28 Şubat'ta iki isim için müebbet!
Post modern darbe olarak tanımlanan 28 Şubat sürecine ilişkin iddianame tamamlandı
Dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın 1, yine dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Bir’in ise 2 numaralı sanık olarak yer aldığı iddianamede talep edilen ceza “ağırlaştırılmış müebbet”
Terörle mücadele savcısı Mustafa Bilgili, 28 Şubat sürecine ilişkin yürüttüğü soruşturmayı tamamlayarak iddianamesini yazdı. Çok sayıda gözaltının gerçekleştiği 11 operasyonun ardından hazırlanan iddianame, ekleriyle birlikte 1100 sayfadan oluşuyor. Bu hafta Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Başsavcıvekili Murat Esen’e sunulacak iddianamenin onaylanması halinde, dava bu suçlara bakmakla yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek. İddianamede bir değişiklik olmazsa dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı “1 numaralı” sanık sıfatıyla hâkim önüne çıkacak. Tek sivil olarak dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün yer aldığı iddianamede, Batı Çalışma Grubu’nu (BÇG) kurduğu öne sürülen Genelkurmay Başkanı Çevik Bir’in ise 2 numaralı sanık olarak yer alması bekleniyor.
İDDİANAMEDE ATAMAN DA VAR
Habertürk'te yer alab habere göre, halen emeklilerin Sincan F-Tipi Cezaevi’nde, muvazzaf subayların ise Mamak Askeri Cezaevi’nde yattığı 76’sı tutuklu toplam 100 sanıklı davanın soruşturması Nisan 2011 tarihinde başladı. 102 kişinin sorgulandığı soruşturmada, tutuklulardan Albay Mehmet Haşimoğlu tedavi gördüğü GATA’da hayatını kaybederken, aralarında savcılık sorgusundan sonra “adli kontrol” şartıyla bırakılan Tümgeneral Sedat Arıtürk’ün de bulunduğu emekli Korgeneral Erdoğan Öznal, emekli Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak ve emekli Albay Eser Şahan’a bir daha ulaşılamadı. İddianamede suç ve delil durumuna göre ilk sıralarda emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Orgeneral Teoman Koman, emekli Tümgeneral Çetin Saner, emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Tümgeneral Kenan Deniz ile son olarak ifadeye çağrılan ve serbest bırakılan, halen görevdeki 1. Ordu Komutanı Orgeneral Yalçın Ataman’ın yer aldığı öğrenildi.
AYRI AYRI CEZA
Dönemin siyasal gelişmelerinin analizi ile başlayan iddianamede; yaşanan siyasi kriz, dönemin Cumhurbaşkan’ı Süleyman Demirel, Başbakan’ı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ile MGK kararları ve 28 Şubat’a ulaşan sürece ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. Sanıkların ve oluşturdukları BÇG’nin bu süreçteki rolüne dikkat çekilen iddianamede, darbenin koşullarının hazırlandığı anlatılıyor. İddianamenin son bölümünde ise sanıkların darbe suçunu işledikleri belirtilerek, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı eski TCK 147. madde (Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyeti’ni cebren iskat veya vazife görmekten cebren men edenlerle, bunları teşvik edenlere ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası hükmolunur) kapsamında yargılanarak ayrı ayrı cezalandırılmaları isteniyor.
400 ŞİKAYETÇİ VAR
SAVCI Bilgili’nin iddianamesinde ‘müşteki’ (şikâyetçi) sıfatıyla yer alan mağdurların başında dönemin Başbakan’ı Tansu Çiller, başörtüsü ile Meclis’e giren milletvekili Merve Kavakçı, dönemin bakanlarından Meral Akşener, Hasan Celal Güzel, Şevket Kazan ile Hasan Hüseyin Ceylan başta olmak üzere çok sayıda Refah Partili milletvekili geliyor. Sincan’da tankların yürümesine neden olarak gösterilen ünlü “Kudüs Gecesi”ni düzenleyen Refah Partili Belediye Başkanı Bekir Yıldız ile ünlü “BÇG” yapılanmasını Genelkurmay’da görevli er Kadir Sarımsak’ın yardımı ile ortaya çıkaran dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, feshedilen HAS Parti’nin bazı yöneticileri ile YAŞ kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırılan askerlerin de aralarında bulunduğu 400 kişilik mağdurlar listesinde ayrıca, kamuda ve özel sektörde “irticacı” olarak fişlendikleri gerekçesiyle işlerine son verilenler de yer alıyor. O tarihlerde yine fişlenenler arasında oldukları öne sürülen dönemin İstanbul Belediye Başkanı Başbakan Erdoğan ile dönemin Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürü CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ise soruşturma safhasında “şikâyetçi “ olmamaları nedeniyle müştekiler arasında yer almadıkları, ancak davanın başlamasından sonra bu yönde mahkemeye bir talepte bulunmaları halinde müşteki olabilecekleri öğrenildi.