'2011de toparlanma olması şart'
Güneş Sigorta Genel Müdürü İlker Aycı; sigorta şirketleri açısından 2011â²in bir çıkış yılı olabileceğini söyledi
Güneş Sigorta Genel Müdürü İlker Aycı; sigorta şirketlerinin fiyatlamada tarife disiplinine uymaları ve sermayelerini tehdit etmeyecek makul işler yapmaya devam etmeleri durumunda, 2011â²in bir çıkış yılı haline geleceğini söyledi
Sektörün ve Güneş Sigortanın ilk 3 aylık performansını değerlendiren İlker Aycı, çarpıcı açıklamalarda bulundu. İlk 3 aya bakarak sektörün tamamının fotoğrafını çekmenin mümkün olmadığını ifade eden Aycı, sektörde geçiş sürecinin şirketler üzerindeki maliyeti ve yükünün hala bilançolara yansıdığını belirtti. Teknik anlamda hala sektörde bir zarar olduğuna dikkat çeken Aycı, bunun nedenlerini şöyle sıraladı: Bu zararın nedenlerini sıralamak gerekirse birincisi ve büyük oranda etkili olan yüksek karşılık ve ihtiyat çalışmasının bilançolara yansıması, ikincisi de tabii ki fiyat rekabeti ve üçüncüsü de alım gücünün neredeyse 2006 seviyesinde olması. Sektördeki tüm şirketlerde durum üç aşağı beş yukarı aynı diyen Aycı, Büyüklüklerine bakmazsızın söylüyorum. Şunu da söylemem gerek şirketlerin bilançolarından reel para çıkışı pek yok. Bu paraların çok büyük bir kısmı rezervde duruyor. Dolayısıyla orda reel anlamda bir kasadan para çıkışı olmadığı için reel bir zarar yok aslında. Yani bu kötü bir zarar değil dedi.
Anadolu da zarar yazıyor
Sektörün eskiden Anadoluda kar edip büyük şehirlerdeki zararını kompanse edebildiğini fakat artık Anadoluda da karların düştüğünü vurgulayan Aycı, sektörün klasik mantığının bozulduğuna ve Anadolunun da büyük şehirler gibi zarar vermeye başladığına dikkat çekti. Anadoluda hasarların çok yükseldiğine ve suiistimallerin artığına işaret eden Aycı şunları söyledi: Bu böyle gitmez; düzelecek çünkü sektörde bir nicelik, bir büyüklük savaşı vardı. Bu nicelik savaşını, sermayenin maliyetinin bu kadar yükseldiği, geçiş maliyetinin bir fatura olarak önümüzde durduğu, finansman maliyetinin karşılanması gerektiği faturanın önümüzde durduğu bir dönemde sürdürmeye çalışmak çok akılcı gözükmüyor.
Pandoranın kutusu açılmalı
Yaşanan fiyat rekabetine mutlaka sermayedar freni geleceğini söyleyen Aycı şöyle konuştu: Hiçbir sermayedar 2011 yılında da şirketlerinin zarar yazmasına tahammül etmez. Tamam, 2009 zarar yılıydı; 2010 da öyle olacak muhtemelen. Bilançolar 2010â²da da çok büyük oranda aynı gösterecek ama 2011â²de bir toparlanma olması şart. Fiyatlarda küçük küçük kıpırdanmalar başladı. Piyasada hareketlilik var. Ekonomide bir canlanma var. Bunların etkisinin olacağını ve bu noktada da hasar prim dengelerinin daha düzeleceğini bekliyoruz. Eğer sigorta şirketleri fiyatlamada tarife disiplini yanında kararlar almaya başlarlarsa; sermayelerini tehdit etmeyecek öz kaynaklarını yemeyecek şekilde makul ve mantıklı işler yapmaya devam ederlerse, o zaman 2011 sigorta sektörü için bir çıkış yılı haline gelecektir. Daha önceki görüşmelerde de aktardığımız gibi hala sektördeki satın almalar bitmedi. Sektördeki satın almalar bitmeden, pandoranın kutusu açılmadan bu işin dengeye oturması mümkün değil. Hala satış söylentileri olan 4- 5 tane çok büyük şirket var. Bu 4-5 şirketin el değiştirmesi olmadan ne sermayedarlar tam olarak bu tabloyu görebilecekler, ne de biz bu ikili rekabetten kurtulabileceğiz. Düzenlemelerden memnunum Hazinenin uygulamalarına da değinen Aycı, dünyada sadece Türkiyede sigortacılığın seviyesinin prim pastasıyla ölçüldüğünü, gelişmiş ülkelerde ise üstlenilen risk miktarının konuşulduğuna dikkat çekti. Bizde hala eski anlayış hakim. Prim konuşuluyor dolayısıyla mentalite farkı vardiyen Aycı şunları söyledi: Artık küçük sermayelerle devasa riskleri şirketlerin üstlenmesi mümkün değil. Bu bakımdan sektörde konsolidasyon kaçınılmaz. Satışlar gelebilir, blok veya parça parça satışlar gelebilir. Bence Hazinenin bu uygulaması doğrudur. Yapılan düzenlemelerden çok memnunum."
TÜSAF e-gazete