BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 49,54 -3,43 257.608.000.000,00
ALBRK 6,50 2,52 16.250.000.000,00
GARAN 102,80 -1,81 431.760.000.000,00
HALKB 19,68 -1,30 141.396.431.866,56
ICBCT 12,39 -0,48 10.655.400.000,00
ISCTR 10,66 -3,62 266.499.680.200,00
SKBNK 5,07 -1,93 12.675.000.000,00
TSKB 10,49 -1,78 29.372.000.000,00
VAKBN 20,40 -2,11 202.284.799.069,20
YKBNK 22,16 -3,57 187.186.656.453,44

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaSigorta - BES ve Hayat2010'da finansal gelirler daha da azalacak----

2010'da finansal gelirler daha da azalacak

2010'da finansal gelirler daha da azalacak
17 Aralık 2009 - 07:13 www.finansingundemi.com

Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, 2009 yılında ortalama faiz getirisinin halen iyi sayılabilecek durumda olduğunu belirterek 2010 faiz gelirlerinin önceki yılın gerisinde kalması nedeniyle finansal gelirlerin daha da düşük gerçekleşeceğini kaydetti.

"Ortalama faiz gelirleri önceki yılın gerisinde kalacağından, finansal gelirler de düşük olacaktır." Bu sözler, Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su'ya ait. Mustafa Su, sigorta sektörünün 2009 yılını değerlendirip 2010 yılından beklentilerini açıklarken işte bu cümleyi kullanıyor. "Neden böyle bir açıklama" diyecek olursanız.. O tarafını anlatmadan önce, Mustafa Su'nun 2009 yılı değerlendirmesini sizlerle paylaşayım. Mustafa Su, global krizin, dünyada finans sektörünün dışında en fazla otomotiv pazarını etkilediğine değiniyor ve bu durumun da prim üretiminin önemli bir bölümünü kaza branşından alan sigorta sektörü için sıkıntı oluşturduğuna dikkat çekiyor. Bu duruma ek olarak, kişilerin gelirindeki düşüşle harcamalarda belirli bir daralma yaşandığını da ifade eden Su, "Türkiye'de halen yanlış bir şekilde sigorta harcamaları ilk vazgeçilebilen gider kalemlerinden biri olarak görüldüğünden, sektör genelinde reel anlamda prim üretimi açısından bir küçülme meydana gelmiştir" diyor. Mustafa Su, tüm bunlara rağmen global ekonomideki daralmanın hız kestiği son dönemde, özellikle 2009 yılının ikinci çeyreğinden itibaren, sigortacılık sektöründe de olumlu yönde prim artışı yaşanmaya başladığını belirtiyor. Krizin etkisi geçecek Mustafa Su'ya göre 2009 yılı, gerek küresel finansal krizin etkileri gerekse de yılın ikinci yarısında oluşan sel felaketi nedeniyle sigorta sektörü açısından zorlayıcı bir yıl oldu. Hayat dışı branşlarda sektörde reel bir küçülmenin yaşandığına da işaret eden Su, "2010 yılında krizin etkilerinin daha da azalması ile sektörün reel olarak büyümeye başlayacağını tahmin ediyorum" diyor. Mustafa Su'nun dikkat çektiği bir konu da faiz gelirleri. Finansal anlamda 2009 yılında faiz oranlarında kademeli bir düşüş yaşanmasına rağmen, ortalama faiz getirisinin halen iyi sayılabilecek durumda olduğunu söyleyen Su'ya göre 2010 yılında ortalama faiz gelirlerinin önceki yılın gerisinde kalması nedeniyle finansal gelirler daha düşük gerçekleşecek. Mustafa Su, yine de 2009 yılı için çok kötümser bir tablo çizmiyor. Yıl içinde sigorta sektörünün performansında krize rağmen bir artışın gözlemlendiğini kaydeden Su, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Reel olarak büyümenin 2010 yılı itibariyle yaşanacağını düşünmekle birlikte, önümüzdeki dönemde sektörde, risk seçimi ve fiyatlama konularında daha fazla çaba harcanmalıdır." Sel felaketinin etkisi 2009 yılında yaşanan ve sigorta sektörü açısından önemli gelişmelerden biri de sel felaketi. Mustafa Su, bu konuya da değinerek eylül ayında Marmara Bölgesi'nde meydana gelen sel felaketinin, sigorta sektörüne yaklaşık 700 milyon TL'ye ulaşan hasar maliyeti yarattığını kaydediyor. "Bu rakam, ülkemizde sel neticesi oluşan en yüksek hasar tutarıdır" diyen Su, hasar maliyetinin büyük kısmının, reasürans şirketleri tarafından karşılanacağını belirtiyor. Peki, bu boyuttaki sel felaketi reasürans anlaşmalarını etkileyecek mi? Bu soruya Mustafa Su, şu yanıtı veriyor: "Marmara Bölgesi'ndeki sel felaketi, bilimsel veriler ışığında, bazı ölçütlere göre 80, diğerlerine göre ise 500 yılda bir meydana gelebilecek nadir rastlanan, ancak beklenen bir doğa olayıdır. Sigortanın temel amacı, sık rastlanan risklerle beraber, bu tür nadir felaketlere karşı da koruma sağlamaktır. Reasürans şirketlerinin de büyük felaketlerin gerçekleşmediği yıllarda topladıkları sel primleri ile felaket hasarlarını karşılayabilecek şekilde bir fiyatlama yaptıkları düşünülürse anlaşmalarda sel felaketi sebebiyle herhangi bir koşulda değişiklik beklenmemektedir." Hasar ödeniyor, yara sarılıyor ama ekonomi kaybediyor Mustafa Su, eylül ayında yaşanan sel felaketi hakkında da şunları söylüyor: "Özellikle üretkenliğin ve üretimin çok daha önemli hale geldiği ülkemizde, ticari ve sınai faaliyet gösteren firmalarımızın sel felaketi tehdidine açık olan bu gibi bölgelerden uzak durması, üretimlerinin devamı açısından çok daha önemli hale gelmektedir. Her ne kadar hasar sonrası tazminatlar ödenerek, yaralar sarılmaya çalışılsa da sonuçta kaybeden aslında ülke ekonomisi olmaktadır. Genel olarak tüketicilere yönelik en önemli önerimiz ise hiç şüphesiz ki, sahip oldukları değerleri mutlaka sigortalamaları olacak. Ülkemizde sigortanın önemi maalesef çoğunlukla bu tarz üzücü olayların sonrasında hatırlanıyor. Ancak önemli olan sigortayı kötü bir durum yaşanmadan önce yaptırmaktır. Bu şekilde yapıldığı takdirde sigorta, olası bir olumsuzlukta tüketicinin en önemli güvencesi olacaktır." Noyan Doğan / Referans
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)