Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD), 2019 yılında Emeklilik ve Yatırım Fonları performanslarını ve fonlara artan ilgiyi açıklıyor. 06 Şubat 2020...
Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
FINANSGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Sterlinin dolar karşısında en son 1985 yılında görülen seviyelere düşmesi, İngiliz varlıklarına olan güvende bir çöküşe ve ödemeler dengesi kriziyle sonuçlanan aşağı yönlü dramatik bir sarmala yol açıyor.
Fon yöneticileri, analistler ve eski politika yapıcılar böyle bir senaryonun olası olmadığına inanıyorlarsa da, yatırımcılar geri dönmeden önce sterlinin biraz daha değer kaybetmeye ihtiyacı olabileceğinden de şüphe etmiyor değiller.
Reuters’tan Tommy Wilkes ve Dhara Ranasinghe’nin haberine göre, yatırımcılar ekonomik görünümden korkmaya başlayınca, sterlin 1,1407 dolara kadar düştü. Sterlin, Haziran ayının başından bu yana değerinin yaklaşık yüzde 10'unu kaybetti. Bu düşüş, dünyanın en büyük para birimlerinden biri için büyük bir hamle anlamına geliyor. Öte yandan, Goldman Sachs da, İngiliz ekonomisinin 2023 yılında yüzde 0,6 oranında daralmasını bekliyor.
Truss’tan yeni enerji planı
Finansgundem.com’un derlediği bilgilere göre, İngiltere'nin yeni başbakanı Liz Truss ise vergileri düşürmeye ve tüketici enerji faturalarının dondurulmasını finanse etmek için on milyarlarca sterlinlik ekstra devlet borçlanmasını kullanmaya hazırlanıyor. Bunun kolay olmayacağı açık ancak yeni enerji planının bugün içinde açıklanması bekleniyor.
Sterlinde düşüşün devam edeceğini öngören Mediolanum Asset Management Sabit Gelir Stratejisi Başkanı Charles Diebel, “Nispeten kasvetli bir ekonomik görünüm karşısında, piyasa son birkaç hafta içinde çok hızlı hareket etti. Bu, bir resesyon olacağı anlamına geliyor ancak resesyonun şiddeti İngiltere'de daha derin olacak” diyor.
Sterlinin daha da ucuzlaması gerekebilir
Uluslararası Para Fonu (IMF), İngiltere'nin gelecek yıl diğer tüm büyük ekonomilerden daha yavaş bir ekonomik büyüme ve daha kalıcı bir enflasyonla karşı karşıya kalacağını tahmin ediyor. Diebel, “Sterlin oldukça ucuz ama muhtemelen daha da ucuz olması gerekiyor” diyor.
Mohamed El-Erian da dahil olmak üzere birçok ekonomist, sterlinin yakın zamanda 1,10 dolara ulaşacağını tahmin ediyor ve bu da sterlinin mevcut seviyesinden yüzde 4 daha düşmesi anlamına geliyor.
Londra merkezli ekonomik araştırma şirketi Capital Economics de, G7 ülkelerinin ‘Plaza Anlaşması’ ile Reagan döneminin süper dolarını dizginlemek için harekete geçmelerinden hemen önce, 1985 yılı Mart ayında sterlinin gördüğü tüm zamanların en düşük seviyesi olan 1,05 dolar seviyesini yeniden test edebileceğini düşünüyor. Bilindiği üzere Plaza Anlaşması, 22 Eylül 1985 tarihinde Fransa, Batı Almanya, Japonya, ABD ve Birleşik Krallık'ın New York'ta bulunan Plaza Otel'de para piyasalarına müdahale ederek Japon yeni ve Alman Markı karşısında ABD Doları’nın değer kaybetmesi için yaptıkları antlaşma olarak tarihe geçmiştir.
Resesyon endişeleri ve enerji krizi
Yine de İngiliz varlıklarını düşürmeye yönelik bu acele, yükselen doğal gaz fiyatları ve yatırımcıları dolara sığınmaya iten küresel büyüme endişeleri de dahil olmak üzere birçok uluslararası gelişmeden de kaynaklanıyor. Bu sürede euro ve yenin de son on yılın en düşük seviyelerinde seyretmesi, bu etkenlerin şiddetini daha iyi açıklıyor.
Reuters'in 1-6 Eylül tarihlerinde yaklaşık 60 para stratejisti arasında yaptığı anket ise o kadar karamsar sonuçlar sunmuyor. Ankette ortak fikir, sterlinin bir ila üç ay içinde 1,16 dolar seviyesine gelmesiydi. Ayrıca, bu sürede sterlinin euro karşısında ya da trade-odaklı bir değerlendirmede çok fazla düşmediği de gözleniyor.
Ödemeler dengesi krizi ve IMF’den yardım talebi
Yine de, sterlindeki düşüş, 2016 Brexit referandumunun ardından görülen ve İngiltere'nin giderek daha değişken bir para birimine sahip yükselen bir pazar gibi davrandığına dair tartışmaları yeniden canlandırmaya yetiyor. Birçok yatırımcı bu tür karşılaştırmalara itiraz ediyor ve İngiltere Merkez Bankası gibi kurumlara olan güvenin güçlü olduğunu söylüyor.
Mediolanum'dan Diebel ise, İngiltere'nin 1976 yılında olduğu gibi yardım için IMF'ye başvurmak zorunda kalmasına benzer abartılı senaryoların tartışılmasının ise ‘alarm verici’ olduğunu belirtiyor.
Deutsche Bank ise, Truss yönetiminde Birleşik Krallık'ta bir ödemeler dengesi krizi riskinin ‘hafife alınmaması’ gerektiği konusunda uyarıyor ve yeterli fon olmadan büyük mali genişleme planı ihtimaline ve İngiltere Merkez Bankası’ndaki görev değişikliklerine atıfta bulunuyor.
Ağustos ayı yatırımcıların piyasadan çekilmesiyle birlikte bazı Birleşik Krallık tahvil fiyatları için rekor düzeyde kötü bir ay oldu. İngiltere’de devlet tahvillerinin 10 yıllık getirisi, 2011 yılından bu yana görülen en yüksek seviye olan yüzde 3.15'e yükseldi.
İngiltere, ödemeler dengesi krizlerine yabancı değil. Sterlin devalüasyonları Muhafazakar Parti yönetimlerinin önceki dönemlerinde de yaşandı ve sonu parti için pek iyi bitmedi. İngiltere'nin Avrupa Döviz Kuru Mekanizması'ndan çıkmaya zorlandığı 1992 yılında da sterlinde benzer bir çöküş yaşanmıştı. İngiltere'nin yeni maliye bakanı Kwasi Kwarteng ise yaptığı açıklamada, yatırımcılar için güven verici bir işaret olarak merkez bankasının bağımsızlığını yeniden teyit etmek istediğini söyledi.
İthal enflasyonu sorun olmaya devam ediyor
İngiltere Merkez Bankası oran belirleme komitesi eski üyesi ve şimdi Cambridge Econometrics danışmanı olan Andrew Sentance, ödemeler dengesi krizinin geçmişte kaldığına ve bu tür bir krizin yalnızca İngiltere'nin para biriminin değerini savunmaya çalıştığı zamanlar geçerli olduğuna inanıyor. Ancak Sentance, yine de İngiltere Merkez Bankası’nın sterlindeki düşüş konusunda normalden daha fazla endişelenmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
Sentance, “Dolar cinsinden fiyatlanan her şey bu yıl dolar bazında yüzde 14 oranında arttı. İthal enflasyonu, enflasyon için bir sorun ve tüketicileri sıkıştırmaya devam ediyor” diyor.
Truss’ın maliye politikası belirleyici olacak
Sonuç olarak, sterlinin görünümü, uluslararası tablonun iyileşmesine ve Truss'un ekonomi politikalarının bir resesyonun derinliğini ve uzunluğunu sınırlayıp sınırlayamayacağına bağlı olacak gibi gözüküyor. Daha genişleyici maliye politikası, özellikle enflasyon düşmezse, daha sıkı para politikası anlamına gelebilir. Sentance, “Eğer merkez bankası önümüzdeki birkaç toplantıda daha kararlı ve güçlü durabilirse, bu sterline bir miktar da olsa yardımcı olabilir” diyor.
Deutsche Bank’tan ‘sterlin krizi’ uyarısı
Liz Truss'ın kriz planı belli oldu: 130 milyar sterlin ayırdı!
İngiltere'den 20 milyar sterlinlik nükleer santral desteği
İngiltere’de fatura krizi: İmza kampanyası büyüyor
İngiltere'de yeni kabine açıklandı
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.