17 Ağustos kurbanları anıldı
17 Ağustos depremi kurbanı 17 bin 480 kişi, 16 yıl sonra Gölcük'te anıldı. Törende konuşan Bakan Işık, "O anları unutmamız mümkün değil" dedi
17 Ağustos 1999 günü saat 03.02’de meydana gelen ve asrın felaketi olarak adlandırılan 17 Ağustos depreminin 16. yıldönümünde Gölcük Kavaklı Sahilinde tören düzenlendi. Depremin gerçekleştiği saat 03.02'de saygı duruşu yapıldı, hayatını kaybedenler için anıta çelenk bırakıldı, denize güller atıldı.
Sahilin denize battığı noktada yapılan törenlere Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak, AKP Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, KOÜ Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Gölcük Kaymakamı Adem Yazıcı, Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, AKP Gölcük İlçe Başkanı İdris Alp ve depremde yakınlarını kaybedenler katıldı.
ELLİBEŞ: ŞEHİTLERİMİZ HARİÇ HER ŞEYİ GERİ GETİRDİK
Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, törende yaptığı konuşmada acıların halen dün gibi taze olduğunu belirterek, “O gün yaşanan tablonun ardından bir daha ayağa kalkmanın mümkün olmadığını düşünüyorduk. 6 bin deprem şehidi, bir o kadar engelli vatandaşımız oldu. Gölcük bir anda terk edilen bir şehir oldu. Gölcük maddi kayıplarını bir bir karşıladı. Ama şehitleri geri getiremezdik. Yapılan çalışmaların artık son adımlarını atıyoruz. Kentsel dönüşüm başlatıyoruz. Depremde insanlarımızı binalar öldürdü. Hükümetin çıkardığı yasa ile kentsel dönüşüm artık hız kazanması mümkün. Tüm vatandaşlarımıza açık bir çağrımız var. Devletin ilgili birimleri sizlerin bu konuda başvurularınızı bekliyor” dedi.
"ESKİ BİNALARLA İLGİLİ KORKUM VAR"
Depremden kalan binalardan dolayı korktuğunu belirten Belediye Başkanı Ellibeş, “Deprem yaşamış binaların Gölcük’te olmasından ben belediye başkanı olarak korkuyorum. Depremden önce var olan bina stokundan korkuyorum. Yeni binalarla ilgili sorunumuz yok. Eski binalarla ilgili korku ve tereddütlerimiz var. Bu korku ile yaşamak zorunda değiliz. Binalarımızı elden geçirmeliyiz. Yasadan kaynaklanan avantajları kullanmalıyız. Bir mezarda mı yoksa sağlam binada mı oturuyoruz. Buna bakmamız lazım. İlgili kurum ve kuruluşlar başvurularınızı bekliyor. Biz alt ve üst yapılarımızla yeniden yapılanmayı belli bir noktaya getirdik. Günlük yaşam aksamadan devam ediyor. Kentsel dönüşümü hızlı bir şekilde başlayarak sürdürmemiz gerekiyor. Üç bölgede kentsel dönüşüm başlaması için karar aldık” şeklinde konuştu.
"YÜREKLERİMİZDE HÂLÂ YANGIN VAR"
Belediye Başkanı Ellibeş’in ardından konuşan Gölcük Kaymakamı Adem Yazıcı ise depremin sadece ilçeyi değil, ülkemizi derinden etkileyen bir felaket olduğunu belirterek, “Gölcük depreminin 16. yıldönümünde hala acılarımız taze, hala yüreklerimizde yangın ve içimizde umutla bunu paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Hiç kuşkusuz ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu asrın felaketinde sadece ilçemiz değil Marmara bölgesi komple etkilendi. Ancak ne var ki bu tür doğal afetler bir şeyi ortaya çıkartıyor. Millet olarak birlik beraberliğimizi paylaşmayı yardımlaşmayı öğretiyor. Hiç kuşku yok ki bu asrın felaketinin yüreklerimizde açtığı yaraları bu ağır depresyonu bir çırpıda yok etmek mümkün değil. Bu yüzden bu etkinliklerimiz unutmayacağız, unutturmayacağız adı altında devam ediyor” dedi.
KOCAELİ BÜYÜK İŞLER BAŞARDI
Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, 16 yıl önce hayatını kaybeden deprem şehitlerine rahmet dileyerek başladığıı konuşmasında şunları söyledi:
“Gölcük’te yaşanan deprem her biriniz hafızasında onulmaz acılar ve yaralar bıraktı. Her birinizin maddi ve manevi kayıpları ve şüphesiz büyük üzüntüleri oldu. Yakınlarımızı canlarımızı kaybettik ama umudumuzu kaybetmedik. Bir daha o acıları yaşamamak bu bedelleri ödememek adına yaşadıklarımızdan ders çıkartarak daha iyi bir geleceği hep birlikte inşa etmeliyiz. Bu bizden başlayarak tüm dünyayı etkilemeli. Deprem bir yeryüzü gerçeği ama bunun bedellerinin ödenmemesi bizim sorumluluğumuz ve gayretimizle ilgili. Kocaeli bu değişim ve dönüşümde büyük işler başardı. Sönen umutlar canlandı. Bugün aramızda bulunan tanıkları iradeleriyle kaybettikleri uzuvlarına rağmen bitmek tükenmek bilmeyen iradeleriyle tüm dünyaya örnek oldu. Ben her birinizin gözlerinde yer alan o acıları cenabı Allah bir daha yaşatmasın diyorum.” .
UNUTMAK MÜMKÜN DEĞİL
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık da törende yaptığı konuşmada "O anları unummamız mümkün değil" dedi. Işık, depremde ve son günlerde yaşanan terör saldırılarında yaşamını yitiren şehitlere rahmet dilediğini belirterek, “Depremi Kocaeli’nde yaşamış bir kardeşiniz olarak o akşamı unutmamız mümkün değildir. O akşamın deprem öncesi sıcaklığını gece 03.02 anını, yaklaşık 45 saniye süren o anları ve o depremde hayatını kaybeden kardeşlerimizi unutmamız mümkün değil” şeklinde konuştu.
SERGİ GEZİLDİ
Konuşmaların ardından Dünya Kur'an-ı Kerim okuma birincisi Ali Tel, Kur'an'dan ayetler okudu. Bakan Işık ve yanındaki yetkililer, depremde çekilen fotoğraflardan oluşan sergiyi gezdi ve bilgi aldı.
YALOVA'DA TÖREN
Yalova'da, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenler için 03.02'de anma töreni düzenlendi.
Depremin 16. yılı dolayısıyla kent sakinleri, akşam saatlerinden itibaren felakette yıkılan binaların enkazı üzerine kurulan Deprem Anıtı'na akın etti.
Afette hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara çiçek bırakan vatandaşlar, anıtın içindeki fotoğraf sergisini de gezdi.
İl Müftülüğü görevlileri tarafından dualar okundu, ilahiler söylendi. Depremde yakınlarını kaybedenler, gözyaşlarına hakim olamadı.
Anma törenine Yalova Valisi Selim Cebiroğlu, Belediye Başkanı Vefa Salman, CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, kurum amirleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
SAKARYA'DA TÖREN
Sakarya'da, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde hayatını kaybedenler için felaketin meydana geldiği 03.02'de anma töreni düzenlendi.
Sakarya İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneğince (SİMDER) Kent Meydanı'nda gerçekleştirilen törende konuşan AK Parti Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu, Sakarya'nın 1943 ve 1967'deki depremlerin ardından 17 Ağustos 1999'da 20. yüzyılın en büyük felaketiyle tanıştığını söyledi.
Uncuoğlu, depremin üzerinden 16 yıl geçtiğini belirterek, "Değişen bütün yönetmeliklerimizle, hesap esaslarımızla, imar planlarımızla, mevzuatımızla depreme karşı daha güvenli yapı üretme disiplinimizi gerçekten koruduğumuzu, koruyabildiğimizi ve bütün sektördeki, toplumumuzun her kesiminin daha bilinçli yaklaştığını, deprem gerçeğini aklından çıkarmadığını biliyoruz" diye konuştu.
"DUAYLA ŞEHİTLERİMİZİ YAD EDECEĞİZ"
SİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Nafi Özdin de can ve mal kaybına sebep olan ve derin acıların yaşandığı 17 Ağustos Marmara Derpremi'nden bu yana 16 yıl geçtiğini hatırlattı.
Depremdeki kayıplar için dua etmekten başka ellerinden bir şey gelmediğini kaydeden Özdin, "Cenabıhak hepsine rahmetiyle muamele etsin. İmam hatip camiası olarak bu yıl şehitlerimizin ruhlarına ithafen bin bir hatmi şerif okundu. Bu gece şehrimizin güzide hafız ve hocaların okuyacağı Kur'an-ı Kerimlerin ardından yapacağımız duayla şehitlerimizi yad edeceğiz" ifadesini kullandı.
Konuşmaların ardından imamlar tarafından Kur'an-ı Kerim ve deprem kasidesi okundu.
Daha sonra İl Müftü Yardımcısı Yusuf Akkuş, depremde hayatını kaybeden 3 bin 891 "deprem şehidi" için okunan bin bir hatmin duasını yaptı.
Depremde hayatını kaybedenlerin yakınları gözyaşlarına hakim olamadı.
BİR GÜN EVLADINIZIN AYAĞINA TAŞ DEĞERSE BENİ ANLARSIZIN
Depremde evlerinin üzerine bitişikteki binanın yıkılması sonucu 12 yaşındaki kızı Tuğba'yı kaybeden Firdevs Akgül, gazetecilere yaptığı açıklamada, acılarının hala taze olduğunu söyledi.
Kızlarını sanki dün kaybetmiş gibi aynı acıyı yaşadıklarını anlatan Akgül, "O kadar çok duygulanmayabilirdim ama sergideki bir fotoğrafta bizim evimiz var. 5 katlı apartman üzerimize yıkılmış vaziyette. O an 'Yerin dibine doğru gidiyoruz' gibi zannettim. Eşimle konuşuyoruz ama kalkamıyoruz. O kadar şiddetliydi" şeklinde konuştu.
Akgül, yıkılan binayı yapan müteahhit ve mühendislere karşı dava açtıklarını, suçlu bulunarak tazminata mahkum edildiklerini ancak ödeme yapmamak için bütün mal varlıklarını kaçırdıklarını ileri sürerek, "Bu dünyada her şeyi kaçırabilirsiniz ama bir gün evladınızın ayağına taş değerse beni anlarsınız" değerlendirmesinde bulundu.
Hülya Bayraktar da depremde komşularını kaybettiklerini, o nedenle programda duygulandığını ifade ederek, "Allah'tan akrabalarımıza bir şey olmadı ama komşularımızı da seviyorduk tabii, akraba gibiydik. Unutamıyorum, o yüzden ağladım" dedi.