Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Ödemeler bankaların ve kredi birliklerinin en önemli faaliyet alanlarından biri. Ancak bu önemli gelir kaynağı risk altında. Finans kurumları korona virüsün eşi benzeri görülmemiş gerekliliklerine hızla yanıt verdi, dijital bankacık kapasitesini arttırdı, temassız ödemeleri yaygınlaştırdı. Ancak pandemi sert bir şekilde kesintiye uğrayan ekonomik aktivite nedeniyle, ödeme gelirlerini düşürdü. Aynı zamanda korona virüs, ödeme alanına yeni rakipleri ortaya çıkaran trendleri hızlandırdı, yeni tüketici ihtiyaçları ve beklentileri yarattı ve dijital dönüşümde hiç görülmemiş bir sürat ortaya çıkardı.
Accenture’a göre, “ödeme alanının hiçbir alanı, pandeminin etkilerinden kaçamayacak”. Danışmanlık şirketinin tahminlerine göre 48 trilyon dolar değerinde ödeme, nakitten kartlara, bankalar arası ödemelere ve şimdi al sonra öde gibi alternatif ödeme araçlarına kayacak. Bu durum ödeme sağlayıcıları için 300 milyar dolarlık bir fırsat yaratıyor.
Ancak Accenture, bankaların, değişimin hızı artarken ve vereceği zararın boyutu ortaya çıkarken karşı koymaya çalıştığını söylüyor.
Elbette her şey karamsarlık gerektirmiyor. Bankaların halen önemli bir boyut ve güven avantajı var.
Özellikle de dijital ödeme alanında dolandırıcılık riski ani bir şekilde yükselişe geçtiği için bankalar tamamen dezavantajlı durumda değil. Ancak eski ödeme altyapısını modernize etme ihtiyacı daha önce, geleneksel kurumlar için hiç bu kadar önemli olmamıştı.
Deloitte’in ABD Bankacılık ve Sermaye Piyasaları Ödeme Başkanı Zachary Aron, “ödeme alanında korona virüs sonrası dönemi düşünmek, performansın yeniden yükselmesi için fırsatlar sağlayabilir” dedi.
Bu yazıda yer alan 7 ödeme trendinde, bankaların karşılaşacağı güçlüğün boyutu görülüyor. Aynı zamanda önümüzdeki yıl bu trendlere hazır olmak için tavsiyeler de yer alıyor.
Pandemi nedeniyle değişen koşullar, tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarının e-ticarete yönelmesine neden oldu. Kara Cuma alışverişi rakamları, örneğin mağazalardaki yoğunluğun 2019 yılına kıyasla yarıya düştüğünü ancak online olarak yapılan alışverişlerin %22 oranında arttığını gösterdi.
Capgemini’nin Ağustos ayında yaptığı bir araştırmanın sonucuna göre, aylık alışverişlerinin yarısını e-ticaret üzerinden yapan tüketicilerin sayısı pandemi sürecide neredeyse ikiye katlandı. Buna ek olarak tüketiciler, perakendeden e-ticarete geçişin, virüsün kontrol altına alınmasının ardından da devam etmesini bekliyor.
Capgemini’den yapılan açıklamada, “devam eden korona virüs ortamı tüm jenerasyonlarda dijital kanallara ve dijital ödeme yöntemlerine geçişi tetikledi” dendi. Açıklamanın devamında “baby boomer’lar bile (56 yaş ve üzeri) karantina döneminde ödemelerini daha çok dijital kanallardan yaptıklarını söylediler” ifadesi kullanıldı.
Aynı zamanda şirkete göre tüketicilerin %64’ü pandemi sürecinde temassız ödeme kullandıklarını söyledi. Tüketicilerin %41’i ise pandemi sürecinde, ilk kez temassız ödeme yöntemini kullandı. Bunun yanında, Mercator Advisory Group’un anketine göre, ABD’de QR kullanarak yapılan ödemelerde, Ekim ayında %11 artış görüldü. Son dönemde PayPal, Square ve Uber Eats de QR koduyla ödeme yönetimini getirdi.
Ödeme alanı birçok oyuncuyu çekiyor çünkü oldukça kazançlı bir alan. McKinsey dünya çapında ödeme alanında yer alan dört sektör segmentinin toplam hissedar getirisini hesapladı.
Ne yazık ki ödeme hizmetlerinin son döneme kadar tek sağlayıcıları olan geleneksel finansal kurumlar için, artan getiriler bir anlam ifade etmiyor. Bunun nedeni geleneksel ödeme gelir kaynaklarının düşük faiz oranları, yüksek kredi kartı kayıpları ve düzenlemeler ve rekabet nedeniyle ortaya çıkan diğer ödeme ücretleri nedeniyle düşmüş olması. McKinsey, bu tablonun yakın zamanda düzelmesini beklemiyor.
Boston Consulting Group (BCG) analistleri, üç korona virüs sonrası senaryoda perakende ödemeleri gelirlerinin büyüme tahminlerini gerçekleştirdi. Küresel olarak, perakende ödemelerinin gelirleri büyüme göstermeye devam edecek ancak bu oran 2014-19 arası görülen seviyeleri %8 altında kalacak. Tüm bu veriler ışığında, ödeme alanında faaliyet gösteren geleneksel finans kurumları bir çıkmaz içinde kalıyor.
McKinsey’e göre ödeme hizmetlerinin “mülkiyet maliyeti” yüksek kalmaya devam edecek ve bu nedenle müşteri deneyimini geliştirmek için yeni ürünlere yatırım yapma fırsatları azalacak. Ancak bunu yapma gerekliliği giderek artıyor.
Ödeme alanı, finteklerin ortaya çıkmasından önce de zarar görmeye başlamıştı. Ancak önceden gerçekleşen hasarlar, devrim değil evrim niteliğinde oldu.
Yine de 2020 yılında hızlanan ödeme alanındaki bozulma devam edecek. ABD bu değişim karşısında en savunmasız kalan ülkelerden biri oldu. Accenture’un raporuna göre, ödeme alanında en büyük risk altında olan ödeme aracı kredi kartları. Bunun nedeniyse, şimdi al sonra öde (BNPL) yöntemi.
Affirm, Klarna ve Afterpay gibi fintek şirketleri tarafından sağlanan bu yöntem tüketicilerin, alışveriş esnasında ya da alışveriş sonrasında, bir kredi kartı ya da taksit planı seçmesine imkan tanıyor. Bu planlar genellikle bir sabit ücret karşılığında sunuluyor. Accenture’a göre, BNPL ödemeleri şimdiden ABD’de %15’lik pazar payı kazandı.
Şirket ödemeleri ve ticaret finansı, bu işlemlerin karmaşıklığı nedeniyle şimdiye kadar oldukça az hasar almış olsa da fintekler hızlı bir şekilde küçük ve orta ölçekli şirketler ödeme pazarına giriş yapıyor. Fintek şirketleri karmaşıklığı azaltmaya odaklanıyor ve küçük işletmeler bu yöntemden oldukça yüksek fayda sağlıyor.
Capgemini, “yeni dalga fintek şirketleri B2B ödemeleri alanında daha fazla yer almak istiyor” dedi. Açıklamanın devamında, “ilk jenerasyon fintek şirketleri, perakende ödemelerinin değer zincirinin ön cephesinde hasar bıraktı ve uluslararası ödemelere adım attı. Şimdiyse oldukça önemli olan B2B orta ve arka ofis fonksiyonlarını hedef alıyorlar” ifadelerini kullandı.
Bu şirketler arasında Hollanda’dan Adyen, ABD merkezli Stripe, İngiltere’de Rapyd ve Iwoca yer alıyor.
Capgemini’ye göre, “Google ve Facebook ödeme alanını, büyüyen pazarlara giriş için bir yöntem olarak gördüklerini saklamıyor.” Büyük teknoloji şirketlerinin bügüne kadar gerçekleştirdiği girişimlerin büyük bir bölümü ABD dışındaki pazarlarda olsa da, bu şirketlerin ödeme alanında ABD’deki faaliyetleri de hız kazandı. Daha önce Facebook, Hindistan’da Whatsapp’la ödeme özelliğini başlatmıştı.
Google bu yıl sonbahar aylarında Google Pay dijital cüzdan uygulamasını güncelledi ve kapsamını genişletti. Ayrıca cüzdan, Google’ın, Citibank gibi birçok bankayla bir arada sunduğu yeni Google Plex tasarruf ürünüyle de birlikte çalışabiliyor. Capgemini, “ödeme alanı, büyük teknoloji şirketlerinin finansal hizmetler alanına girişi için bir kapı” dedi.
Dijital para birimlerinin hatırı sayılır miktarda insana ulaşması için birkaç yıl gerekebilir ancak şimdiden bazı merkez bankaları kendi dijital paralarını piyasaya sürmeyi planlıyor. Facebook, kendi geliştirdiği kripto para Libra’yla yoluna devam edecek. Facebook ABD’de ve diğer birkaç pazarda dolar destekli bir Libra’yı ve Novi dijital cüzdanı en erken Ocak 2021’de piyasaya sürecek.
Şimdiden birçok banka stablecoin’ler çıkardı. Bu stablecoinler, dolar gibi bir varlığa sabitlenmiş dijital para birimleri anlamına geliyor. Bu bankalar arasında ise New York’un ünlü bankası JPMorgan Chase de yer alıyor. Boston Consulting Group’a göre, dijital para birimleri geniş kitlelere ulaştığında “diğerlerinin ilk hamleyi yapanın önüne geçmesi zor olacak”. Danışmanlık şirketi bankaların potansiyel sonuçları analiz etmesi ve aktif bir şekilde oynayacakları rolü ve kurabilecekleri işbirliklerini düşünmesi gerektiğini öngörüyor.
Accenture’un anketine göre ABD ve Kanada’da banka yöneticilerinin %88’i, kapsamlı dijital dönüşüm çabalarının kilit unsurlarından birinin ödeme alanını dönüştürmek olduğunu düşünüyor. Banka yöneticilerinin birçoğu uzun yıllar sürecek, ödeme modernizasyonu programlarına başladı.
Buradaki sorun Accenture’a göre bu yatırımların müşteri ihtiyaçları nedeniyle değil, yönetimsel faktörler ya da uyum gerekliliği nedeniyle yapılıyor olması.
Aynı zamanda bu yatırımların büyük bir bölümü kişisel ödeme çözümlerine yönelik ve koordine edilmiş kapsamlı bir plana hizmet etmiyor. Bulut sağlayıcılarına geçiş gibi bazı çözümler, fayda sağlıyor ancak içinde bulunduğumuz ortamda bankalara rekabet avantajı sağlamak için yeterli değil.
Facebook’un kripto para girişimi ismini değiştirdi
WhatsApp’ta yanlış mesaj gönderme tarihe karışıyor!
Yazılım şirketi rekor fiyata satıldı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.