250 liraya tüm evi sigortalıyor!

Son iki yıldaki sel felaketi sayısının 6 olduğunu biliyor muydunuz? Peki oluşturduğu zararın sadece 1 milyar lirasının sigorta kapsamında olduğunu… Ak Sigorta Genel Müdürü Uğur Gülen: Halk, ev sigortasını kaskoyla karıştırıyor. Otomobille kıyaslayıp, fiyatı 2-3 bin lira sanıp uzak duruyorlar. Oysa biz 250 liraya tüm evi sigortalıyoruz.

Denen o ki Türkiye yüzde 95'i risk altında olan bir coğrafyada. Ama ne yazık ki buna rağmen halktaki sigorta yaptırma konusundaki bilinç çok düşük. Öyle ki bir anket çalışmasında ortalama 250 lira olan yıllık bir ev sigortasıyla ilgili fiyat tahminleri 2 bin ya da 3 bin lira gibi çok yüksek rakama çıkmış. İşte bu nedenle gelişmiş ülkelerde yüzde 50'lere ulaşmış olan ev sigortası penetrasyonu Türkiye'de yüzde 15'leri geçemiyor. Türkiye'de sigortalanabilir ev sayısı 15 milyonu buluyor ama sigortalı ev sayısı sadece 2 milyon. Kuşkusuz halkta sigorta şirketlerine karşı bir güvensizlik de söz konusu. Mesela, hiç birimizin asla okumadığı, en küçük puntolarla yazılmış sözleşme metinleri yüzünden canı yananların sayısı da az değildir. İşte sigorta şirketleri son zamanlarda halka doğru bir şekilde kendilerini anlatma derdine düştü. Bu eninde sonunda halka yarayacak bir çalışma. Çünkü aslında son yaşanan deprem, sel vs gibi doğal felaketlerde de tecrübe edildiği gibi sigorta zengin değil fakir işi olmalı. Bir evini kaybeden zenginin gideceği başka evleri var mutlaka ama tek bir evini, otomobilini selde, depremde, yangında kaybedenin hali nicedir, düşünün. Bugün projektör tuttuğumuz şirket, Türkiye'de çarpışan dev yabancı şirketlere adeta kafa tutan en büyük Türk sigorta şirketi. Sabancı Holding bünyesinde yer alan ve bu yıl sonuna kadar bir yabancı şirketle evlenmesi beklenen Ak Sigorta'nın Genel Müdürü Uğur Gülen sorularımızı yanıtladı.

İlk 9 ayda Türkiye yüzde 6 büyürken, sigorta sektörü yüzde 12 büyümüş ama siz sigortacılık sektöründeki büyümeyi yeterli bulmadığınızı söylüyorsunuz. Nedenlerini anlatır mısınız?
Sigorta sektöründe, bireysel emekliliğe fena değil. Herkesin temel ihtiyacına hitap etti, bakarsanız 10 milyar lirayı aştı sermaye miktarı. Ama sağlık sigortasında yıllık prim üretimi 11 milyar lira civarında. Sektörün küçüklüğünü Gayri Safi Milli Hasıla'ya (GSMH) oranından anlıyoruz. Türkiye'de sigortanın payı GSMH'nin yüzde 1'ine karşılık geliyor. Dünya ortalaması yüzde 3'lerde. 1990 sonrası bölünen Avrupa'da bu oran yüzde 2.5'lerde. ABD, Kanada ve Japonya gibi ülkelerde yüzde 5'lerde. Biz 36 OECD ülkesi arasında 34'üncü sıradayız. Oysa ekonomimiz büyük. 16 büyük ekonomiyiz. G20'nin bir parçası. Yani aslında büyük bir fırsat var. Ekonomi bu kadar büyürken, sigortacılıkta 27'inci sırada olamayız. O nedenle sektörün bütün devleri Türkiye'ye geldi.

GÖRÜŞMELER SÜRÜYOR
Sigortanın dev oyuncularının Türkiye'de çarpışmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Müthiş bir potansiyel var çünkü. Türkiye, bu açıdan dünyanın en ilginç ülkesi oldu. Aynı anda bütün devlerin çarpıştığı başka bir ülke yok. Hepsi bir yerlere gitmişler ama Türkiye'ye hepsi birden geldiler. 33 sigorta şirketi var ve dünya devleri Axa, Allianz, Egro, Grupama, Aviva ve diğerleri burada.

Bu kadar büyüyüp de hâlâ bir başka şirketle birleşmeyen sanki bir tek Ak Sigorta kaldı. Birleşme rüzgârına en son siz kapılacaksınız belli ki…
Bu süreç devam ediyor. Rakam ve kim olduğu konusunda bilgi veremem. Sabancı Holding yönetimde ve hisselerde eşitlik istiyor. Yine öyle olacak. Ak Sigorta hakikaten bir istisna oldu. Müthiş global oyuncuların bir arada olduğu bir piyasada, çok güçlü bir yerel şirketiz. Prim ödemede dördüncü sıradayız. En büyük şirketin pazar payı yüzde 12, bizim ki de yüzde 8. Şirketin yüzde 62'sini Sabancı Holding kontrol ediyor ve şirket birleşmesi konusunda görüşmeler devam ediyor. Bir ortağa tabii ki ihtiyaç var artık. Gelecekte eksik olabileceğimiz noksanlıkları kapatabilmek için birleşme önemli. Pazar payı almak da kolay değil. Herkes kendi pazarını koruyor. Biz yılın başında öngörülerde bulunduk. Sektörün konsolidasyona ihtiyacı var. Çok sayıda oyuncu var. Daha az sayıda ve güçlü oyuncu olursa iyi olur. Konsolidasyonda biz liderlik yapmak istiyoruz.

Sigortacılık sektöründe bir dönüşüm gerçekleşiyor mu peki?
Kesinlikle. Çünkü sigorta şirketleri eskiden yani faizler çok yüksekken doğru dürüst sigortacılık yapmıyor, sigortacılıktan para kazanmayı düşünmüyorlardı. Faizler yüksekken her şey iyiydir.Çünkü hata yapmıyordunuz. Hata yapma riskiniz yoktu. Her hata yaptığınızda pamuk kozasının içine düşüyordunuz. Yüksek faiz paraşütü açılıyordu, hop diye yumuşacık yatağınıza düşüyordunuz. Yani Türk sigortacılık sektörü düşmeyi öğrenememiş bir sektör aslında.

Hasar ödeyeceğiz diye üzüldüğümüz falan yok!

Siz daha çok araştırma yaptırmış olmalınız. Son zamanlarda doğal afetler fazla mı ve sektörü nasıl etkiliyor?
1900-1940 yılları arasında meydana gelen doğal afet sayısının 7 katı kadar doğal afet 1990 ile 2000 arasında gerçekleşmiş. DSİ verilerine göre son 50 yılda yaşanan bin 768 adet sel sonucu bin 344 kişi hayatını kaybetmiş ve 260 bin hektar tarafım arazisi zarar görmüş. 1999 depreminin maddi zararı 750 milyon doları bulmuş. 2009 Eylül'ünde yaşanan seli hatırlayın. Maddi zarar 700 milyon lira olmuştu. Ekonomiye zararı yaklaşık 3 milyar lirayı bulmuştu. Son iki yılda 6 adet büyük çaplı sel felaketi oldu ve sellerin toplam zararı 1 milyar lirayı buldu. Tabii bunlar sigorta kapsamındaydı. Sigortasız kısmının zararının 3-4 katı olduğu tahmin ediliyor. KOBİ'ler önemli bir de. Biz hep büyük şirketleri konuşuyoruz, oysa memleketin yaşamı KOBİ'lerden geçiyor, onların ayakta kalması lazım. Oysa doğal felaketlere karşı sigortalı değiller. Türkiye'de sigortalanabilir KOBİ sayısı 2 milyonken, sadece 300 bini sigorta yaptırmış düşünün artık.

ASLINDA SEVİNİYORUZ
Belki global ısınmanın etkisiyle Türkiye'de artık sel gibi doğal afetler çok daha sık gözlenir oldu. Bu durum sizi daha sık hasar ödeyeceğiniz için tedirgin ediyor mu?
Bizde iki hafta önceki sel hasarları 1 milyon lirayı buldu. 100 dosya var. İzmir, İzmit, Ankara, Bursa, Yalova, Balıkesir, Antalya'da. Biz bunu bazen tabii ödeyeceğimiz için üzülüyoruz gibi gelebilir ama aslında seviniyoruz. Bu kadar insanın işini göreceğiz ve onlara bırakacağımız olumlu müşteri deneyimi aslında Ak Sigorta'ya daha geniş bir müşteri portföyü getirecek. 100 dosya, belki bin müşteriye neden olacak. O yüzden bazen insan hasar yaparken, gider yaparken üzülür ama biz üzülmüyoruz, gülerek ödüyoruz. Çünkü büyüyen pazar.

Sağlık sigortasındaki rakamlar nerelerde?
Türkiye'de 2 milyon özel sağlık sigortalı insan var. Ki bunların yüzde 80'i çalıştıkları kurum tarafından sigortalı yapılanlar. Yani bireysel olarak sağlık sigortası yaptıranların sayısı 200 bini geçmiyor.

Sanatı kullanıyor

"AK Sigorta risk bilincini arttırmak üzere güzel bir çalışmaya imza atmış. Aziz Sarıyer, Han Tümertekin, Derin Sarıyer, Bihrat Mavitan, Tan Mavitan, Oytun Berktan, Ela Cindoruk ve Bennu Gerede risk ve güven duygusunu konu olan enstelasyonlar yapmışlar. Oytun Berktan'ın 'Kafesten Güvenli Çıkış-Korkularından sıyrıl' isimli çalışmasını Ak Sigorta, yeni yapılan Adalet Sarayı'na hediye edecek.

İzmit depremi simülatörü okul geziyor

Sigortacılığa bir türlü alışamıyoruz. Bu yüzden mi işe okullardan başladınız. Çocuklara sigorta bilincini nasıl yayıyorsunuz?
200 okul gezdik. 100 bin öğrenciye ulaştık. İki TIR yaptık. Birinde yangın, deprem, sel anlatıyoruz. Deprem simulatörü yaptırdık Türk mühendislerine ve Gölcük depreminin sismik verileriyle çalışıyor. 10 il ve 50 ilçeye gittik. Bire bir eğitim verdik öğrencilere. Deprem, sel ve yangın olduğunda yapman gereken ve yapmaman gereken üç şeyi anlattık. 1 milyon kişiye ulaştık. Bütün meydanlarda yaptık. Hedefimiz 5 yılda bütün Türkiye'yi dolaşmak.

Sigorta 2009'da yeni sayfa açtı!

"Düşünün ki birkaç yıl öncesine kadar her ürünün fiyatı her yerde aynıydı. Trafik sigortası alacaksınız ödeyeceğiniz para aynı. Oysa şimdi öyle değil. Faizler düşünce rekabet de arttı. Tüketici bilinci de biraz daha yükseldi. Şu anda sigortacılık tam bir dönüşümden geçiyor. 2009'dan sonra yeni bir sayfa açıldı."

ŞELALE KADAK / SABAH