Gelişmekte olan ülkeler için iyi başlayan 2014 kötü bitecek gibi gözüküyor. ABD’nin tahvil alım programını sonlandıracağına ilişkin beklentilerle ibre gelişen ülkelerde tersine dönmüştü. Gelişen ülkelerin paraları dolar karşısında son 10 yılın en düşük seviyesine yaklaştı. Petrol fiyatlarındaki düşüş enerji ihracatçısı ülkelerin parasına olumsuz yansırken, Çin’in yavaşlaması Asya paraları üzerinde baskıyı artırdı. Uzmanlar, ‘dolar ralliye daha yeni başlıyor diyor ve2015 başında gelişen ülke paralarındaki düşüşün süreceği tahmininde bulunuyor.
Dolar/TL 2 ayın zirvesine çıktı
Dünya'nın haberine göre, ABD’de açıklanan güçlü istihdam verisinin ardından Fed’in faizleri daha erken artırabileceği beklentisinin güçlenmesiyle dolarda yaşanan değerlenme eğiliminin dün de devam etmesiyle dolar/TL 2.28'i aşarak 16 Ekim'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Bankacılar TL’deki değer kaybının İtalya’nın not düşüşü ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu üyesi Ewald Nowotny’nin açıklamaları ile hız kazandığını söylediler. ABD etkisi, Çin’in yavaşladığına dair kaygıların artması ve Japon Yeni’ndeki gerileme diğer gelişen ülkeler üzerindeki baskıyı artırdı. Dün Hindistan Rupisi, Malezya Ringiti en çok değer kaybeden paralar arasındaydı.
Gelişen ülke paraları 10 yılın en düşük seviyesinde
20 döviz kurunu takip eden Bloomberg endeksi bu yıl 2008’den beri en sürt düşüşünü gösterdi. Endeks yüzde 10’luk kayıp ile 2013 yılındaki seviyelere geriledi. Bu yıl parası en sert gerileyen ülke Rusya oldu. Parası dolar karşısında yüzde 40 gerilen ülke, düşüşü durdurmak için rezervlerinden 90 milyar dolar harcadı. Haziran ayında ABD mahkemelerinde alınan bir kararın ardından vadesi 30 Haziran’da dolan tahvillerinde borç servisinin “imkansız” olduğunu açıklayarak borçlarında temerüdde düşen Arjantin, yüzde 26.99 ile parası en çok değer kaybeden ikinci gelişen piyasa oldu. Son bir yıl içinde dolar karşısında en büyük değer kaybı yaşanlar arasında TL üst sıralarda. Türk Lirası son 12 ayda yüzde 11.10 değer kaybetti. Yüksek cari açığı ve düşük rezervleri nedeniyle Türkiye, Güney Afrika, Brezilya, Hindistan ve Endonezya bu yıl piyasalarda ‘kırılgan beşli’ olarak adlandırılmıştı.
Gelişen ülkelerde kayıp sürecek
Dolar endeksi bu yıl altı gelişmiş ülkenin paralarından oluşan sepet karşısında yüzde 11 değer kazandı ve endeks 88.7 puanla 5.5 yılın en yüksek düzeyinin gördü. Bu yıl yatırımcı tercihini dolardan yana kullandı ancak uzmanlara göre dolara büyük göç henüz başlamadı bile. Global Macro Investor bültenini hazırlayan analist Raoul Pal, ocak ayında ya da en geç şubat ayında doların gerçek yükselişine başlayacağına inandığını söyledi. Gelecek yıl doların Japon Yeni, euro, Avusturalya Doları gibi paralar karşısında psikolojik bariyerleri geçeceğini ve bunun diğer gelişen ülke paralarına da yansıyacağını kaydetti. Gelecek yıl güç kaybedecek paralar arasında Doğu Avrupa paraları ile Asya’da Filipinler Pezosu başı çekiyor. Euro ile doğrudan bağlantılı Polonya, Macaristan, Romanya gibi ülkelerin parasında gerileme, ECB’nin parasal genişlemeye devam etmesiyle analistlere göre sürecek. Çin’in yavaşlaması gelişen Asya’da baskıyı artıracak ve uzmanlara göre Filipin Pezosu, bölgedeki en fazla düşecek paralar arasında yer alacak. Emtia fiyatlarındaki gerileme ve güçlü dolar Latin Amerika paralarının görünümünü kötüleştirmeye devam edecek.
İçeride kur 2015’te ortalama 2.33 olur
Scoatia Bank, 2015 raporunda hemen hemen tüm gelişen ülke paralarının 2015’te dolar karşısında gerileyeceğini öngürdü. 2014’te ortalama 126 olmasını beklediği dolar/ yen kurunun gelecek yıl 130’a yükseleceği tahmininde bulunan
finans kuruluşu, euro/dolar paritesinin bu yıl ortalama 1.25, gelecek yıl 1.18 ve 2016’da 1.14 olacağını öngördü. Kuruluş Meksika Pezosu, Brezilya, Reali, Hindistan Rupisi, Malezya Ringiti, Güney Kore Wonu, Güney Afrika Randı, Macar Forinti ve TL’de gerilemenin sürmesini bekliyor. Scotiabank’a göre bu yıl ortalama Dolar/TL kuru 2.25 olacak. Gelecek yıl için ise beklentisi 2.33 ve 2016 için 2.40.
BIS’ten gelişen ülkelere ‘sıcak para’ uyarısı
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), gelişmekte olan ülke şirketlerinin kurulu oldukları ülke dışında piyasadan yaptıkları borçlanmaların bu şirketlerin ülke dışındaki iştiraklerinin giderek artan rolü nedeniyle görünenden daha zayıf olabileceğini belirtti. BIS tarafından yayınlanan çeyrek dönem raporunda gelişmekte olan ülkelerde bankalar dışında kalan şirketlerin 2009 ile 2013 arasında yaptığı toplam borçlanmanın yaklaşık yarısını oluşturan 252 milyar dolarlık tutarın bu şirketlerin ülke dışındaki iştiraklerince ihraç edildiği belirtildi. Raporda, ülke dışındaki iştiraklerin yaptığı borçlanmaların şirket bilançosuna şirketler arası kredi olarak yansıtıldığı ve bunun ana şirket bilançosuna doğrudan yabancı yatırım olarak kaydedilerek verilen istikrar görüntüsünün yanıltıcı olduğu belirtildi. Raporu hazırlayanlardan Hyun Song Shin, ülke dışındaki iştiraklerden ana şirkete verilen kredilerin büyük sermaye yatırımları gibi doğrudan yabancı yatırım olarak sınıflandırılmaması gerektiğini belirtti. Shin geçen hafta cuma günü katıldığı bir toplantıda, “Söz konusu krediler, istikrarlı veya ‘iyi’ sermaye akımlarından ziyade alacaklıların anında geri ödeme talep edebildiği ‘sıcak para’ya benziyor” dedi. BIS verilerine göre geçen yılın ilk çeyreğinde sadece Brezilya, Çin ve Rus şirketleri kendi iştirakleri üzerinden 35 milyar dolar borç akımı sağladı. BIS’in parasal ve ekonomik işlerden sorumlu bölümün başında bulunan Claudio Borio ayrıca yerel para biriminin doların karşısında değer kaybetmesi nedeniyle dolar cinsi yüksek tutarda dış borç taşıyan şirketlerin borçlarını geri ödemekte zorlanabileceğini ifade etti.