2014'te borsadayız
Dünyagöz’ün sahibi Eray Kapıcıoğlu, 2014 yılında borsaya açılma planlarının olduğunu söyledi
Dünyagöz’ün sahibi Eray Kapıcıoğlu, merdiven altı klinik ve göz merkezlerinin devleti dört kez zarara uğrattığını söyleyerek SGK müfettişlerini göreve çağırdı: SGK’nın çok büyük kaybı var
Dünyagöz Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu, bir yıl boyunca sağlık güvencisi olmayan insanlara ücretsiz muayene imkanı sağlayarak başlattıkları proje, devletin göz hastalıklarındaki kayıpları, sektöre yaptıkları katkılar ve hastanelerinin yeni hedefleri konusunda Taraf’ın sorularını yanıtladı.
Sosyal sorumluluk projesi
» “Alokatarakt projesi” nasıl ortaya çıktı?
Dünyagöz yönetimi olarak büyük bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. Vatandaşlara kaliteli hizmetten, katarakt ameliyatı ve muayenesinden 1 yıl boyunca fark ücreti almayacağız. Sosyal Güvenlik Kurumu’na bağlı vatandaşlarımızın gelip biz de sigorta kapsamında ameliyat olamaması ve bu apartman altı klinik dediğim sadece katarakt ameliyatı yapan ve sadece muayene yapan ve yüzde 100 gelirleri SGK’dan olan bu yerlerinde insanların SGK karnelerini kredi kartı gibi kullanıp devletten para kazanmaları, insanlara hiç gerekmeyen ameliyatları yapmaları, ameliyata ihtiyacı olmayanları ameliyatı yapmış gibi fatura etmeleri ve son 3-4 senedir vatandaşlardan gelen ciddi boyuttaki şikayetler...
Biz bunları dinliyoruz, gelen şikayetlerin sayısına bakıyoruz ve Ankara’ya Sağlık Bakanlığı’na, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildiriyoruz. Çok gereksiz tedavilerin yapıldığı, köylerden insanların toplandığı, mahallelerden, muhtarlardan, köy kahvelerinden, camilerden, emekli insanların otobüslere, minibüslere bindirilerek 6-8 saatlik yollarda bunları taşıyarak bu kliniklerde ellerindeki SGK karnelerini de kullanarak muayeneden başlayıp ameliyata kadar götüren tedaviler yapıyorlar. Bunların çoğu gereksiz şekilde yapılan ameliyatlar. Bundan etkilenen zarar görenleri de insanlar gelip bize anlatıyorlar. Bu bizi çok rahatsız etti. Ankara ile defalarca bunları yazışmalarla paylaştık ve en sonunda 8 aydır Çalışma ve Maliye Bakanlıklarının yapmış olduğu çalışmayla 410 TL olan katarakt ameliyatını 622 TL’ye çıkarmaları, onların bir adım atması bizim de beş adım atmamıza sebep oldu. Biz de 240 değişik göz tedavisi yapan bir hastane olarak yapmış olduğumuz tedavilerden bir tanesi olan katarak ameliyatını, “Alo katarakt” adında bir proje ile insanlara sunalım dedik. Ameliyat bilgilerimizden herkesin bilgi almasını ve insanlarımızın o tuzaklara düşmemesini sağlayalım. 13 Ağustos’ta bu projeyi duyurmaya başladık. Dünyagöz Hastaneler Grubu, sosyal sorumluluk bilinciyle başlattığımız “Alokatarakt” projesini il il dolaşıp tüm Türkiye’ye anlatıyoruz. Bu kapsamda 5 tır ve 20 araçtan oluşan filomuz Anadolu’da el ilanı ve broşürlerle 3 ayda 81 ilde halkı bilinçlendirecek.
GÜNDE 250 AMELİYATIMIZI SGK’LILARA AYIRDIK
» Projenin geri dönüşü nasıl, insanlar memnun kaldı mı?
Dünyagöz gibi güçlü, içinde 200 kadar profesörün barındığı 150 metrekare kapalı alana ulaşan ve Avrupa’da da tek hastanesi olan Türkiye’nin sağlık grubu. Teknolojisi, altyapısı, hekimleri ve iyi bir marka olduğu için “Alokatarakt” sayesinde merdiven altı klinikler daha önce kandırdıkları insanları kandıramıyorlar. İnsanlar 45 gün önce gelip 2 bin 500 TL ödedikleri katarakt ameliyatına bugün karneleri ile gelip hiç para ödemeden ameliyat oluyorlar. Bu tabi insanları çok mutlu ediyor. Biz günde 600 ameliyat kapasitesi olan bir grubuz. Bu 600 ameliyatın 250 tanesini SGK’lı vatandaşlarımıza ayırdık. 350 ameliyatı da diğer 240 branşta yapılacak ameliyatlarımıza ayırdık. Bunların içinde her türlü ameliyat var. İlginç olanı ise hastanelerimize katarakt ameliyatı için başvuran bin kişi varsa bunların yüzde 60-70’inin ameliyata ihtiyacı olmadığı çıkıyor ortaya. Bunlar hep o merdiven altı kliniklerin ameliyat olmanız gerek dediği hastalar.
DEVLETİ ZARARA UĞRATIYORLAR
» “Merdiven altı” dediğiniz kliniklerin devlete ne gibi zararları oluyor?
Devlet bu merdiven altı klinikler tarafından dört defa soyuluyor. İnsanları köylerden topluyorlar, muayene ihtiyacı olmayanlara ücretsiz muayene yapacağız diye içeri sokuyorlar, gereksiz tetkik ve ameliyatlar yaparak devleti zarara uğratıyorlar. Bu kliniklerin, bu göz merkezlerinin SGK müfettişleri bordrolarını denetlesin, hepsi asgari ücretten, orada çok ciddi SGK kaybı var, Maliyenin muhtasar kaybı var, ayrıca çalıştırdıkları doktorları bin, iki bin gibi bir maaştan gösteriyorlar, onlara en az 25 bin TL açıktan para veriyorlar. Hem doktorun gelir vergisi kaçırılıyor, hem de hastane gelir vergisi kaçırıyor. Bu kliniklerin sahipleri de dışarıdan müşterileri olmadığı yüzde 100 gelirleri SGK’dan olduğu için doktora ödedikleri açıktan o parayı da başkalarının adına kurdukları şirketlerden kendi şirketlerine fatura kesip o açığı da öyle kapatıyorlar. Devleti SGK priminden, muhtasardan, KDV’den ve gelir vergisinden soyuyorlar. Hem doktoru soyuyor, hem de müessese sahibi soyuyor. Yani 4 türlü soyuyorlar.
» Dünyagöz Hastanesi büyümeye devam edecek mi? Hedefinizde kaç tane daha hastane açmak var?
14’ü yurtiçi, dördü yurtdışı olmak üzere 18 noktada hizmet veriyoruz. Bu sene yapılan İzmir, Gaziantep, Konya, Kayseri, Erzincan hastanelerimiz var, mayıs ayında hizmete girecek. Moskova ve Makedonya Üsküp’te önümüzdeki sene hizmete girecek, 25 şubeye çıkacağız. 2018’in sonuna kadar yaptığımız bir plan var; 25’e yakın hastane açmayı planlıyoruz Anadolu’nun değişik illerinde.
2014’TE BORSADAYIZ
» Borsaya açılma planınız var mı?
Bu sene borsaya açılmayı planlıyorduk ancak piyasaların kötü oluşu bize bunu erteletti. 2014’ün ikinci çeyreğinde düğmeye basıp üçüncü çeyreğinde açılmış olmayı düşünüyoruz. Dünyagöz şu anda sağlık kuruluşlarında borçsuz bir gruptur. 2014’te Dünyagöz’ün borsaya açılmasından sonra, Dünyagöz’e yatırım yapanlar hem temettü alacak hem de her yıl hem de büyümeden faydalanacak, borsaya böyle gireceğiz.
» Kuzey Irak’ta hastane açmayı düşünüyor musunuz?
Dünyagöz büyümeye devam ediyor, yalnız Türkiye’nin değil dünyanın en büyük göz grubu oldu. Bizim sadece Türkiye’de değil, dünyada da bir rakibimiz yok. Türkiye’de bir sürü hastane var ve hepsi birbirine rakiptir ama Dünyagöz’ün rakibi yoktur. Üniversiteler bile bugün artık Dünyagöz’ün rakibi değil. Çok iyi bir altyapıya sahibiz. Erbil’de Barzani’ye yakın güçlü bir grupla küçük hisselerle bir ortaklık durumumuz olabilir. 2016’nın sonuna kadar Irak’ta oluruz.
» Yurtdışından ameliyat olmaya gelen hastalarınız da var mı?
107 ülkeden hasta ameliyat olmaya bize geliyor. Geçen sene 40 bine yakın hasta geldi yurtdışından. Bu sene 50 bin olarak bekliyoruz. Antalya’da çok büyük bir hastanemiz var, sağlık turizminde üs olarak orayı kullanıyoruz. Amacımız oradaki hastanemizde yabancı hasta sayısını daha da çoğaltmak.
KENDİ DOKTORUMUZU YETİŞTİRECEĞİZ
» Dünyagöz’ün yeni hedefleri nelerdir?
Bu işi daha da büyüteceğim, bu işin üniversitesine gireceğiz, kendi doktorumuzu kendimiz yetiştireceğiz. Avrupa’nın birçok ülkesinde göz hastaneleri açma hedefimiz var. 2018’in sonuna geldiğimizde 400 kadar göz doktoru kapasitesine olacağız. Bugünden itibaren kendi derneğimizi kurma çalışmalarına başladık. Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) diye göz doktorlarının bağlı olduğu bir dernek var ama bunlar işlerini yapıyorlar mı o bir soru işareti. Biz Avrupa Oftalmoloji Derneği ve 4-5 tane yabancı hoca ile beraber bir çalışma başlattık, onlara bir görev verdik. Meclisten yabancı hoca ile çalışma izni çıktı, Dünyagöz olarak şu anda 5 tane çok önemli her biri başka bir branşta profesör transfer ediyoruz. Bunla kongrelerde söz sahibi insanlar, bunları da derneğin yapısının içerisine koyacağız.
Senede 363 gün çalışırım
Nalburluktan iş adamlığına bir hayat hikayeniz var, genç girişimcilere öğütleriniz nelerdir?
Ben 16 yaşımdan beri senenin 363 günü çalışan bir insanım, bayramlarda birer gün izin yaparım. Çalışmayı çok seviyorum. Nalbur dükkânı ile başladım. Çok büyük sermayelerimiz para kazandıkça, o işi geçtiği anda o işleri terk etmeyi bildik. Nalburu geçince inşaat malzemeleri toptancılığına döndüm. Onu da geçince inşaat işi yapmaya başladım, derken sağlık işine döndüm. Sağlık işine çok emek veriyorum, bu işe çok zaman ayırıyorum, bu işi yaşıyorum. Günde 16 saate yakın zamanım geçiyor, çocuğum gibi artık burası.