi filmin kısa özetleri...

"CEHENNEM"

Dan Brown’un tutmuş bir formülü tekrarlayarak her defasında çok satmasına gıcık olsanız bile kitaplarının son derece başarılı kurgulara sahip olduğunu teslim etmeniz gerek. “Melekler ve Şeytanlar” çok daha iyi olduğu halde “Da Vinci’nin Şifresi” ile patlama yapan Brown’ın son eseri “Inferno”, çok gecikmeden sinemalarda. Baş karakter Robert Langdon rolünde yine Tom Hanks, kamera arkasında yine Ron Howard var. Güzel kızımızı bu kez Felicity Jones oynuyor. Tuttuğumuz oyunculardan (her role bürünebiliyor) Ben Foster da kadroda. Venedik’te başlayan hikayede yine önlenmesi gereken büyük bir felaket, çözülmesi gereken bulmacalar, kovalamacalar ve heyecan var. Üstelik Langdon bir sabah uyandığında kendini devcileyin bir “hafıza kaybına uğramış adam” olarak buluyor. Filmi özellikle kitabı okumayanlara öneriyoruz çünkü sinema’nın edebiyat’ı kimi zaman geçemeyeceği sınırlar hala mevcut.

"DEMİR YUMRUK"

Hala ve bunca emekle boks draması çekildiğine göre yeni bir şey anlatacaklarını sanıyorsunuz ya, en kötüsü o. Karakterler değişiyor sadece. Üstelik onlar da birbirine benziyor. “Raging Bull”dan “Rocky”ye, “Cinderella Man”den yakın tarihli “Southpaw”a kadar, onca iyi-kötü filmden sonra, anlatılmamış bir öykü kalmadı mı yoksa? Bir yanda geçim sıkıntısı, diğer yanda kendini bulma/kanıtlama süreci, sokaktan gelip zirveye çıkma sonra da inmenin zorlukları, özel hayattaki çalkantılar, imkansıza meydan okuyuş, azim, aşk ve cesaret öyküleri. Bunlara itirazımız yok. Biliyoruz ki iyi çekilmiş boks dramaları her zaman iş yapar. O halde filmi biraz ileriye saralım: Sen Robert De Niro’sun. Yaşayan en büyük birkaç aktörden birisin. Hatta “Raging Bull” ile Oscar kazanmışlığın var. Jake La Motta ile Rocky Balboa’yı aynı ringde hayal bile edemeyenler için 2013 tarihli “Grudge Match”ta Stallone ile birlikte hoş sürprizler hazırladın (gerçi film iyi değildi). Şimdi ise efsanevi antrenör Ray Arcel rolündesin. Güzel. Hayata dair bilgece lafların var. İyi. Üstelik bu kez bir başka şampiyonun köşesindesin. Yıllar geçiyor doğru. Gerçek hayatta Sugar Ray’i yenmişliği bulunan efsanevi boksör Roberto Duran’ın öyküsü de pek öyle yabana atılır gibi değil. Ama bu boks filmi en nihayetinde ne anlatıyor bize? Yetenekli Venezuelalı sinemacı Jonathan Jakubowicz, sırf yetenekli diye bu senaryoyla ne yapabilir?
O yüzden tür’ü çok seviyorsanız izleyin. Ama karşınızda yeni bir tarafı olmayan, eski formüller üzerine kurulmuş, iyi oyuncularla ve yönetmenle makyajlanmış bir boks dramasından fazlasının olmadığını unutmayın.

"ANSIZIN"

“İğne Deliği” ve “Hayat Boyu” ile tanıdığımız ödüllü sinemacı Aslı Özge’nin yazıp yönettiği film Almanya-Fransa-Hollanda ortak yapımı. Almanya’nın bir taşra kasabasında bir evde verilen eğlenceli partiden sonra gerilim başlıyor. Oyunculuklar ve filmin renk paleti hoşumuza gitti. Ama her bünyeye hitap etmeyecektir.

“BERZAH: CİN ALEMİ”

Böyle samimi filmleri severim. Afişinden ismine kadar söylüyor ne olduğunu: ben cin’li bir filmim diye! Bu tarz zibilyon tane filmi kaçırmadan izlediyseniz bunu da seyretmelisiniz. Ama korku sinemasında güzel numaralar arayanlar, dönüp dolaşıp “The Conjuring 2”yi izlemeli. Yerli korku severlere de izlettirmeli.

“OĞLAN BİZİM KIZ BİZİM”

Yerli komedi açısından verimli bir haftadayız. “Oğlan Bizim Kız Bizim”, Barış ve Zeynep’in hikayesini anlatıyor. Oğlan oto tamircisi, kız ise düğün organizatörü. Normalde birbirlerini tanımaları pek olası değil zaten de gerekmiyor. Pek ortak noktaları yok çünkü. Ama çekilişten tatil kazanıp Antalya’ya birlikte gitmek zorunda kaldıklarında “her aşk kavgayla başlar” şeklindeki ünlü sözümüzün hayat bulduğunu görürüz. Aras Aydın ve Melis Babadağ’ın başrolleri paylaştığı filmin yönetmeni Semra Dündar.

“SENİ SEVEN ÖLSÜN”

Karadeniz’in sevimli bir köyünde, garip bir “tılsım” nedeniyle aşıklar bir türlü birbirine kavuşamaz. Kavuştuklarında da başlarına gelmedik kalmaz. Düşman iki ailenin çocukları bu kaderi değiştirmek zorunda kalır. Çünkü aşık olmuşlardır! Dizi yönetmenliğinden gelme Cem Tabak’ın ilk uzun metrajının, son dönemde piyasa işi yerli komedilerin bir tık üzerinde olduğu kanaatindeyiz. Oyuncu kadrosunda Alper Saldıran, Fulya Zenginer, Hüseyin Avni Danyal ve Durul Bazan var. Ha bir de, sete öylesine uğramış gibi görünen Ruhi Sarı..

“YOLSUZLAR ÇETESİ”

Yılın şu ana kadar en fazla seyirci toplayan yerli filmlerine bakınca, insan ne yazacağını şaşırıyor. Kadir Çöpdemir, Pascal Nouma gibi şöhretlerle Osman Sonant ve Beyti Engin gibi yetenekleri buluşturan komedi filmi, aslında “borç yiğidin kamçısıdır”dan öte bir espri vaat etmiyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)