IŞİD işgaliyle yurtlarından kaçmak zorunda kalan Türkmenler'in dramı yürek burkuyor. İpek Yezdani'nin Hürriyet'teki haberine göre Telafer’den kaçan binlerce Türkmen, gidecekleri yerleri olmadığı için Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’in girişindeki Hazir kontrol noktasındaki çölde ve Erbil’deki bir depoda 45-50 derece sıcaklıkta aç-susuz kaderlerine terk edildi.
Adını‘İslam Devleti’ olarak değiştiren IŞİD’in Musul’u ele geçirmesinin ardından mezhep çatışmalarının iç savaşa dönüştüğü Irak’ta, Türkmenlerin kaçtığı bölgelerde bir insanlık dramı yaşanıyor. IŞİD’in ele geçirdiği Türkmen kenti Telafer’den kaçan binlerce Türkmen, gidecekleri yerleri olmadığı için Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin başkenti Erbil’in girişindeki Hazir Kontrol Noktası’ndaki çölde 45-50 derece sıcaklıkta aç-susuz kaderlerine terk edildi. Sıcaktan her gün küçük çocukların ve yaşlıların öldüğü bölgede konuştuğumuz Türkmenler, “Burada Arap’ın, Kürt’ün sahibi var, bir tek Türkmenlerin yok. Telafer’e küçük İstanbul diyordunuz, şimdi Türkiye neden bize sahip çıkmıyor?” diye isyan ediyor.
CEHENNEM SICAĞI
Hazir, Bölgesel Kürt Yönetimi’nin başkenti Erbil’le IŞİD kontrolündeki Musul arasındaki ana geçiş noktası. Kontrol noktasının hemen yanıbaşındaki çölde yeni doğan bebeklerden yaşlılara kadar her yaştan binlerce kişi, cehennem sıcağında battaniyelerden yaptıkları tentelerin altında hayatta kalmaya çalışıyor. Hepsi IŞİD’den kaçan Telaferli Şii Türkmenler, çoğu Türkçe konuşuyor. 5 çocuğu ve karısıyla kaçan Mahsun Habil Muhsin (35), “3 gündür burada eziyet çekiyoruz, Peşmerge Erbil’e bırakmıyor, sıcaktan ve hastalıktan çocuklarımız ölüyor, yolda 2 yaşlı kadını, dün de 3 çocuğu gömdük. Kampta yeni doğmuş 2-3 günlük bebekler var, onlar da her an ölebilir” diyor.
FOTOĞRAF: SELÇUK ŞAMİLOĞLU / HÜRRİYET
FIRIN GİBİ DEPODA ÜST ÜSTE
Hazir Geçiş Noktası’ndaki binlerce Türkmen’in yanı sıra binlercesi de Erbil’in içinde Peşmerge’nin otobüslerle götürdüğü boş bir depoda neredeyse üst üste kalıyor. Deponun içi, dışarıdan daha sıcak. Depoyu battaniyeler ve çarşaflarla bölmelere ayırıp 3’er 5’er metrekarelik odalar yapmışlar. Her bölmede en az 10 kişi var. Erbil’e 9 kişilik ailesiyle gelen Telaferli demirci Fazıl Muhammed, “3 gün IŞİD’le çatıştık, 7 gün de Bağdat’tan gelen Irak ordusu askerleri IŞİD’le çatıştı, sonra kenti bombaladılar, General Ebu Walid ordusunu çekti, geri kalan siviller de kaçtı. Kimi Sincar’a, kimi Kerkük’e kimi de buraya kaçtı. 30 gündür buradayız, buradan bizi göndermelerini bekliyoruz” diyor.
KALANLARI ÖLDÜRDÜLER
Depoya 5 gün önce gelen Hadi Hasan da Telafer’i ele geçiren IŞİD’in geride kalan yaşlıları ve kaçamayan tüm Şii Türkmenleri öldürdüğünü söylüyor. Hasan, Telafer’de tanık olduğu vahşeti şöyle anlatıyor: “Beşiğindeki 40 günlük çocuğu bile öldürdüler. Telafer’deki bütün Şii camilerini yerle bir ettiler, İmam Sadi’nin türbesini patlattılar. Hayvanları telef ettiler, inekleri, davarları, koyunları bile yok ettiler. Bazı cenazeler yollarda kaldı, gömemedik bile.” Zeynep Ali Ekber (25) ise IŞİD’in Telafer’in Bekkekut Köyü’nden aralarında babası Ali Ekber ve 2 erkek kardeşinin de bulunduğu 20 erkeği götürdüğünü ve bir daha onlardan haber alamadıkların söylüyor: “Babam çobandı, bir gün öğle vakti IŞİD militanları geldi, köydeki erkeklerin hepsini alıp götürdüler. Diğer köylerden de aynı şekilde çok insanı alıp götürdüler. Bir daha haber alamadık.”
Türk'üz Türkiye niye sahip çıkmıyor
ÇOĞUNLUĞU Şii olan Türkmenler, kuzeyde sığınabilecekleri tek yer olarak Türkmen nüfusun da yaşadığı Peşmerge kontrolündeki Kerkük’ü görüyor. O yüzden de amaçları Kerkük’e, orası da olmazsa Bağdat’a ya da güneydeki Şii kentleri Necef ya da Kerbela’ya gitmek. Mahsun Habil Muhsin, “IŞİD, Telafer’e saldırınca 16’sında Sincar’a geçtik, orada su yok, yemek yok, mecburen buraya geldik. Peşmerge yolu açsa gideriz ama açmıyor. Biz Türküz, Türkiye bize niye sahip çıkmıyor? Geri dönelim de IŞİD kellemizi mi alsın? Türkiye bize yardım etsin, Kürdistan’la konuşsun, yolu açsınlar” diyor. IŞİD saldırısından önce Telafer’de ilkokul öğretmenliği yapan Hıdır Süleyman (42) da 9 çocuğuyla kaçmış. “Her şeyimizi bırakıp kaçtık. Yanımıza kimliğimizi bile alamadık. Yaşlılar yollarda öldü, kadınlarımız, çocuklarımız ölüyor. Ne haldeyiz görüyorsunuz, buradan bizi çıkarsınlar, başka bir şey istemiyoruz. Bizi götürüp Türkiye’de bir kasabaya bıraksınlar” diyor. Eyat Sutto (35) ise karısının 5 gündür ağır hasta olduğunu ancak Peşmerge kontrol noktasını geçmelerine izin vermediği için hastaneye götüremediğini anlatırken isyan ediyor: “Atatürk’ün ‘Türkmenlere sahip çıkın’ diye vasiyeti var. Biz burada toz toprağın içinde sıcaktan öleceğiz. Hepimizi katledip öldürsünler kurtulalım bari.”