10 yıl sonra Türkiye ya küresel güç ya da kaos ülkesi!
Amerikan siyasi analiz şirketi Stratfor'un, 2010-2020 dönemi tahminlerinde, Türkiye'nin "güçlü ordusu ve ekonomisiyle gelecek 10 yılda da kendine güvenen bölgesel lider olarak ortaya çıkışını sürdüreceği ve bölgede hakim güç haline geleceği" belirtildi. Türkiye'de kaos olasılığı iddiasına yer yer...
Stratfor, her 5 yılda bir çıkardığı "10 yıllık tahminler" raporunu yayımladı. Buna göre, "gelecek 10 yılda radikal İslamcıların saldırıları devam etse de, ABD ile cihatçılar arasındaki savaş yatışacak ve bölgedeki iki büyük savaş, 2020ye kadar sona ermese de büyük ölçüde etkisini yitirecek."
Orta Doğuda İran, Afganistan ve Irak 2020 yılına kadar gündemdeki yerini koruyacak, ancak bölgedeki "tanımlayıcı" konular arasında olmayacak.
Gelecek 10 yılda çok daha önemli olacağını öngördüğü iki ülke olarak Türkiye ve Mısırı işaret eden raporda, "Türkiye, güçlü ordusu ve ekonomisiyle kendine güvenen bir bölgesel lider olarak ortaya çıkıyor. Bu gidişatın devamını ve Türkiyenin bölgedeki hakim güç olarak çıkışını görmeyi bekliyoruz. Gelecek 10 yılda Türkiyenin gücü ve etkisindeki büyüme, ABD ile cihatçılar arasındaki savaşın dineceğinden ve İran konusundaki dönüşümden emin olmamızın bir nedenini oluşturuyor. Akdeniz ve İran, hatta Kafkaslar ve Orta Asya arasındaki dinamikler, Türkiyenin yeniden ortaya çıkışıyla tanımlanacak" denildi.
Türkiyede kaos olasılığı iddiasına yer yer verilen raporda, "Tabii ki Türkiye, her ortaya çıkmakta olan güçte olduğu gibi, bu süreçte çok büyük iç gerilimler hissedecek. Türkiye için derin fay hattı, Atatürkçü gelenekle İslami gelenek arasındaki ilişki. Bu durum, ülkeyi kaosa sürükleyerek bu tahminleri boşa çıkarabilir. Bu mümkün olmakla birlikte, krizin, her ne kadar acı ve stres içinde geçse de gelecek 10 yılda idare edileceğini düşünüyoruz" yorumu ileri sürüldü.
MISIRIN DURUMU
Mısırın da 2020 yılına kadar, sınırları ötesindeki gelişmelere etkide bulunma kapasitesinden yoksun olduğu dönemden sıyrılacağının savunulduğu raporda şöyle devam edildi:
"Mısır da, Türkiye gibi laiklik ve İslam arasında sıkışıp kalmış durumda. Bununla birlikte, Türkiyenin yükselişi sürdükçe, Ankara ucuz işgücü ve ihracat pazarı için büyük bir kaynağa ihtiyaç duyacak. Bu sonuç, Mısır açısından hem kendine hem Türkiyeye katkıda bulunabileceği bir etkiyi doğuracak. Bu karşılıklı destekle, sadece Mısırın pasifliğinin sona ermesini değil, Mısır ile diğer bölge ülkeleri arasındaki sürtüşmenin artmasını bekliyoruz. Özellikle, İsrail, güçlü Türkiye ve yeniden ortaya çıkmakta olan Mısır arasındaki dengesini koruyacak yolların arayışı içinde olacaktır. Bu, onun dış ve iç politikalarını şekillendirecek."
Raporda, "bölgeden çekilmeye istek duyan ve Türkiye, Mısır ve İsrail arasında güç dengesinin ortaya çıkmasından mutlu olacak olan ABDnin de, her bir ülkenin bağımsızlıklarını koruyarak, bölgesel dengenin yaratılmasında rol oynayacak güce sahip olmasını teminat altına almaya çalışacağı" öne sürüldü.
Radikal İslamcı hareketlerin etkisini sürdüreceğinin iddia edildiği ve bunun ne Türkiye ne Mısır ne de İsrailin çıkarına olduğunun belirtildiği raporda, "Washingtonın, bölgede sorumluluğu ve gücü devrederek aradan çekileceği ve silah satışları, ekonomik teşvikler ve cezalarla durumu idare edeceği" ileri sürüldü. Raporda, "1. Dünya Savaşından bu yana ilk kez bölge, kendine yeterli bir bölgesel güç dengesini geliştirecek" ifadesi kullanıldı.
İRAN KONTROL ALTINA ALINACAK-
İran konusunun da gelecek 10 yıl içinde kontrol altına alınacağının öne sürüldüğü raporda, "Bu, askeri yolla mı, İranın izole edilmesiyle mi, mevcut ya da yeni bir rejimle siyasi bir düzenlemeye gidilmesiyle mi olur, bu net değil. Ancak bölgede büyük bir oyuncu olacak temel güce sahip olmayan İran, kontrol altına alınacak" ifadesi kullanıldı.
Raporda, Avrupanın da demografik nedenler ve kurumların oluşturulmasında yaşanan zorluklardan dolayı içe dönmeyi sürdüreceği belirtilirken, "Avrupalılar, toplumlarına uyum sağlamayan, ancak ekonomilerinin işleyişi açısından vazgeçilmez olan, özellikle Türkler ve Kuzey Afrika Müslümanları gibi göçmen nüfuslarıyla zaten önemli sorunlar yaşıyorlar. Gelecek 10 yılda bu göçmenler, ekonomik açıdan önemini koruyacak, ancak sosyal açıdan özümsenmeleri mümkün olmayacak. Daha fazla Türk evinde kaldıkça da Avrupa, uyum sağlamaları çok daha zor olan işgücü kaynaklarına başvurmak zorunda kalacak" denildi.
"Avrupada, yabancı işgücüne ekonomiye katkısı açısından bakan ve onlarla günlük teması en aza indiren elit kesimle, daha geniş nüfus arasında yeni gerilimin ortaya çıkacağının" öne sürüldüğü raporda, bu dinamiğin özellikle Fransa, Almanya ve İtalyada en keskin biçimde yaşanacağı savunuldu.
Raporda, eski Sovyet bloğunda yer alan ülkelerin bulunduğu bölgede ise, hızlı ekonomik kalkınmanın görüleceği tahminine yer verildi.
ABD ile ilgili olarak da raporda, "ABDnin bir yüzyılı aşkın süre önce başlayan ekonomik ve siyasi gücündeki uzun vadeli büyümesini devam ettireceği, dünya gücünün kalbinde bulunmayı sürdüreceği, ancak dünyadaki agresif operasyonlarından bir süreliğine çekilerek, gerekli olduğunda manipüle edecek şekilde bölgesel güç dengeleri modeline geçiş yapacağı" öne sürüldü.